Etiket arşivi: E. Tuğa. Türker ERTÜRK

Naci BEŞTEPE : Şehitler Ağlıyor; Yasaklarla Uğraşıyorsunuz


Şehitler Ağlıyor; Yasaklarla Uğraşıyorsunuz

portresi_kucuk

 

 

Naci BEŞTEPE
AYDINLIK, 1.9.14

 

Hayri KIRICI’yi Sessiz Çığlık eylemlerinde tanıdım.
Şehit babası bir emekli astsubay.
Acısı çok taze idi.
Oğlu  P. Yzb. Barış KIRICI 27 Ağustos 2012’de şehit olmuştu.
Bir yandan yüreğini yakan evlat acısı ile boğuşurken öbür yandan
yurtseverlerin tutuklanmasına tepki gösteriyordu.
Üzüntü kısa sürede kanseri getirdi.
Mücadele alanı üçe çıktı.
Yılmadan savaşıyor.
Tam bir Mustafa Kemal askeri.

NE GÜZEL SÖZLER

Cebeci Şehitliği’nde, ikinci şehadet yıldönümünde, Barışımızı andık.
Sınıf arkadaşları O’nu anlattı. Gururlandık.
Baba Kırıcı da Gnkur. Bşk. Org. Özel ile görüşmesini aktardı.
Org. Özel, acılı babayı makamına davet ediyor.
Şehit törenindeki vakur duruşu nedeniyle kutluyor.
Barış’la ilgili aldığı bilgilere dayanarak; TSK’nın, geleceğin bir komutanını yitirdiğini
bu sebepten Hayri Bey’in kendilerine baş sağlığı dilemesi gerektiğini söyleyerek onurlandırıyor.

Ne güzel sözler?
Ama gelin görün ki, iki yıl bitmiş hala Barış’ın şehit madalyası yok ortada.
Baba KIRICI, aklına her gelişinde oğlunu bir kez daha yitiriyor.

İŞGAL

Konuşmacılardan biri de E. Alb.Ümit YALIM idi.
Ege’de 16 adacığı Yunanların işgal ettiğini,
Yunan MSB’nın helikopterle bu adacıklara gelerek denetleme yaptığını,
Başta Gnkur. Bşk. olmak üzere kuvvet komutanları ve Ege Or. K.nın suçlu olduklarını ifade etti. (Bu konuyu 3 Eylül’de Ulusal Kanal’da işleyeceğiz)

Şehitlerimizin kemiklerinin sızladığını duyumsadık ve şehitlikten başımız eğik  ayrıldık.

NELERLE UĞARAŞIYOR?

Gnkur. Bşk.lığı vatan işgaline dur diyemiyor ama TSK’ya yıllarca onurla hizmet etmiş askerlere yasaklamalar getirmede başarılı.
Orduevi yasağından sonra 30 Ağustos’ta yeni bir yasak başlattı.
Ora. Nusret GÜNER, Kora. Atilla KEZEK, Tümg. Naci BEŞTEPE,
Harp Okullarının mezuniyet törenine davet edilmedi.
Ora. Güner’in telefonuna yanıt verilmedi.
Kora. KEZEK’e; “Yönerge değişikliği nedeniyle, İstanbul dışındaki amirallerin
davet edilmediği” bahanesi öne sürüldü. Oysa kendisi Dz. Eğitim K.lığı yaptığı için
o sınırlamaya girmiyordu.
Tuğa. Türker ERTÜRK, 30 Ağustos günü AYDINLIK’ta yazdı.
Davet ediliyor, sonra, protokol görevlileri gelip, katılmamasını istiyorlar.
Ayıbın ve vefasızlığın dik alası.

KUTLUYORUZ

Amiraller, yasaklamanın Dz. K. K . Ora. Bosatanoğlu’ndan değil
Org.Özel’den kaynaklandığı kanısındalar.
Ben de katılıyorum.
Ora. Bostanoğlu’nun inceliğine ve vefa duygusuna kezlerce tanık oldum.
O’ndan beklenen, bu uygunsuzluğa boyun eğmemesiydi.

Kora. KEZEK diyor ki:

– Öyle bir dönemdeyiz ki, hiçbir şey anormal gelmiyor.
– Bizim konuşmamız gereken, 2014 mezunu genç Harbiyelilerin geleceği olmalı.
– 2014 mezunu teğmenlere; Meslek yaşamları süresince emrinde görev yapacakları
üstün nitelikli komutanlar, en sevdiklerini emanet edebilecekleri silah arkadaşları,
emrettiklerinde sorgusuz ölüme gidebilecek personel ve şans dilerim.
Yolları açık olsun.

Aynı dileklerle genç teğmenleri kutluyorum.

================================================

Dostlar,

E. Tümg. Naci Beştepe TSK ve Türkiye adına çook acı notla düşüyor :

* “Şehitler Ağlıyor; Yasaklarla Uğraşıyorsunuz” diyor..
Gnkur. Bşk.lığı vatan işgaline dur diyemiyor
ama TSK’ya yıllarca onurla hizmet etmiş askerlere yasaklamalar getirmede başarılı.
…….

Türkiye bu zor dönemleri de aşacak ve her-kes tarihte hak ettiği biçimde anılacaktır..

*****

Bu gün 4 Eylül…

4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi
toplanmıştı..

Zaman çok ilerledi.. (05:28..) Günün izleyen saatlerinde bu konuyu işleyeceğiz..
Kongre’ye katılan ve Anadolu – Rumeli Müdafa-i Hukuk Derneklerini birleştiren, Heyet-i Temailiye’yi kuran ve başına Mustafa Kemal Paşa’yı getiren
38 yiğide, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere selam olsun 95 yıl sonra!

Sevgi ve saygıyla.
4.9.2014, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

Ceyhun BALCI : OLUR MU BÖYLE ŞEYLER?


Dostlar
,

İzmir’den meslektaşımız Sn. Dr. Ceyhun Balcı’nın aşağıdaki yazısı
oldukça çarpıcı 2 tema içeriyor..

İlki, eli kanlı katil Öcalan’ın hapishanede yapageldikleri ya da
yapmasına AKP iktidarınca izin verilen – göz yumulan eylemleri..

Öteki de E. Tuğa. Türker ERTÜRK paşanın, daha önce komutanı olduğu Deniz Harbokulu bitirme törenlerine Deniz Kuv. Kom. Bülent Bostanoğlu tarafından sokulmamasıdır.

Bu komutan, Mamak Askeri Cezaevinde beyin kanaması sonrası ölen
Albay Murat Özenalp‘in (3.5.14) Ankara Kocatepe Camisindeki cenaze töreninde de bizzat emekli askerler – özellikle denizciler ve biz dahil sivil halk tarafından şiddetle protesto edilmiş ve çok bozulmuştu.
Çok sayıda koruma ile törenden ayrılırken de protestolar sürüyordu..

Şimdi de böylesi bir vefasızlık ve ağır nezaketsizlik..

  • Deniz Harbokulu, Deniz Kuv. Kom. Bülent Bostanoğlu’nun babasının çiftliği değildir! Bu özverili Halkın malıdır!

Kendisini esefle kınıyoruz..
Kamuoyu önünde Sn. Türker Ertürk amiralden (E) ve halktan
özür dilemeye çağırıyoruz.

“Yazıklar olsun!” diyoruz kendisine..

Tarihte bu ayıpla anılmasın.. En hafifinden yasakçı / vefasız / değerbilmez… vb. dilimizin yazmaya elvermediği daha ağır sıfatlarla anılmasın..
Örn. aşağıdaki yazıda “…üzerlerinde komutan üniforması taşıyan
ama 
asla komutan olamamış..” göndermesi yapılmakta.. 

Herkes gibi Ora. Bostanoğlu da yarın geçer gider;
çoluk çocuğu utanca boğulmasın..

Çok ayıp ettiniz Bostancıoğlu amiral çoookkk!..
Bir Türk Amiraline, Barbaros’un torunlarına hiiiç ama hiç yakışmadı..
Biz bir insan ve T.C. Yurttaşı olarak çok utanıyoruz..
Ya siz ??

(http://ahmetsaltik.net/2014/08/31/turker-erturk-hayirli-olur-mu/
adresindeki yazımıza da bakılması dileğiyle..)

Sevgi ve saygıyla.
30.8.2014, Ayder – Rize

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=======================================

GÖZDEN KAÇMASIN!
OLUR MU BÖYLE ŞEYLER?

portresi

 

 

Dr. Ceyhun BALCI,
30.08.2014

 

Bir eli kanlı katil üstelik hüküm giymişken ve kendisiyle ilgili tüm hukuk yolları tüketilmişken demir parmaklıklar ardında avukatlarıyla görüşebilir mi?
Gönülsüzce “evet” diyelim! Beterin beteri olduğunu bilerek!
Aynı eli kanlı katil

“Söyleyin bakana 50 yasa çıkaracak!”

diye tehditler savurabiliyorsa ya da ana muhalefet önderine

“Söyleyin Kemal’e diyerek…”

akıl öğretebiliyorsa avukatlarla görüşme solda sıfır kalır!

Bunların hepsi demokrasi gereği denilerek geçiştirilebilir!
Kim bilir belki de öyledir!
Bizlerin bildiklerini gözden geçirmesi bile gerekebilir!

Bir emekli komutan (Türker Ertürk) önceki yıllarda komutanlığını yaptığı Deniz Harp Okulu’nun bu yılki mezuniyet töreninden görevdeki komutan (Bülent Bostanoğlu) marifetiyle uzak tutulmaya çalışılır mı?

http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/117-tuerker-ertuerk/49914-turker-erturk-hayirli-olur-mu.html

Eli kanlı katilin (Abdullah Öcalan) yaptıklarıyla bir araya geldiğinde
bu son örnek Türkiye’nin içine düşürüldüğü durumu fazlasıyla açıklar!

Bir değişmez kuralı anımsamak gerekişe!

Hiçbir despot / diktatör birilerinin yardımı (daha doğrusu işbirliği) olmadan hedefine varamaz! Silah arkadaşları kumpas kurbanı olmuşken;
görevdeki üst düzey komutanların işbirlikçi ve kraldan çok kralcı tutumu
bu 30 Ağustos’un önde gelen olayıdır!

Aklı başında herkes, üzerlerinde komutan üniforması taşıyan ama
asla komutan olamamışları iyi tanımalıdır!

Bunlar tanınırsa ve yaptıkları kavranırsa başrollerdeki despotlara kızmanın yanı sıra yardımcı oyuncu konumundaki işbirlikçilere de odaklanılması
söz konusu olabilir!

MUSTAFA KEMAL Anlatıyor : 10 Ağustos 1915; Conkbayırı


Dostlar
,

10 Ağustos 1915 Conkbayırı utkusu ve olayını anmadan geçmemeliyiz.

12. CB / Yarıbaşkanı seçimi Türkiye gündemini tutsak almamalı..

Geçtiğimiz yıl bu konu hakkında yazdığımız yazıyı, 99. yılında yeniden paylaşmak isteriz.. (Yine sitemizde paylaştığımız Sn. E. Tuğa. Türker Ertürk‘ün konuya özel görsel iletisine de bakılması…)

Gelecek yıl, bu kritik tarihsel Conkbayırı olayının 100. yılıdır. Dünya siyaset,
uygarlık, savaş tarihi açısından son derece öğretici, öğreti (doktrin) koyucu bir olgudur.
Başta TSK olmak üzere, önemine uygun biçimde anılmak üzere şimdiden hazırlık yapılmalıdır.

Genç subay Albay Mustafa Kemal, askerlerine dövüşmeyi –  savaşmayı değil;
“ÖLMEYİ” emredebilmiştir! 1. Anafartalar Utkusu (zaferi) bu olağanüstü,
benzeri daha önce harp tarihinde olmayan, askeri taktik ve stratejinin ürünüdür.

Mustafa Kemal’in askerleri vatanları için, tarihte örneği olmayan bir biçimde aldıkları buyruk gereği “ÖLÜRKEN“, arkadan gelenler yetişmiş ve işgalci İngiliz birlikleri
geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

Yine Mustafa Kemal’in kendi anlatımında görüldüğü üzere,
işte muharebenin kazanıldığı an, o an” dır.

CONKBAYIRI şehitlerine ve yaşamda olmayan gazilerine,
bu kurtuluş destanını yaratan tüm kahramanlara; Başta YÜCE ATATÜRK olmak üzere selam olun!

Sevgi ve saygıyla.
11.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

================================================

MUSTAFA KEMAL Anlatıyor : 10 Ağustos 1915; Conkbayırı

Cephede askerlerinin arkasında değil önünde Kemal Paşa..

İngiliz siperlerine 20-30 m yaklaşıyor ve oradan birliklerine saldırı emri veriyor kırbacı ile. Dünya askerlik literatüründe eşi benzeri görülmemiş bir örnek..
İşte Conkbayırı Gazisi Mustafa Kemal Paşa böyle bir insan..
Şarapnel göğsündeki saati parçaladı ve mutlak bir ölümden kurtuldu.

Bu vatan kolay kurtulmadı. Öğrenmek ve vefalı olmak namus borcumuzdur.
Yüce ATATÜRK ve tüm dava-silah arkadaşlarına, şehit  ve gazilere (kaldı mı ki??)
98 yıl sonra selam olsun gönülden kopan..

**************************

MUSTAFA KEMAL Paşa Anlatıyor             :

10 Ağustos 1915, Conkbayırı

Conkbayırı’nı almak ve bütün boğaza hâkim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı.

Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzere idi.
8. Tümen komutanı ve diğer subaylarını çağırdım.

Mutlaka düşmanı mağlup edeceğinize inanıyorum.
Ancak siz acele etmeyin evvela ben ileri gideyim.
Size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.. dedim.

Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim.
Hücum baskın tarzında olacaktı.
Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 m yaklaştım.
Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı’nda çıt çıkmıyordu.
Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu.

Kontrol ettim.
Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim.
Saat 04.30’da kıyametler kopmuştu İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı.
Allah Allah sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yırtıyordu.

Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hâkim olmuştu.
Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor
her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu.

Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı,
sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu.

Olayı Yb. Servet Bey’den başka kimse görmemişti.
O’na parmağımla susmasını emrettim.

Çünkü vurulduğumun duyulması cephelerde panik yaratabilirdi.
Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu.
O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım.
Yalnız bu şarapnel, kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı.

Aynı gün gece yani 10 Ağustos 1915 günü beni mutlak ölümden kurtaran
ve parçalanan saatimi Ordu Komutanı Liman Von Sanders Paşa’ya
hatıra olarak verdim.

Çok şaşırmış ve heyecanlanmıştı.
Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler.

Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve
Çanakkale’nin geçilmeyeceğini iyice anlamış oldular..”

============================

Kahramanlara 98 yıl sonra ödenemez bir minnet ve şükranla..

Sevgi ve saygı ile.
Elazığ, 10.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Genelkurmay Başkanı Sn. Org. Necdet ÖZEL Paşa’ya Açık Mektup…


Genelkurmay Başkanı Sn. Org. Necdet ÖZEL Paşa’ya Açık Mektup… 

Dostlar,

Değerli E. Tuğa. Türker Ertürk, aşağıdaki yazısını 12.11.2013’te bize ulaştırmıştı..
Biraz ağır bulduk ve TSK’yı kurumsal olarak yıpratma hakkımızın olmadığını düşündük, yazıyı beklemeye aldık. Ancak aradan 8 ay geçti ve haksız – hukuksuz yasak kararının genişletilerek uzatıldığını öğrendik, ilk 6 aylık tuhaf Orduevi yasağının ardından..

Bu yazıyı, bize göre biraz “tepkisel” de olsa (Sn. Ertürk’e göre “az” bile olabilir!?) yayımlama zamanı geldi, geçiyor.. (Aşağıda sunuyoruz..)

Gn. Kurmay Bşk. Sn. Özel geçtiğimiz hafta “zona” hastalığına yakalandı.
Ağır geçiriyor olmalı ki, GATA’ya yatırıldı ve 15 gün de hekim raporu verildi.

Çook kıdemli (38 yıl!) bir hekim olarak söyleyelim.. Zona virüs etmenli (viral, virütik)
bir hastalıktır. Sinirleri tutar.. Özellikle kaburgalar arasındaki interkostal duyu sinirlerini..
O bölgede ağrılı veziküler döküntüler (içi sıvı dolu kabarcıklar) oluşur.
Hastalığın 2 temel niteliği vardır :

1. Son derece ağrılıdır (nevralji), dayanılması güçtür; güçlü ağrı kesicilerle
ağrı yönetimi yapılmalıdır.

2. Nedeni; bağışık sistemin değişik nedenlerle, başta stres olmak üzere (bulaşıcı hastalıklar, kanser, beslenme bozuklukları, aşırı yorgunluk vb.) zorlanması ve
bir ölçüde de yetersizliğe düşmesidir. Organizma bir anlamda alarm vermekte ve
“imdat” çığlığı atmaktadır gerçekte.

Sn. Org. Özel’e elbette bir insan ve hekim olarak hızla şifa dileriz öncelikle.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA‘nın deyimi ile özel Paşa ,“İyileş de gelecek olsun!”

Ancak, yaşananları açık deyimle ve üzüntüyle

  • AKP İKTİDARININ T.C. GENELKURMAY BAŞKANI ORG. NECDET ÖZEL’e ZONA DÖKTÜRDÜĞÜNÜ… saptamamız gerekecektir.

Dileriz, bu musibet bir işlev yüklensin ve Sn. Komutan Özel, “özel bir muhasebe” yapsın,
hiç yoktan kendi vicdanına özeleştiri versin daha çok gecikmeden..
Şu eli kulağında kritik Yüksek Askeri Şura öncesinde özellikle..

  • Paralel yapı” kılıflı gerici – şeriatçı kılıcın TSK’yı bir kez daha doğramasına var gücüyle karşı koyması zorunluğunu anımsatsın..

Haydi Necdet Paşa, toparla kendini.. Hala çok geç değil..

Ertürk Amiral, hiç de haksız olmamak üzere;

  • “Açılım”ın önünü açabilmek için kafeslenmiş ve zindanlara atılmış askerlerini koruyamıyor ise..”

diye çok ağır bir suçlama getiriyor size.. Siz, bundan sonra atacağınız doğru – yürekli – yurtsever adımlarla bu çoook olumsuz ve haketmemeniz gereken izlenimi silebilirsiniz..
Silmelisiniz.. Çoluk- çocuğunuza olumlu – onurlu bir kalıt bırakmalısınız..

Haydi Sayın Paşam, son kredilerimizi de size sunuyoruz..

  • Haydi Sayın Özel; yığınakta hata yaparak ülkemizi de kendinizi de bitirmeyin..

Biz, her şeye ve peeek çok kimseye karşın sizden umudumuzu kesmedik.
Siz, en azından o Peygamber Ocağı’nın ürünüsünüz ve 45 yıldır bizim de finanse ettiğimiz (15 yaşından beri çalışıyor ve vergi veriyoruz..) karavanayı yediniz..
Bunları yazmaya hem hakkımız var hem de 26+ yıllık bir hekim üniversite hocası olarak boynumuzun borcudur.

Ülkeye ve Ulusa iliklerinize, hücrelerinize dek, ölene dek.. minnet borçlusunuz..

Bu yazıda bile, inançlarınız gereği, şu Ramazan günü bir “hayır” bulabilirsiniz..
Sahi, durup dururken bu yazıyı biz neden yazdık ki Sn. Özel ??

Mektubun tek sayfa A4 pdef formu : Genelkurmay_Baskani_Necdet_OZEL’e_Acik_Mektup

Sevgi ve saygı ile.
14 Temmuz 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

===================================================

KOMUTAN KİMDİR??

portresi_sade

 

 

Türker ERTÜRK

 

 

Arkadan hançerlendiğimizi hafta sonu Milli Merkez’in düzenlediği Forum’a katılmak için gittiğim Mersin’de öğrendim. Genel Kurmay Başkanlığı yazılı emir vermiş ve bu köşenin yazarının da aralarında bulunduğu toplam 28 emekli ve muvazzaf askerin orduevlerine girişini yasaklamış. Yasaklama listesinde toplam 5 emekli general ve
amiral var. Bu 5 ismin yasaklanması bizzat Necdet Bey tarafından istenmiş.

Dün akşam Bağdat Caddesi Forumu’nun düzenlediği konferansta konuşmacı olarak Caddebostan Kültür Merkezi’ndeydim. Yarın İzmir’de, Cumartesi Beşiktaş’ta haftaya Salı Bakırköy’deyim.

İstifa ederek mesleğimden ayrılmamın üzerinden tam olarak 40 ay geçti.
Bu süre içinde çıktığım televizyon ve radyo programları, küçük çaplı sohbetler dışında ortalama olarak her hafta bir yerde konuşmuşum. Bu zaman içinde yalnız Türkiye’de değil Türklerin yoğun yaşadığı dünyanın her yerine gitmişiz. Mesafeleri üst üste toplayınca dünyanın çevresini iki kez dolaştığımızı söylersek
yanlış olmaz.

Konuştuğumuz yerlerde Atatürk’ü, Türk DevrimleriniTürkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideolojisini, tarihimizi, ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik önemini, denizciliğimizi, emperyalizmin ülkemiz ve bölgemiz hakkında geliştirdiği projeleri, Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi operasyonel hukuk davalarını, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yapılan tertibi, denizcilerimizin niçin öncelikli hedef olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

TSK İç Hizmet Yönetmeliği, subaylar, askeri memurlar ve astsubaylar ile bunların emeklilerinin orduevleri ve askeri gazinoların doğal üyeleri olduğunu belirttikten sonra bunların hangi durumlarda girişlerinin geçici veya sürekli olarak yasaklanabileceğini belirtmiştir. Bu durumlar şöyle özetlenebilir.

İrticacı, yıkıcı ve bölücü müyüz?

1. Orduevi ve askeri gazinolarda siyasal konuşma yapanlar, siyasal telkin ve öneride bulunanlar, yasal ve yasa dışı siyasal parti ve örgütlerin propagandalarını yapanlar,

2. Sarkıntılık, ırza tecavüz ve askeri haysiyet ve şerefe dokunan fiilleri işleyenler,

3. İrticai, bölücü ve yıkıcı faaliyetler içinde yer alanlar,

4. Emeklilerden, muvazzaflık dönemde bulunduğu görev ve görev yerleri hakkında demeç veren, yazı yazan, açıklamalarda bulunan, amir ve komutanlara karşı
güven duygusunu yok etmeye yönelik söz ve davranışta bulunanlar.

Şimdi merak ediyorum Necdet Bey,
Bu maddelerden hangisine dayanarak bizim 6 ay süre ile Orduevlerine girişimizi yasaklamıştır. Yazdıklarımız ve konuşmalarımız ortada!
Yoksa irticacı, yıkıcı ve bölücü müyüz?

Bugüne dek Necdet Bey hakkında “Ters L, Topukcan, Tombalak“ olmak üzere
neler söylenmedi ve yazılmadı ki! Arşivlere girin ve sosyal paylaşım sitelerine bakın,
ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak. Bunların hiçbirinin yanında olmadık,
çünkü başka bir Silahlı Kuvvetleri’miz yoktu!

Nereye gitsek emeklisinden görevdekine, büyüğümüzden küçüğümüze dek her düzeyde askerin teveccühüne mazhar oluyoruz (AS: sevgisiyle karşılaşıyoruz..).
Eğer biz görevde iken emrimizdekileri satsaydık, sahip çıkmasaydık istifa ettikten sonra susup keyfimize keyif katsaydık bunlar olabilir miydi? Yasak duyulur duyulmaz yalnızca Türkiye’den değil dünyanın her yanından binlerce ileti aldığımı “Bizim evimiz sizin orduevinizdir“ çağrısı ile karşı karşıya kaldığımı biliyor musunuz?

Niçin 6 ay, deneme süresi mi? Eğer susar bu hukuksuzluklara, göz göre göre bölünmeye ve parçalanmaya doğru gidişe ve emperyalist işbirlikçiliğine ses çıkarmaz isek beni affedecek misiniz?

Yasak şeref madalyasıdır

Bu yasak benim için onurdur ve şeref madalyasıdır. Ya o listede benim adım olmasaydı, ben ne yapardım? Halkın önüne konuşma yapmak için nasıl çıkardım?

Çok sevdiğim mesleğimden ayrıldıktan sonra geçen bu 40 ay içinde 10 kez bile Orduevlerine girmediğimi biliyor musunuz? Yine bu süre içinde TSK’ya ait kış ve yaz kamplarından yararlanmadım ve yararlanma girişiminde bile bulunmadım.
Ayrıca susarak, TSK’ya ait arpalıklardan huzur haklı yönetim kurulu üyeliği istemim de olmadı!

Bu nedenle bana getirilen bu yasaklama kararı, yalnızca TSK ile olan manevi bağıma saldırıdır. Üç kuşaktır asker ve denizci olan ve istiklal savaşı madalyası taşıyan bir aileye düşmanca bir saldırıdır. Asla affedilmeyecektir.

Kimi vardır oturduğu makama şan ve şeref verir, kimi vardır oturduğu makamın saygınlığını aşındırır ve beş paralık eder.

Bir komutan, “Açılım“ın önünü açabilmek için kafeslenmiş ve zindanlara atılmış askerlerini koruyamıyor ise Reşat Çiğiltepe’yi düşünür ve gereğini yapar!

Niye Necdet Bey biliyor musunuz? Çünkü bilgisi, tavrı, önderliği ve yıkılmaz iradesi ile kıtayı, birliği, uçakları, gemileri, orduları ve donanmayı peşinden gelmeye mecbur eden kimse, komutan odur!

Saygılar sunarım.
(12.11.2013)

Panel : İSMET İNÖNÜ ve BİLİM


Dostlar,

Aramızdan ayrılışının 40. yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Adamı
saygın insan,

2. Cumhurbaşkanımız İsmet İNÖNÜ’yü anma

bağlamında anlamlı bir panel..

Bizim de üyesi olduğumuz Ankara Üniversiteliler Derneğinden..
AFİS

Sevgi ve saygı ile.
25.12.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net