Etiket arşivi: SİYASAL DİNCİLİK

SİYASAL DİNCİLIK NEDİR?

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

İşin en kısa özeti şöyledir :
Siyasal dincilik demek, siyasal dinci partilerin, kendi siyasal iktidarlarını kalıcı duruma getirebilmek için kapitalizmin küresel gücünden yararlanabilmek amacıyla, İslam dinini kapitalizm ya da serbest piyasa ekonomisi kuralları ile harmanlamak ve evlendirmektir. (AS: İslamiyeti emperyalist kapitalizmin buyruğuna sokmak!)

Bu tür iktidarların temel ve kalıcı politikası, kapitalizme sürekli pazar bularak ve zenginlere de kamu kesesinden sürekli kaynak aktararak iktidarda kalmaktır. Demokrasiyi, yalnızca kendi işine geldiği ölçüde benimsemek ve araçsallaştırmaktır.

Geniş kapsamlı, iktidarı övmeye programlanmış ama iktidarı eleştirmeye kapalı bir medya desteğine sahip olabilmektir Siyasal iktidar tekelini sürdürebilecek, Güçler Birliğine dayalı bir hukuk ve yargı sistemi kurabilmektir. Tıpkı monarşilerde olduğu gibi, bütün yetkilerin tek kişide toplandığı ve her şeye yine tek kişinin karar verdiği bir parti devleti kurabilmektir.

Yoksulları da; ilahi yazgı ya da kader diyerek içinde yaşadıkları olumsuz ve kötü koşullardan başka bir seçeneklerinin olmadığına, özellikle de dini siyasete alet ederek, inandırmaktır. Sonra da genelde cahil kalmış ya da cahil bırakılmış; sosyal ve ekonomik açıdan zayıf, güçsüz, yoksul ve bilinçsiz kitleleri ırk, vatan, bayrak, din, gibi kutsalların beka tehlikesi içinde olduğu konusunda yaratılan algılarla zihinlerini yıkamaktır.

  • DİNCİ SIYASAL İKTİDARLARİN AMACİ CAHİL VE YOKSUL KİTLELERİ CEHALET VE YOKSULLUKTAN KURTARMAK DEĞİLDİR.
  • ÖZELLIKLE DİNCİLIK KOZUNU ETKİN BİÇİMDE KULLANARAK, YANİ DİNBAZLIK YAPARAK, BU GENİŞ KİTLENİN İÇİNDE BULUNDUĞU CEHALET ve SEFALET KOŞULLARİNI KALICILAŞTIRIP ONLARI KENDI VERİLİ KOŞULLARINDA SANAL OLARAK MUTLU ETMEYE CALIŞMAKTIR.

Ayrıca yoksul ve cahilleri, dış ve iç düşmanların varlığı ile ikna / tehdit edip korkutarak / aldatarak, sahip ve köle ilişkilerine benzer biçimde, ölmeyecek ölçüde sadaka kültürünü de devreye sokarak, bitmez tükenmez sabır, kanaat ve itaat telkin etmektir.

Cehennemden ebedi kurtuluş ve cennette de sonsuz egzotik ve fantastik yaşam vaadi ile cahil halkı, siyasal iktidarın asla tercihlerini değiştirmeyecek sadık dinci iktidar yandaşları durumuna getirmek demektir.

  • Başka bir deyişle siyasal dincilik dindarlık değil, dinbazlıktır.

Toplumdaki cahil bırakılan geniş kitleleri, sayın Yaşar Nuri Öztürk‘ün deyimi ile “Allah ile aldatmak“tır.

Türkiye’deki siyasal rejimin ne olduğunu ise sizlerin eğitim, akıl, zekâ, gözlem, algılama ve siyasal anlayışına bırakıyorum.

Sözün özü                   :
Cehalet yenilgiye uğratılmadan, akıl ve bilim odaklı ve insan merkezli bir anlayış egemen kılınmadan, sözde değil özde olarak, hukukun üstünlüğüne dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir devlet anlayışı egemen olmadan aldatmalar, aldanmalar, açlık, sefalet, geri kalmışlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik sürer.

Ayrıca İslam ülkeleri ve toplumlarının   :

a- Birlikte ve barış içinde yaşayabilmeleri için mutlaka çoğulcuğu yani laikliği keşfedip benimsemeleri gerekir. Toplumsal huzur (erinç) ancak duygudaşlık (empati) yapıp, inanç ve düşünce olarak size benzemeyenlerle adil biçimde varlık ve yaşam haklarına inanmak ve saygı duymakla olanaklı olur.

b- Aklın ve bilimin kavrayış açıcı, değiştirici, iyiye ve güzele doğru geliştirici, ekonomik ve toplumsal refahı (gönenci) artırıcı ve çağdaş uygarlığa dönüştürücü
gücünü görmeleri ve uygulamaları gereklidir.

  • Geri kalmışlık, açlık, sefalet ve en önemlisi de cehaletten kurtulmak mutlaka bunu gerektirir.

SİNAN OĞAN’IN BÜYÜK SİYASAL ve İDEOLOJİK U DÖNÜŞÜ ÜZERİNE KISA NOTLAR

Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Vatanımızı kurtaran, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk:
– Teokratik ümmetçi din devletine son verdi.
– Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurdu.
– Millet iradesini en üstün konuma yükseltti.
– Saltanatı kaldırdı,
– Hilafeti kaldırdı.
– Hukukun üstünlüğüne dayalı anayasal bir ulus devlet kuruldu.
– Halkımız ümmetçilikten ve saltanata kul olmaktan kurtuldu.
– Hepimiz, ümmet yerine millet, saltanata kul olmak yerine özgür yuttaş ve birey olduk.
– Milliyetçi, milletini seven demektir.
Atatürkçü olmak, Atatürk milliyetçisi olmak demektir.
– Atatürk milliyetciliğı ırkçı değil tarihsel ve kültüreldir. Sınırsız vatan, bayrak ve millet sevgisine dayanır.
***
Türk Milleti kimdir?

ATATÜRK’E göre, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.

Devletin resmi kurtuluş ve kuruluş ideolojisi olan Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik ideolojini
devletten kovmaya çalışıp, onun yerine siyasal İslamcılık ya da siyasal dinciliğin ÜMMETÇİLİK ideolojini resmi devlet ideolojisi yapmaya çalışan Cumhur ittifakı saflarına koşan Sayın SİNAN OĞAN‘ı artık bu koşullarda ATATÜRKÇÜ saymak büyük bir tutarsızlık örneği olur.

Sinan Oğan’ın, Atatürkçülerden oy isteyip sonra ümmet ideolojisini savunanların saflarına katılması tam bir tutarsızlıktır.

Yapılan tam ve büyük bir u dönüşüdür, ideolojik ve siyasal çelişki örneğidir.

O’nun “ATATATÜRKÇÜ ve ATATATÜRK MİLLİYETÇİSİ” olduğunu sanıp, Sinan Oğan’a oy verenlere duyurulur.

Peki 2. turda sizler kimi destekleyeceksiniz?

  • Atatürkçüleri mi, siyasal dinci ve ümmetçileri mi?

KARAR SİZLERİN…
***
YOZ SİYASET DÜZENİ

Eğer kirli dönerse, siyasetin çarkları,
Milletini bölerse, dinbaz din odakları,
Hamaset üfürürse şöven fırıldakları,
Zengine meze olur, yoksulların hakları

SİYASAL DİNCİLİK NEDİR?

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

SİYASAL DİNCİLİK dinin ve dinsel değerlerin ilahi, uhrevi, kutsal yapıdan soyutlanıp, dünyevi ideoloji biçimine dönüştürülerek iktidar olma ve iktidarda kalma aracı olarak kullanılmasıdır.

Siyasal dincilik dindarlık değil dinbazlıktır, dinden çıkar devşirmektir.

Siyasal ve ekonomik çıkarcılığı din ambalajına sararak, toplumu din ve Allahla aldatmaktır.

Bu süreç, yani dinin siyasal bir araca dönüştürülmesi, “Halifelik” adı altında Emevi, Muaviye iktidarı ile başlamış ve din görünümlü bir saltanat ideolojisine bürünerek tarih boyu süregelmiştir. Atatürk dönemi dışında, özellikle 1950’den başlayarak ideolojileştirilmiş din maskeli iktidarlar, günümüze dek kesintisiz sürmektedir.

Siyasal rejim gerçek anlamıyla tam laikleşmeden din sömürüsü bitmez. Çünkü dinciliğin panzehiri laiklik ve çoğulcu demokrasidir.

  • Türkiye Cumhuriyeti, demokratik ve laik bir anayasal düzen üzerine kurulmuştur.

Laiklik ve demokrasi karşıtlığı, aynı zamanda anayasal rejim karşıtlığı demektir.

Laiklik bireyler, toplum ve devlet olmak üzere, 3 düzeyde, çok özetle şöyle açıklanabilir:

  • Bireysel açıdan laiklik din ve vicdan özgürlüğüdür.

Laik rejimlerde birey dinler ve mezhepler arasında istediğini seçebilir ya da inançsız kalabilir. Kimse kimsenin dinine, mezhebine ya da inançsızlığına karışamaz. Bireylerin her türlü İnancı ya da inançsızlığı devlet ve hukuk güvencesindedir.

Sosyolojik ya da toplumsal açıdan laiklik çoğulculuğun keşfidir. Sivilleşmedir. Teokratik, tekçi (monist) bir kültürden (ekinden) çoğulcu (pluralist) bir kültüre terfi etmektir. Çoğulculuk ve farklılıklara dayalı dayalı inançlar demokrasisidir. Farklı inanç sahipleri ya da inançsızlarla birlikte dostça ve barış içinde bir arada yaşayabilmektir.

Devlet açısından laiklik, din ve devlet işlerinin mutlaka her yönüyle birbirinden ayrılmasıdır. Devletin her türlü farklı inanç kümelerine karşı, yansız ve eşit uzaklıkta kalmasıdır. Nimette, külfette, hukuk karşısında, kamu hizmetlerinden yararlanmada ve kamu görevlisi olmada hiçbir ayrımcılık yapmamaktır. Irkına, rengine, cinsiyetine, dinine, mezhebine… bakmadan herkesin istisnasız (ayrıksız) yasalar önünde eşitliğidir.

  • Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın anlamı tam da budur.

SİYASAL DİNCİLİK NEDİR?

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Vatandaş soruyor: ” Hocam siyasal dincilik ya da siyasal islamcılık nedir? En kısa biçimde anlatabilir mısınız? Uzun anlatımları kimse okumuyor.”

Öz olarak iki maddede özetlemeye çalışayım. Siyaset kuramı ve sosyolojisi açısından, siyasal dincilik:

1- Dini siyasete alet etmenin, kutsal inançları ideolojileştirmenin, laiklikten uzaklaşmanın, devleti yönetme gücünü milli iradeden (AS: ulusal istençten) almak yerine, din gücüne sarılmanın, din ve devlet işlerini birbirine karıştırmanın, siyasal gücünü sürekli duruma getirebilmek için halkın kutsallarını duygusal olarak sömürmenin pratikteki (AS: uygulamadaki) adıdır.

2- Demokratik kurallar ve vaatlerle seçimlerde halktan halktan oy devşirip, iktidar olduktan sonra, devleti ve toplumu, dindar görüntüsü veren kimi dinci tarikat ve cemaatleri devleti yönetmeye ortak edip ülkeyi teokratik, feodal dönemin din anlayışı ile yönetme ideolojisidir. Bir başka söyleyişle de siyasi samimiyetsizlik (AS: siyasal içtenliksizlik) ve tutarsızlıktır. Halk dalkavukçuluğudur.

Not. Siyasal dincilik her dinde ve her ülkede az-çok vardır. Fakat yaygın ve etkin olarak daha çok İslam ülkelerinde yaygındır.