Mülkiye Marşı 100 Yaşında!
|
|
Değerli Mülkiyeliler,
Türkiye borçlu. Halk borçlu, özel sektör borçlu, devlet borçlu! Emekçiler banka kredileri, şirketler uluslararası transferler, kamu ise verdiği garantiler ile sınanmakta. Peki bu borç kimin ve borcu kim ödeyecek?
Türkiye ekonomisinin içinden geçmekte olduğu kriz için kritik önemde olan borç sorununa farklı açılardan çözüm önerileri getirilmesi olabildiğine geniş kapsamlı tartışmalar yürütülmesine bağlı. Mülkiye İktisadi ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, sizi Türkiye’nin borcunun tartışılacağı
sempozyumuna katılmaya, tartışmanın bir parçası olmaya çağırıyor. Katılımlarınızı bekleriz.
Saygılarımızla,
Mülkiye İktisadi ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Yürütme Kurulu
***
11 Mayıs 2019, Ankara
I. OTURUM (10:30 – 12:30)
BORÇ KRİZİNİ ANLAMAK: ARKASINDAKİ DİNAMİKLER
Oturum Başkanı – Nilgün Erdem
Korkut Boratav – Dış Borç Sorununun Kaynakları
İzzettin Önder – Her Arz Kendi Talebini Yaratır: Tarihsel ve Türkiye
Ebru Voyvoda – Küresel Borçlanma, Kırılganlıklar, Eşitsizlikler
Nuray Ergüneş Anısına
II. OTURUM (13:30-15:30)
KAMU, ÖZEL SEKTÖR VE HANEHALKI BORCU
Oturum Başkanı – Ferda Dönmez Atbaşı
Aziz Konukman – Kamu Kesimi Borçlanma Gereğindeki (KKBG) Artış ve YEP’nin Çözüm Arayışı
Derya Gültekin Karakaş – Türkiye’de Özel Sektör Dış Borçlanması: Kuşbakışı Bir Değerlendirme
Serap Sarıtaş – Borcun Sınıfsal Veçheleri: Kim, Ne Kadar ve Neden Borçlu?
III. OTURUM (16:00-18:30) KİM ÖDEYECEK?
Oturum Başkanı – Onur Can Taştan
Özgür Orhangazi – Krizi Fırsata Çevirmek mi? Finansal Krizlerin Kazananları ve Kaybedenleri
Ali Rıza Güngen – Borç Sorunu ve Siyasi Gündeme Etkisi
Pınar Bedirhanoğlu – Güney Ülkelerinde Finansallaşma, Hanehalkı Borçlanması ve Otoriterleşme
Serdal Bahçe – Türkiye’de Sınıflar ve Borçluluk İlişkisi
===========================
Dostlar,
Mülkiyeliler Birliğinden çok önemli bir toplantı ve katkı…
Evet, bu borçları kimler yaptı?
Niçin bunca borçlandılar?
Nereye harcadılar?
Borçlanma üretken yatırımlara gitmedi ki, ödeyemez duruma düştük..
Neden böyle oldu??
Son derece önemli bir yüzleşme ve hatta hesaplaşma..
Ölçüsüsüz – hesapsız – sorumsuz -akıl dışı… borçlananlar faturayı ülkemize ve emekçilere yıkamamalı!
Sorumlu kimlerse onlar ödemeli!
Sevgi ve saygı ile. 10 Mayıs 2019, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
11 Mayıs 2019
|
(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)
701 Sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile 18632 kamu çalışanı mesleklerinden ihraç edilerek toplam ihraç sayısı 130 binin üzerine çıkarılmıştır.
Evrensel hukuk ilkeleri ve temel anayasal güvencelerin ortadan kalktığı bir ortamda hiçbir yurttaşın kendini güvende hissetmesi beklenemez. Dolayısıyla, Kanun Hükmünde Kararnameler yoluyla,
– hiçbir yargılama yapılmaksızın ve
– hukuk yolları kapatılarak
yapılan bu tasfiyeler ülkemizin demokratik geleceği bakımından kaygı vericidir.
Üniversitelerde eleştirel düşüncenin tasfiyesinde kullanan Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinin sonuncusu olan 701 sayılı KHK ile 18 Barış Akademisyeni daha ihraç edilmiştir. Aralarında Onur Kurulu üyemiz Aydın Arı’nın; üyelerimiz Ayşen Uysal ve Erkin Başer’in de bulunduğu ihraç listesinin hukuka aykırı olarak hazırlandığı, hukuk devletinin en temel ilkelerinin askıya alındığı silinmesi unutulan “gerekçeler” kısmında itiraf edilmiştir.
Anayasa’nın 130’uncu maddesinde yer alan;
– akademik özgürlüğe ilişkin güvencelere,
– suç ve cezanın kanuniliği ilkesine,
– idarenin anayasa ve yasalara uygun davranma zorunluluğuna,
– masumiyet karinesine
varana kadar hukuk devletinin en temel ilkelerinin askıya alındığı OHAL KHK’leri ile üniversiteden tasfiye edilen hocalarımız; bilimsel, eleştirel, özgür bir akademik alanın ve barışın savunucularıdır. Bugün onlar neredeyse üniversite oradadır.
Olağanüstü hal kararnameleri bir taraftan baskı, korku ve tasfiyeleri yaratıyorsa bir taraftan da özgürce düşünmeyi sürdürme cesaretini ve dayanışmayı büyütüyor.
Mülkiyeliler Birliği dayanışmanın yanında olacak, KHK’lerin değil, hukukun üstünlüğünü; üyelerinin, mezunlarının haklarını ve ülkenin demokratik geleceğini savunacaktır.
Saygılarımızla. 09 Temmuz 2018
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu
===========================================
Dostlar,
Bizim de üyesi olduğumuz Mülkiyeliler Birliği‘nin yukarıda aktardığımız basın açıklamasına katılmamak olanaklı mı??
Daha önce de yazmıştık; Barış Akademisyenlerinin “suç sayılan” açıklamasını bütünüyle paylaşıyor değiliz. Ancak düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında görüyoruz olayı..
Gerisi vahimdir..
Demokratik hukuk devletinin sonudur..
En temel insan haklarından ifade özgürlüğünün gaspıdır..
Türkiye hızla normalleşmelidir.
Toplumda basıncı – gerilimleri hesapsız biçimde büyütmenin kimseye bir yararı yoktur ama ülkeye zararı pek büyüktür..
Ummak istiyoruz, artık taç giyen baş akıllanmalıdır
Sevgi, saygı ve büyüyen kaygı ile.
10 Temmuz 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
Türkiye’nin anayasal rejiminde yaratılan en büyük kırılmanın yıl dönümündeyiz. 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa değişikliği referandumu, demokratik bir siyasal düzenin gerekleriyle bağdaşmayan uygulamalarla gerçekleştirildi:
Referandum, 20 Temmuz 2016’dan beri sürmekte olan olağanüstü hal koşullarında gerçekleşti. Türkiye’nin anayasal rejimi, basının baskı altında olduğu ve milletvekillerinin kürsü dokunulmazlıklarının kaldırıldığı bir siyasal ortamda oylandı. Venedik Komisyonu başta olmak üzere yetkin uluslararası kuruluşların teyit etmiş olduğu, seçimler hususunda geliştirilmiş evrensel demokratik standartlara asgari düzeyde bile uyulmadı.
Referandum sürecinin denetiminden bir yüksek yargı organı olarak sorumlu olan
Böylelikle, kararlarına karşı yargı yolu kapalı olan Yüksek Seçim Kurulu’nun Türkiye’nin demokrasi tarihindeki rolü tartışmalı hale geldi.
Referandum sonucunda kabul edilen anayasa değişikliğinin içeriği, anayasal demokrasinin özü olarak tanımlanan kuvvetler ayrılığına aykırıydı. Siyasal iktidarı sınırlandırmanın, mutlak iktidarların önüne set çekmenin ifadesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, devletin ve yürütmenin başı ilan edilen Cumhurbaşkanı lehine bozuldu. Cumhurbaşkanlığı kurumu egemen kuvvet haline getirilirken, Cumhuriyeti kuran Türkiye Büyük Millet Meclisi işlevsizleştirildi.
Türkiye’nin anayasal rejimi ve ülkenin geleceği, belirli bir siyasal anlayışın taleplerine ve siyasi iktidarın ihtiyaçlarına göre şekillendirildi. Siyasi iktidarın acilen ihtiyaç duyduğu “partili cumhurbaşkanı” kurumu hemen yürürlüğe sokulurken sistemin geri kalan unsurlarının yürürlüğü için ayrı ayrı tarihler belirlendi. Anayasaların toplum kesimleri arasındaki denge ve uzun vadeli toplumsal barışı kuran siyasal sözleşmeler olduğu gerçeği göz ardı edildi.
16 Nisan referandumunun üzerinden bir yıl geçmişken Türkiye’de olağanüstü hal hala sürmektedir. Ülke bir buçuk yılı aşkın bir süredir, hiçbir yargısal ve siyasal denetime imkan vermeyen olağanüstü hal KHK’leri ile yönetilmektedir.
Monarşiden halk egemenliğine geçişin tarihi olarak kutladığımız Birinci TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920’nin 98’inci yılında Cumhuriyetimizin, anayasal demokrasilerin başta laiklik ve hukuk devleti olmak üzere temel ve evrensel ilkelerinden uzaklaştığını üzüntüyle görmekteyiz.
Türkiye demokrasisinin temel ihtiyacı; olağanüstü halin kaldırılması, evrensel anayasal ilkelere uyulması, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olan ve kuvvetler ayrılığını esas alan bir anayasal düzenin tesis edilmesidir.
Saygılarımızla. 16 Nisan 2018
============================================
Dostlar,
Bizim de üyesi olduğumuz saygın Mülkiyeliler Birliği‘nin yukarıdaki basın açıklamasına – kamuoyuna duyurusuna biz de aynen katılıyoruz.
OHAL’i sürdürmenin güvenlik gereklerinin kalmadığına inanıyoruz.
AKP = RTE, ülkeyi ancak OHAL baskısı hatta sopası ile yönetebilmektedir, dahası yönetibildiğini sanmaktadır..
Gerçekte, ülkemizi OHAL altında bile, OHAL kılcı ile bile yö-ne-te-ME-mek-te-dir.
Dramatik sahneler gözlüyoruz : Önce Suriye’yi kimyasal silah kullandı bahanesiyle bombalayan eli kanlı batı emperyalizminin katliamını alkışlayan Erdoğan; partisi dahil gelen büyük ve haklı – doğru – yerinde tepkilerle ertesi gün geri adım attı.. Sen 12 bin km öteden gelip burada nasıl füze – bomba yağdırırsın.. gibisinden sormaya başladı.. Libya‘da da öyle olmadı mı? NATO ne arıyor Libya’da.. diye haykıran Erdoğan, 2 gün sonra İzmir’deki NATO karargahını Libya katliamının üssü yaptı.. Kardeşim – biraderim Esad, Batı güdümüyle “hain Esed” olmadı mı?..
Saymakla bitmez.. Allah kimseyi böylesi bir duruma düşürmesin..
Derken, sahibinin sesi Bahçeli, 26 Ağustos’ta erken seçim çağrısı yaptı..
Ne yaparsan yap artık dikiş tutturamıyorsun.. Sonun geldi arkadaş..
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste..
Sevgi ve saygı ile. 17 Nisan 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
Mülkiyeliler Birliği çalışmalarımız kapsamında aşağıdaki duyuruyu ve programı sevinçle paylaşmak isteriz.. Emek verenlere ve vereceklere, başta Prof. Bilsay KURUÇ olmak üzere teşekkür ederken, toplantılara hak ettiği ilginin gösterilmesini dileriz…
Sevgi ve saygı ile. 11 Mart 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
===============================================
Değerli Mülkiyeliler,
Geleneksel olarak düzenlediğimiz Çarşamba Söyleşilerimizde; 14 Şubat 2018 Çarşamba günü saat 18.30’da, değerli hocamız Prof. Dr. Tuncer Bulutay, “Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Son Zamanlardaki Durum ve Gelişmeler” konulu bir söyleşi yapacaktır.
Çarşamba Söyleşimize katılımlarınızı bekleriz.
Saygılarımızla,
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu
Değerli Mülkiyeliler,
Geleneksel olarak düzenlediğimiz Çarşamba Söyleşilerimizde; 22 Kasım 2017 Çarşamba günü saat 18.30’da, değerli hocamız Prof. Dr. Tuncer Bulutay,
konulu bir söyleşi yapacaktır.
Çarşamba Söyleşimize katılımlarınızı bekleriz.
Saygılarımızla,
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu
Yukarıdaki başlığı taşıyan görsel konferansımızı bu gün, 1 Kasım 2017’de verdik.
Bizim de üyesi olduğumuz Mülkiyeliler Birliği konferans salonunda, geleneksel
Çarşamba Söyleşileri kapsamında sunumumuzu yaptık. 25 yansı eşliğinde sorunun yakıcı boyutlarını sergilemeye çabaladık.
Tıbbiyeli şapkamızla sağlık, Mülkiyeli yanımızla da kamu yönetimi bakımından ülkemizi içine sürükleyeceği ağır bunalımı örnekleriyle paylaştık.
Konferansı izlemeye gelenlere, bize bu fırsatı sunan Mülkiyeliler Birliği yönetimi ve emekçilerine teşekkür ederiz.
Hemen hemen hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç ümidimiz olmamakla birlikte AKP iktidarını,
bu yıkım getirecek kökü dışarıda dayatmayı geri çekmeye bir kez daha çağırıyoruz.
Uygulandığı hiçbir ülkede ülkeye- halka yarar sağladığına ilişkin hiçbir bilimsel kanıt yok..
Yansıları izlemek için lütfen tıklayınız..
SEHIR_HASTANELERİ_TALANI_1.11.2017
Sevgi ve saygı ile. 01 Kasım 2017, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com