Etiket arşivi: Dr.Mahfi Eğilmez

Merkez Bankası Para ve Kur Politikasında Ne Kadar Başarılı?

KENDİME YAZILAR

Merkez Bankası Para ve Kur Politikasında
Ne Kadar Başarılı?

Portresi

 

Dr. Mahfi EĞİLMEZ
09 Aralık 2015, Ankara

 

Merkez Bankası, 2016 yılına ilişkin uygulayacağı para ve kur politikasının esaslarını açıkladı.  Bunu değerlendirmeden önce 2015 yılına ilişkin olarak açıkladığı para ve kur politikası çerçevesindeki öngörülerinin ne kadar tuttuğuna bakalım.

Hedef / Tahmin / Varsayım 2015 Para ve Kur Politikasındaki Öngörü / Hedef 2015 Yılı Sonucu / Durumu
Enflasyon hedefi % 5 % 8,5 (Tahmin)
Kur etkileri Azalacak Arttı
Gıda fiyatları Düşecek / normale dönecek Düşmedi / normale dönmedi
Enflasyon / Dış şok ilişkisi Enflasyondaki önemli düşüş dış şoklara karşı denge sağlayacak Enflasyon düşmedi,
dış şoklara karşı
denge sağlanamadı

Görüleceği gibi Merkez Bankası’nın 2015 yılına ilişkin olarak açıkladığı para ve kur politikasının varsayımları da hedefleri de tahminleri de tutmamış bulunuyor. Üstelik 2015 için hedef belirlenirken petrolün varil fiyatı 2015 yılı için 110 USD olarak tahmin edildiği halde
bu fiyat tahminin yarısının altında kaldığı halde hedef tutmamıştır. Sonuçta Merkez Bankası’nın uyguladığı enflasyon hedeflemesine dayalı para ve kur politikasının başarısının ölçüleceği konu; uyguladığı para ve kur politikası aracılığıyla yılbaşında hedeflediği enflasyon oranına yılsonunda ne kadar yaklaştığı meselesidir. Son 5 yılda Merkez Bankası’nın uyguladığı para ve kur politikasıyla hedeflediği oranlara ne kadar yaklaşabildiğini
aşağıdaki grafik ortaya koyuyor.

Grafikten net bir biçimde görüldüğü gibi Merkez Bankası, enflasyon hedefi olarak
ortaya koyduğu hedeflerden uzak kalmıştır. Bu uzak kalış giderek daha da artmaktadır.
Bir Merkez Bankası açısından en önemli konulardan birisi itibar meselesidir. Merkez Bankası yaptıklarıyla olduğu kadar açıklamalarıyla ve beklenti yönetimiyle de piyasaları yönlendirir. Bir Merkez Bankasının piyasalara sözünü dinletebilmesi, beklentilere yön verebilmesi geçmişte oluşturduğu itibarla doğru orantılıdır.

Ne yazık ki TCMB ısrarla tutmayacak enflasyon hedefleri açıklamaya devam ederek itibar kaybına uğramış bulunuyor.

Enflasyon hedefinin düşük belirlenmesinde siyasal iktidarın, ücret artışlarını vb. düşük tutmak amacıyla yaptığı yönlendirmenin etkisi olduğunu kabul etsek bile,
bu durum Merkez Bankas’ının itibar kaybını azaltmaz, hatta aksine artırabilir.

Şimdi de 2016 yılı için açıklanan Para ve Kur Politikası Programında açıklanan tahminlere ve varsayımlara bakalım.

Hedef / Tahmin / Varsayım TCMB 2016 Para ve
Kur Politikasındaki
Öngörü / Hedef
Benim Tahminlerim
Enflasyon hedefi % 5 (Tahmin % 6,5) % 10
Kur etkileri İlk yarıda aynı kalacak sonra azalacak Artacak
Gıda fiyatları Düşecek / normale dönecek Fazla değişmeyecek
Enflasyon / Dış şok ilişkisi Enflasyondaki önemli düşüş dış şoklara karşı
denge sağlayacak
Enflasyondaki artış dış şokları daha etkili hale getirecek

Ortadaki sütun Merkez Bankası’nın 2016’ya ilişkin hedef ve tahminlerini,
son sütun da benim 2016 yılına ilişkin para ve kur gelişimlerine ilişkin tahminlerimi gösteriyor. Benim tahminlerimin Merkez Bankası’nın tahminlerinden tümüyle farklı olmasında biraz da Merkez Bankası’nın kaybettiği itibarın etkisi var.

*****

Dostlar,

Kıdemli ve birikmli ekonomist Sayın Dr. Mahfi Eğilmez, ülkemiz ekonomisi,
özellikle para – maliye – kur politikaları bağlamında oldukça nitelikli (isabetli!)
irdelemeler yapmakta.

O’nun yazdıklarını dikkate almakta yarar var..

Sayın Eğilmez’in 2016 beklenetileri ne yazık ki hiç iyimser değil.
Üstelik TCMB öngörüleri ile örtüşmüyor..
Bu önemli kurumun yönetsel özerkliğini sağlamak zorundayız.
Bilindiği gibi Türkiye Merkez Bankası’nı ancak Cumhuriyet’in 7. yılında, 1930’da kurabilmişti! Lozan’da Türkiye’nin önüne acımasız koşullar dayatan emperyalist Düvel-i Muazzama,
gümrük rejimine ilişkin olarak da katı kurallar dayatmıştı 1929-30’a dek..
1929 Büyük Dünya Ekonmik Bunalımı gelip çattığında henüz 6 yaşında olan Cumhuriyet’imizin Merkez Bankası bile yoktu..
Bu bakımdan, TCMB’nın saygınlığını korumak siyasal iktidarların başat sorumluluklarındandır. Ne var ki, Bay RTE, bu yılın başında Ocak sonlarında TCMB’na olabilecek en ağır biçimde ve bağıra çağıra çatmış ve “.. siz kimin hizmetindesiniz??” bağlamında suçlama yöneltmişti.  Faiz indirimi istiyordu Erdoğan İslami değer yargılarının güdümünde. Reel politiğin acımasız kuralları umurunda değildi. Ne yazık ki,
Dolar 2,23 TL’den, günümüzde 2.90 TL’ye fırladı. “Acaba bu da bir kurgu muydu?”
diye sorararsak yanlış ya da haksız mıdır?? Konuyu sitemizde epey işlemiştik..
(DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR.. Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??
http://ahmetsaltik.net/2015/08/18/dolar-3-tlye-kosuyor-ya-akp-rte-ve-surukledikleri-turkiye/)

Hükümetler, TCMB kadrolarına güvenmeli, onların öneri ve politikalarını kendileri için
güvence görmelidir. Oysa Bay RTE yönetiminde AKP, tüm kurumlardan mutlak biat istemekte.
Bu politika son derce yanlıştır ve modern – çağdaş demokrasilerde yeri yoktur.
AKP – RTE 13+ yıldır tek başına iktidarlarında ülkenin çivisini çıkarmış,
hemen hemen tüm kurumsal yapı ve gelenekleri tarumar etmişlerdir..

Sonuç ortadadaır.. Türkiye yön duygusunu yitirmiş, tehlikeli biçimde savrulmaktadır..
Bu gidiş sürdürülemez bir rotadır.
AKP – RTE, dış politka alanında sözde “şahin” politiklarla içeride hamaset tabanlı kamuoyu yönlendirmesi peşindedir. Ancak nafiledir.. İnsanlar somut ve ağır bedeller ödemektedirler ve pusulaları yaşayarak gördükleridir. Rusya’ya meyve – sebze dışsatımının ve turistlerin bıçak gibi düşmesinin milyarlarca Dolarlık ağır faturası hamasi söylemlerle telafi edilebilir mi??

Sevgi ve saygı ile.
11 Aralık 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Ekonomi Öğrencisi İçin Analitik Düşünmeyi Geliştirici Okuma Listesi

KENDİME YAZILAR

Portresi

Dr. Mahfi EĞİLMEZ

Ekonomi Öğrencisi İçin
Analitik Düşünmeyi Geliştirici Okuma Listesi

Kitapların sonundaki sayılar zorluk derecesini gösteriyor (1 en kolay, 5 en zor)

Sosyal ve kültürel evrimi anlamak için:

Alaeddin Şenel: İlkel Topluluktan Uygar Topluma. (4):
Çok önemli bir kitap.
Sosyal bilimle, hatta fizik bilimle ilgilenen herkes için temel kitaplardan birisi.

Gordon Childe; Kendini Yaratan İnsan (4):
Eski ama yine çok önemli bir kitap.

Analitik düşünmeyi geliştirmek için:

Arthur Conan Doyle, Dörtlerin İmzası (3):
Analitik düşünmeyi geliştirmede Sherlock Holmes’in kullandığı tümdengelim yöntemi
çok önemlidir. Bu roman, Holmes’in bilimsel yöntemi en çok kullanarak çözüme ulaştığı öykülerinden birisidir. Analitik düşünmeye katkı sağlar.

Agatha Christie; Doğu Ekspresinde Cinayet (3):
Agatha Christie’nin bu romanı da insanı sürekli olaylar arasında bağ kurmaya,
neden – sonuç ilişkilkerini aramaya yöneltmesi bakımından analitik düşünmeye iten
bir kitaptır.

Ransom Riggs; Sherlock Holmes El Kitabı (2):
Sherlock Holmes’in nasıl düşündüğünü, olayları nasıl çözdüğünü örneklerle analiz eden
bir deneme. Çok önemli ama Holmes’in öykülerini de bilmeyi gerektirebilir.

Maria Konnikova; Sherlock Holmes Gibi Düşünmek (4):
Konnikova bu kitabında insanın beynini nasıl kullanması gerektiğini,
Holmes öykülerinde ünlü dedektifin kullandığı yöntemleri ele alarak açıklıyor.
Yararlı bir deneme.

Matematiksel ekonomik analiz bilgisini geliştirmek için

Alpha C. Chiang, Matematiksel İktisadın Temel Yöntemleri (4):
Matematik, ekonominin bir çeşit stenosu haline geldi. Matemetiği ekonomiye en iyi uyarlamış kitaplardan birisi bu kitaptır. Benim gençliğimde bir numaraydı, halen de oralardadır.

Ekonomik analiz bilgisini geliştirmek için:

Sadun Aren: İstihdam, Para ve İktisadi Politika (3):
Eski ama Keynesien ekonomiyi anlamak için hala geçerli, anlatımı çok açık bir kitap.
Benim gençliğimde sınavların temel kitaplarından birisiydi.
Yeni baskısını okudum ve hala çok iyi bir kitap olduğuna kanaat getirdim.

Gülten Kazgan: İktisadi Düşünce Tarihi veya Politik İktisadın Evrimi (4):
Bana sorarsanız ekonomik analizin olmazsa olmaz el kitaplarından birisi.
Ekonomiye bakışımda analiz yeteneğimi en çok geliştiren kitaplardan birisi olduğunu düşünüyorum.

Zeynel Dinler: Mikroekonomi (4):
Mikroekonomiyi Türkçe’de en iyi anlatan kitaplardan birisi. Biraz ağır bir kitap olması nedeniyle mikroekonomi okumuş öğrencilere önereceğim bir kitap. Yani mikroekonomi bilginizi artırmak ve sınavlara hazırlanmak için bu kitabı okumalısınız.

Brian Snowdon, Howard R. Wane, Modern Makroekonomi (4):
Makroekonomi bilgisini ekonomik düşünce tarihiyle harmanlamış bir kitap.
Çok iyi planlanmış, oldukça yeni bilgileri

Pierre Delfaud: Keynes ve Keynesçilik (3)

Hyman P. Minsky; İstikrarsız Bir Ekonominin İstikrarı (4):
Ekonomide yaşanan yakın tarih gelişmelerini, krizleri analiz edebilmek için
oldukça iyi bir kitap.

Frederic Mishkin : Para Politikası Stratejisi (4):
Para politikası ve uygulamalarını anlamak ve analiz edebilmek için yararlı bir kitap. (24.08.2015)…

====================================

Evet dostlar,

Türkiye’nin RTE güdümlü gündemi hepimizi kana boğuyor..
Kasvet sardı ülkeyi, ölüm korkusu ve kokusu..

Slide5

O nedenle, Sayın Dr. Eğilmez’in yazısını koyduk..
Ayrıca “Maliyer bilim dalında Doktora (PhD) yapmış, bürokraside çok deneyimli,
birikimli bir yazarın kitap seçkisi önemli..

Sn. Eğilmez’in bua yazı için gerekçesi de çok değerli :

  • Analitik Düşünmeyi Geliştirmek..

Öyle çok gereksinimimiz var ki SORGULAYAN AKLA!

  • Neden – Niçin – Nasıl – Nerede – Ne zaman – ve Kim ???

Yani 5 N – 1 K sorularının sorulması öyle önemli ki!

Herkesler keşke o 3-5 yaşlarda hep “bu ne, bu ne, bu ne??” diyen “soru sorma yaşı” nda kalabilsek..

Biz kendi adımıza çevremizdekileri bu gibi “3-5 yaş sorularıyla” bıktırıyoruz!

Bizim Ekonomi alanında favori kitabımız, 1970’li yıllarda Tıbbiye öğrencisi iken okuduğumuz Sn. Prof. Dr. Sadun Aren‘in (merhum, 2008) “100 SORUDA EKONOMİ ELKİTABI” idi..
Geçtiğimiz yıllarda aşağıdaki kapak kompozisyonu ile baskısı yenilendi (2007)..

Sevgi ve saygı ile.
26 Ağustos 2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR.. Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??


DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR..
Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??


Dr. Ahmet SALTIK

www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Yılların birikimli – öngörülü saygın iktisat yazarı Prof. Güngör Uras, “3 TL’lik dolar fiyatı normal mi?” başlıklı bir yazı kaleme aldı (Milliyet, 17.8.2015)

12. CB hazretleri Bay RTE de çok sayıdaki başdanışmanlarından biri üzerinden buyurmuşlar ki; Dolar’ın 3 TL olması dünyanın sonu değil hatta Türkiye için “rekabetçi” bile olabilir!..

Güngör hoca, bu Kaçak Saray sakininin yorumundaki önemli eksiklere işaret etmekte.
Doların 3 TLye tırmanması kıyamet işareti olmayıp “rekabetçi” avantaj ağlayacakmış!?

Peh peh peh…

Yaşamın gerçeğinden uzak, finans-kapitalin şatolarında afsunlayıcı teknik analizler!

İşte Türkiye’deki yangına bakış böyle Bay RTE’nin.. Fiyaskoya teknik kılıf uydurma çabası.

AKP Kasım 2002’de iktidar olduğunda 1 Dolar = 1,58 TL idi.
Demek ki 13 yıllık tek başına iktidar, Dolar fiyatını katlamak anlamına gelecek.
Her 13 yılda bir Dolar katlanarak gitmeli Türkiye’de..
Hatta 13 yıl çook uzun.. Son yılda olduğu gibi, Temuuz 2014 – Temmuz 2015 arasında 2.13 TL’den 2.79 TL’ye (18 Ağustos’ta, 01:37’de 2,9172 TL) fırlayarak 1 yılda 66 kuruş, 0.66 / 2,13 = %31 oranında değer kazanmalı Devr-i AKPde!

Bankalar % 10’un altında TL faizi verirken, FED Dolar’a yıllık % 0.5 (yarım!) puan faiz öderken, Dolar sahipleri Türkiye’de “yatırım” (!?) yaparak 1 yılda % 31 gibi muazzam – hayal ötesi bir gelir sağlasınlar… Bunun adı serbest piyasa ve AKP’nin ekonomide istikrar sağlaması olsun!?..

Bu dehşetli küresel soygun, 80 milyonluk halk üzerinde ancak bunca ustalıkla = kalleşlikle sürdürülebilir!

Böylesine muazzam rant aktarımı sağlayan
bir siyasal kadro, iktidarda tutulmaz da ne yapılır??

Neden kişi başına yıllık gelir 10 bin Doları aşamıyor son birkaç yıldır?
Dolar 3 TL olunca asgari ücret net 1000 Tl/ 3 = 333 $ olacak, bunun anlamı ne?

1 Dolar = 3+ TL yüksek Dolar – ucuz TL kuru nasıl “rekabetçi” olacakmış?
Dışsatımımız (ihracatımız) %70-80 aralığında dışalıma (ithalata) bağlı.
Dışalım girdileriniz pahalılaşınca dışsatım ürünlerinize bu maliyet artışını yansıtacaksınız.
Nitekim dışalım düşüyor, sevinebilirsiniz dış ticaret açığı ve cari açık azalabilir diye;
ancak dışsatm artmayıp o da azalıyor ve de cari açığınız gerilemiyor, yerinde sayıyor!

Bu ne acayip bulmacadır?  İşte Cari açık ülkeyi böyle tutsak alır!..
Borçlandırılarak iflas eden – ettirilen Osmanlı’ya (1877) dayatılan Düyun-u Umumiye (1881, Muharrem Kararnamesi) ile devlet maliyesine doğrudan el konmasından
“daha az beter” değildir! Düyun-u Umumiye’nin salt sözcük anlamı Genel Borçlar İdaresidir.
*****

Prof. Erinç Yeldan‘ın bu sitede yer verdiğimiz bir makalesi şöyle bağlanıyordu :
(Dünyadan Türkiye ekonomisinin görünümü)

– Uluslararası iş bölümünün ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu Türkiye,
bu yapısal bağımlılık ve asimetrik ilişkiler yumağına; “Yurtta savaş, cihanda savaş” konjonktüründe giriyor…. (http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/erinc-yeldan-dunyadan-turkiye-ekonomisinin-gorunumu/)

Deneyimli iktisatçı, eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez ise,
Türkiye Örneği: Enflasyonun Kökeninin Araştırılması” başlıklı irdelemesinde

– “Türkiye’de 2014 yılında yaşanan enflasyonun talep değil maliyet kökenli olduğunu, maliyet enflasyonunun da faiz değil kur kökenli olduğunu..” vurgulamakta..
(http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/ekonomide-analitik-dusunme-dersleri-turkiye-ornegi-enflasyonun-kokeninin-arastirilmasi/)

Demek ki Prof. Güngör Uras’a ek 2 yetkin iktisat uzmanı kalem daha, 12. CB. ve kaçak saray sakini Bay RTE‘nin Dolar kurundaki fırtına yükseliş tezine katılmıyor ve yıkımı (felaketi) açıklıyor..

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” adı altında Haziran 2003’ten bu yana 12+ yıldır sürdürülen kökü dışarıda Dünya Bankası Projesi olan ve ABD – AB – IMF baskısı ile sürdürülen politikalar için Prof. Yeldan, daha 2. yılında şu çarpıcı saptamayı yapmıştı :

Bay RTE’nin hazin durumu, karanlıkta ya da mezarlıkta korkusunu bastırmak isterken
ıslık çalan adamın çağrıştırıyor..

Dış çevrelerin desteğini sürdürmeleri adına verilen muazzam küresel politik rüşvet,
artık sürdürülemez durumdadır. Çünkü bu kez “içeride” dengeleri tutturmak olanak dışı olmaktadır. Birkaç soru soralım daha kolay anlaşılması için :

– 333 Dolar asgari ücret hangi orta gelişmiş ülkede vardır?
– 28 AB ülkesinde en az (minimum) asgari ücret kaç dolardır?
(Bulgaristan’da 789 € x 1,1 $, Eurostats, Ocak 2015)
– 2015 sonunda GSMH % kaç büyüyebilecektir?
– 2023’te ilk 10 ekonomi içine girme planları (masalları!) ne oldu??

Akıl dışı biçimde kışkırttığınız nüfus artışı %1,5 ve GSMH artışı %3 olursa (?),
aradaki 1,5 puan farkla mı Türkiye’nin başı göğe erecek, ek istihdam yaratılacak,
2023’te 10. büyük ekonomi olunacak??
– İşsizliği % kaçlarda tutabileceksiniz, tek rakama indirebilecek misiniz?
– Enflasyonu 2 basamaklı olmaktan engelleyebilecek misiniz?
(2016 için kabul edilen %5 + %4 memur aylığı artışı neyin habercisi??)
– Ülkenin iliği kemiği boşaltılıyor, bu ne denli sürdürülebilir veee;

– Sizin hiç insafınız, vicdanınız yok mudur ki, iktidardan düştüğünüzde bir enkaz durumunda bırakacaksınız ülkeyi ve ayağa kaldırmak onyıllar sürebilecek!

*****
Bütün bunlar “vatana – halka ihanet” değildir de nedir??
“vatana – halka ihanet” suçunun tanımı nedir?
Bu kaygıları gerekçeleriyle dillendirmek ve kamuoyunun gündemine taşımak
yurttaşlık hakkı ve ödevi kapsamında ve ifade özgürlüğü (AY m. 26) değil de suç mudur?
Bilim insanı sorgulamaz mı? “Suçtur, hakarettir..” denilecekse ve olup biten de vatana – halka ihanetin ta kendisi ise, gerçek, çok da gecikmeden nasıl, ne zaman ve kimlerce ortaya konacaktır? Yalnızca TBMM’nin 3/4 olanaksız çoğunluğunun (413/550 vekil!) kararıyla açılabilecek Yüce Divan yargılamasının kamuoyunda düşünsel – olgusal hazırlık ve olgunlaşması kimlerce, nerede ve nasıl yürütülecektir?

Zaman, yasaların mekanik baskıcılığını karşıtlar üzerinde iktidar gücüyle kırbaç gibi şaklatmak zamanı değil; bu olağanüstü yanlış, yıkıcı ve kökü dışarıda politikalar
artık son verme zamanıdır.

Ülke gümbür gümbür çöküntüye sürüklenmektedir, rezervler ve sabırlar tükenmiş,
çöküş hızlanmıştır. Hiç kuşku yok, çöküşün altında kalacaktır politik sorumlular ve
en ağır biçimde –yasal– hesap vereceklerdir.

Sonuç                               :

Bu sitede yıllardır yazıyor ve iyi niyetle AKP – RTE ikilisini uyarıyoruz..

– Duyuyor ve görüyor musunuz ki, artık duvara dayandık!
Moratoryum (uluslararası iflas!) eşiğindeyiz ve Batı…
– Bu dış güdümlü politikaların sürdürülebilirliği kalmadı;
Emperyalizmi bu tabloyu AKP eliyle kurgulamaktadır.
– Kıbrıs, Ege, Güneydoğu başta olmak üzere yaşamsal çıkarlarımızı,
bizi ekonomik olarak dize getirip söke söke çiğnemek, gasp etmek için..

Artık yeter!!…

(Not     : Bu dizelerin yazarı Prof. Dr. Ahmet Saltık (Tıp);
İktisada Giriş 1 ve 2 / Kamu Maliyesi / Makro İktisat / Türkiye Ekonomisi /
Kalkınma İktisadı..
 derslerini kredili olarak almış ve sınavlarını başarmıştır..)

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile.
18 Ağustos 2015, Tekirdağ

Yazının pdf biçimi :  DOLAR_3_TL’ye_KOSUYOR_Ya_AKP-RTE_ve_SURUKLEDIKLERI_TURKIYE

AKP’nin On Yılının Ekonomik Resmi : On yılın envanteri

Dostlar,

AKP’nin On Yılının Ekonomik Resmi : On yılın envanteri

Eski Hazine Müsteşarlarından Sayın Dr.Mahfi Eğilmez‘in web sitesi son derece yararlı çalışmalar içeriyor.

Mahfi_Egilmez_portresi

Aşağıdaki derlemeyi oradan aldık :
(http://www.mahfiegilmez.com/2013/01/akpnin-on-ylnn-ekonomik-resmi.html)

Sayın Eğilmez’e nitelikli emeği için teşekkür ederiz.

Özenle okunmalı, çıkarımlar yapılmalı ve öneriler geliştirilmeli.

Ülkemiz hızla bir ekonomik bunalıma sürükleniyor.

Maliye bakanı Mr. Mehmet Simsek’in itirafı :

SATACAK DEVLET MALI KALMADI!

AKP’yi de böylesi bir ekonomik bunalım – çöküntü götürecek ama ülkemizin belini doğrultması hiç de kolay ve hızlı ol(a)mayacak korkarız..

Dr. Eğilmez şu önerileri sıralıyor makalesinde :

Bundan sonra neler yapılmalı?

(1)Enflasyon % 2–3 düzeyine indirilmeli. Bunu gerçekleştirebilmek için TCMB’nin para ve kur politikası uygulamasına, başta harcamalar politikası olmak üzere, maliye politikasıyla verilen desteğin artırılması gerekiyor.

(2)Reel faizler 1,5–2 puan arasında pozitif düzeyde olmalı. Bunun gerçekleşmesi enflasyondaki düşüşle otomatik olarak sağlanır. Faizleri fazla zorlamak ise olumlu gidişi tersine döndürmekle sonuçlanabilir.

(3)Büyümede iniş çıkışların yerini % 5–6 arasında istikrarlı bir gidiş almalı.
Gerekli önlemler alındıktan sonra büyümeyi biraz doğal haline bırakmakta yarar var. Aşırı zorlamalar cari açık gibi, bütçe açığı gibi alanlarda artışlara yol açabiliyor.

(4)İşsizlik % 8’in altına düşürülmeli. % 8, 2001 krizi öncesinde Türkiye’deki işsizlik için tavan orandı. Dolayısıyla öncelikle işsizliğin tekrar o düzeye gelmesine çalışmak gerekir.

(5)Bütçe dengesi geldiği düzeyde tutulmalı ama bu denge bir seferlik gelirlerle değil kalıcı gelirlerle ve harcamalarda kısıntı yapılmak suretiyle sağlanmalı.

(6)Cari açık yüzde 5’in altına çekilmeli. Bunun yolu ithal edilen malların bir bölümünün iç üretimle sağlanmasına çalışılmasından geçiyor. Uygulamaya konulan yeni teşvik sistemiyle ilgili beklentiler oldukça yüksek. Bu sistemin işleyişini sürekli denetleyerek zamanında yönlendirmeler yapılabilmeli.

*****

Sn. Dr. Eğilmez’in Söz konusu çalışmasınınun tümünü pdf olarak okumak ve indirmek için lütfen tıklayınız :

AKP’nin_On_Yilinin_Ekonomik_Resmi_Mahfi_Egilmez

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 25.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net