Etiket arşivi: dış ticaret açığı ve cari açık

Fakirleştiren Büyüme!

Fakirleştiren Büyüme!

H. Ufuk Söylemez
02 Mart 2021

TÜİK dün 2020 yılında gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bir önceki yıla göre %1,8 oranında arttığını açıkladı.
Tabii bu artış TL bazında ve nominal. Reel olarak ise, dolar bazında GSYH bir önceki yıl 760,7 milyar dolar seviyesinden 43,7 milyar dolar daha azalarak 2020 yılında 717 milyar dolara düştü.
Buna bağlı olarak da kişi başına düşen milli gelir (dolar bazında) 2019 yılında 9.127 dolardan, 2020 yılında 8.599 dolara gerilemiş oldu.
Yani kişi başına düşen milli gelir dolar bazında azaldı.
Bu rakam son 14 yılın en düşük seviyesine tekabül ediyor (AS : denk düşüyor) ne yazık ki.

YIL      Kişi Başına Milli Gelir
2010    10.560 dolar
2011    11.205
2012    11.588
2013    12.480
2014    12.112
2015    11.019
2016    10.883
2017    10.616
2018     9.693
2019     9.127
2020     8.599

Yukarıdaki tablodan da açıkça görüleceği üzere, Türkiye’de 2020 yılı itibariyle kişi başına düşen milli gelir, 2010 yılından bu yana geçen 11 yılın en kötüsü, en düşüğü olarak gerçekleşmiş durumda.
*
Kuşkusuz ki, bu fakirleşmenin ve ekonomik gerilemenin önde gelen sebeplerinden biri, Korona Virüs salgınıdır.
Ancak salgından önce de kişi başına milli gelir rakamları 2013 yılında gördüğü 12.480 dolar seviyesinden bu yana her yıl düzenli olarak geriliyordu.
Yani zaten 2019 yılı, önceki 10 yılın en düşük kişi başı milli geliriydi.
O zaman Korona Virüs salgının etkilerinden bahsetmek mümkün değildi elbette ki.
****

  • Türkiye yüksek dış ticaret açığı ve cari açık veriyor.
  • Borcunun milli gelire oranı yükseliyor.
  • Çift haneli enflasyon, çift haneli işsizlik ve çift haneli faizler ile gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasında “kırılgan ve riskli” olarak, “yatırım yapılamaz” bir ekonomi görünümüne sürükleniyor.

Bu nedenle, Uluslararası CDS’leri (Kredi Risk primi) hala 300 dolayında. G. Kore’nin 24.31, Çin’in 32.88, Yunanistan’ın 78.10, Rusya’nın 87.18, Japonya’nın 15.20, Almanya’nın 10,20 düzeyinde CDS risk primine sahip oldukları dikkate alındığında, Türkiye’nin ne denli riskli bir ekonomi olarak algılandığı daha açık anlaşılıyor ne yazık ki.
*
“Amma da başarılıyız lobisi” bu TL bazında nominal büyüme rakamlarına bakarak, yine-yeniden algı yaratmaya çalışacak belki ama “güneş balçıkla sıvanmaz”. O nedenle yazımızın başlığını “Fakirleştiren Büyüme” olarak koyduk. Bu deyim esasında Hint asıllı bir iktisatçı olan “J. Bhagweti’ye ait.

“Fakirleştiren Büyüme (Immiserizing Growth) teorisine göre, fakir ya da gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyümenin, aslında bu ülkelerin zararına sonuçlanmasına da mal olabileceği” öne sürülüyor.
Neyse, bunu fazla da dert etmeyelim esasında, çünkü yakında aya gidip, uzayı fethedeceğiz…

DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR.. Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??


DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR..
Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??


Dr. Ahmet SALTIK

www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Yılların birikimli – öngörülü saygın iktisat yazarı Prof. Güngör Uras, “3 TL’lik dolar fiyatı normal mi?” başlıklı bir yazı kaleme aldı (Milliyet, 17.8.2015)

12. CB hazretleri Bay RTE de çok sayıdaki başdanışmanlarından biri üzerinden buyurmuşlar ki; Dolar’ın 3 TL olması dünyanın sonu değil hatta Türkiye için “rekabetçi” bile olabilir!..

Güngör hoca, bu Kaçak Saray sakininin yorumundaki önemli eksiklere işaret etmekte.
Doların 3 TLye tırmanması kıyamet işareti olmayıp “rekabetçi” avantaj ağlayacakmış!?

Peh peh peh…

Yaşamın gerçeğinden uzak, finans-kapitalin şatolarında afsunlayıcı teknik analizler!

İşte Türkiye’deki yangına bakış böyle Bay RTE’nin.. Fiyaskoya teknik kılıf uydurma çabası.

AKP Kasım 2002’de iktidar olduğunda 1 Dolar = 1,58 TL idi.
Demek ki 13 yıllık tek başına iktidar, Dolar fiyatını katlamak anlamına gelecek.
Her 13 yılda bir Dolar katlanarak gitmeli Türkiye’de..
Hatta 13 yıl çook uzun.. Son yılda olduğu gibi, Temuuz 2014 – Temmuz 2015 arasında 2.13 TL’den 2.79 TL’ye (18 Ağustos’ta, 01:37’de 2,9172 TL) fırlayarak 1 yılda 66 kuruş, 0.66 / 2,13 = %31 oranında değer kazanmalı Devr-i AKPde!

Bankalar % 10’un altında TL faizi verirken, FED Dolar’a yıllık % 0.5 (yarım!) puan faiz öderken, Dolar sahipleri Türkiye’de “yatırım” (!?) yaparak 1 yılda % 31 gibi muazzam – hayal ötesi bir gelir sağlasınlar… Bunun adı serbest piyasa ve AKP’nin ekonomide istikrar sağlaması olsun!?..

Bu dehşetli küresel soygun, 80 milyonluk halk üzerinde ancak bunca ustalıkla = kalleşlikle sürdürülebilir!

Böylesine muazzam rant aktarımı sağlayan
bir siyasal kadro, iktidarda tutulmaz da ne yapılır??

Neden kişi başına yıllık gelir 10 bin Doları aşamıyor son birkaç yıldır?
Dolar 3 TL olunca asgari ücret net 1000 Tl/ 3 = 333 $ olacak, bunun anlamı ne?

1 Dolar = 3+ TL yüksek Dolar – ucuz TL kuru nasıl “rekabetçi” olacakmış?
Dışsatımımız (ihracatımız) %70-80 aralığında dışalıma (ithalata) bağlı.
Dışalım girdileriniz pahalılaşınca dışsatım ürünlerinize bu maliyet artışını yansıtacaksınız.
Nitekim dışalım düşüyor, sevinebilirsiniz dış ticaret açığı ve cari açık azalabilir diye;
ancak dışsatm artmayıp o da azalıyor ve de cari açığınız gerilemiyor, yerinde sayıyor!

Bu ne acayip bulmacadır?  İşte Cari açık ülkeyi böyle tutsak alır!..
Borçlandırılarak iflas eden – ettirilen Osmanlı’ya (1877) dayatılan Düyun-u Umumiye (1881, Muharrem Kararnamesi) ile devlet maliyesine doğrudan el konmasından
“daha az beter” değildir! Düyun-u Umumiye’nin salt sözcük anlamı Genel Borçlar İdaresidir.
*****

Prof. Erinç Yeldan‘ın bu sitede yer verdiğimiz bir makalesi şöyle bağlanıyordu :
(Dünyadan Türkiye ekonomisinin görünümü)

– Uluslararası iş bölümünün ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu Türkiye,
bu yapısal bağımlılık ve asimetrik ilişkiler yumağına; “Yurtta savaş, cihanda savaş” konjonktüründe giriyor…. (http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/erinc-yeldan-dunyadan-turkiye-ekonomisinin-gorunumu/)

Deneyimli iktisatçı, eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez ise,
Türkiye Örneği: Enflasyonun Kökeninin Araştırılması” başlıklı irdelemesinde

– “Türkiye’de 2014 yılında yaşanan enflasyonun talep değil maliyet kökenli olduğunu, maliyet enflasyonunun da faiz değil kur kökenli olduğunu..” vurgulamakta..
(http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/ekonomide-analitik-dusunme-dersleri-turkiye-ornegi-enflasyonun-kokeninin-arastirilmasi/)

Demek ki Prof. Güngör Uras’a ek 2 yetkin iktisat uzmanı kalem daha, 12. CB. ve kaçak saray sakini Bay RTE‘nin Dolar kurundaki fırtına yükseliş tezine katılmıyor ve yıkımı (felaketi) açıklıyor..

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” adı altında Haziran 2003’ten bu yana 12+ yıldır sürdürülen kökü dışarıda Dünya Bankası Projesi olan ve ABD – AB – IMF baskısı ile sürdürülen politikalar için Prof. Yeldan, daha 2. yılında şu çarpıcı saptamayı yapmıştı :

Bay RTE’nin hazin durumu, karanlıkta ya da mezarlıkta korkusunu bastırmak isterken
ıslık çalan adamın çağrıştırıyor..

Dış çevrelerin desteğini sürdürmeleri adına verilen muazzam küresel politik rüşvet,
artık sürdürülemez durumdadır. Çünkü bu kez “içeride” dengeleri tutturmak olanak dışı olmaktadır. Birkaç soru soralım daha kolay anlaşılması için :

– 333 Dolar asgari ücret hangi orta gelişmiş ülkede vardır?
– 28 AB ülkesinde en az (minimum) asgari ücret kaç dolardır?
(Bulgaristan’da 789 € x 1,1 $, Eurostats, Ocak 2015)
– 2015 sonunda GSMH % kaç büyüyebilecektir?
– 2023’te ilk 10 ekonomi içine girme planları (masalları!) ne oldu??

Akıl dışı biçimde kışkırttığınız nüfus artışı %1,5 ve GSMH artışı %3 olursa (?),
aradaki 1,5 puan farkla mı Türkiye’nin başı göğe erecek, ek istihdam yaratılacak,
2023’te 10. büyük ekonomi olunacak??
– İşsizliği % kaçlarda tutabileceksiniz, tek rakama indirebilecek misiniz?
– Enflasyonu 2 basamaklı olmaktan engelleyebilecek misiniz?
(2016 için kabul edilen %5 + %4 memur aylığı artışı neyin habercisi??)
– Ülkenin iliği kemiği boşaltılıyor, bu ne denli sürdürülebilir veee;

– Sizin hiç insafınız, vicdanınız yok mudur ki, iktidardan düştüğünüzde bir enkaz durumunda bırakacaksınız ülkeyi ve ayağa kaldırmak onyıllar sürebilecek!

*****
Bütün bunlar “vatana – halka ihanet” değildir de nedir??
“vatana – halka ihanet” suçunun tanımı nedir?
Bu kaygıları gerekçeleriyle dillendirmek ve kamuoyunun gündemine taşımak
yurttaşlık hakkı ve ödevi kapsamında ve ifade özgürlüğü (AY m. 26) değil de suç mudur?
Bilim insanı sorgulamaz mı? “Suçtur, hakarettir..” denilecekse ve olup biten de vatana – halka ihanetin ta kendisi ise, gerçek, çok da gecikmeden nasıl, ne zaman ve kimlerce ortaya konacaktır? Yalnızca TBMM’nin 3/4 olanaksız çoğunluğunun (413/550 vekil!) kararıyla açılabilecek Yüce Divan yargılamasının kamuoyunda düşünsel – olgusal hazırlık ve olgunlaşması kimlerce, nerede ve nasıl yürütülecektir?

Zaman, yasaların mekanik baskıcılığını karşıtlar üzerinde iktidar gücüyle kırbaç gibi şaklatmak zamanı değil; bu olağanüstü yanlış, yıkıcı ve kökü dışarıda politikalar
artık son verme zamanıdır.

Ülke gümbür gümbür çöküntüye sürüklenmektedir, rezervler ve sabırlar tükenmiş,
çöküş hızlanmıştır. Hiç kuşku yok, çöküşün altında kalacaktır politik sorumlular ve
en ağır biçimde –yasal– hesap vereceklerdir.

Sonuç                               :

Bu sitede yıllardır yazıyor ve iyi niyetle AKP – RTE ikilisini uyarıyoruz..

– Duyuyor ve görüyor musunuz ki, artık duvara dayandık!
Moratoryum (uluslararası iflas!) eşiğindeyiz ve Batı…
– Bu dış güdümlü politikaların sürdürülebilirliği kalmadı;
Emperyalizmi bu tabloyu AKP eliyle kurgulamaktadır.
– Kıbrıs, Ege, Güneydoğu başta olmak üzere yaşamsal çıkarlarımızı,
bizi ekonomik olarak dize getirip söke söke çiğnemek, gasp etmek için..

Artık yeter!!…

(Not     : Bu dizelerin yazarı Prof. Dr. Ahmet Saltık (Tıp);
İktisada Giriş 1 ve 2 / Kamu Maliyesi / Makro İktisat / Türkiye Ekonomisi /
Kalkınma İktisadı..
 derslerini kredili olarak almış ve sınavlarını başarmıştır..)

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile.
18 Ağustos 2015, Tekirdağ

Yazının pdf biçimi :  DOLAR_3_TL’ye_KOSUYOR_Ya_AKP-RTE_ve_SURUKLEDIKLERI_TURKIYE