Etiket arşivi: Kaçak Saray sakini

DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR.. Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??


DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR..
Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??


Dr. Ahmet SALTIK

www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Yılların birikimli – öngörülü saygın iktisat yazarı Prof. Güngör Uras, “3 TL’lik dolar fiyatı normal mi?” başlıklı bir yazı kaleme aldı (Milliyet, 17.8.2015)

12. CB hazretleri Bay RTE de çok sayıdaki başdanışmanlarından biri üzerinden buyurmuşlar ki; Dolar’ın 3 TL olması dünyanın sonu değil hatta Türkiye için “rekabetçi” bile olabilir!..

Güngör hoca, bu Kaçak Saray sakininin yorumundaki önemli eksiklere işaret etmekte.
Doların 3 TLye tırmanması kıyamet işareti olmayıp “rekabetçi” avantaj ağlayacakmış!?

Peh peh peh…

Yaşamın gerçeğinden uzak, finans-kapitalin şatolarında afsunlayıcı teknik analizler!

İşte Türkiye’deki yangına bakış böyle Bay RTE’nin.. Fiyaskoya teknik kılıf uydurma çabası.

AKP Kasım 2002’de iktidar olduğunda 1 Dolar = 1,58 TL idi.
Demek ki 13 yıllık tek başına iktidar, Dolar fiyatını katlamak anlamına gelecek.
Her 13 yılda bir Dolar katlanarak gitmeli Türkiye’de..
Hatta 13 yıl çook uzun.. Son yılda olduğu gibi, Temuuz 2014 – Temmuz 2015 arasında 2.13 TL’den 2.79 TL’ye (18 Ağustos’ta, 01:37’de 2,9172 TL) fırlayarak 1 yılda 66 kuruş, 0.66 / 2,13 = %31 oranında değer kazanmalı Devr-i AKPde!

Bankalar % 10’un altında TL faizi verirken, FED Dolar’a yıllık % 0.5 (yarım!) puan faiz öderken, Dolar sahipleri Türkiye’de “yatırım” (!?) yaparak 1 yılda % 31 gibi muazzam – hayal ötesi bir gelir sağlasınlar… Bunun adı serbest piyasa ve AKP’nin ekonomide istikrar sağlaması olsun!?..

Bu dehşetli küresel soygun, 80 milyonluk halk üzerinde ancak bunca ustalıkla = kalleşlikle sürdürülebilir!

Böylesine muazzam rant aktarımı sağlayan
bir siyasal kadro, iktidarda tutulmaz da ne yapılır??

Neden kişi başına yıllık gelir 10 bin Doları aşamıyor son birkaç yıldır?
Dolar 3 TL olunca asgari ücret net 1000 Tl/ 3 = 333 $ olacak, bunun anlamı ne?

1 Dolar = 3+ TL yüksek Dolar – ucuz TL kuru nasıl “rekabetçi” olacakmış?
Dışsatımımız (ihracatımız) %70-80 aralığında dışalıma (ithalata) bağlı.
Dışalım girdileriniz pahalılaşınca dışsatım ürünlerinize bu maliyet artışını yansıtacaksınız.
Nitekim dışalım düşüyor, sevinebilirsiniz dış ticaret açığı ve cari açık azalabilir diye;
ancak dışsatm artmayıp o da azalıyor ve de cari açığınız gerilemiyor, yerinde sayıyor!

Bu ne acayip bulmacadır?  İşte Cari açık ülkeyi böyle tutsak alır!..
Borçlandırılarak iflas eden – ettirilen Osmanlı’ya (1877) dayatılan Düyun-u Umumiye (1881, Muharrem Kararnamesi) ile devlet maliyesine doğrudan el konmasından
“daha az beter” değildir! Düyun-u Umumiye’nin salt sözcük anlamı Genel Borçlar İdaresidir.
*****

Prof. Erinç Yeldan‘ın bu sitede yer verdiğimiz bir makalesi şöyle bağlanıyordu :
(Dünyadan Türkiye ekonomisinin görünümü)

– Uluslararası iş bölümünün ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu Türkiye,
bu yapısal bağımlılık ve asimetrik ilişkiler yumağına; “Yurtta savaş, cihanda savaş” konjonktüründe giriyor…. (http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/erinc-yeldan-dunyadan-turkiye-ekonomisinin-gorunumu/)

Deneyimli iktisatçı, eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez ise,
Türkiye Örneği: Enflasyonun Kökeninin Araştırılması” başlıklı irdelemesinde

– “Türkiye’de 2014 yılında yaşanan enflasyonun talep değil maliyet kökenli olduğunu, maliyet enflasyonunun da faiz değil kur kökenli olduğunu..” vurgulamakta..
(http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/ekonomide-analitik-dusunme-dersleri-turkiye-ornegi-enflasyonun-kokeninin-arastirilmasi/)

Demek ki Prof. Güngör Uras’a ek 2 yetkin iktisat uzmanı kalem daha, 12. CB. ve kaçak saray sakini Bay RTE‘nin Dolar kurundaki fırtına yükseliş tezine katılmıyor ve yıkımı (felaketi) açıklıyor..

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” adı altında Haziran 2003’ten bu yana 12+ yıldır sürdürülen kökü dışarıda Dünya Bankası Projesi olan ve ABD – AB – IMF baskısı ile sürdürülen politikalar için Prof. Yeldan, daha 2. yılında şu çarpıcı saptamayı yapmıştı :

Bay RTE’nin hazin durumu, karanlıkta ya da mezarlıkta korkusunu bastırmak isterken
ıslık çalan adamın çağrıştırıyor..

Dış çevrelerin desteğini sürdürmeleri adına verilen muazzam küresel politik rüşvet,
artık sürdürülemez durumdadır. Çünkü bu kez “içeride” dengeleri tutturmak olanak dışı olmaktadır. Birkaç soru soralım daha kolay anlaşılması için :

– 333 Dolar asgari ücret hangi orta gelişmiş ülkede vardır?
– 28 AB ülkesinde en az (minimum) asgari ücret kaç dolardır?
(Bulgaristan’da 789 € x 1,1 $, Eurostats, Ocak 2015)
– 2015 sonunda GSMH % kaç büyüyebilecektir?
– 2023’te ilk 10 ekonomi içine girme planları (masalları!) ne oldu??

Akıl dışı biçimde kışkırttığınız nüfus artışı %1,5 ve GSMH artışı %3 olursa (?),
aradaki 1,5 puan farkla mı Türkiye’nin başı göğe erecek, ek istihdam yaratılacak,
2023’te 10. büyük ekonomi olunacak??
– İşsizliği % kaçlarda tutabileceksiniz, tek rakama indirebilecek misiniz?
– Enflasyonu 2 basamaklı olmaktan engelleyebilecek misiniz?
(2016 için kabul edilen %5 + %4 memur aylığı artışı neyin habercisi??)
– Ülkenin iliği kemiği boşaltılıyor, bu ne denli sürdürülebilir veee;

– Sizin hiç insafınız, vicdanınız yok mudur ki, iktidardan düştüğünüzde bir enkaz durumunda bırakacaksınız ülkeyi ve ayağa kaldırmak onyıllar sürebilecek!

*****
Bütün bunlar “vatana – halka ihanet” değildir de nedir??
“vatana – halka ihanet” suçunun tanımı nedir?
Bu kaygıları gerekçeleriyle dillendirmek ve kamuoyunun gündemine taşımak
yurttaşlık hakkı ve ödevi kapsamında ve ifade özgürlüğü (AY m. 26) değil de suç mudur?
Bilim insanı sorgulamaz mı? “Suçtur, hakarettir..” denilecekse ve olup biten de vatana – halka ihanetin ta kendisi ise, gerçek, çok da gecikmeden nasıl, ne zaman ve kimlerce ortaya konacaktır? Yalnızca TBMM’nin 3/4 olanaksız çoğunluğunun (413/550 vekil!) kararıyla açılabilecek Yüce Divan yargılamasının kamuoyunda düşünsel – olgusal hazırlık ve olgunlaşması kimlerce, nerede ve nasıl yürütülecektir?

Zaman, yasaların mekanik baskıcılığını karşıtlar üzerinde iktidar gücüyle kırbaç gibi şaklatmak zamanı değil; bu olağanüstü yanlış, yıkıcı ve kökü dışarıda politikalar
artık son verme zamanıdır.

Ülke gümbür gümbür çöküntüye sürüklenmektedir, rezervler ve sabırlar tükenmiş,
çöküş hızlanmıştır. Hiç kuşku yok, çöküşün altında kalacaktır politik sorumlular ve
en ağır biçimde –yasal– hesap vereceklerdir.

Sonuç                               :

Bu sitede yıllardır yazıyor ve iyi niyetle AKP – RTE ikilisini uyarıyoruz..

– Duyuyor ve görüyor musunuz ki, artık duvara dayandık!
Moratoryum (uluslararası iflas!) eşiğindeyiz ve Batı…
– Bu dış güdümlü politikaların sürdürülebilirliği kalmadı;
Emperyalizmi bu tabloyu AKP eliyle kurgulamaktadır.
– Kıbrıs, Ege, Güneydoğu başta olmak üzere yaşamsal çıkarlarımızı,
bizi ekonomik olarak dize getirip söke söke çiğnemek, gasp etmek için..

Artık yeter!!…

(Not     : Bu dizelerin yazarı Prof. Dr. Ahmet Saltık (Tıp);
İktisada Giriş 1 ve 2 / Kamu Maliyesi / Makro İktisat / Türkiye Ekonomisi /
Kalkınma İktisadı..
 derslerini kredili olarak almış ve sınavlarını başarmıştır..)

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile.
18 Ağustos 2015, Tekirdağ

Yazının pdf biçimi :  DOLAR_3_TL’ye_KOSUYOR_Ya_AKP-RTE_ve_SURUKLEDIKLERI_TURKIYE

3 TL’lik dolar fiyatı normal mi?

3 TL’lik dolar fiyatı normal mi?

Olayların içinden  |  
Güngör Uras 
guras@milliyet.com.tr
Milliyet, 17.8.2015
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Cemil Ertem, cuma sabahı yaptığı açıklamada, Türk Lirası’nın Dolar karşısında 2.8 TL seviyesinin altında “değerli”,
2.8 TL seviyesini aşmasının “normal” ve 3 TL seviyesinde ise “rekabetçi” olduğunu  söyledi.
Başdanışmanın açıklamaları, Cumhurbaşkanı’nın Dolar fiyatınındaki değişimi nasıl değerlendirdiği konusunda fikir vermesi bakımından önemlidir.
Anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Dolar fiyatının 3.00 TL’ye çıkmasını normal kabul ediyor.
Hatta 3.00 TL’nin bile üzerine çıkabileceğini kabul ediyor.
Başdanışman Cemil Ertem, Dolar fiyatı konusundaki değerlemelerinde Merkez Bankası’nın
reel efektif döviz kuru hesabına gönderme yapıyor.
Merkez Bankası her ay TÜFE ve ÜFE’ye göre Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi yayımlıyor.TÜFE bazlı endekste Türkiye’deki TÜFE fiyat değişimi, ticaret yapılan 36 ülkenin fiyat değişimlerinin ağırlıklı ortalamasıyla karşılaştırılıyor.
Endeks, Türkiye’deki fiyat artışları ile ticari ilişkilerimiz bulunan ülkelerdeki fiyat artışlarına göre Türk Lirası’nın değerli olup olmadığını gösteriyor. Endeks 100 ise Türk Lirası olması gereken değerdedir. Endeksin 100’ün üzerinde olması TL’nin değerli olduğunu gösteriyor.

Türk Lirası, hâlâ değerli
Merkez Bankası’nın TÜFE bazlı (2003=100) Reel Efektif Döviz Kuru Endeksleri:
Genel olarak geçen Temmuz 104.05 iken bu Temmuz 99.55 oldu.
Gelişmekte olan ülkelere göre geçen Temmuz ayında 72.72 iken bu Temmuz 67.36 oldu.
Gelişmiş ülkelere göre ise 117.90 iken bu Temmuz 118.10 olarak hesaplandı.
Geçen Temmuz 2.13 TL olan Dolar, bu Temmuz 2.79 oldu ama (TÜFE – Gelişmiş ülkeler endeksine göre) Türk Lirası gene de değerli. Değer kaybetmeye devam etmesi gerekiyor.
Ne var ki reel efektif döviz kuru hesabı, sadece ülkeler arası enflasyon farkına dayanıyor. Halbuki Doların değeri ülkeler arası enflasyon hesabı dışında tırmanışa geçti.
Kıtlık rantı, risk primi
Dolar/Euro çapraz kuru geçen Temmuz 1.32 idi. Bu Temmuz 1.09 oldu. İşte bu nedenle, enflasyon farkı ötesinde Dolar ve Euro’nun değerindeki değişim, bizde Dolar fiyatının oluşumunu sağlıyor.

Özetle     :
TÜFE – Gelişmiş ülkeler bazlı reel efektif döviz kuru endeksinin hâlâ 118.10 olması,
(başka etkenler olmasa da) enflasyon farkı baskısında Dolar fiyatının daha da artabileceğini işaret etmektedir.
Buna ek olarak Doların küresel piyasalarda değer kazanmaya devam etmesi
Dolar fiyatını yukarı çekmektedir.
Türkiye’nin iç politika ve dış politika riskinin giderek artması,
enflasyon farkına ve Doların değer kazanmasına ek olarak Dolar fiyatını artırmaktadır.

Sonuç           :
Başdanışman Cemil Ertem’in Dolar için normal kabul ettiği 3.00 TL’lik fiyat
nihai (AS: sonal) fiyat olmayabilir.
Özellikle iç ve dış politikanın Dolar fiyatına yüklediği ve yükleyeceği “kıtlık rantı ve
risk primi”, Dolar fiyatının 3.00 TL’nin üzerinde de tırmanışını sürdürmesine yol açabilir.
================================== 

Dostlar,

Yılların birikimli – öngörülü saygın iktisat yazarı Prof. Güngör Uras‘ın yazısı yukarıdaki gibi.

12. CB hazretleri Bay RTE‘de çok sayıdaki başdanışmanlarından biri üzerinden buyurmuşlar ki;
Dolar’ın 3 TL olması dünyanın sonu değil hatta Türkiye için “rekabetçi” bile olabilir!..

Güngör hoca, bu Kaçak Saray sakininin yorumundaki önemli eksiklere işaret etmekte.
Doların 3 TLye tırmanması kıyamet işareti olmayıp “rekabetçi” avantaj ağlayacakmış!?

Peh peh peh…

Yaşamın gerçeğinden uzak, finans-kapitalin şatolarında afsunlayıcı teknik analizler!

İşte Türkiye’deki yangına bakış böyle Bay RTE’nin..
AKP Kasım 2002’de iktidar olduğunda 1 Dolar = 1,58 TL idi.
Demek ki 13 yıllık tek başına iktidar, Dolar fiyatını katlamak anlamına gelecek.
Her 13 yılda bir Dolar katlanarak gitmeli Türkiye’de..
Hatta 13 yıl çook uzun.. Son yılda olduğu gibi, Temuuz 2014 – Temmuz 2015 arasında
2.13 TL’den 2.79 TL’ye (17 Ağustos’ta, 01:38’de 2,9172 TL) fırlayarak 1 yılda 66 kuruş,
0.66 / 2,13 = %31 oranında değer kazanmalı Devr-i AKP’de!

Bankalar % 10’un altında TL faizi verirken, FED Dolara’a yıllık % 0.5 (yarım!) puan faiz öderken, Dolar sahipleri Türkiye’de “yatırım” yaparak 1 yılda % 31 gibi muazzam – hayal ötesi bir gelir sağlasınlar… Bunun adı serbest piyasa ve AKP’nin ekonomide istikrar sağlaması olsun..

Bu dehşetli küresel soygun, 80 milyonluk halk üzerinde ancak bunca ustalıkla = kalleşlikle sürdürülebilir!

Böylesine muazzam rant aktarımı sağlayan bir siyasal kadro, iktidarda tutulmaz da ne yapılır??

Neden kişi başına gelir 10 bin Doları aşamıyor?
Dolar 3 TL olunca asgari ücret net 1000 Tl/ 3 = 333 $ olacak, bunun anlamı ne?

1 Dolar = 3+ TL yüksek Dolar – ucuz TL kuru nasıl “rekabetçi” olacakmış?
Dışsatımınız (ihracatınız) %70-80 aralığında dışalıma (ithalata) bağlı.
Dışalım girdileriniz pahalılaşınca dışsatım ürünlerinize bu maliyet artışını yansıtacaksınız.
Nitekim dışalım düşüyor, sevinebilirsiniz dış ticaret açığı ve cari açık azalabilir diye;
ancak dışsatm artmayıp o da azalıyor ve de cari açığınız azalmayıp yerinde sayıyor!

Bu ne acayip bulmacadır?

Prof. Erinç Yeldan‘ın bu sitede yer verdiğimiz bir makalesi şöyle bağlanıyordu :
(Dünyadan Türkiye ekonomisinin görünümü)

– Uluslararası iş bölümünün ucuz ithalat ve ucuz işgücü deposu Türkiye,
bu yapısal bağımlılık ve asimetrik ilişkiler yumağına;
“Yurtta savaş, cihanda savaş” konjonktüründe giriyor….
(http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/erinc-yeldan-dunyadan-turkiye-ekonomisinin-gorunumu/)

Deneyimli iktisatçı, eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğimez ise,
Türkiye Örneği: Enflasyonun Kökeninin Araştırılmasıbaşlıklı irdelemesinde

“Türkiye’de 2014 yılında yaşanan enflasyonun talep değil maliyet kökenli olduğunu, maliyet enflasyonunun da faiz değil kur kökenli olduğunu..” 

vurgulamakta.. (http://ahmetsaltik.net/2015/08/07/ekonomide-analitik-dusunme-dersleri-turkiye-ornegi-enflasyonun-kokeninin-arastirilmasi/)

Demek ki Prof. Güngör Uras’a ek 2 yetkin iktisat uzmanı kalem daha, 12. CB. ve kaçak saray sakini Bay RTE’nin Dolar kurundaki fırtına yükseliş tezine katılmıyor ve felaketi açıklıyor..

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” adı altında Haziran 2003’ten bu yana 12+ yıldır sürdürülen kökü dışarıda Dünya Bankası Projesi olan ve ABD – AB – IMF baskısı ile sürdürülen politikalar için Prof. Yeldan, daha 2. yılında şu çarpıcı saptamayı yapmıştı :

Bay RTE’nin hazin durumu, karanlıkta ya da mezarlıkta korkusunu bastırmak isterken ıslık çalan adamın çağrıştırıyor..

Dış çevrelerin desteğini sürdürmeleri adına verilen muazzam politik rüşvet artık sürdürülemez durumdadır. Çünkü bu kez “içeride” dengeleri tutturmak olanak dışı olmaktadır. Birkaç soru soralım daha kolay anlaşılması için :

– 333 Dolar asgari ücret hangi orta gelişmiş ülkede vardır?
– 28 AB ülkesinde en az (minimum) asgari ücret kaç dolardır?
– 2015 sonunda GSMH % kaç büyüyebilecektir?
Akıl dışı biçimde kışkırttığınız nüfus artışı %1,5 ve GSMH artışı %3 olursa,
aradaki 1,5 puan farkla mı Türkiye’nin başı göğe erecek, istihdam yaratılacak?
– İşsizliği % kaçlarda tutturabileceksiniz?
– Enflasyonu 2 basamaklı olmaktan engelleyebilecek misiniz?
– Ülkenin iliği kemiği boşaltılıyor, bu ne denli sürdürülebilir veee
– Sizin hiç insafınız, vicdanınız yok mudur ki, iktidardan düştüğünüzde bir enkaz durumunda bırakacaksınız ülkeyi ve ayağa kaldırmak onyıllar sürebilecek!

*****

Bütün bunlar “vatana – halka ihanet” değildir de nedir??
“vatana – halka ihanet” suçunun tanımı nedir?
Bu kaygıları gerekçeleriyle dillendirmek ve kamuoyunun gündemine taşımak
yurttaşlık hakkı ve ödevi kapsamında ve ifade özgürlüğü değil de suç mudur?
“Suçtur, hakarettir..” denilecekse ve olup biten de vatana – halka ihanetin ta kendisi ise gerçek nasıl ortaya konacaktır?

Yalnızca TBMM’nin 3/4 çoğunluğunun suçlamasıyla / kararıyla açılabilecek Yüce Divan yargılamasının düşünsel – olgusal hazırlık ve olgunlaşması kimlerce, nerede ve nasıl yürütülecektir?

Zaman, yasaların mekanik baskıcılığını karşıtlar üzerinde kırbaç gibi şaklatmak zamanı değil; bu olağanüstü yanlış, yıkıcı ve kökü dışarıda politikalara son verme zamanıdır.
Ülke  gümbür gümbür çöküntüye sürüklenmektedir, rezervler tükenmiş, çöküş hızlanmıştır. Hiç kuşku yok, çöküşün altında kalacaktır politik sorumlular ve an ağır biçimde –yasal– hesap vereceklerdir.

Sonuç                                      :

Bu sitede yıllardır yazıyor ve iyiniyetle AKP – RTE ikilisini uyarıyoruz..

– Duyuyor ve görüyor musunuz ki, artık duvara dayandık..
– Bu politikaların sürdürülebilirliği kalmadı.
Moratoryum (uluslararası iflas!) eşiğindeyiz ve
Batı emperyalizmi bu tabloyu AKP eliyle kurgulamaktadır.
– Kıbrıs, Ege, Güneydoğu başta olmak üzere yaşamsal çıkarlarımızı,

bizi ekonomik olarak dize getirip söke söke çiğnemek, gasp etmek için..

Artık yeter!…

(Not     : Bu dizelerin yazarı Ahmet Saltık; İktisada Giriş 1 ve 2 / Kamu Maliyesi /
Makro İktisat / Türkiye Ekonomisi / Kalkınma İktisadı..
derslerini kredili olarak almış
ve sınavlarını başarmıştır..)

Sevgi ve saygı ile.
18 Ağustos 2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com