Etiket arşivi: Balyoz kararını veren Yargıtay 9. Ceza Dairesi

AYM; Askeri Casusluk davasında ‘hak ihlali var..’ ve Türkiye Gündemi..


AYM; Askeri Casusluk davasında ‘hak ihlali var..’ ve Türkiye Gündemi.. 

Anayasa Mahkemesi;
Askeri Casusluk davasında ‘hak ihlali vardır.’

AYM’den Askeri Casusluk davası kararı :

Anayasa Mahkemesi, İstanbul Casusluk Davası tertibiyle yargılanan askerlerin haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Davaya bakan mahkemenin tahliye kararı vermesi bekleniyor..

Anayasa Mahkemesi; İstanbul Askeri Casusluk davasında ‘hak ihlali vardır’ dedi.
Avukatlar, tutuklu bulunan 5 kişinin tahliye edilmesi için dilekçe verdi,
38 subay hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep etti.(www.aydinlikgazete.com/turkiye/aymden-askeri-casusluk-davasi-karari-h60476.html, 9.1.15)

Anayasa Mahkemesi, Balyoz kararında olduğu gibi İstanbul Askeri Casusluk davasında da
“hak ihlali vardır.” yönünde karar verdi.

Avukatlar, dava kapsamında tutuklu bulunan 5 kişinin tahliye edilmesi için
yerel mahkemelere dilekçelerini sunarken 38 subay hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep etti.

İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne infazın durdurulması ve
yeniden yargılama taleplerini içeren dilekçeler de gönderildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin yerel mahkemenin kararını onaması üzerine
İstanbul Askeri Casusluk davası sanıkları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
1 yılı aşkın süre önce yapılan başvurularla ilgili karar dün oybirliğiyle çıktı.
Avukatlar, kararın oybirliği ile çıkmasının önemine vurgu yaptı.

ÖNCE ÖZGÜRLÜK, SONRA AKLANMA

Dava avukatlarından Mahir Işıkay, kararın ardından Aydınlık’a konuştu :

“Hak ihlali kararını geç de olsa oybirliğiyle alınmış olması gerek yerel mahkemenin gerekse
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararlarının ne kadar isabetsiz olduğunu gösteriyor.” diyen Işıkay,

“Öncelikle cezaevinde olan 5 kişinin ve haklarında yakalama kararı olan 38 kişinin
öncelikle özgürlüğe kavuşması ve devamında yeniden yapılacak yargılama sonucu
bu alçakça iftiralardan aklanacaklarını değerlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Işıkay, “Öninde sonunda, kumpasların en iğrencinde gerçekler ortaya çıkacak ve
bu insanlar aklanacaklar.” dedi.

YAKALAMA KARARLARI KALDIRILSIN

Av. Hüseyin Ersöz, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dilekçede,

“Anayasa Mahkemesi’nin Adil Yargılanma Hakkı’nın ihlal edildiğine ilişkin kararı çerçevesinde yargılamanın yenilenmesine, müvekkillerin cezasının infazının durdurulmasına ve haklarındaki yakalama kararlarının kaldırılması için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına karar verilmesini..” talep etti.

=======================================

Dostlar,

Epey ama epey geç de olsa sevinçliyiz..
Bu uyduruk dava da Ergenekon – Balyoz kumpaslarının halkalarından biriydi.

Nerdeyse 120 haftadır SESSİZ ÇIĞLIK eylemleriyle adalet arıyoruz...

Bu gün (10 Ocak 205) saat 13:00’te Ankara Sakarya meydanında ve yurt içi – dışı 10+ merkezde eylemler sürecek..

Özellikle Ankara için inanılmaz özveri ile emek veren Ali – Ümit Gönüldaş çifti kardeşlerimiz Atina’da (Yunus Soner ile birlikte) gözaltındalar..
Dileriz eylem saati 13:00’e dek yetişirler.. (Şu sıralar havada olduklarını öğrendik..)

Anayasa Mahkemesi önünde nöbetlere katıldık, gecikmeyen adalet istedik,
sesimizi duyurmaya çabaladık. Olumlu sonuca bir katkısı olduysa,
kendimizi görevini yapmış yurttaş / insan varsayacağız..

Buruk da olsa, -belki gerekmese de- Anayasa Mahkemesine özellikle
kararın OYBİRLİĞİYLE verilmesi nedeniyle teşekkür ediyoruz
..

*****

AYM; Askeri Casusluk davasında ‘hak ihlali var..’ 
TPK’nin Yürüttüğü Tarihsel Savaşım… ve Türkiye Gündemi.. 

AKP yerinde başkaca bir hükümet olsa bunların 100’de biri olamazdı..
Hükümetin gözaltındaki yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılması için
bir çabasını biz henüz duymadık..

Engellenen ve sınır dışı edilen 13 yurtseverin haklarına sahip çıkılmadığı ve
Yunan hükümetinin protesto edilmediği gibi..

AKP geç de olsa doğru yola girmeli ve yurttaşlarının haklarını korumalıdır.
Yunanistan’ın bu hukuk ve demokrasi dışı tutumu aslına TPK üyeleri yurtsever insanlarımızın kişiliğinde T.C. Devleti’ne dönüktür. Yunanitan’ın eli çok zayıftır :

Atina’da Parlamento önünde basın açıklaması yapmak isteyen TPK üyesi
öncü yurttaşlaraımız, Şengen vize sorunları (!) olabileceği gibi komik bir gerekçeyle engellenmişlerdir. Bu insanların büyük çoğunluğunun Yeşil Pasaportu vardır ve
herhangi bir vizeye gereksinimleri yoktur.

Türk Ulusu ve AKP’ye oy veren yurttaşlarımız, AKP hükümetinin ulusumuzun
onurunu zedeleyen bu vahim yanlışını değerlendireceklerdir.

Ayrıca 15 Nisan 2015’e 3 ay kaldı. Sözde Ermeni soykırımının 100. yılı..
Uluslararası psikolojik savaşa çok uygun bir araç ellerinde tepe tepe kullanıyorlar.

Türkiye, tarihsel gerçeklere aykırı olarak Batı emperyalizmince soykırımla suçlanır
ve mahkum edilirse AKP’liler kına mı yakacaklardır?
O zaman sormazlar mı, “Siz kimin hükümetisiniz??” diye

Önce mahkumiyet, sonra tazminat, sonra da toprak istemi ile
ülkemizin bölünmesi ve Sevr gereği Ermenistan’ın büyütülmesi mi??

Herkes aklını başına almalıdır.. Önce AKP hükümeti ve oydaşları.

Bu arada İP Genel Başkanı Doğu Perinçek‘in AİHM’nde 28 Ocak 2015 günü yapılacak
temyiz duruşmasına katılmasının mutlaka sağlanması gerekir.

Her şeyden önce SAVUNMA HAKKI KUTSALDIR ve SON SÖZ SAVUNMANINDIR..

Savunma son sözünü söylemeden karar verilebilir mi?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gerçekten içtenlikli ise,
Adalet Bakanlığı’na başvurmalı ve

  • Doğu Perinçek için Yargıtay’dan özel izin istenmelidir.

Böylesi bir istemin ceza muhakemeleri hukukuna aykırı bir tarafı yoktur, olağandır.
İnsanlar tutuklu – hükümlü iken bile cezaevinden gerektiğinde izinle dışarı çıkabilmektedir..
Adalet Bakanı da kendiliğinden harekete geçebilir, geçmelidir.
Gerektiğinde kefaletle de bu izin verilebilir.

Aynı başvuruyu Doğu Perinçek de Yargıtay’a ve ilgili 2 Bakanlığa yapmalıdır.

Hukuk düzeni çaresizlik rejimi değildir.
Son çözümlemede hukuk adaletin aracıdır;
temel işlevi budur,
dolayısıyla bu bağlamda üretmek zorunda olduğu çözümler meşrudur. 

(Sivas katliam hükümlülerinin cezaevinde iken çocukları oldu!
İmralı’daki katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası İnfaz Yasası kurallarına uygun mu?)

Bu arada AİHM de Doğu Perinçek’in duruşmada hazır bulundurulmasını istemelidir.
Bu amaçla Türk hükümetine ivedi müzekkere yazmalı ve bir içtihat yaratmalıdır.

****

Son olarak; bu hızlı gündem değişmeleri AKP’nin ne çok işine yarıyor değil mi??
İçerideki müthiş ekonomik güçlükler, yoksulluk, işsizlik, ağır kış koşulları ve de
TBMM Komisyonunda aklanan 4 eski bakan; kanayan kamuoyu vicdanı, katledilen adalet, hiç edilen muazzam paralar, rantlar; bunların beslediği medya – mafya – siyaset… uğursuzlukları.. Ama nereye dek??

AKP, IŞİD’e politik ve lojistik desteğinin hesabını da verecek.. kaçışı yok..
Paris olayları öylesine yüzeysel değil.. Uluslararası hesaplar Bay RTE’yi çok aşıyor..

Türkiye tüm bu kuşatmaları aşacak..
İnsan akının – bilincinin sonsuza dek tutsak alınabileceği varsayılabilir mi??

Sevgi ve saygı ile.
10.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Yargıtay’dan Umut Davası’na onama


Yargıtay’dan Umut Davası’na onama

10 Nisan 2014,
YURT Gazetesi

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesinin de aralarında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan “Umut Davası”nda sanıklara verilen hapis cezalarını onadı .

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2013’te, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok’un öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan “Umut” operasyonuna ilişkin açılan ve Yargıtay’ın bozma kararından sonra tekrar görülen davada 3 sanığı “yasadışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu” örgütünü kurmak ve yönetmek suçundan 12 yıl 6’şar ay, 5 sanığı ise aynı örgüte üyelikten 6 yıl 3’er ay hapse mahkum etmişti. Sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, “silahlı suç örgütü kurma ve yönetme” eylemlerinden 15’er yıl hapis cezasına çarptırılmış, iyi halleri nedeniyle cezaları
12 yıl 6’şar aya indirilmişti.

Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve
Recep Aydın
da “silahlı suç örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırılmış ve cezaları iyi durumları  dikkate alınarak 6 yıl 3’er ay olarak belirlenmişti. Karara itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden Yargıtay’ın gündemine geldi.

SANIKLAR İRAN’DA KUDÜS ORDUSU VE İRAN GİZLİ SERVİSİ SAVAMA İLE BAĞLANTIYA GEÇİP ASKERİ EĞİTİM ALDI

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkumiyet kararını onadı. Dairenin kararında, “Tevhid Selam Kudüs Ordusu Örgütü”nün, 1988-99 arasında Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu 18 ayrı saldırıyı gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı ifade edildi. “İslami Hareket Örgütü”nün de Çetin Emeç ve Turan Dursun’un öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu 1990-94 arasındaki 5 olayı gerçekleştirdiği belirtilen kararda, “Tevhid Selam Kudüs Ordusu”nun ve “İslami Hareket Örgütü”nün, silahlı terör örgütü niteliklerinin Yargıtay tarafından 2002 yılında kabul edildiği anımsatıldı.

Örgütlerin silahlı terör örgütü niteliğinde olduğunun belirtildiği kararda, sanıkların
terör örgütlerinin üyesi ve yöneticisi oldukları, İran’da Kudüs Ordusu ve İran gizli servisi Savama ile bağlantıya geçip örgütsel görüşmeler yaptıkları, İran’da örgütün amaçları doğrultusunda siyasal ve askeri eğitim aldıkları, istihbarat çalışmaları yaptıkları, silah ve patlayıcı madde temin etmek gibi faaliyetlerde bulundukları yönündeki kabul ve uygulamada isabetsizlik görülmediği vurgulandı. Daire, sanıklar hakkında verilen hükümlerde isabetsizlik görülmediğinden yerel mahkeme kararını
oy birliğiyle onadı.(ANKA)

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç : Boş yere umut vermeyin


Dostlar,

“Balyoz davası” kararını AİHM’ne “hemen” ve doğrudan götürmek için çok değerli bir gerekçeyi, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç sundu.. Bilerek – bilmeyerek.. Sağolsun diyelim..  

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru aşaması ile 2 yıl daha yitirilmeden doğrudan AİHM’ne başvurulabileceğini, başvurulması gerektiğini gerekçeleriyle sitemizde yazmıştık (http://ahmetsaltik.net/2013/10/10/hukuk-yikildi-ama-biz-yikilmadik/, 10.10.13) :

****

Bize göre karar düzeltimi (tashih-i karar) isteminin anlamı yoktur, zaman yitiğidir; aynı Daire (9. Ceza Dairesi) bu kararında herhangi bir düzeltme yapmayacaktır.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru da (md. 148) çıkmaz sokaktır.
Gerek Yargıtay gerekse Danıştay 12 Eylül 2010′da yapılan referandumla onaylanan 26 maddelik anayasa değişikliği kapsamında yeniden yapılandırılan HSYK tarafından adeta baştan kurulmuş gibidir. Yargıtay’a yeni atanan 160 üye blok olarak davranmış, 1. Başkan ve Daire Başkanları böylelikle belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi ise Cumhurbaşkanı’nın (Abdullah Gül) atamaları ile eski
2-3 üyesi dışında tümüyle yenilenmiştir.

Bu bakımdan, İHAS (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi) bağlamında AİHM’ne (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) “ivedi” kaydı ile özel bir başvuru yapılması uygun olur. Bu başvuruda gerekçe olarak, iç hukuk yollarının biçim olarak bitmemekle birliktegerçekte bittiği, sonucun belli ya da kuvvetle öngörülebilir olduğu, bu yolda oyalanmanın en az 2 yıl gibi bir süre daha yersiz ve haksız gecikme anlamına geleceği, çoğu yaşlı olan hükümlülerin bu süre içinde sağlıklarının daha da bozulabileceği hatta yaşamdan kopabilecekleri, adaletin gerçekleşmesinin 2 yıl daha geciktirilmesinin kabul eilemeyeceği, adaletin
zaten uzun yıllardır katledilmekte olduğu… içerikli savunma yapılabiir.
(http://ahmetsaltik.net/2013/10/10/hukuk-yikildi-ama-biz-yikilmadik/, 10.10.13)

*****

Bir kez daha “yetmez ama evet” çi sığ aydınlara ithaf olsun…
12 Eylül 2012 Anayasa değişiklikleri (26 madde) referandumunda izlenen yol,
halka değişiklikleri yaldızlamak biçiminde idi..

Bu bireysel başvurunun bir tür “temyizin temyizi”, bir “üst temyiz” olmadığını
AYM Başkanı doğrudan belirtmekte..

Sevgi ve saygı ile.
13.10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=====================================

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç : Boş yere umut vermeyin

Haşim Kılıç: Boş yere umut vermeyin

“Yargıtay’daki arkadaşlarımızı yıllardır tanırım. Donanımlı, bilgili ve tecrübelidirler. Başından beri de yıllardır bu dairede çalışmış, olaylara hâkim titiz ve tecrübeli bir ekiptir. Bu nedenle arkadaşlarımızın yanlış yapma ihtimali çok ama çok düşüktür.” (Hürriyet , 12 Ekim 2013)

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay’ın Balyoz davası kararıyla ilgili ‘halen üst itiraz ve temyiz yolları açık’ değerlendirmelerine

Anayasa Mahkemesi temyiz makamı gibi gösteriliyor. Sonra insanlara
boş yere umut veriliyor. Mahkemenin kararlarına dair bizim böyle bir görevimiz yok. Bizimle ilgili süper temyiz algısı yaratmak son derece yanlış.
” dedi.

Bu yanlış algının aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) için de lanse edildiğini kaydeden Kılıç, şunları söyledi:

YENİDEN TEMYİZ YOK

“Bazı konuları bu vesileyle aydınlatmak gerekiyor. Çünkü özellikle Balyoz davasında Yargıtay’ın kararı sonrasında bizim veya AİHM’nin ‘süper temyizlerle süper kurtarıcı’ olduğumuz havası yaratılmaya çalışılıyor.
İlk olarak şunu söyleyeyim :

Anayasa Mahkemesi, temyize alınmış ve değerlendirilmiş davaların kararlarını yeniden temyize alma yetkisine sahip değildir. Bu konuda hüküm var.
Biz sadece eğer bize başvuru gelirse Yargıtay ceza dairesinin mahkumiyet kararlarına değil;

– yargılama süresince özgürlük ihlali var mı yok mu,
– sanık savunmaları hukuka uygun gerçekleşti mi,
– uzun tutukluluk ve yargılama hukuka uygun mu başvurularına bakabiliriz.

Onun ötesinde mahkumiyet ve hapis cezalarına müdahalemiz olamaz.
Aynı şekilde AİHM de Anayasa Mahkemesi’yle aynı görev ve yetkilere sahiptir. Sadece, AİHS’de belirtilen hak ve özgürlüklerle ilgili ihlal var mı buna bakar.
Suçun vasfına, delillere ve mahkumiyetin derecesine, ne AİHM ne de biz bakabiliriz.

BÜTÜN YARGITAY BİLİR

(Balyoz kararını veren Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin üyeleri ve kararlarına yönelik eleştiriler) Yargıtay’daki arkadaşlarımızı yıllardır tanırım. Uzun dönemdir burada başarıyla görev yapmaktadırlar. Donanımlı, bilgili ve tecrübelidirler. Başından beri de yıllardır bu dairede çalışmış, olaylara hâkim titiz ve tecrübeli bir ekiptir.
Bu nedenle arkadaşlarımızın yanlış yapma ihtimali çok ama çok düşüktür.
Bunu ben değil, zaten tüm Yargıtay bilir.

ANAYASADA SORUN BAŞKA

(Yeni anayasa görüşmeleri) Açıkçası yeni anayasa konusunda pek umutlu değilim. 60 civarında madde çıktı denilerek buna büyük önem atfediliyor. Bence onlar
sorun değil. Zaten benzer maddeler 12 Eylül döneminde bile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden aktarılmış benzer başlıklar. Asıl Türkiye’nin önünü açacak
sorunlu maddeler aynen duruyor. Takdir tabii ki Meclis’in, ama beklenti diğer
kritik maddelerin üzerinde. Yine de bu 60 maddeyi gelinen aşama olarak
takdirle karşılayabiliriz.”

Paranoya ile ülke bir yere varamaz

(Demokratikleşme paketi) Çeşitli vesilelerle hükümetin açıkladığı Demokratikleşme Paketi’nin bazı maddelerinin er geç önümüze geleceğinden bahsediliyor. 

Eğer Türkiye’yi demokratik anlamda rahatlatacak ve bir santimetre dahi de olsa bir adım atılıyorsa biz bundan endişe değil sadece mutluluk duyarız. Bunlar olursa şöyle kötü olur böyle kötü olur paranoyalarıyla, söylemleriyle bu ülkenin bir yere varması mümkün değil. Önemli olan bu ülkenin geleceğine güvenmemiz ve birbirimize inanmamız. Demokrasi ve özgürlük adına bu ülkede atılacak adımlardan korkmaya gerek yok ve daha atılacak adımlar olduğuna inanıyorum.

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/haberler/item/9000-anayasa-mahkemesi-baskani-hasim-kilic-bos-yere-umut-vermeyin.html

İLGİLİ YAZILAR:

“Devrimci iktidarı” kurmak zorundayız, başka seçeneğimiz de yok…

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/yazarlar/kemal-simsek/item/532-devrimci-iktidari-kurmak-zorundayiz-baska-secenegimiz-de-yok.html, 12.10.13