Aylık arşivler: Ağustos 2012

KENDİNİZİ İPTAL EDİN

KENDİNİZİ İPTAL EDİN

Geçen sene, terör olayları bahane edilerek 30 Ağustos Zafer Bayramı Resepsiyonu
iptal edilmişti. Bu sene de Cumhurbaşkanı Gül’ün kulak rahatsızlığı gerekçe gösterilerek Çankaya Köşkündeki Zafer Bayramı Resepsiyonu iptal edildi.

Böyle bir rezalet Cumhuriyet kuruldu kurulalı ilk kez yaşanıyor.

T.C Devleti, binlerce yıllık deneyime sahip bir devlettir. Kişilerle kaim değildir. Kişiler gelir, görevlerini yaparlar ve görevleri bitince kenara çekilirler.
Bu demokrasinin, gelişmişliğin ve sistemin oturmasının doğal gereğidir.
Cumhurbaşkanı hastalanabilir, felç olabilir, hatta ölebilir. Yenisi seçilinceye kadar, kimin ona vekalet edeceği, yenisinin nasıl seçileceği yasalarda bellidir.

Cumhurbaşkanı Gül rahatsızlığı sebebiyle Bayram Kutlamasına katılamayabilir.
Yerine vekaleten TBMM Başkanı Çiçek katılır ve Zafer Bayramı törenleri devletin
en üst katında da kutlanmış olur.

Cumhurbaşkanı Gül’ün, Çankaya Köşkünde yapılacak 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerini “İptal” etme yetkisi yoktur. Gül hasta oldu diye devleti mi iptal edeceğiz?
Cumhurbaşkanı Gül, iptal edecekse ancak kendisini iptal edebilir.
Bu da kendisinin bileceği bir iştir.

Cumhurbaşkanı hasta olur törenler iptal, Başbakan hasta olur Bakanlar Kurulu iptal, Genel Başkan ishal olur Grup toplantısı iptal…

Allah rızası için, kimin bu devlete “çadır devleti” yaftasını yapıştırma hakkı var? Bunlar kendilerini ne zannediyorlar. Hani siz millete “hizmetkâr” olmak için gelmiştiniz? Nezle olursunuz hizmet iptal, hasta olursunuz hizmet iptal, hep “hizmet” iptal edilir ama nedense “kâr” hiç iptal edilmez !…

Devletin birliğini temsil eden, Devletin başı Sayın Gül;

Başbakan ve Genelkurmay Başkanı için hastaneden çıkıp, saatlerce toplantı yaparsınız,
Milli Güvenlik Kurulu toplantısı için saatlerce hastaneden ayrılırsınız,
Ne olurdu da Türk Milletinin en önemli bayramlarından Zafer Bayramı için bir saatçik fedakarlık yapsa idiniz. O törende, kulaklarınız neyi duyunca rahatsız olacaktı acaba?…

Değerli okurlar, Türkiye’de siyaseti yönlendiren insan sayısı zannedildiği kadar
çok değildir. Tüm partileri toplasanız, bunlarda siyasete yön verebilecek konum
ve güçte kişi sayısı 500 kişiyi geçmez. Bunlar da birbirini gayet iyi tanır.

Bendeniz de Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ü iyi tanırım.
Uzun yıllar TBMM’de beraber bulunduk.
Yurtiçi-yurtdışı birçok seyahatte yanımızda bulundu.
Ayrıca Sayın Oğuzhan Asiltürk’ün kendisi için söyledikleri hala hafızamdadır.

Gül’ün kulakları rahatsızlanmasa da, başka bir gerekçe yaratılıp,
törenler yine iptal edilirdi…

“Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü her yere yazmak ilkelliktir, diyen bir kişinin
Zafer Bayramı törenlerinden rahatsız olması kadar doğal bir şey olabilir mi?

Soru okurlara;

*Suudi Arabistan Kralı 30 Ağustos günü Türkiye’ye gelse,
Gül koşarak Kralın oteline gider miydi?

*Kulak rahatsızlığı sebebiyle uçağa binemeyen Gül,
Eylül ayındaki Amerika ziyaretini iptal eder mi?…

Eğer Türk Milleti, millet olma bilincine eriştiyse,
ilk seçimde bunların tamamını iptal eder.
Aksi halde bir dahaki 30 Ağustosu Bilvanis Çiftliğinde Menzil Tarikatıyla kutlarsınız.

Değil mi Özel, çok özel Paşa…

BİR İPTAL DAHA

Malatya’nın Darende İlçesinde düzenlenen “Karakucak Güreş ve Kültür Festivali”ne katılan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz;

“Terör örgütünü 6 defa bitirmiş durumdayız” dedi !…

Mark Twain demiş ki; “Sigarayı bırakmak çok kolaydır. Ben tam 57 defa bıraktım!..” Gerçekten kolaymış, tekrar başlamasa.

İsmet Mark Yılmaz Twain’e göre ise terör örgütü 6 defa bitirilmiş.

Hüseyin Çelik’in dediği “birkaç Memed’i” kim şehit ediyor dersiniz?…

Bu Bakanı da ben iptal ediyorum, katılır mısınız?…

Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Ağustos 2012

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11

Prof. Özer Ozankaya’dan 30 Ağustos iletisi..

ATATÜRK’ÜN “YENİ TÜRK DEVLETİNİN, GENÇ TÜRK CUMHURİYETİ’NİN TEMELİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ, SONSUZLUĞA DEĞİN SÜRECEK OLAN YAŞAMININ TAÇLANDIRILMASI…” OLARAK NİTELEDİĞİ
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINI VE TÜM KURTULUŞ SAVAŞI VE CUMHURİYET DEVRİMİ GÜNLERİNİ KUTLAMAYI ENGELLEMEK YA DA YASAK SAVAR GİBİ KUTLANIP AŞAĞILANMASINA ÇALIŞMAK, DEMOKRATİK MEŞRULUĞUNU YİTİRMEK YA DA ZATEN BÖYLE BİR MEŞRUİYET KAYGISINI TAŞIMAMAK ANLAMINA GELİR!

BU BİLİNCİN HER TÜRK YURTTAŞININ DÜŞÜNCESİNDE EN ÖZENLİ YERİ TUTMASI VE GELECEK YILDÖNÜMLERİNE BÖYLE BİR KAYGININ GÖLGESİ BİLE OLMADAN ULAŞMAMIZ DİLEĞİ İLE ULUSUMUZUN
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINI GÖNÜLDEN KUTLUYORUM.

Kuran dersi müfredatı belli oldu

30 Mart 2012… Laik Türkiye 4+4+4 ile bir kez daha kuşatıldı..

Kuran dersi müfredatı belli oldu

Hz. Muhammed’in hayatı ile birlikte Kuranıkerim dersi de artık ortaöğretim programında. Ders müfredatı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın onayından geçti.

Kuranıkerim haftada iki saat seçmeli ders olarak alınabilecek. CNN Türk’ten
Betül Konan’ın haberine göre,bu yıldan başlayarak uygulanacak dersin müfredatı
Talim Terbiye Kurulu onayından geçti.

Dersin amacı Kuranıkerim okumayı öğrencilere öğretmek, mesajını verebilmek…
İşte ders programı ayrıntıları…

5. sınıf müfredatı

– Öğrenciler bu dersle ilk olarak 5. sınıfta tanışacak. Ve ilk derste Kuranıkerim’i niçin okumalıyız sorusuna yanıt arayacaklar.

– Kuranıkerim’i tanıyalım ünitesinde Kuran kıssaları, duaları, kavramları hakkında bilgi sahibi olacaklar, ikinci ünitede ise Kuran okumayı öğrenecekler.

– Harfler, harflerin okunuşu, hareketler öğrencilere tek tek öğretilecek.
Öğrenmelerini kolaylaştırmak için koro halinde seslendirmeleri sağlanacak.

Ve Kuran okumayı öğrendikleri zaman Bakara suresini okuyacak, subhaneke,
salli barik, ihlas, kevser gibi duaları ezberleyecekler.

6. sınıf müfredatı

– 6. sınıfta Kuranıkerim’i güzel okumanın önemi üzerinde durulacak. Ve öğrencilere tevcit, yani kurallarına göre güzel okuma dersi verilecek. Dua, zikir, tesbih ve
secde kavramları hakkında bilgiler de bu dersin kapsamı içinde.

– Öğrenciler 6. sınıfta Bakara ve Yasin surelerini okuyacak, Amentü, Felak,
Nas gibi sureleri ezberleyecek

7. sınıf müfredatı

– Öğrenciler 7. sınıfa geldiklerinde Kuranıkerim’in islam dinindeki yerini öğrenecek, mesajını anlamaya çalışacak.

– Kuran okuma çalışmalarında da bir aşama daha ilerlenecek. Harfleri uzatma,
harflere vurgu yapma gibi bilgiler verilecek.

– 7. sınıfta ezberlenecek dualar arasında Kafirun, Fil, Kureyş, Maun sureleri
yer alacak.

– Öğrenciler anlamlarını da öğrendikleri bu sureleri koro halinde tekrar ederek ezberlemeye çalışacak

8. sınıf müfredatı

– 8. sınıfta da yine Kuranıkerim’in mesajları üzerinde durulacak, Hz. Yakub,
Hz. Yusuf gibi peygamberlerin kıssaları öğrenilecek.

– Furkan, Rahman, Cuma gibi ayetlerin okunacağı derste Asr, Kadir suresi ve
Ayetül Kürsi anlamlarıyla birlikte ezberlenecek.
(29 Ağustos 2012, wwww.cumhuriyet.com.tr)
======================================================

Dostlar,

Göreceğiz hep birlikte zaman ne getirecek ?

AKP doludizgin, dört nala..

“Ustalık” dönemi artık.

O yüzden 4+4+4 görüşülürken, özellikle irikıyım AKP milletvekilleri CHP’lileri
TBMM Kamisyonlarından döverek attı ve bu anti-laik irtica yasasını çıkardı.

– Dış destekli irtica
– Dış desteki bölücülük..

Bu 2 ana tehdit idi 28 Şubat 1997 sürecinin odaklandığı.

Şimdi bu komutanlardan hesap soruluyor.

Kim soruyor olabilir?
Basit, düz mantık değil i?

– Dış destekli irtica
– Dış desteki bölücülük..

İşte Türkiye’nin Büyük Zaferin 90. yılındaki perişan hali..

Cumhurbaşkanı hasta, hastalığının adını bilmiyoruz ve
geçen yıl Köşke alınan 30 Ağustos Resepsiyonu ve kutlamaları iptal edilebiliyor!?
(bir de “tebrikat” demezler mi, cinlerim bile çıldırıyor..)

Devlet terbiyesi buna izin vermez.

Sn. Gül ağır sorumluluk altındadır :

Derhal, Gül hasta = tıbben raporlu olduğu için TBMM Başkanını vekalet görevine çağırmalıdır.

Hiç olmazsa Köşk’te (2 yıl öncesine dek Genelkurmay’da olurdu..) bu kabul verilmelidir.

Devlette asıl olan sürekliliktir.

Kişiler gelir, geçer..

Bu arada Sn. Gül’e elbette insani olarak şifa dileğimizi sunarız.

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 30.8.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

TSK mı, AKP Hükümeti mi Darbeci ?

Dostlar,

Belgelik (Arşiv), yaşamımızda önemli bir kavramı kucaklayan bir sözcüktür.

Biz zaman zaman belgeliklere, kendi belgeliğimize göz atıyoruz.

Bu gün, 30 Ağustos 1922’ye tarihlenen görkemli utkunun 90. yılı..

4 yıl önce neler yazmışız, sizinle paylaşmak istiyoruz.
Başlığımız yukarıdaki gibi olmuş :

TSK mı, AKP Hükümeti mi Darbeci ?

“30 Ağustos Zaferi’nin 86. Yılına Armağan” etmişisiz bu çalışmayı.. :

Zaman aleyhte işliyor.. demişiz.
Saptamalara ek olarak önerilerimiz de olmuş.

Herkes aklını başına alsın ve tam bağımsız, anti-emperyalist Türkiye için
net tavrını koysun… demişiz.

TÜRKİYE’DEKİ ETKİLİ GÜÇLERİN BU GERÇEKLERİ GÖRÜP GÖREMEYECEKLERİ HUSUSU,
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN EN TEMEL SORUNSALIDIR.. diye sürdürmüşüz..

Yer yer, yazının tarihi unutuyorsunuz, çünkü güncelle çok örtüşüyor.

Olmaz olsundu bu denli iabetli öngörü!

Hoşgörünüzle, 6 sayfalık bu kapsamlı irdelememizi pdf olarak sunalım.

Lütfen tıklar mısınız?
30_Agustos_1922’nin_86._Yilina_Armagan_29.08.08

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 30.8.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Büyük Taarruz’dan Her Biri Tarih Dersi Kareler ve Günümüz

Dostlar,

26 Ağustos 1922 şafağında başlatılan Büyük Taarruz, 4 gün sonra
görkemli bir utkuya ulaştı.

Elbette hiç ama hiç kolay olmadı.

Ölçüsüz bir yurt ve vatan aşkı, şehitler, şehitler, gaziler, gaziler..

Kuvayı Milliye Şehitleri..

Başlarında tarihin en parlak komuta kurulu..

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Çakmak Paşa, İsmet Paşa vd.

Bu karelerin her biri bir dünya.. Birer engin tarih dersi..

Huşu, ile, haya ile, vefa ile, minnet ve şükran ile
Biraz utanarak, biraz içi acıyarak.. ama günümüze ilişkin dersler çıkararak
derin derin bakılmalı.

Son tahlilde; Yüce Atatürk’ün TAM BAĞIMSIZLIKÇI-ANTİEMPERYALİST çizgisinden
sapışımızın kaçınılmaz ağır bedeli olarak içime yuvarlandığımız çukurdan kurtulmak üzere bu fotoğraflardan yeniden güç alınmalı..

O aziz mi aziz insanların saygın anılarına yaraşır bir düzeye ülkemiz
mutlaka taşınmalı.

Cumhurbaşkanı hasta ise, kendisine içtenlikle şifa dileriz.

Ama tarihte örneği olmayan böylesi bir destanın kutlanmasından asla vazgeçilemez.

Devlet, bir dizi kurumlaşmış yapının çatısıdır.
Orada süreklilik vardır ve kişiler gelip geçicidirler.

Sn. Cumhurbaşkanı Gül, tıbben raporludur.

Dolayısıyla, iyileşinceye değin görevini vekiline devretmelidir.

Anayasa, TBMM Başkanının Cumhurbaşkanının yokluğunda vekili olduğunu yazar :

F. Cumhurbaşkanına vekillik etme

MADDE 106. – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.

Madde çok açıktır.

Durum da..

TBMM Başkanı Sn. Cemil Çiçek devreye girmeli ve köşkte 30 Ağustos 2012 törenleri,
Türkiye gibi gelenekleri olan bir devleti zaaf içinde gösterebileek çağrışımlara yol açmadanyapılmalıdır.

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 29.8.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Lütfen tıklayınız..
30_Agustos_fotolari

Medresemiz açılmıştır!

“4+4+4” kaması Türkiye’yi iflah etmez.. CHP hala “laiklik tehlikede değil..” diyedursun. Bu yasa için AKP gövdesini koydu. CHP’lileri TBMM komisyonlarından döverek çıkardılar.

“Yarın” ne yaparlar, yapacaklar dersiniz?

CHP toplumsal muhalefeti 4+4+4’ün karşısına yığmalı. Günümüz Milli Eğitm Bakanı
Ömer Dinçer, 19-21 Mayıs 1995’te Sivas’ta yapılan “21. Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye Gündeminde İslam” konulu toplantıda söylediklerini yapıyor şimdi:

“…Yine başlangıçta kurulurken ortaya atılan cumhuriyet ilkesinin zayıfladığını ve işlevini kaybettiğini görüyoruz. Halk için ve halk adına yönetim diye tarif edilen cumhuriyet kavramının aslında bizim için çok fazla bir mâna ifade etmediğini
söylememiz de mümkündür. Türkiye’de cumhuriyet ilkesinin yerini katılımcı bir
yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerine islam ile bütünleşmenin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum.

Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin, laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha ademi merkezî, daha müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının
geldiği düşüncesini taşıyorum.”

Dinçer’e göre Laikliğin zamanı geçmiştir, Türkiye “daha islami” olmalıdır..

Güya Anayasanın kapı gibi hükümleri var, 24. madde var laiklik hakkında doğrudan..

Uyan Türkiye uyan… Yoksa uykunda öleceksin..

Sevgi ve saygı ile. Tekirdağ, 29.8.12
Dr. Ahmet Saltık www.ahmetsaltik.net

ABD Başkanı: “Biz ABD anayasasını hazırlarken, bir ulus kurduk.”

ULUS DEVLET, 20.-21. yy’da insanlığa birlikte yaşama kültürü kazandırma bakımından en önemli gelişmelerden biri.. Emperyalizm kendi için ULUS DEVLET’e vargücüyle sarılırken, çevre ülkelerde etnik mikromilliyetçiliği, dinsel inanç ayrımlarını körükleyerek geleneksel “divida et impera” (böl ve yönet) politikasını sürdürüyor. Oyuna gelmemek gerek..
Sevgi ve saygı ile. 30.8.12, Tekirdağ
Dr. Ahmet Saltık, www.ahmetsaltik.net

30 Ağustos 2012, Büyük Zaferin 90. Yılı Kutlu ve Mutlu Olun..

Yüce Türk Milleti’nin tüm emperyalistleri, yerli ve yabancı uşaklarıyla birlikte
dize getirdiği 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü kutlu olsun.

ATATÜRK : “Ne mutlu Türk’üm diyene.”

Veya;

Ne mutlu, “Türk’üm” diyene!

Türk milleti : “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

3. ABD Başkanı Thomas Jefferson (1801-1809) :

“Biz ABD anayasasını hazırlarken bir ulus kurduk.”

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 29.8.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

30 Ağustos; emperyalizmin gururunun kırıldığı gündür!

ADD İSPARTA ŞUBESİNDEN B A S I N A Ç I K L A M A S I

30 Ağustos; emperyalizmin gururunun kırıldığı gündür!

30 Ağustos; yalnız bir cephe savaşı değil, yurdun her karış toprağını cephe olarak benimseyen vatan savaşının adıdır.

30 Ağustos; dün İngiliz emperyalizmine, bugün AB ve ABD emperyalizmine haddini bildiren direniş destanının adıdır.

30 Ağustos; emperyalist planların bozulduğu, Anadolu’nun paylaşım girişiminin durdurulduğu, mazlum ulusların emperyalizme karşı savaşımına ışık olan, umut aşılayan bir başkaldırının adıdır.

30 Ağustos; bir ulusun tarih sahnesinden silinirken topyekûn “bağımsızlığını imhaya karar veren emperyalizme” karşı yeniden dirildiği, tarihte örneğine ender rastlanan bir savaşın adıdır.

30 Ağustos; 9 Eylüldür, Lozan’dır, Cumhuriyettir, devrimlerdir.

93 yıl önce 19 Mayısla başlayan, 30 Ağustos 1922’de “Ya istiklal ya ölüm!” parolasıyla süren bağımsızlık savaşı ile bu topraklardan kovulanlar ve emperyalistlerin işbirlikçileri, bugün yine bu topraklarda cirit atıyorlar.

Yeni Sevr özlemiyle yanan AB-D Emperyalistleri ve onların işbirlikçileri Vahdettinlerin, Damat Feritlerin, Şeyh Saidlerin, Ali Kemallerin torunları
23 Nisan’ın, 29 Ekim’in, 30 Ağustos’un, Çanakkale Zaferi’nin ve 19 Mayıs’ın izlerini silmeye çalışıyorlar.

AB-D Emperyalistleri ve onlarla işbirliği içinde olanların Yeni Sevr’e ulaşabilmeleri için, Mustafa Kemal’in ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın izi-tozu silinmelidir. Ergenekon-Balyoz-Andıç vb. uydurma davalarla, daha doğrusu CIA Operasyonlarıyla
30 Ağustos’ta destan yazan Türk Ordusu sindirilmiş, Yurtsever, Laik subaylar,
bilim insanları, aydınlar Silivri’lere, Hasdal’lara atılmıştır.

İşte, Birinci Kurtuluş’un ve Mustafa Kemal’in aşama aşama unutturulması-değersizleştirilmesi, Milli Bayramların, 19 Mayısların 30 Ağustosların kutlamalarının engellenmesiyle amaçlanan da Türk halkının tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik bilincini yavaş yavaş yok ederek, Yeni Sevr’i, günümüzdeki adıyla “BOP” projesini yürürlüğe koyma amaçlıdır.

Ama Çanakkale’de ve 19 Mayıs’ta nasıl yanılmışlarsa, bugün de öyle yanılıyorlar. Çünkü Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ezilen ulus topraklarının işgal edilmesini seyretmemiştir. Kişisel çıkarları adına seyretmeyi meslek edinenler o ulusun bir parçası olmayı beceremeyenlerdir. Tarih onların kahroluşunu, uluslarının
şanlı zaferleriyle yazmıştır.

Son sözlerimizi yolumuz, yönümüz, ışığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk söylüyor :
“Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de, izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla, milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar. Her halde Ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu.
“Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.
………
“Dolayısıyla subay için “ya istiklâl, ya ölüm” vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!” (Mustafa Kemal, 31 Temmuz 1920, Afyonkarahisar Kolordu Dairesinde Subaylara Yaptığı Konuşma)

Bizler, bu ülkenin İkinci Kurtuluş Savaşçıları; ölmeyeceğiz, bağımsızlığımız için savaşacağız.

Tüm yurtseverler, Kemalistler omuz omuza vererek İkinci Kurtuluş Savaşı’nı örgütleyip, bağımsızlığımızı yeniden sağlayacağız. “Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamları”, ”BOP Eşbaşkanlarını”, “varlıkları yalnızca zarar ve yıkım getiren” bugünkü iktidar sahiplerini o makamlardan indireceğiz.

Çünkü bizler; Vahdettinlerin, Damat Feritlerin, Ali Kemallerin değil, Mustafa Kemal’in yolundan gidenleriz. Çünkü bize Mustafa Kemal Atatürk; “Saraylarının içinde Türk’ten başka ögelere dayanarak, düşmanlarla birleşerek Anadolu’nun, Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamların Türk yurdundan kovulması, düşmanların
denize dökülmesinden daha kurtarıcı bir devinimdir.” görevini vermiştir. 30.8.2012.

MAHMUT ÖZYÜREK, Başkan
YÖNETİM KURULU ADINA

ADD İsparta Şubesinin 14 yıllık yiğit başkanı.. (30.8.2012)