Etiket arşivi: Şeyh-ül İslam’

Mülkiyeliler Birliği : Hukuku ve Adaleti Savunan Baroların Yanındayız

Hukuku ve Adaleti Savunan Baroların Yanındayız

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Diyanet İşleri Başkanı’nın LGBTİ bireylere karşı nefret içeren sözlerinin ardından Ankara Barosu, evrensel insan hakları ve anayasamızın koyduğu ölçülere göre bir kınama mesajı yayımlamış, ardından Baro hakkında soruşturma başlatılmıştır. Aynı süreç Diyarbakır Barosu için de işletilmiştir.

Barolar, Anayasayı savunmuştur. Yürürlükte olan 1982 Anayasası’na göre Türkiye laik bir devlettir, temelini dinden değil, hukuktan alan kurallara uygun olarak yönetilir. Hiçbir kamu görevlisi dinine dayanarak ayrımcılık yapamaz. Bir devlet memuru olan Diyanet İşleri Başkanı da buna dahildir.

Barolar evrensel hukuk ilkelerini savunmuştur. Türkiye’nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’nde, AİHM’nin açık içtihadında yer alan cinsel yönelim ve kimlik ayrımcılığı yasağının bir devlet görevlisi tarafından, hem de dini temelden yapılmasını kınamışlardır.

Barolar, ifade özgürlüklerini hukuku savunmak, bir kamu görevlisini ulusal ve evrensel hukuka uygun davranmaya çağırmak için kullanmış; adalet bakanının açıklamasının hemen ardından cumhuriyet savcılarının açtığı soruşturmalara maruz kalmışlardır.

Türkiye’de yargı bağımsızlığına ilişkin ağırlaşan sorunlar başta olmak üzere, ağırlaşan insan hakları ihlallerinin, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve meslek kuruluşlar üzerindeki baskıların geldiği dereceyi açık biçimde gösteren bu gelişmeler karşısında,

  • Mülkiyeliler Birliği, hukuku savunan Baroların yanındadır.

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu
=================================

Dostlar,

Devletin en yüksek tepelerinden DİB Başkanı hazretlerine en güçlü perdeden kol kanat gerilmiş, Diyarbakır ve Ankara Barosu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 216/3 maddesi kapsamında, Halkın bir kesiminin benimsediği dinsel değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştı. (http://ahmetsaltik.net/ 2020/04/28/ diyanet-baskani-ali-erbasa-yonelik-aciklamasi-nedeniyle-ankara-barosuna-sorusturma-baslatildi/)

??????
!!!!!!!!
????????

Cinsel tercihleri nedeniyle aşağılanan, dışlanan, ötekileştirilen ve “mücrim – günahkar”, din dışı ilan edilen hedef gösterilerek adeta linç ve aforoz edilen insanların haklarını hangi Cumhuriyet savcıları koruyacak??

Şeyh-ül İslam’lık makamı yaratmak yetmedi, bir de kalın kalın, güçlü mü güçlü zırhlarla korumaya aldık??!!

DİB hurafe üretecek, Dini buna alet edecek, karşı çıkan Ankara ve Diyarbakır Barosu ceza koğuşturmasına uğrayacak!?

Türkiye’nin savrulup sürüklendiği yere bakar mısınız??

Suçlu, apaçık güçlü..

Ve bir bakıyorsunuz, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içinde 154. sırada!

AKP ve maşalarını alkışlamak (!) gerek..…

AKP’nin “yetmez ama evetçi” yandaşlarını da..

Türkiye’de ileri demokrasiye geçilmiş bulunuyor AKP = Erdoğan rejimiyle, gözümüz aydın..(!)

Sevgi, saygı ve KAYGI ile. 30 Nisan 2020, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Mülkiyeliler Birliği Üyesi (SBF-Mülkiye)
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci 

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

Kuran’ın manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar

İlahiyatçı Cemil Kılıç’tan Diyanet’e eleştiri: Kuran’ın manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar

İlahiyatçı Cemil Kılıç, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuran’a uygun konuşmadığını belirterek,

  • “Kur’an ayetleri ve Kur’an’da anlatılan çok şey tahrif edilmiştir. Yani Kur’an’ın lafzına dokunmasalar bile manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar. Bu Emeviler ile başlayan bir süreç ve maalesef bugün de bunun çok ciddi sonuçlarını yaşıyoruz.” dedi.

İlahiyatçı Cemil Kılıç'tan Diyanet'e eleştiri: Kuran'ın manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar

© T24 İlahiyatçı Cemil Kılıç’tan Diyanet’e eleştiri:

(AS: Bizim katkımızı yazının altındadır..)

Kuran’ın manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar

Cumhuriyet’ten İpek Özbey‘in sorularını yanıtlayan Cemil Kılıç’a göre salgın hastalıklar ve diğer bazı hastalıkların eşcinsellikle ilişkilendirilmesi isabetli bir yaklaşım değil. “Elbette ki hayatımızdaki her şeyin bir takım yan etkileri olabilir. Çok yemek de sıkıntıya sebep olabilir vs. Çeşitli cinsel anlayışlar için de bu tip nitelendirmeler yapılabilir ama kategorik olarak özellikle hastalıkları belli bir faktöre bağlamak hem bilimsel hem de İslamî ve Kuranî değil” diyen Kılıç, şöyle devam etti:

“Fıtri olan bir şey günah olarak telakki edilemez”

“Malum tartışma eşcinsellik üzerinde yoğunlaştı. Lut kavminin helak edilmesi üzerinden birtakım görüşler açıklandı. Denildi ki ‘Kur’an eşcinselliği yasaklamıştır.’ Halbuki böyle çok netlikle ifade edebileceğimiz, kesin bir durum söz konusu değil Kur’an’da. Zira eşcinsellik veya başka bir cinsel yönelim, bu konularda uzman değilim ama anlatıldığı kadarıyla fıtri, doğuştan gelen bir duygu olabiliyor. Fıtri olan bir şey günah olarak telakki edilemez. Lut Kavmi ile ilgili anlatılanlar doğru yorumlanmalıdır.”

“Kur’an’ın verdiği tek ceza bu”

Cemil Kılıç, Lut Kavmi hakkında şunları anlattı:

“Orada eşcinsellik değil, eşcinsellik üzerinden gerçekleştirilen sapkınlık kınanıyor. Bu normal cinsellik için de söz konusu olabilir. Ama cinselliğin kendisini bu kapsama almak Kur’an’a baktığınızda o kadar kolay değil. Çünkü eğer helak edilmeyi hak edecek kadar büyük bir günah olsaydı, o zaman eşcinsellikle ilgili Kur’an’da ceza hükümlerinin olması gerekirdi. Kur’an’da diyor ki, ‘Kendi cinsleriyle zina edenleri eğer 4 şahit de varsa, yani bir alenileşme söz konusuysa bu durumda o kişileri tövbe edinceye kadar evlerine hapsedin ve ağır bir biçimde kınayın’… Kur’an’ın verdiği tek ceza bu.”

Ali Erbaş’ın eşcinselleri hedef aldığı sözlerine:
İnsafsızlık, Kuran’a uygun değil

Bunun, “Böyle bir yöneliminiz olsa bile bunu kamusal alanda gerçekleştirmeyin, demek” olduğunu söyleyen Kılıç, “Dolayısıyla Kur’an, kim eşcinselse onu öldürün, yakın, ateşe verin demiyor. Evet, eşcinsellik bana da gayri tabii / anormal geliyor. Bu belki eleştirilebilir ama eşcinsellere saygısızlık etmek istemem. Bu benim görüşüm. Onlar farklı düşünebilir elbette. Bununla birlikte bugün abartıldığı gibi ‘Eşcinseller katledilmesi gereken insanlardır, hastalık yayarlar’ gibi bir anlayış insafsızdır ve Kuran’a uygun değildir. Çünkü Hazreti Muhammed’in döneminde de eşcinsellerin, hatta travestilerin olduğunu biliyoruz. Kadın gibi giyinen erkeklerin, erkek gibi giyinen kadınların olduğunu biliyoruz. Bunlara karşı Hazreti Peygamber’in bir ceza uygulamadığını da biliyoruz. Normal karşıladığını söylemiyorum. Onlarla kendi arasında bir mesafe koymadı da demiyorum ama onlara karşı bir ceza uygulamıyor.” ifadelerini kullandı.
=========================
Dostlar

Dün (28.4.20) web sitemize konuya ilişkin bir dosya koymuştuk. Ankara Barosu’nun konuya ilişkin şöyle açıklaması olmuştu :

Ankara Barosu, LGBTİ+’ları hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş‘a tepki göstermişti. Barodan yapılan açıklamada,

  • “Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda cadı diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır.” denilmişti.

Barodan yapılan açıklamada,

  • “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın insanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp kitlelere hedef gösterdiği konuşmayı şaşkınlık ve ibretle izledik.
  • Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir.
  • Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır.
  • Anılan şahsı ve ona hak veren zihniyeti büyük bir şaşkınlık ve ibretle kınadığımızı tüm kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”

ifadesi kullanılmıştı.

Bunun üzerine Devletin en yüksek tepelerinden DİB Başkanı hazretlerine en yüksek perdeden kol kanat gerilmiş ve Ankara Barosu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 216/3 maddesi kapsamında, Halkın bir kesiminin benimsediği dinsel değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştı. (http://ahmetsaltik.net/ 2020/04/28/ diyanet-baskani-ali-erbasa-yonelik-aciklamasi-nedeniyle-ankara-barosuna-sorusturma-baslatildi/)

??????
!!!!!!!!
????????

Şeyh-ül İslam’lık makamı yaratmak yetmedi, bir de kalın kalın, güçlü mü güçlü zırhlarla korumaya aldık??!!

DİB hurafe üretecek, buna karşı çıkan Ankara Barosu ceza koğuşturmasına uğrayacak!?

Türkiye’nin savrulup sürüklendiği yere bakar mısınız??

Sevgi ve saygı ile. 29 Nisan 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com