Etiket arşivi: risk – yarar dengesi

COVID-19 AŞILARI ve Hastalıktan Korunma İçin 10 Temel Öneri

COVID-19 AŞILARI ve Hastalıktan Korunma İçin 10 Temel Öneri

  • Aşılar ilaçlardan daha GÜVENLİ biyolojik moleküller olmalıdır
    çünkü hastaya değil sağlıklı insanlara yaygın olarak uygulanmaktadır.

Aşıların komplikasyolarını en aza çekerek tersine koruyucu etkisini en üst düzeye çıkarmak gibi ikili bir sorumluluk söz konusu Vaksinolojide (aşı bilimi).

Aşı redcileri, aşıdan çekinenler… açısından ellerine bir koz vermemek gerek. Risk – yarar dengesinin böylesine kritik olduğu durumlar aşı üretimi ve yaygın uygulanması. Öte yandan milyarlarca doz aşının kısa sürede üretilebilmesi de ciddi bir lojistik kapasite sıkıntısı.. Üstelik Türkiye, KOVID-19 için aşı üretmek üzere uluslararası konsorsiyuma henüz akçalı (mali) katkıda bulun(a)madı öğrenebildiğimiz ölçüde..

Genel ve özel koruyucu önlemlerle korunmayı özenle sürdürelim :

1. Kalabalık ortamlara zorunlu olmadıkça girmeyelim, girilecekse fiziksel uzaklığı koruyalım ve uygun maske takalım; bu mekanlar kapı – pencere açık havalansın.
2. Genel hijyen, özellikle el yıkama alışkanlığını sürdürelim.
3. Beden direncini yüksek tutacak davranışları alışkanlık edinip sürdürelim.. Yeterli – dengeli beslenme, spor, uyku, hobiler ve dayanışma..
4. Kamusal sağlık politikaları ile koruyucu sağlık hizmetlerini kesin bir öncelikle, sosyal devlet sorumluluğu sayalım yeniden.
5. Toplumda yoksulluğu, işsizliği, sosyal güvencesizliği en aza indirelim; gelir dağılımını iyileştirelim; yabanıl Küreselleşmeye son verelim.
6. Küresel işbirliği ve eşgüdüm içinde olalım Dünya Sağlık Örgütü ile.
7. Tıp ve sağlık bilimlerine yatırım yapalım, betona değil.
8. Ulusal Hıfzıssıhha (Koruyucu Sağlık) Kurumunu bilimsel olarak özgür, yönetsel ve akçalı (mali) bakımlardan özerk (otonom) kılalım; afet planları yapsın, temel aşıları ve ilaçları üretsin.
9. Çevreye saygılı olalım, onu fahişe gibi görmeyelim, birlikte barış içinde yaşamak (peaceful co-existence) zorunda olduğumuzu, yeryüzünün biyolojik anlamda “zorunlu paraziti olduğumuzu” hiç unutmadan, “sürdürülebilir kalkınma” (sustainable development) yerine “sürdürülebilir yaşam (sustainable life) ilkesini (paradigmasını) koymak zorunda olduğumuzu görelim.
10. Bunca devasa / yersiz / gereksiz / kaldırılamaz nüfus sorunu ile yüzleşelim ve Yeryüzünün kaldıramadığı 7,8 milyar nüfusu artık üst sınır görelim ve demokratik yollarla insanları kazanarak – ikna ederek

HER AİLEYE 1 ÇOCUK ilkesini zorunlu genelgeçer kılalım.

  • Kuşkusuz tüm önlemlerin genel çerçevesi BİLİMSEL AKILCILIK!

Sevgi ve saygı ile. 24 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Halk Sağlığı Uzmanı, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

AŞI YALANI

AŞI YALANI

Soner YALÇIN
SÖZCÜ
,  09.03.2018

(AS : Bizim kapsamlı bilimsel katkımız yazının altındadır..
S. Yalçın’ın bu yazısında ciddi yanlışlar vardır ve düzeltilmektedir..)

Yazı yazıyorsan… Kitap yazıyorsan… Eleştirilmeyi kabul edecek­sin! “Saklı Seçilmişler” kita­bıma kimi eleştiriler geliyor. Ne güzel. Tartışalım. Farkın­dalık yaratalım. Ancak… Türkiye’de okumadan “eleştiri yapma” hastalı­ğı virüs gibi yayılıyor! “Saklı Seçilmişler” kita­bının tanıtımı için sosyal medyada yapılan üç-dört cümle üzerinden “tenkitler” yapılıyor! 500 sayfalık araştır­mayı sadece sosyal med­yada okudukları üzerinden “eleştiriyorlar!” Konuyu getirip aşıya-bebek sağlığına dayıyor; beni “aşı düşmanı” gösteriyorlar! Ayıp. Lütfen önce şu kitabı okuyun… Temelsiz eleştiri sadece bu kitapla başıma gelmedi. “Be­yaz Türklerin Büyük Sırrı, EFENDİ” kitabımı yazdım. Kimileri başladı:
– “Sabetayist düşmanlı­ğı yapıyor!”
– “Anti-semitik!”
Peki, okudunuz mu kitabı? Hayır! Adı lazım değil; birinin şiirini kitaba koydum. Kitapla ilgili söylemediğini bırakma­dı! Yazdıklarımdan kuşkuya düştüm; açtım telefonu sordum; “arkadaş sahiden sen bu kitabı okudun mu?” Okumamıştı! Bir güvendiği arkadaşı anlatmıştı! Bu kişi Türkiye’de “eleştirmen” diye tanınıyor! Bir gün yemekteyiz… Spi­ker arkadaş “Efendi” kita­bıyla ilgili bilindik “tenkitleri” tekrarlamaya başladı. Kitabı okuyan arkadaş dayanama­yıp sordu, “kitabı okudun mu?” Okumamıştı! Bugün… Benzerleri sosyal medyada…

“SOL” PORTAL

Adını yazmıyor… Hangi ilaç şirketinin elemanı olduğu ortaya çıkmasın istiyor her­halde! Arkasını dayamış bir “sol” portala demediğini bırakmıyor. Konu, aşılar! Peki… “Saklı Seçilmiş­ler” kitabımda ne yazdım: Aşı, küresel ilaç şirketle­rinin üzerinde çok durduğu konu! Aşı konusunda sürek­li telkinlerde bulunmaları, hükümetleri nezdinde lobi faaliyetleri yürütmele­ri ve özellikle Afrika ülkeleri ile İslam coğrafyasında faaliyet göstermelerinin sebebi ne? İnsan severlik mi? Para mı? Ya da… Bütün dünyada aşılar konu­su dokunulmaz. Ne tartıştırı­yorlar, ne konuşturuyorlar! Aşı konusu tabu! Aşıların güvenirliğini, etkinliğini gündeme getirmek iste­yenler aforoz ediliyor. Kuşkusuz bütünüyle ‘aşılar­dan uzak durun’ diyemem. Ama aşı konusunda ‘çok dikkatli olun’ demek zorunda­yım! Bakınız… ABD’de bir bebek 6 yaşına kadar toplam 49 doz ve 14 çeşit aşı oluyor. Türkiye’de farklı değil; 17 çeşit aşı yapılıyor bebeklere! Hepsini yaptırmak şart mı? Örneğin… MMR (kıza­mık, kabakulak, kızamıkçık) karma aşısı ilk defa 1975’te ABD’de uygulandı ve (Türkiye dahil) dünyaya yayıldı. Ama… Japonya gibi ülkeler son­ra bundan vazgeçti! Ço­cuklarda erken yaşta diyabet/ şeker hastalığını tetiklediği ortaya çıktı. Verem aşısı BCG de aynı etkiye neden oluyor­du! Ya diğerleri? Yararlı mı zararlı mı? Türkiye’de bir yaşına gelmeden ölen/bebek ölüm hızı (istatistik rakamları ne kadar düşük gösterse de) 2013’te binde 10.8’den 2014’te binde 11.1’e yük­seldi…”

Yani… “Saklı Seçilmişler” kita­bı, ‘aşı’ya değil, ilaç şirket­lerinin dayattığı aşı tabusu­na karşı.
Yoksa, mutlaka tartışalım; hakikati hep birlikte bulalım, mutlu olurum…

KİMİ SAVUNUYORSUNUZ?

Okumadan “çamur atıyor­lar” demeliyim ya, neyse. Kitaptan devam edeyim: “Ülkemizdeki bütün ölümle­rin yaklaşık % 30’unu bebek ölümleri oluşturuyor. Dünyada bebek ölüm hı­zında Müslüman ülkeler başı çekiyor. Tesadüf mü? Cahillik mi? Türkiye’de Anayasa Mahkemesi-nin ‘rıza olmaksızın aşı yapılamayacağına’ iliş­kin gerekçeli kararı var… Aşıların iyi araştırma yapılmadan, yeterli testler­den geçirilmeden piyasaya verildiği hep tartışılan önemli bir konu. Çünkü… Dünyada aşılar üzerine karar veren hiçbir kuruluş, ‘aşıların iki yıl içindeki yan etkileri üzerinde çalışma yapılmadığı’ iddiasına doyu­rucu yanıt veremedi hala! Bu nedenle belli yıl-larda kullanı­lan (rota virüs veya thime­rosal gibi) aşılar hakkında şikayetler çok artınca piyasa­dan çekildi…”

ABD’li ünlü aktör Robert De Niro‘nun, çocuk aşıları konusunda haber yapacak gazetecilere 100 bin do­lar ödül vermeyi teklif ettiğini yazdım. “Vay efendim” öyle dememişmiş! Komik. Dr. Andrew Wakefield‘ın yönetmenliğini üstlendiği 2016 yılı yapımı aşı yalanlarını gösteren “Va-xxed” adlı belgesele destek vermedi mi? Mesele sadece Robert De Niro’nun oğlu mu? Aşılar yüzünden çocuk­ları zarar gören aileler ABD’de “Nesilleri Kur­tarma Grubu” oluşturdu. Arala-rında 200 bin dolar toplayarak aşı ile otizm bağlantısını araştıran in­celeme yaptırdılar. Kor-kunç sonuçları kitapta yazıyor, aç, oku! Hâlâ sosyal medya üzerinden “laf sokma” oyunu oynu-yorsun! Açıp okuyunuz… ABD eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld‘in başkanlığı­nı yaptı-ğı ilaç devi Gilead Sciences “kuş gribi” abartı­sıyla dünyaya neler yaptı? Sa­dece bu grip için Türkiye, 350 milyon dolarlık aşı ithal etti!

Demem o ki: Kimileri ise “sol” mas­ke altında küresel aşı oyunları­nın üzerini örtmeye çabalıyor!
Eko-emperyalizm umurların­da değil. Gıdanın siyasi-politiği umu­runda değil. Gevezelik yapıyor-lar… Bilmiyorlar ki: Haksız eleştiri gizli bir övgü­dür aslında!
========================================
Dostlar,

Sayın Soner Yalçın çok değer verdiğimiz, saygı duyduğumuz, gazete yazılarını ve kitaplarını edinip, zamanımız elverdikçe okuduğumuz bir yazardır. Araştırmacı – gazeteci – yazarlık geleneğinden gelmektedir ve Uğur Mumcu ekolündendir.

Ancak “Aşılar” konusu kolay bir konu değildir. Nitekim Yalçın’ın yazısında önemli maddi hatalar var :

  • Türkiye’de halen geçerli Sağlık Bakanlığı Aşı Takviminde 13 farklı türde aşı var.
  • Lise öncesi 8. yıl sonuna dek toplam 21 doz aşı yapılmaktadır.
  • Yapılacak tüm aşılar ve aşı takvimi Sağlık Bakanlığı Aşı Danışma Kurulunca oluşturulmakta ve sürekli olarak güncellenmektedir.
  • “.. (rota virüs veya thime­rosal gibi) aşılar” ifadesi hatalıdır. Rotavirüs bir ishalli hastalık etmenidir ve bu etmene karşı aşı geliştirilmiştir. Thimerosal (ya da thiomersol) bir aşı adı değil, kimi aşılarda geçmişte kullanılan bir civa bileşiğidir ve son yıllarda kullanılMAmaktadır.
  • Bebek ölüm hızı, Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2017’de yayınladığı 2016 sonu verilerine göre
    %o (binde) 7,3’tür ve uzman çevrelerce çok iyimser olarak görülmektedir.
  • “Ülkemizdeki bütün ölümle­rin yaklaşık % 30’unu bebek ölümleri oluşturuyor.” tümcesi de bütünüyle yanlıştır. TÜİK, bebek ölümü sayısını 2016 sonunda 13 036 olarak vermektedir. Toplam ölümler ise 422 135 olup, oranlandığında % 3.09 çıkmaktadır. On kat fazlasıyla verilmektedir yazıda!
  • Sayın Soner Yalçın, aşılarda alüminyum olduğu savlarına değinmemiş.. Bu miktar, günlük içtiğimiz sudaki alüminyumdan fazla değil..
  • Anayasa Mahkemesinin kararı, aşıyı zorunlu kılan yasal düzenleme olmayışına –yasal norm eksikliğine– dayalıdır. (Salt Çiçek aşısı için yasal düzenleme vardır ancak Çiçek hastalığının 1978’den bu yana kökü kazındığından, aşısı da yapılmamaktadır..) Oysa Anayasa md. 90 uyarınca iç hukuka katılan çok sayıda uluslararası andlaşma – sözleşmelerden kaynaklanan doğrudan – dolaylı çıkarımla aşı yapılmasını yasal zorunlu kılan düzenlemeler de vardır ve bunlar Anayasa Mahkemesince dikkate alınmayarak anılan Anayasa hükmü çiğnenmiştir. Sağlık Bakanlığı bu gerekçe yönünde tek maddelik bir yasal düzenleme teklifi hazırlamıştır ancak, duyumlarımıza göre yüksek tepelerden engellenmektedir.. Niye acaba?? AYM’nin bu kararı çok tartışmalıdır..
  • Son çözümlemede; aşı üretim teknolojisi giderek riskleri azaltırken güvenilirliği artırmaktadır. Rekombinant DNA tekniği ile üretim ve çok titiz soğuk zincir başlıca güvencelerdendir.  Yaşamda “sıfır” riskli hiçbir şey yoktur. Yaklaşım, akılcı ve serinkanlı biçimde risk – yarar dengesine dayandırılmak zorundadır. Aşılar yüz milyonlarca çocuğun yaşamını kurtarmış, engelli kalmalarını (örn. çocuk felci) önlemiştir. Ucuz ve çok güvenilirdirler. En etkili korunma yöntemlerinin başında gelirler.
  • Kuş gribi konusunda yersiz aşı uygulaması ve dışalımı (ithali) yapıldığı savı doğrudur.
  • AŞILAR stratejik ürünlerdir ve ne yazık ki ülkemizde hiç yerli aşı üretilmemektedir. Oysa Cumhuriyet’in ilk yıllarında bile İstanbul ve Sivas’ta yerli aşı yapıldığı, milyonlarca insanın aşılandığı ve hatta yurt dışına satıldığını Yüce Atatürk’ün 1930’da TBMM açılış konuşmasından öğreniyoruz.
  • İtalya’da geçtiğimiz yıl Parlamento, 0-16 yaş aşıları zorunlu kılan yasa çıkarmıştır.
  • Türkiye’de 3,5 – 4 milyon göçmenin 1 milyonu aşan çocukları vardır ve aşıları eksik, yaşam koşulları uygun değildir; bu salgın riski demektir! 2013’te Türkiye’de binlerce kızamık olgusu saptanmıştır. Geçen yıl Stockholm’de de..
  • Türkiye’de aşı reddi olayları on bini aşmıştır. Tehlikeli biçimde tırmanmaktadır!
    Birey özerkliği ve kişi hak ve özgürlükleri toplum sağlığı karşısında üstün tutulabilir mi?
  • Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF, 2 yetkili uzman uluslararası kurum olarak aşıların tam ve net olarak arkasındadır.
  • web sitemizde konuya ilişkin epey yazımız vardır, okunması pek çok çekince ve yanlış bilgilenmeyi giderebilecektir:
    – http://ahmetsaltik.net/arsiv/2017/03/Anayasa_Mahkemesi_ASI_karari_irdelemesi_AHMET_SALTIK.pdf
    – http://ahmetsaltik.net/2017/05/02/42368/ 
    – http://ahmetsaltik.net/2017/03/27/dr-nevzat-eren-16-ulusal-halk-sagligi-sempozyumu-gerceklesti-sistem-sorunu-olarak-asi/
    – http://ahmetsaltik.net/2016/10/30/ttb-zorunlu-asi-sorunu-yeniden/
    – http://ahmetsaltik.net/2018/01/05/asi-yasamdir-toplum-sagligi-riske-atilamaz/

    – http://ahmetsaltik.net/2015/11/23/hasuderden-anayasa-mahkemesinin-asilama-karari-hakkinda-basin-aciklamasi/Bu durumda, Sn. Yalçın’ın aşılara dönük haksız eleştirisi gizli bir övgü ­mü aslında?

Sevgi ve saygı ile. 09 Mart 2018, Ankara 

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com