Etiket arşivi: Prof. İhsan Doğramacı

Türkiye 4. Nüfusbilim Konferansı

Dostlar,

Türkiye 4. Nüfusbilim Konferansı, 2015

Ana tema :

“Yarım asırlık demografik araştırma deneyimi ile Türkiye’de nüfus politikalarının dünü, bugünü ve yarını”

olarak belirlenmiş olan Türkiye Nüfusbilim Konferansı, 2015, ilki 1968 yılında (Türkiye Nüfusbilim Konferansı), ikincisi 1975 yılında (Türkiye İkinci Nüfusbilim Konferansı) ve üçüncüsü de 1997 yılında (Üçüncü Ulusal Nüfusbilim Konferansı) gerçekleştirilen konferans serisinin dördüncüsü olarak 5-6 Kasım 2015 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi’ndeki Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecektir.

Türkiye’nin en güncel ve can yakıcı sorunlarının başında gereksiz – yersiz – akıl dışı
çok hızlı ve hatta yıkıcı NÜFUS ARTIŞIDIR!

Geçtiğimiz yıl (2014) Türkiye’nin nüfusu 1 030 000 kişi artmıştır ve % 1,34 (binde 13,4) düzeyinde bir nüfus artış hızına karşılıktır. AB ortalamasının 4 katından daha büyüktür.

Ulusal gelirde büyüme geçtiğimiz yıl % 2,9 olmuştur. Bunun yarısı hızlı nüfus artışı ile yutulmuştur. Geriye kalan yaklaşık % 1,5 büyüme hızı ile gelişmiş ülkelerle aradaki farkı kapatmak olanak dışıdır. Hele 2023’te ilk 10 ekonomi içine girmek matematiksel olarak
kesin biçimde olanaksızlaşmıştır. Hatta G20’den düşme riski ciddidir.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü‘nün kuruluşunu ve ilk Müdürlüğünü
Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK yapmıştır. Prof. Fişek, o sırada, İstanbul Tıp Fakültesinden
sınıf arkadaşı Prof. İhsan Doğramacı‘nın rektörü olduğu Hacettepe Üniversitesi’nin
rektör yardımcısısıdır.

Prof. Fişek, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesindeki görevinden ayrılarak yaklaşık 5 yıl
Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yaptıktan sonra 1965’te 3. yılındaki Hacettepe Tıp Fakültesine atanmış ve Türkiye’de çağdaş anlamda HALK SAĞLIĞI  – TOPLUM HEKİMLİĞİ BÖLÜMÜNÜ kurmuştur. Biz de Hacettepe Tıp Fakültesinde Prof. Fişek’in öğrencisi ve
daha sonra TOPLUM HEKİMLİĞİ BÖLÜMÜ’nde asistanı olma onurunu yaşadık.
Bunu sıklıkla yazarak site okurlarımızı bıktırmak istemeyiz ama bizim için coşku vericidir.
Toplum Hekimliği Bölümü’nde tıpta uzmanlık eğitimimiz sürerken, adı geçen Enstitü’de
eş zamanlı olarak master yapma dileğimizi, “temel demografi bilgin yeterli değil..” diyerek
geri çevirmişti. (Merhumu, bu olumsuz yanıtı nedeniyle hala eleştirmek isteriz..) Bu sitede, başta Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘ın olmak üzere çok sayıda demografik irdelemeye
yer verilmiştir. Bizim Ankara Üniv. Tıp Fak. Dönem 2’de işlediğimiz

DÜNYADA ve TÜRKİYE’de NÜFUS SORUNLARI ve POLİTİKALARI

konulu dersin yansılarına da sitemizde yer verdik.. Erişkelerden çağrılarak incelenmesi dileğimizdir.

Nufus_sorunlari_ ve_ politikalari

http://ahmetsaltik.net/2014/11/30/hizli-nufus-artisi-sorunu-the-chaos-of-huge-population-growth/
(HIZLI NÜFUS ARTIŞI SORUNU / The CHAOS of HUGE POPULATION GROWTH)

*****

Nusret hoca, Mezuniyet Sonrası Eğitimi Fakültesi’nin dekanlığını da üstlenmişti.
Bu fakültede lisansüstü eğitim veriliyordu (yüksek lisans/ master ve doktora).
Günümüzde Sağlık Bilimleri Enstitüleri bu görevi üstlenmektedir.

Prof. Fişek, eldeki sağık verilerinin çok yeteriz olması karşısında Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü‘nde TÜRKİYE NÜFUS ve SAĞLIK ARAŞTIRMALARINI (TNSA) başlattı. İlk çalışma 1968’de yapıldı ve her 5 yılda bir kararlılıkla, sebatla sürdürüldü.
Sonki 2013’te 10. kez tamamlandı ve yayımlandı (TNSA 2013). 5 yıllık dönemler için
nüfus ve sağlık politikalarının belirlenmesinde çok önemli katkılar sağladı bu veriler.
Nusret hoca, 1965’te, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı iken ülkemizin devrim niteliğinde ilk
Nüfus Planlaması Yasasını (557 sayılı yasa) çıkaran kişidir. Hacettepe Tıp Fak. Toplum Hekimliği Bölümü Başkanı iken de 1983’te yine devrim niteliğinde yeniliklerle bu yasanın 2827 sayılı yasa ile yenilenmesini sağlamıştır. (10 haftaya dek gebeliklerin istemli düşükle sonlandırılması hakkı başta olmak üzere!).

İlginçtir, dün, 3 Kasım 2015 günü Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Prof. Nusret Fişek’in ölümünün 101. yılıydı ve biz Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde O’nu ama etkinliklerine katıldık. Duyuruyu kapsamlı olarak web sitemize koymuştuk.
(http://ahmetsaltik.net/2015/11/02/prof-dr-nusret-h-fisek-25-anma-yili/)

5-6 Kasım 2015 günlerinde söz konusu Enstitü, Türkiye 4. Nüfusbilim (Demografi) Konferansı düzenliyor.. Bu geleneği yaratanlar ve sürdürenlere şükran doluyuz.
Konferansa ilgi yeterli olsun ve R.T. Erdoğan’ın – AKP iktidarının akıl dışı nüfus artışı zorlamalarının bilimsel olarak geçersizliği – yerindesizliği – yanlışlığı kanıtlansın dileriz.
Türkiye bu stratejik yanlıştan hızla dönsün, nüfus artışını frenlesin ve içinde bulunduğu DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİNİ kaçırmadan hakkıyla değerlendirsin.
Yani eldeki nüfusun niceliğine (sayısına) değil niteliğine öncelik versin..
Sağlık ve Eğitim en başta!  21. yy’da Türkiye’yi kalabalık ve niteliksiz bir nüfus değil; sağlıklı ve iyi eğitilmiş bir nüfus taşıyabilir..

HER AİLEYE 1 ÇOCUK, BAŞKA YOLU YOK!

Konferansın kapsamlı duyuru ve programına aşağıdaki erişkeden ulaşılabilir :

Nufusbilim_Konferansi4_Kasim2015

Son olarak Anayasanın 41. maddesini aşağıya alıyoruz… İktidarlar, AİLE PLANLAMASI HİZMETİ VERMEK ZORUNDADIR.. bu Anayasa hükmüne göre..
Dünya görüşünüz farklı olsa da.. Anayasal yükümlülük bunu gerektiriyor.

1982 Anayasası   : 
I. Ailenin korunması
MADDE 41 (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) : “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin erinç (huzur) ve gönenci (refahı) ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve   aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli önlemleri alır, örgütü kurar.

Peki; >250 AÇS-AP Dispanseri neden büyük ölçüde hizmet dışı??! ASM’ler Aile Planlaması hizmeti için yeterli değil ki! Toplum AP hizmetini nereden alacak? Siyasal iktidar nüfus artışından yana ise bu hizmeti vermeme = Anayasayı çiğneme hakkına sahip mi?
Bedeli gene alt katmanlar ödüyor ne acı ki..

12 yıl önce Trakya Ünversitesi Tıp Fakütesi’nde verdiğimiz Nusret Fişek dersinin yansılarını görmek için lütfen tıklar mısınız??

Nusret_Fisek_03.11.03

Sevgi ve saygı ile.
04 Kasım 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

14 Mart Tıp Haftası Nedeniyle Türkiye’de İşçi Sağlığı-Güvenliği Sorunsalı


14 Mart Tıp Haftası Nedeniyle Türkiye’de İşçi Sağlığı-Güvenliği Sorunsal
ı

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ankara Tabip Odası (ATO) İşçi Sağlığı Kolu‘nun
çalışkan ve emektar üyeleri, emekten yana çalışanları, yılların değerli
çalışma arkadaşlarımız 14 Mart 2014 Tıp Haftası bağlamında bir panel düzenliyorlar.

Biz de bu Kol’da uzun yıllar örgütümüz TTB’ye (Türk Tabipleri Birliği) hizmet verdik.. 10 yılı aşkın bir süre ülkemizin her yerinde yaklaşık 100 (yüz!) dolayında İşyeri Hekimliği Sertifika Kurslarında eğitici, planlayıcı, değerlendirici, akademik sorumlu.. gibi görevleri yürütmeye çalıştık. Makul ücretlerle, asla “kâr” amacı gütmeden TTB,
bu kursları üyeleri için sürdürdü ve hatırı sayılır maddi girdi de elde etmiş oldu.
100’e yakın kursta, 10 yıl gibi bir sürede biz de her kursta 200 – 250 dolayında hekim hesabıyla 20 – 25 bin meslektaşımızın İşyeri Hekimliği Sertifikası edinmesinde
çorbaya tuz katabildik sanırız.

Bu programları ilk kez 1988’de dönemin TTB Başkanı Prof. Dr. Nusret H. Fişek başlatmıştı. Prof. Fişek Türkiye’de çağcıl (modern) anlamda Halk Sağlığı Bilimlerini kuran kişi oldu. 1963’te Hacettepe Tıp Fakültesi eğitime başlamıştı (önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı olarak). Prof. Dr. İhsan Doğramacı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi idi. Prof. Fişek de..

Prof. Fişek 1961’de 27 Mayıs Devrimcilerinin Sağlık Bakanlığı Müsteşarı olmuştu (Bakanlık önerisini kabul etmemesi üzerine Prof. Ragıp Üner Sağlık Bakanı olmuştu). 1965’te Süleyman Demirel başkanlığında ilk AP (Adalet Partisi) hükümeti kurulduğunda Prof. Fişek (o tarihte Doçent idi) Müsteşarlık görevinden alınmıştı. Danıştay uğraşlarının ardından Doç. Fişek, İstanbul Tıp Fakültesi‘nden sınıf arkadaşı Prof. İhsan Doğramacı ile birlikte Hacettepe Üniversitiesi Tıp Fakültesine (HÜTF) geçmişlerdi. Burada, 1750 sayılı Üniversiteler Yasası ve Hacettepe Üniversitesi Kuruluş Yasası (1967 tarih ve 892 sayılı yasa) kapsamında Toplum Hekimliği Bölümü Hacettepe Tıp Fakültesinde örgütlenmişti. HÜTF’nin 3 sacayağı vardı :

1. Temel Tıp Bilimleri Bölümü
2. Klinik Tıp Bilimleri Bölümü
3. Toplum Hekimliği Bölümü

Nusret hoca bu Bölüm’ün başkanlığını ve Üniversitenin Rektör yardımcılığını,
Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığını yaptı yıllarca. Biz de O’nun HÜTF’de
tıbbiye öğrencisi ve sonra da Toplum Hekimliği Bölümü‘ünde asistanı olma onurunu yakaldık.

12 Eylül sonrasında Rektör Prof. Doğramacı 2547 sayılı YÖK yasası ve sistemini getirdi; 12 Eylülcülerle bütünleşmişti. Toplum Hekimliği Bölümü, Anabilim Dalı’na indirgendi. Nusret hoca 67 yaşında emekli oldu / edildi ve boş durmayarak
TTB Genel Başkanlığına seçildi.. Halk Sağlığı’na hizmet kesintisiz sürecekti..

Bu görevi sırasında, 6023 sayılı TTB Yasası’nın 5. maddesi bağlamında
İŞYERİ HEKİMLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI başlattı ve bu belgesi olmayan hekimlere
İşyeri Hekimliği yapma izni verilmemeye başlandı. Bu kurslar ilk 10 yılında olgunlaştı.
Prof. İsmail Topuzoğlu, Prof. Nazmi Bilir… özveri ile çalıştılar.

Biz 2. onyılda 1990 sonrası, 2000’ler başına dek görev alan 2. takımda yer aldık.
Prof. Turhan Akbulut, Dr. Haldun Sirer, Dr. Nazif Yeşilleten… ile birlikte çalıştık.
Dr. Sedat ABBASOĞLU TTB İşyeri Hekimliği çalışmalarının eşgüdümünü sağlıyordu.

Bu dönemde TİSK ile karşı karşıya gelindi. TİSK, 6023 sayılı yasanın 5. maddesi bağlamında Tabip Odalarının izin yetkisini tanımak istemiyordu.

Yükselen neo-liberal yeni dalga ile patron, dilediği hekimle dilediği koşullarda
kutsal serbest piyasa yasaları bağlamında sözleşme yapabileceğini düşünüyordu. Hukuksal savaşım yıllarca sürdü.. taa ki yasal düzenleme ile söz konusu Tabip Odası yetkisinin geleneksel sermaye – iktidar ortaklığı ile içi boşaltılana dek..

Günümüzde geldiğimiz yer ortada.. Hemen her alan, sermayenin istekleri (buyrumu!) ile AKP iktidarınca mevzuat olarak düzenlenmekte.

Ortak İşyeri Sağlık Güvenlik Birimleri (OİSGB) de benzer koşullarda ortaya çıktı.
Yönetmelikle yürürlüğe kondu :

  • İŞYERİ SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMLERİ İLE ORTAK SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK (RG : 15.8.2009, sayı 27320)

İşte TTB – ATO ve değerli çalışma arkadaşlarımız bu sorunu masaya yatıracaklar.

Duyuru posteri ve içeriği aşağıda..

OSGB_Paneli_ATO

ANKARA TABİP ODASI
14 MART TIP BAYRAMI ETKİNLİKLERİ

TAŞERON OSGB YAPILANMASI VE İŞÇİ SAĞLIĞININ GELECEĞİ PANELİ

KOLAYLAŞTIRICI; Dr.SEDAT ABBASOĞLU, ATO-İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kom.
KONUŞMACILAR ;
Prof. Dr. ONUR HAMZAOĞLU, Kocaeli Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Mak. Müh. ERTUĞRUL BİLİR, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
Dr. ERCAN YAVUZ, TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Başkanı 
YER: ÇANKAYA BELEDİYESİ ÇAĞDAŞ SANATLAR MERKEZİ
KENNEDY CAD. NO:4 KAVAKLIDERE
TARİH: 16 MART 2014 PAZAR, SAAT : 14.00 – 17.00 www.ato.org.tr

*****

Unutulmasın ; Avrupa Sosyal Şartı (European Social Charter) madde 3 :

* “Tüm çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı hakkı vardır.”

Bir şey daha unutulmasın;

* Bu metin Avrupa Konseyi‘nindir, 1961 tarihlidir ve 1989’da kimi çekincelerle
iç hukuka mal edilmiştir; Türkiye bu Şart‘a, uluslararası hukuk terminolojisiyle
taraf olmuştur“.
* Dolayısıyla, Anayasa md. 90/son fıkra uyarınca bu Şart, yasa değerinde olup,
iç yasalarla çelişmesi durumunda üstün hukuk normudur. Dahası, temel insan
hak
ve özgürlükleri ile ilintili olduğundan, aynı Anayasa maddesi uyarınca,
Anayasamıza aykırılığının ileri sürülmesi de olanaklı değilir.

Türkiye bir hukuk devleti olacaksa, yapılacaklar bellidir. Yalnız “işçiler” değil
Tüm çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı hakkı vardır.

OİSGB de bu bağlamda yapılandırılmak, işlevlendirilmek durumundadır.

  • Türkiye işvereni, artık, neo-liberalizm maskesiyle yabanıl (vahşi) kapitalizmi dayatan arkayik engellerinden kurtulma olgunluğunu gösterebilmelidir.

Değilse, hiç abartı sayılmasın, 1871 Paris Komünü‘nün post-modern versiyonlarının ülkemizde de yaşanacağı ve emeğin haklarını er ya da geç mutlaka, söke söke alacağı, tarihsel diyalektik pratiğinin şaşmaz (deterministik) çıkarımıdır.

  • Küresel – yerli sermaye ortaklığı, yeni Emile Zola’lar (Germinal),
    Victor Hugo’lar (Sefiller)…
    doğmasını zorlamamalıdır.

Herkese kolay gelsin..

Sevgi ve saygı ile.
11 Mart 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Makalenin pdf formu :
14_Mart_Tip_Haftasi_Nedeniyle_Turkiye’de_Isci_Sagligi_Guvenligi-Sorunsali