Etiket arşivi: Bir ABD projesi olarak AKP

Sancak’ın sözleri gerçeğin itirafıdır!

authorMERDAN YANARDAĞ

Türkiye’nin son 20 yılında en çok büyüyen sermaye gruplarından birinin patronu olan, eski Aydınlıkçı, AKP Üyesi Ethem Sancak’ın, Marmara Üniversitesi’nde 31 Mart Perşembe günü katıldığı bir söyleşideki sözleri ortalığı karıştırdı. Nasıl karıştırmasın? Sancak’ın sözleri, tam bir itiraf niteliğindeydi. Sancak,

  • “AKP’yi iktidara ABD getirdi, ne var bunda, biz de vesayet rejimine karşı mücadele ettik” diyordu.

Aslında Sancak’ın bu sözlerinin bizim açımızdan yeni bir tarafı yok. Ancak, Erdoğan’a çok yakın olan AKP üyesi bir işinsanı tarafından, gerçeğin bu açıklıkla itiraf edilmesi önemliydi. Çünkü, Erdoğan-AKP iktidarının önde gelen sözcülerinin, sıkıştıkları her aşamada sorumlu olarak” dış güçleri” gösterdiği, muhalefet partileri ve Gezi direnişi de dahil, neredeyse muhalif her toplumsal eylemi “dış güçlere” bağladığı bir dönemde söylenmişti.

İslamcı partinin pilot kabininden birinin, “Bizi Amerika iktidara getirdi” demesi, kaçınılmaz olarak parti içinde de bir karışıklık yaratacaktı. Nitekim öyle de oldu. Ethem Sancak, AKP İstanbul İl Yönetimi tarafından, kesin ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Bu kararın, Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dışında gerçekleşmesi mümkün değildi. Bu gelişme üzerine, önce sözlerinin çarpıtıldığı ileri süren Ethem Sancak, ses kayıtları ortaya çıkınca önceki gün (1 Nisan) AKP’den istifa ettiğini açıkladı.

Daha önce katıldığı bir programda, Tayyip Erdoğan ile ilişkisini Tebrizli Şems ile Mevlana arasındaki dostluğa benzeterek, “Demek ki iki erkek arasında da aşk olabiliyormuş” diyen Sancak, AKP’den istifa ederken, “Erdoğan’a bağlılığını koruyacağını” da ilan ediyordu. Nasıl etmesin ki, daha birkaç yıl önce, yine trans/aşkın vaziyette olduğu bir sırada, Erdoğan için ailesini bile feda edeceğini söyleyen kendisiydi.

YANDAŞ MEDYANIN SANCAĞI!

Ethem Sancak, Erdoğan ile ilişki kurduktan sonra yandaş medya gruplarını fonlayan işinsanlarından biriydi. İçinde Star, Akşam ve Güneş gazeteleri ile Kanal 24, Sky-Turk 360 ve Show gibi televizyon kanallarının, radyo ve bir dizi derginin bulunduğu Türk Medya Grubu’nun patronuydu. İktidar tarafından yerli tank üretmesi için BMC gibi önemli bir sanayi kuruluşu verilen, yerli otomobil için kurulan konsorsiyuma alınan, Tank Palet Fabrikası’na ortak edilen Ethem Sancak, AKP’den ayrılsa bile Erdoğan’dan kopması pek mümkün değildi.

Ethem Sancak’ın Aydınlık hareketiyle ilişkileri de ilginçti. İlişkileri 1960’lı yılların sonlarına dayanıyordu. Aydınlık çevresinden AKP iktidarından önce kopan Sancak, Erdoğan’a çok yakın konumdayken, eski eşi de Doğu Perinçek’in Ergenekon davasındaki avukatlarından biriydi. Perinçek liderliğindeki İşçi/ Vatan Partisi’nin, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin bastırılmasından sonra AKP iktidarına destek vermeye başlamasıyla, eski dostlar arasındaki ilişki de yeniden kurulmuştu. Sancak, Perinçek’in Rusya seyahatine eşlik ederken, Vatan Partisi’nin ilişkileri üzerinden Çin ile ticari bağlar da kuruyordu. Sancak, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne de Vatan Partisi’ne yakın bir öğrenci kulübü tarafından davet edilmişti.

Aslında Sancak’ın sözleri, benim ilk baskısı 2007 yılında yapılan ve Eylül 2016 tarihinde ise hayli genişlettiğim, “Bir ABD Projesi Olarak AKP” adlı kitabımda ortaya koyduğum gerçeği, bir kez aha doğuruluyordu. Daha önce de AKP’nin kuruluşuna katılan kimi siyasetçi ve yazarlardan benzer itiraflar, hatta somut tanıklıklar gelmişti. Bunları kitabımda ayrıntılı olarak değerlendirmiştim.*

ÇARPICI BAŞKA TANIKLIKLAR DA VAR

Benim söz konusu kitapta AKP’nin kuruluşuna ve iktidara taşınmasına ilişkin ortaya attığım görüşler, kitabın çıkmasından birkaç yıl sonra, tanınmış bazı İslamcı yazarların “içerden” tanıklığıyla da doğrulanacaktı. Türkiye’nin önde gelen İslamcı yazarlarından Ali Bulaç –ki 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra tutuklandı- AKP yanlısı Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ve AKP kurucuları arasında yer alan, daha sonra Merkez Partisi’ni kuran Prof. Dr. Abdurrahim Karslı,

  • “AKP’nin bir ABD projesi olarak kurulduğunu” söyleyecek ve yazacaklardı.

Ali Bulaç, 22 Aralık 2014’te dönemin Zaman gazetesinde şaşırtıcı bir yazı kaleme almıştı. Şaşırtıcıydı çünkü, AKP’nin kuruluş şifrelerini açığa vuran beklenmedik bir itiraf niteliğindeydi. Bulaç, “AK Parti bir proje miydi?” başlıklı yazısında, bu partinin nasıl kurulduğuna ilişkin yaptığı tanıklıklardan ayrıntılar veriyordu. Bulaç, Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı’nın, bir televizyon kanalına verdiği röportajda, kendisine ve Abdurrahman Dilipak’a atfen söylediği, “AK Parti’nin bir proje olarak ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulduğu” şeklindeki sözlerini doğruluyordu. Ali Bulaç’ın tarihi belge niteliğindeki o yazısının ilgili bölümü –biraz uzun olacak ama önemli- şöyleydi:

“Geçenlerde Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı, ‘+1 TV’ye verdiği röportajda, Abdurrahman Dilipak’ın, ‘AK Parti’nin bir proje olarak ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulduğunu iddia ettiğini’, kuruluşuna destek veren güçlerin, şu 3 şeyi talep ettiğini söyledi:

1. Biz sizi iktidara taşıyalım.
2. Size iktidarda sorun çıkaracakları opere edelim.
3. Size gerekli finansal destekleri getirelim.

AK Parti’den istenenler de şunlardı                                :

a. İsrail’in güvenliğini artıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız.
b. Büyük Ortadoğu Projesi yani sınırların değişmesini destekleyeceksiniz.
c. İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.

Bu konuyu yazmamın iki sebebi var: İlki, Sayın Karslı beni de şahit gösteriyor. Konu sosyal medyada yer aldıktan sonra doğru olup olmadığını soran onlarca e-mail aldım. Yine yazmayacaktım, ama Dilipak, Rota Haber’den Ünal Tanık’a konuşulanları teyit edince yazmaya karar verdim. İkincisi, AK Parti hükümetinin neden Batı’yla bozuştuğunu anlamak için artık bunları yazmak lazım. Evet, o toplantıda ben de vardım, 40 senedir tanıdığım Abdurrahman Dilipak, bunları –ifadelerde bazı değişiklikler olsa da- anlattı. Mesele şu:

1998’lerden başlamak üzere Amerikalılar, sıklıkla bizlerle görüşmeye başladılar. Biri gidiyor, üçü geliyordu. Sordukları şuydu: “Türkiye’de dindar zemini kuvvetli bir iktidar mümkün mü?” (…) Ancak ne aktivisttim ne siyasi bir hevesim vardı. Dilipak ise çok hareketli, aktif bir arkadaşımız. Tanıyanlar bilir, her konuda projesi var. Yeni dönemde Türkiye için mümkün bir siyasi proje hazırladı, bundan hayli saygın kişilere bahsetti. Ve onun ifadesine göre Ankara’da birilerine çalıştığı dosyayı verince, Amerikalıların görüşme trafiği değişti, bir süre sonra Dilipak, projesinin bazı değişiklikler ile AK Parti olarak ortaya çıktığını gördü. Bundan sonrası hepimizin malumu!”

AHLAKSIZ TEKLİFE ‘EVET’ DİYENLER!

İşte böyle… Ama bitmedi, Ali Bulaç, projenin önce Necmettin Erbakan’a getirildiğini, ancak onun kabul etmediğini de anlatıyor. Böylece, AKP’yi kuran “Yeni Oluşumcular”ın neden ayrıldığı da ortaya çıkıyor.

  • AKP, emperyalizmle işbirliği yaparak iktidara gelebileceklerini gören İslamcıların partisidir.

Ali Bulaç bunu şöyle anlatıyor:

“Amerikalılar, ikna edebilselerdi söz konusu projeyi Erbakan hocaya uygulatmayı düşünüyorlardı, ancak o reddetti. Erbakan hoca, vefatından önceki son görüşmemizde AK Parti’nin nasıl kurulduğunu uzun uzun anlattı, elindeki bazı belgeleri bana gösterdi; Ertan Yülek Bey şahittir. (…)

“M. Ali Bulut’un yazdığına göre o dönemde bu proje rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na da teklif edilmiş. Yazıcıoğlu, Erdoğan’a: ‘Kardeşim zaman ve hadiseler bana öğretti ki, Amerika’nın desteğindeki bir siyasette millete hizmet edilemiyor. Eğer millete dayanarak siyaset yapacaksan geleyim. Aksi takdirde Amerika hep kendine hizmet ettirir.’ Tayyip Bey de ona, Bir müddet Amerika’nın dediklerini yaparız, sonra millete hizmet ederiz. Mani olurlarsa dirsek vurur, gideriz. deyince rahmetli, ‘Amerika dirsek vurulacak bir güç değil’ diyerek, teklifi nazikçe reddetmiş.

“Sistemin onayını al, imkânlarını kullan, sonra “Ben yokum” deyip diklen! Arkasından Saddam’ın Batı adına İran’la savaştıktan sonra Kuveyt’i işgal etmesini andırırcasına Suriye “Bizim iç meselemizdir, birkaç hafta sonra Beni Ümeyye Camii’nde namaz kılacağız’ diye silahla rejim devirme arzularını açığa vur. Bu ilk günden yanlıştı. Bugün faturası hepimize kesiliyor!” (Ali Bulaç, Zaman Gazetesi, 22 Aralık 2014)

Ali Bulaç’ın itiraf niteliğindeki yazısından sonra, Abdurrahman Dilipak da söz konusu toplantılara katıldığını ve ilk projeyi kendisinin hazırladığını, bir televizyon programında açıklayacak, kimi küçük düzeltmeler yaparak Bulaç ve Karslı’yı doğrulayacaktı.

Söz konusu kitabımın Eylül 2016 ve sonrasında yapılan baskılarında, yukarıda değindiğim tanıklıklara da ayrıntılı şekilde yer verdim. Bu itirafların ve kitabın söz konusu baskısının üzerinden 8 yıldan fazla bir zaman geçtiği halde, -ki hala yeni baskıları yapılıyor- kimse tarafından yalanlamadı. Daha ilginç bir şey oldu; Suriye Enformasyon Bakanlığı, Mart 2017’de bu kitabımı Arapçaya çevirerek bir yayınevi aracılığıyla Şam ve Beyrut’ta eş zamanlı olarak yayınladı. Bu çeviri için izin alınmadı, sadece çevirmen bana bilgi verdi. Bu kitabın Arapçaya çevrilmesi manidardı.

* (Merdan Yanardağ, Bir ABD Projesi Olarak AKP / Operasyon Partisi, 17 Baskı, Kırmızı Kedi Yayınları, 2021, İstanbul.)

Bir ABD projesi olarak AKP

Bir ABD projesi olarak AKP

Emre Kongar
(AS: Bizim kapsamlı katkımız ve çağrımız yazının altındadır..)

Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener tarafından kurulan parti, “Ilımlı İslam” adı altında “Amerikancı İslam” modeli üzerinden, Neo-emperyalizmin ve Neo-liberalizmin bir aracı olarak iktidara getirilmiştir
AKP için planlanan görev, “Ilımlı Amerikancı İslam” kimliğiyle, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki İslam ülkelerinde “sözde demokratik”, “özde Amerikancı” rejimlerin iktidarlarına örnek olmasıydı. 
Nitekim, sonradan “Arap Kışı”na dönüşen, “Arap Baharı” denilen trajedi, bu model üzerine başlatıldı… Başkanlar devrildi, rejimler değiştirildi… Sonuç olarak çok kan döküldü ve elde yalnızca;
Libya’da büyük bir kaos,
– Irak’ta kargaşa (AS: 2 kez işgal!) ve bölünme,
– Suriye’de iç savaş,
– Mısır’da askeri rejim ve
– İstikrarsız bir bölge kaldı!
***
“ABD’nin Siyasal İslam’la Dansı” adlı kitabımda Amerika’nın, Condoleezza Rice’ın ağzından ifade ettiği bu projedeki hatalarını çok önceden yazmış ve bölgedeki bu felaketi önceden haber vermiştim. (Bakınız özellikle “Türkiye Bir Model Olabilir mi?” bölümü, ss. 150-190. 
Elbette ABD’nin yaptığı en önemli hata, din ekseninde kurulacak bir iktidardan Demokrasi beklemek yanlışıydı. 
Aslında ABD’nin asıl beklentisi, kurulacak rejimlerin Demokratik olması değil, kendisinden ve Neo-emperyalizmden yana olmasıydı… 
Demokrasi söylemini yalnızca bir kamuflaj olarak kullanıyordu ama “Ilımlı Amerikancı İslam” savunucularının “Radikal Siyasal İslam Terörünü” besleyecek bir siyasal, toplumsal ve kültürel ortam yarattıklarını da görememişti!
***

  • “Bir Amerikan Projesi olarak Adalet ve Kalkınma Partisi”nin
    kurulma öyküsünü Merdan Yanardağ, aynı isimli kitabında çok iyi anlatır: 

Özellikle 1. Bölüm’de şu başlıklar, konuyu derinliğine irdeleyen yazılardan oluşuyor: 

1. Ilımlı İslam’ın test alanı. 

2. Ilımlı İslam, 28 Şubat ve “Yeni Cumhuriyet”. 
3. Irak Savaşı’nın AKP’ye sunduğu fırsat. 
4. AKP’nin önünü açan sivil darbe: Ecevit hükümeti nasıl devrildi? 
5. Erdoğan’ın gizli ABD görüşmeleri. 
6. Kurtlar sofrasında ikna olmak! 
7. AKP’nin “tarihsel fırsat” teorisi. 
8. Çatışma kaçınılmazdı.
***
Yanardağ’ın bu önemli kitabı, ister istemez şu iki soruyu akla getiriyor: 

  • Bir ABD projesi olarak kurulan ve iktidara getirilen AKP’nin bugünlerde ortaya çıkan Antiemperyalist söylemi ve tavrı ne kadar inandırıcıdır… 

Bu söylem ve tavır, artık ömrünü tamamlamış bir siyasal iktidarın, ömrünü uzatmak için başvurduğu son bir takıyye midir?
***
DİREN ANTİEMPERYALİST DEMOKRASİ!
==========================================
Dostlar,

AKP = Erdoğan’a Açık Çağrı

Saygın Emre Kongar büyüğümüz, bu gün Cumhuriyet’teki önemli köşesinde neredeyse bire bir bizim düşündüklerimizi yazmış! Biz de sitemizin manşetinde, bu yazıyı okumadan önce şu dizeleri paylaşmıştık “karşılıklı” (!?) vize salvolarının ardından..

  • Sorumsuz, kabadayı, uluslararası hukuku hiçe sayan efelikleri sürdürün..
    ABD’deki suç ortaklarına karşılık rehinler alın, sonra da “karşılıklık” diyerek
    ABD’yi karşınıza alın. Döviz fırlasın, yoksullaşalım, onlarca milyar Dolar bedel ödeyelim;
    bir de gariban tabanı gaza getirin, kamuyonu gerçek gündem yerine meşgul edin ve de
    mağduru oynayın.. Ülke dibe vurdu, sıktı artık bu ilkel – çirkin oyun, kendinize gelin!
  • Bir ABD projesi olarak kurulan ve iktidara getirilen AKP’nin son günlerde takındığı antiemperyalist ulusalcı söylemi ve politikalara ne denli inanabiliriz ki!? 

AKP = RTE uzatmalara oynuyor tüm stratejisiyle.. çıkmadık canda umut vardır.. Bu sabah AKP parti  grubu toplantısında, Başbakanlık yapan Yıldırım yine tabanı gazlıyordu. Meğer ekonomimiz İspanya’yı geçmiş, Almanya – İngiltere – Fransa – İtalya’nın ardından 5. liğe yükselmiş ve 2020’de orta gelirli ülke olmaktan çıkıp üst gelirli ülkeler kümesine terfi edecekmişiz..

Olur da bunca mı olur?

Borcu borçla bile ödeyemez duruma düşürülen ekonomi, toplam 450 milyar Dolar dış borçla, beklenen yıllık ulusal gelirinin yarısını aşkın. Lütfen tıklar mısınız :

Efendiler                                      :

1. Halka gerçekleri söyleyiniz.
2. TBMM’yi derhal etkin göreve çağırınız.
3. OHAL’i artık kaldırınız.
4. Partilere gerekli tüm bilgileri saydamlıkla veriniz.
5. Ülkeyi içine düşürdüğünüz batakta daha fazla oyalamayınız.
6. TBMM’de üretilecek önerileri – politikaları uygulayınız.
7. Toplumu – yaşamı – devleti dincileştirme dayatmasına derhal son veriniz.
8. Ulusu birleştirici davranınız, hiçbir kesimi ötekileştirmeyiniz.
9. TEK ADAM KİBİRİ VE İNADI yıkım getirdi, artık bunu görünüz ve geri dönünüz!
10. Türkiye çökerse altında önce siz kalıp telef olacaksınız, ülkemiz – masum on milyonlarca insan çoooooook ağır bedeller ödüyor – ödeyecek.. Buna hakkınız yok, halk bunun için oy vermedi size!

Bunlar artık en son anımsatmalar, uyarılar.. Zaman kalmadı, zaman kalmadı anlıyor musunuz?!

Örn. Ukrayna ziyaretinde (09.10.17) Kırım’ın ilhakını asla kabul etmediğinizi, etmeyeceğinizi söylüyorsunuz ama Suriye’de yarattığınız Ortadoğu batağından kurtulmak için de Rusya’nın yedeğinden ayrılamıyorsunuz. Böyle dış politika olur mu? Böyle ağır çam devrilir mi?? (Ayrıca Erdoğan bu ziyarette bitkin görünüyor, düştü düşecek, masada uyuyor, metal yorgunu kim!??)

Yeni ve akıl dışı senaryolarınız asla kurtarıcı ol(a)mayacaktır.
Türkiye’de her-ke-sin artık yeni bir durum değerlendirmesinin zamanı geldi, geçiyor.
Başta sağduyulu AKP’liler..
Sonra yandaş – sahibinin sesine indirgenen kokuşan basın..
Yalaka sömürgen sermaye..
Tüm bunlara yolveren emperyalist küresel sermaye, çevreleri ve devletler..

ABD’nin Türkiye’deki AKP tasarımı (projesi) iflas etti!

Soruyor ve anımsatıyoruz                  :

  • İç savaşa sürüklenen, dev bir pazar olarak ekonomisi çöken, yüzlerce milyar dolar kredinizi
    (= dış borç!) geri alamayacağınız, milyonlarca insanın mültecileştirildiği…  bir Türkiye,
    küresel ölçekte bir yıkım doğurur. BOP fantezilerinizden bu dersleri hala almadınız mı?

Sevgi, saygı ve endişe ile. 10 Ekim 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com