Günlük arşivler: 10 Ağustos 2014

1. ANAFARTALAR ZAFERİ…

TÜRKER ERTÜRK : 1. ANAFARTALAR ZAFERİ…

1.Anafartalar Zaferi

Dostlar,

Türkiye’nin bu yoğun gündeminde yakın tarihimizin son derece önemli bir askeri utkusunu anımsayan ve anımsatan, Büyük ATATÜRK’ün dünya harp tarihine örnek başarısını işleyen Sn. Türker Ertürk amiralimize teşekkür ederiz..

Sitemizde bu önemli tarihsel olayı – başarıyı geçtiğimiz yıl biz de işlemiştik..

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

DU BAKALİ N’OOLCEK?


Dostlar
,

Sayın Prof. Dr. D. Ali ERCAN‘ın bu sabah 09:22’de gönderdiği yazı aşağıda..

Benzer öngörüleri bu sitede ısrarla ve kezlerce paylaştık..

Basit 4 işlem Matematiğini öngörümüz için araç olarak kullandık..

“Politik akıl” ı, politik zekayı (political mind, political intelligent) öne çıkardık;
duyguları ve tepkileri frenlemeye çabaladık..

Fakat her 4 seçmenden 1’i, 12. Cumhurbaşkanı / Yarıbaşkanı seçmeye gitmedi!
RTE destekçileri görevlerini müritçe bir sadakatle yerine getirdiler.

Bizler yine BİR-LE-ŞE-ME-DİK!

Söz konusu VATAN bile olsa..

O’nu, VATAN’ı RTE zulmünden – tehdidinden kurtarmak için bile olsa..

“Boykotçular – geçersiz oy kullananlar” çok ağır bir tarihsel politik fatura ile
Türkiye’yi karşı karşıya bırakmışlardır..

Ne var ki, önümüzdeki “çooooook zor yıllarda
“TEK ADAM – RTE DİKTATÖRLÜĞÜNE KARŞI” yine de birlikte olmak zorundayız..

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANMAYACAK MIYDIK??

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

==============================================

DU BAKALİ N’OOLCEK?

Ali_Ercan_portresi

 

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 
Değerli arkadaşlar,

Bu sabah erkenden kalkıp yakınımızdaki Salih Alptekin İlkokulunda Oy’umu kullanmaya gittim. Genelde bu erken saatler gençlerin hala uykuda olduğu saatlerdir… Yaşlılar çoğunlukta ve yüzlerinde merak-endişe karışımı bir sessizlikle yokuş aşağı oylamaya gidiyorlar. Evet, bu kez ne olacak?
Laik Cumhuriyet’ten ve Parlamenter Rejimden yana olanlar mı kazanacak, yoksa (Her ne kadar açıkça ifade olunmasa da, Eyaletlere bölünmüş Anadolu’da İslami rejim) Başkanlık Yönetiminden yana olanlar mı? 
 
1 ay gibi kısa bir süreye sıkıştırılan CB seçim kampanyası zaten eşit ve adil koşullarda gerçekleşmedi. Muhalefetin adayına karşı RTE tüm Devlet olanaklarını kullandı; üstüne üstlük Muhalefet içindeki çatlak sesler haftalardan beri “içlerine sindiremedikleri” ortak adaya karşı BOYKOT çağrısı yapıyorlar, “uzlaşı”nın ne olduğunu unutarak.%80’i dindar-dinci-mütedeyyin-muhafazakâr-tutucu-cahil-muhtaç bir halkın karşısına asla gönüllerinden geçen yapıda bir adayla çıkılamayacağını, gönüllerinden geçen yapıda birinin en çok %30’da kalacağını unutarak..
 
Neyse ki; akılları çelinen “Alevi dernekleri” hiç değilse seçime üç gün kala Ortak muhalefet adayını destekleyeceklerini açıkladılar; bir yararı olacak mı göreceğiz.

İşçi Partisi de yayın organlarıyla “Muhalefet adayına karşı muhalefet” propagandasına girişmişti. O da seçime 10 gün kala üstü örtülü bir biçimde Muhalefet ortak adayını destekleyeceklerini açıkladı.
Çoook geç.. çok.
 
Değerli arkadaşlar,Seçimin 1. turda sonuçlanması olasılığı yüksek.
Bu durumda kazanan taraf %50’nin biraz üzerinde bir oyla kazanırken,
yitiren 40 dolayında kalır.

Seçim 2. tura kalırsa ön görülmesi çok zor, çetrefilli senaryolar gündeme gelir ve sanıyorum, ilk turda 2. sırada bulunan Aday bile
2.turda kazanabilir. 
 
Sonuç; eğer Ekmel Bey bu gün %40 veya altında kalır ve yitirirse,
bu ağırlıklı olarak Boykot nedeniyle olacaktır. (Boykotçular kına yaksın, deriz..) 
Eğer Ekmel Bey kazanırsa, Boykotçuların etkisi geniş seçmen kitlesince umursanmamış, ayrıca AKP ve SP tabanından büyük destek almış demektir…
 
Du bakali n’olcek?Haydi hayırlısı. æ

‘Türkiye halkını bekleyen büyük tehlike’


Dostlar,

Yurt Gazetesi yazarlarından Sayın Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, bu gün,
10 Ağustos 2014 günlü yazısında

‘Türkiye halkını bekleyen büyük tehlike’

başlığını kullandı.

Değerli dostumuz, bu sitede pek çok yazısını paylaştığımız Sayın Zeki SARIHAN‘ın makalesine ayırmış tüm köşesini..

12. Cumhurbaşkanı / Yarı Başkanı seçimini R.T. Erdoğan kazanmış görünüyor.
Oldukça düşük bir katılım ile (3/4 dolayında) 19+ milyon kadar oyla, yani toplam seçmen sayısının 1/3’ü ile… Seçime katılmayan 1/4’ün sayısından birkaç milyon fazlasıyla ve % 51+ gibi kritik bir oyla..

Böylelikle, Sayın Zeki Sarıhan’ın makalesinde yaptığı kritik saptamaya göre;

  • “…Fakat bugün koskoca bir millet, geliyorum diyen yeni diktatörlüğü önlemekte âdeta aciz durumdadır.”

öngörüsü gerçekleşmiştir..

“Birleşe birleşe kazanma” olanağı kullanıl(a)mamıştır.

  • Her 4 seçmenden 1’i sandığa gitmemiştir!

Oysa bu seçmenler RTE’ye oy vermeyi düşünmeyen yurttaşlardır.
Önlerine getirilen “çatı adayı”na protestodur davranışları.

Bu yurttaşlarımız, seçimi boykot ederek RTE’nin “tek adam diktatörlüğünün
yolunu açmışlardır bir anlamda..

Bu aşamada ülkemize “hayırlı olsun” demekten başka ne söylenebilir ki??

Lütfen siz de okur musunuz aşağıdaki önemli makaleyi ??

Ve üzerinde derin derin düşünür müsünüz, bundan sonrasını;
“halkı nasıl kazanacağımızı”??

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

===================================================

‘Türkiye halkını bekleyen büyük tehlike’

'Türkiye halkını bekleyen büyük tehlike'

Yaşar Nuri Öztürk

info@yasarnuri.com 
10 Ağustos 2014, 10:29
YURT Gazetesi

Yakın tarih araştırmalarıyla tanıdığımız Zeki Sarıhan, dikkatle okunması gereken bir yazı yazmış ve bize de göndermiş. Bu çok önemli yazıyı kısmen özetleyerek aktarıyorum:

10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleriyle Türkiye, büyük bir tehlikenin ağzındadır. Ya çoğunluğun sağduyusuyla bu tehlikeyi atlatacak, ya da gene çoğunluğun oyları ile bir diktatörlüğün pençesine düşecektir.”

“Diktatörlük sözcüğü kötü bir durumu çağrıştırsa da onun herkes için ifade ettiği şey farklıdır. Örneğin halk kitleleri uyansalar, örgütlenseler, mücadele etseler ve iktidarı
ele geçirseler, sonra da bin yıllardır kendilerini aşağılayan, sömüren, zulüm yapan sınıflara karşı diktatörlük yapsalar insanlık için ne kadar mutlu bir sonuç doğardı!
Onlara karşı böyle bir diktatörlük, halk için en geniş demokrasiden başka bir şey değildir.

“İster laik, dinci veya faşist olsun, Doğu veya Batı kültürünü benimsemiş olsun, hâkim sınıfların diktatörlüğü kendileri için bir cennet, halk için ise bir cehennemdir. Böyle bir rejimde iktidar sahipleri yiyecekler, içecekler, çalacaklar, çırpacaklar, her şeyin sahibi ve hâkimi olacaklar fakat kimse kendilerinden hesap soramayacaktır. Kanun devletinin yerini muktedirin iradesi almıştır. O ne derse odur! Ayakta kalmak için kendi çevresini beslemeyi, onlara makam ve mevki vermeyi de ihmal etmeyecektir.”

“Türkiye şimdi böyle bir tehlikeye doğru adım adım yaklaşıyor!”

“Türkiye halkının 150 yıldır örgütlenerek, zaman zaman gösteriler yaparak, hatta ayaklanarak geliştirdiği bir demokrasi kültürü de var. Fakat bugün koskoca bir millet, geliyorum diyen yeni diktatörlüğü önlemekte âdeta aciz durumdadır.”

“Eskiden diktatörlükler, askerî darbe ile gelirdi.  Asker ve polis gücüyle ayakta dururdu. Sonra milletin sesli veya sessiz muhalefetine dayanamaz, zulüm makinelerini yavaşlatır, anayasal düzene dönerdi. Diktatörlüğü önleyecek olanın serbest seçimler olduğuna inanılırdı. Şimdi ise bu şablon işlemez haldedir. Diktatörlük sandıkla kurulmaktadır!”

“Şimdi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde diktatör olma hevesini açıkça ortaya koymuş bulunan bir adaya oy vermeye hazırlanan bir kitle, kendi lehine gördüğü istikrarın devamı için onun yolsuzluklarını göz ardı etmekte ve tek adam olma isteklerine de tahammül göstermektedir.”

“Türkiye’yi bekleyen tehlike, ekonomik refahın halk kitlelerine doğru yaygınlaşmasına dayanarak, bu kitlelerin oyunun bir gerici mezhep diktatörlüğüne çevrilmesidir. Başbakan, bunu milleti yoklaya yoklaya, adım adım ve her türlü imkânı kullanarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Zira yolsuzlukların hesabını vermekten kurtulması için bundan başka bir yolu da yoktur. Söylemine bakılırsa o, gemileri yakmıştır. İktidarını korumak için yapamayacağı bir şeyin olmadığı da anlaşılıyor. Buna bir iç savaş ve daha önce niyetlendiği gibi komşularla savaşa tutuşmak da dahildir.”

Tayyip Erdoğan’ın dinci faşist diktatörlük heveslerine son verecek olan politika, bütün iktidarın ve bütün servetlerin halka ait olduğunu ilan etmekten başka bir şey değildir. Ayrıntılarla oyalanmaya yer yoktur. O’nun kendi davası için gösterdiği cüreti, inadı, aldatmaları, halk kitleleri için cesarete, kararlılığa ve taktiklere dökmekten, kısacası halkı kazanmaktan başka çare yoktur.”

Erdoğan’dan Mahmut Ustaosmanoğlu’na ziyaret

Erdoğan'dan Mahmut Ustaosmanoğlu'na ziyaret
10/08/2014 08:22

Başbakan Erdoğan’ın, İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu‘na yaptığı ziyaretin fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldı.

İstanbul – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün akşam saatlerinde
özel bir uçakla Ankara ‘dan İstanbul’a geldi.

Saat 20.10’da İstanbul’a gelen Erdoğan’ı Atatürk Havalimanı VIP salonunda
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı
Aziz Babuşcu
ve öbür ilgililer karşıladı. Erdoğan daha sonra sivil plakalı bir otomobille havalimanından ayrılırken korumalar gazetecilerin görüntü almasına izin vermedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN DA BULUNDUĞU 3 KARE FOTOĞRAF PAYLAŞILDI

Zaman zaman twitter’da İsmailağa Cemaati ile ilgili fotoğraf ve bilgiler paylaşılan
bir hesaptan Başbakan Erdoğan’ın da bulunduğu 3 kare fotoğraf paylaşıldı.

Fotoğraflarla birlikte,

– “Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Mahmud Efendi Hazretlerimizi ziyarette”,

– “Tayyip Erdoğan ağabeyimiz hanımı ve kızı ile bu gece Mahmud Efendi Hazretlerimizi ziyaret ettiler”,

– “Bu resim Mahmud Efendi Hz. ve Cübbeli Hocamızı RTE’ye karşıt göstermeye çalışan paralel yapıya tokattır!”,

– “Enbiya-ü Evliya’ya istinadım var benim, Lütf-i Hak’tandır hemen ümid-i feth-ü nusretim”,

“Şükür Ya Rabbi! 90 yıl sonra dine – şeriata bağlı bir reis-i cumhur geliyor. ELHAMDÜLİLLAH HUU ELHAMDÜLİLLAH”

içerikli iletiatıldı.

İsmaliağa Cemaati’nde de yazılı bir açıklama yapılarak,

– “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi, Muhtereme eşi ve kerimesiyle birlikte Mahmud Efendi Hazretlerimizi hâne-i saadetlerinde ziyaret ettiler. Yaklaşık 2 saate yakın çok samimi muhabbet ortamında geçen bu ziyarette değerli Başbakan, Efendi Hazretlerimiz’den dua ve himmet talep ettiler. Efendi Hazretlerimiz de kendisine
hayır duada bulundular..” denildi. (dha)

İhsanoğlu oyunu kullandı ve uyardı!

İhsanoğlu oyunu kullandı ve uyardı!

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu sabah saatlerinde sandık başına giderek oyunu ilk kullanan aday oldu.

İhsanoğlu, seçimde kabinlere telefonlarla giren vatandaşlara karşı yetkilileri uyardı.

Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan cep telefonu uyarısı – VİDEO 

Ekmeleddin İhsanoğlu, eşi Füsun İhsanoğlu ile birlikte İstanbul’daki Yeniköy İlköğretim Okulu’na gelerek oyunu kullandı. İhsanoğlu gazetecilere şu açıklamayı yaptı:

  • “Benim size sorum var. Siz oylarınızı kullandınız mı?
    Ben her şeyden önce oyunuzu kullanmanızı istiyorum.
    Bu mukaddes bir görevdir. Bunu hep beraber yapmamız lazım.
  • Sevgili kardeşlerim, Türkiye seçim kampanyasını dün akşam bitirdi.
    Bugün sessiz yığınlar sandıkların başına gidiyor, hür iradesiyle
    tercihini basıyor ve bu akşam inşallah cumhurbaşkanının
    kim olduğunu öğrenecek.

“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”

Biz burada seçimle siyasetle ilgili bir şey söylemeyeceğiz. Kampanya adaletsiz, eşitsiz koşullarda yürütüldü. Ama biz milletimizin sağduyusundan eminiz. Bizim temennimiz seçimin suhuletle, dürüstlük içerisinde yürütülmesinde. Ancak sabahleyin aldığımız haberlerde, bazı sandık kurullarında, sandık görevlilerinin cep telefonlarını
alı koymadıklarını ve bazı vatandaşlarımızın seçmenlerin pusulayı mühürledikten sonra fotoğraflarını çektiklerini, arkadaşlarımız kaydetmiş. Biz bunlar için suç duyurusunda bulunacağız.

Oy verme sırasında insanların telefonlarının alı konmasına müsaade edilmiyor,
çünkü burada geçen dönemde görülen birtakım uygunsuz hareketlerin yapıldığını,
belirli bir adaya gidip bunun karşılığında menfaatler temin edildiğini biz biliyoruz. Temennimiz temiz bir şekilde milli iradeye gölge düşürülmeden yapılmasıdır.

Bütün dünyanın gözü bizde. AGİT’in, ABD’nin gözü bizde. Kongre üyeleri mektup yazdılar Obama’ya. Burada suç işlendiği takdirde biz suç duyurusunda bulunacağız.
Biz, Türkiye’de ilk kez bir cumhurbaşkanı seçimi halkın oylarıyla yapılıyor;
bunun dürüst şekilde bütün dünyaya karşı açık biçimde yapılmasını istiyoruz.”

İhsanoğlu oyunu kullandı – FOTO GALERİ

Ekmeleddin İhsanoğlu, açıklamanın ardından seçimi izlemek için hazırlanan merkeze gitti.

Ekmeleddin İhsanoğlu oyunu böyle kullandı – VİDEO 

AKP ve RTE’yi temiz ve dürüst bir seçime çağırmanın pek bir anlamı var mı bilemiyoruz ama yine de çağrımızı net, kalın çizgilerle ve altını çizerek
bir kez daha yapalım..

Tersi bir tabloyu Türkiye kaldıramaz ve faturası öngörüldüğünden de ağır olur..

RTE dün gece başka cemaatlerin şeyhlerini dolaşıyor ve himmet istiyordu..

Himmeti adam gibi Türk halkından istese ya?

İşte AKP ve RTEnin demokrasiye uzaklıkları ve içselleştirme dereceleri..

Çok yazık..

Her şeye karşın:

10_Agostos_2014'te_Yasamsal_Gorev

 

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Bir “Kadın” dan Ekmelettin İhsanoğlu’na destek feryadı..


Bir “Kadın” dan Ekmelettin İhsanoğlu’na destek feryadı..

Merhaba Ahmet Bey,

Facebook’da Avusturya’dan yakın bir arkadaşımın paylaştığı bir yazıyı size göndermek istedim, kadınlar olarak bizim duygu ve düşüncelerimizi çok güzel özetlemiş.Belki beğenir ve yayımlarsınız. Bilgi ve müsaadelerinize…

Saygılarımla, 9.8.14

Perihan Aysal (PhD)

============================

Bakın, Türkiye’mizin aydın Hanımlarından biri
Sayın Buket Topakoğlu ne diyor?

Kendisine aynen katılıyorum. Henüz oy verme hakkımız varken gidip oyumu
Sayın Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu’na vereceğim, arkasında kim olursa olsun okumuş, gelişmiş, yurt içi ve yurt dışında üst makamlara gelebilmeyi başarmış,
bunu sürdürmüş olduğu; iyi bir ailenin babası olduğu, sakin, kibar, efendi bir insan olduğu için…

“Pazar gün bu ülkenin “bir tane kadın mıdır, kız mıdır bilmem”i olarak oy kullanmaya gideceğim.

Kimseyi dolandırmayan, hırsızlık yapmayan, kimsenin ölümünden sorumlu olmayan ama namusu kahkahasında aranan biri olarak…

Kürtaj konusunda “anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün” diyen Ankara belediye başkanına sahip çıkan bir başbakanın ülkesinde, tecavüzcüden daha değersiz ve ölümü hak eden biri olarak…

Ne kadar giyinirse giyinsin, kırmızı ruj sürdüğü an iffetine halel gelen biri olarak (devletin hava yollarında hosteslerin kırmızı ruj sürmesinin yasaklanması gündeme getirilmişti!)…

AKP iktidarı, kadına şiddeti önlemek için ileri sürdüğü yasaya “ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi” adını verirken, yasada şiddet gören kadının ikna, uzlaşma gibi yöntemlerle hukuksal yollardan hakkını aramaktan vazgeçirilmesini öngörüyor. işte buna tepki vermek isteyen biri olarak…

“Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır.” diye düşünülen biri olarak…

Kafası kesilip bavula konulan Münevver Karabulut cinayetinin ardından başbakanın “kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya” diye aşağıladığı kadınlardan
biri olarak…

Başbakanın “kadına şiddet abartılıyor” dediği, son on yılda kadın cinayetlerinin
% bin dört yüz arttığı memleketimizde can güvenliği giderek azalan biri olarak…

İktidar partisinin bakanlarından birinin “evinin süsü” dediği kadınlardan biri olarak…

“Kadınlar da iş arıyor, işsizlik o yüzden arttı” diyen bir bakanın olduğu ülkede,
işsizliğin nedenlerinden sayılan biri olarak…

Kendisinden iş isteyen kadına “evdeki işler yetmiyor mu?” diyen bir bakanın ülkesinde, iş yapmaya çalışan bir kadın olarak…

Başbakanın “yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir.” diyerek devlet eliyle işlenen katliamın sorumluluğunu kendi üzerinden atıp,
üzerine yıkmaya çalıştığı kadınlardan herhangi biri olarak…

Tecavüze uğrayan kadınların mahkeme kararıyla kürtajlarının önlenerek zorla o bebeği doğurdukları, tecavüzün ardından ruh ve beden sağlığının değil, yalnızca beden sağlığının hasar tespitinin yeterli görülmesi kararının alındığı ülkede bir kadın olarak…

Evladı Gezi’de polisler tarafından öldürülen Alevi bir annenin cenazede yuhalatılmasına tahammülü olmayan biri olarak…

Hâl buyken kendisi değil yalnızca eli uzun olan adama oy verecek kadınların çokluğuna hayret edip dehşete kapılan biri olarak…

Oy kullanacağım. böyle giderse henüz kadınlara yasaklanmadan!

=====================================

Dostlar,

Sayın Perihan Aysal’ın (PhD) bize yolladığı Sayın Buket Topakoğlu‘nun
çooook çarpıcı iletisi yukarıda..

Her 2 hanımefendiye de teşekkür borçluyuz..

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net