Etiket arşivi: Alevi dernekleri

TÜRK SOLUNU SİYASAL KÜRTÇÜLÜĞÜN MARABASI YAPMAK


TÜRK SOLUNU SİYASAL KÜRTÇÜLÜĞÜN MARABASI YAPMAK
 

Av._Huseyin_Ozbek
Av. Hüseyin ÖZBEK
İstanbul Barosu                                                                                      
28 Mart 2015

 

Cumhurbaşkanlığı seçiminde işe yaradı. Milletvekili genel seçiminde tekrar edilecek. Kürtçü partinin Türk yoğunluklu bölgelerde pazarlanmasında Cumhurbaşkanlığı seçiminin zengin deneyimlerini göz önüne alacaklar. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a poşusunu, şal şepiğini çıkarttırıp, takım elbiseyle vitrine çıkaran üst akıl,
HDP’yi Haziranın siyasal turfandası olarak piyasaya sürmektedir.

Sözün burasında 10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde halkı narkozlayan ibretlik toplum mühendisliğine ilişkin saptamamızı anımsamanın zamanıdır:

“Kimi sendikal oluşumlar, kimi marjinal siyasal gruplar, kimi Alevi dernekleri Demirtaş’ı desteklediklerini ilan etmektedirler. Emek safından tekelci sermayenin dolma kalemliğine hızlı geçiş yapan kimileri de sol söylemli sis bombalarıyla
kafaları karıştırmaktadırlar. Etnik virüs bulaştırılarak ideolojisine, varlık nedenine yabancılaştırılan kimi sol oluşumlar da Demirtaş tribününde yerlerini
almış durumdadırlar.

Sıfır maliyetli, getirisi yüksek seçim kampanyasıyla Demirtaş üzerinden bölücü terör örgütü meşrulaştırılarak siyasal yaşamımızın vazgeçilmez ögesine dönüştürülmektedir. Yakın zamana dek PKK için hain, bölücü, bebek katili, kan içici sıfatlarını kullanan Türkiyeli medya, etnik bölücülüğün siyasi temsilcisini Cumhurbaşkanlığı makamına
en uygun aday olarak alkışlamaktadır.

Seçim kampanyasını PKK’nın meşrulaştırılması üzerine kuranlar,
11 Ağustos’ta devletle masaya eşit muhatap olarak oturtacakları etnik bölücülüğün elini güçlendirecek bir süreci başlattıklarının  bilincindedirler.

Bölücü terör, tarihin altın tepsi içinde sunduğu fırsatı meşrulaşma ve siyasallaşma yolunda sonuna kadar kullanacaktır. Seçilmesi durumunda Cumhurbaşkanlığı yeminini asla etmeyecek olan bir kimliğin Atatürk’ün koltuğuna talip olması gelinen noktanın hazin fotoğrafı olarak gelecek kuşaklar tarafından ibretle hatırlanacaktır.” (1)

Olgularla değil algılarla yönetilen, toplum mühendisliğinin yoğun mesaisine sahne olan bir Türkiye’den bahsediyoruz. Etno-feodal, ayrılıkçı bir siyasi hareketin laikliğin, çağdaş değerlerin, demokrasinin sigortası olarak yutturulmasına yönelik bilinç bombardımanına maruz bırakılan zavallı ülkemizden!

Fıratsız, Diclesiz, GAP’sız Türkiye ile petrol kuyularının bekçiliği görevi verilecek Kürdistan, çevrilen filmin ana temasıdır. Filmde sıradan figürasyondan öte bir konumu olmayan tetikçilerin kendilerini başrol oyuncusu sanmaları işin komedi boyutuyla ilgilidir. Emperyal senaryoda roller en ince ayrıntısına kadar baştan belirlenir. Güncellenip günümüze uyarlanan yüzyıllık senaryonun sahnelenişinde kimin yönetmen,
kimin oyuncu, kimin piyon olacağı, kimin ne oynayacağı çoktan kararlaştırılmıştır.

Sözün kısası etno-feodal, ayrılıkçı bir silahlı hareketi meşruiyet sınırları içinde bir sistem partisi, demokrasinin sigortası olarak pazarlamaya yönelik psikolojik harekat
son hızla sürdürülmektedir. Halkın ortalama algısındaki bölücü imajının buharlaşmasıyla siyasal Kürtçülüğün demokratik yaşamımızın vazgeçilmez bir ögesi olarak kabullenmesini sağlayacak toplumsal hipnozun etkileri sanılanın ötesindedir.

Mütareke  İstanbul’unun İngiliz doğumhanesinde dünyaya gözlerini açan,
İngiliz beslemesi Kürdistan Teali Cemiyetinin (Kürdistan Yükselme Cemiyeti) güncellenmesinden başka bir şey olmayan etno-feodal parti sol makyajla
piyasaya sürülmektedir.

Kürdistan Yükselme Cemiyeti’nin; HEP’ten DEHAP’a, HADEP’ten BDP’ye yılda bir
adı değiştirilse de, çekirdek kimliği ve hedefi asla değişmemektedir. Şimdilik HDP adını kullanan etno-feodal oluşumun amigoluğu da emek savunuculuğu, sermaye karşıtlığı gibi ağır bagajlardan kurtulunca kuş gibi hafifleyen bizim sömürge soluna verilmiştir.
Sınıfsal duyarlılığını yitirince etnik duyarlılıklar geliştiren bizim mütareke solunun görevi emek tribününden yapacağı tezahüratla kafaları karıştırmaktır.

Halk nezdinde hiçbir saygınlığı ve inisiyatifi kalmamış, kerameti kendinden menkul
kimi solcu eskilerinin, kimi siyasal enkazların iltica ettikleri etnik kampa iyi bakınız. Emek safındaki onurlu mücadeleyi terk edince siyasal Kürtçülüğün kapısında marabalıktan, yanaşmalıktan başka yapacak bir işlerinin kalmadığı anlaşılıyor.

Bizim mütareke solcuları anti-emperyalist anti-kapitalist devrimci mücadeleden kopunca feodal dönemin toprak soylusu senyörlere kapılanan serflere
ne kadar da benziyorlar.

1)Hüseyin Özbek
Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Galibi Kim Olacak? (22.07.2014)

===============================

Dostlar,

İstanbul Barosu’nun değerli yöneticilerinden Aydınlık insan Sayın Av. Hüseyin Özbek yukarıdaki yazısında bir oyunu boşa çıkarmaya çabalıyor. Sözde, 68’lilerin oyları
HDP’ye gidecekmiş… Gerçek 68’liler aslanlar gibi açıklamalarını yaptılar ve
“Bölücülüğe oy yok!” dediler.
Seçime giderken her şey mübah mı?
Bu ülkede hiç ahlaklı, vicdanlı, hukuka uygun – saygılı dürüst olmayacak mı birileri??

Sevgi ve saygı ile.
30.03.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

DU BAKALİ N’OOLCEK?


Dostlar
,

Sayın Prof. Dr. D. Ali ERCAN‘ın bu sabah 09:22’de gönderdiği yazı aşağıda..

Benzer öngörüleri bu sitede ısrarla ve kezlerce paylaştık..

Basit 4 işlem Matematiğini öngörümüz için araç olarak kullandık..

“Politik akıl” ı, politik zekayı (political mind, political intelligent) öne çıkardık;
duyguları ve tepkileri frenlemeye çabaladık..

Fakat her 4 seçmenden 1’i, 12. Cumhurbaşkanı / Yarıbaşkanı seçmeye gitmedi!
RTE destekçileri görevlerini müritçe bir sadakatle yerine getirdiler.

Bizler yine BİR-LE-ŞE-ME-DİK!

Söz konusu VATAN bile olsa..

O’nu, VATAN’ı RTE zulmünden – tehdidinden kurtarmak için bile olsa..

“Boykotçular – geçersiz oy kullananlar” çok ağır bir tarihsel politik fatura ile
Türkiye’yi karşı karşıya bırakmışlardır..

Ne var ki, önümüzdeki “çooooook zor yıllarda
“TEK ADAM – RTE DİKTATÖRLÜĞÜNE KARŞI” yine de birlikte olmak zorundayız..

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANMAYACAK MIYDIK??

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

==============================================

DU BAKALİ N’OOLCEK?

Ali_Ercan_portresi

 

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 
Değerli arkadaşlar,

Bu sabah erkenden kalkıp yakınımızdaki Salih Alptekin İlkokulunda Oy’umu kullanmaya gittim. Genelde bu erken saatler gençlerin hala uykuda olduğu saatlerdir… Yaşlılar çoğunlukta ve yüzlerinde merak-endişe karışımı bir sessizlikle yokuş aşağı oylamaya gidiyorlar. Evet, bu kez ne olacak?
Laik Cumhuriyet’ten ve Parlamenter Rejimden yana olanlar mı kazanacak, yoksa (Her ne kadar açıkça ifade olunmasa da, Eyaletlere bölünmüş Anadolu’da İslami rejim) Başkanlık Yönetiminden yana olanlar mı? 
 
1 ay gibi kısa bir süreye sıkıştırılan CB seçim kampanyası zaten eşit ve adil koşullarda gerçekleşmedi. Muhalefetin adayına karşı RTE tüm Devlet olanaklarını kullandı; üstüne üstlük Muhalefet içindeki çatlak sesler haftalardan beri “içlerine sindiremedikleri” ortak adaya karşı BOYKOT çağrısı yapıyorlar, “uzlaşı”nın ne olduğunu unutarak.%80’i dindar-dinci-mütedeyyin-muhafazakâr-tutucu-cahil-muhtaç bir halkın karşısına asla gönüllerinden geçen yapıda bir adayla çıkılamayacağını, gönüllerinden geçen yapıda birinin en çok %30’da kalacağını unutarak..
 
Neyse ki; akılları çelinen “Alevi dernekleri” hiç değilse seçime üç gün kala Ortak muhalefet adayını destekleyeceklerini açıkladılar; bir yararı olacak mı göreceğiz.

İşçi Partisi de yayın organlarıyla “Muhalefet adayına karşı muhalefet” propagandasına girişmişti. O da seçime 10 gün kala üstü örtülü bir biçimde Muhalefet ortak adayını destekleyeceklerini açıkladı.
Çoook geç.. çok.
 
Değerli arkadaşlar,Seçimin 1. turda sonuçlanması olasılığı yüksek.
Bu durumda kazanan taraf %50’nin biraz üzerinde bir oyla kazanırken,
yitiren 40 dolayında kalır.

Seçim 2. tura kalırsa ön görülmesi çok zor, çetrefilli senaryolar gündeme gelir ve sanıyorum, ilk turda 2. sırada bulunan Aday bile
2.turda kazanabilir. 
 
Sonuç; eğer Ekmel Bey bu gün %40 veya altında kalır ve yitirirse,
bu ağırlıklı olarak Boykot nedeniyle olacaktır. (Boykotçular kına yaksın, deriz..) 
Eğer Ekmel Bey kazanırsa, Boykotçuların etkisi geniş seçmen kitlesince umursanmamış, ayrıca AKP ve SP tabanından büyük destek almış demektir…
 
Du bakali n’olcek?Haydi hayırlısı. æ

Cumhuriyet gazetesinin 19.12.12 günlü sayısının kapağı ve yorumlarımız

Dostlar,

Cumhuriyet gazetesinin 19.12.12 günlü sayısının kapağı ve yorumlarımızı paylaşalım..

Kılıçdaroğlu: Kuvvetler ayrılığı mı kaldı?
Hukukçular: Tartışılması bile abes..

  • Otoriterlik yetmez totaliterlik olsun!

‘Batı’da gülerler’ Erdoğan’ın ‘Kuvvetler ayrılığı önümüzde engel’ açıklamasını değerlendiren CHP lideri, “Batı’da biri söylese ‘aklını peynir ekmekle yemiş’ derler” yorumunu yaptı. Demokrasinin zaten askıda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu,
Kuvvetler ayrılığı mı bıraktın ki şikâyetçisin. Yargıya, medyaya talimat veriyor, istediğini seçtiriyor, atıyorsun. Padişahta olmayan yetki mi istiyorsun?” dedi.

Bize göre Başbakan RT Erdoğan gene gündem oyunu peşinde..
Ama artık bu amaçla, yani gündem oluşturabilmelk için tehlikeli oyuncaklar kullanmak zorunda.. Genelgeçer konularla ülkenin gündemini meşgul etmek olanaklı değil.

Ülkenin yakıcı gerçek gündemleri artık halkı kavuruyor..

Erdoğan çaresiz… Kıvranıyor.. Ola ki biraz zaman kazanabilir miyim.. derdinde

Hükümlüye cenaze izni yok! Babaya son veda yasaklandı..

Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde hükümlü Emrah Yayla’nın, babasının cenazesine katılma istemi, savcılık tarafından “disiplin cezaları bulunduğu, ayrıca tehlikeli hükümlüler sınıfından olduğu” gerekçesiyle reddedildi. Yayla, “Babamın yüzüne son kez
yüz süremedim. ‘Uğurlar olsun, huzur içinde yat’ deyip bir avuç toprak dökemedim.
Bu bir insanlık suçudur.” dedi.

* Maraş kurbanları.. Katliam anmasına izin yok!?

Kahramanmaraş’ta 111 kişinin öldürüldüğü katliamı (1978) anma törenine
valilik “güvenlik” gerekçesiyle izin vermedi. Alevi dernekleri ise törende kararlı.
Alevi Bektaşi Federasyonu’nun açıklamasında;

Katliamlarla yüzleşelim, tarihle yüzleşelim diyenler, asıl suçluların yargılanmadığı Maraş katliamıyla yüzleşmekten kaçıyor.” denildi.

AKP iktidarının dinci-faşist yüzü çırılçıplak ortada.. Çok yazık ve çok üzücü..

İyi niyetle oy veren yurttaşların bilgisine ve “yetmez ama evet” çi aydın müsvettelerinin de vicdanlarına ya da olmayanların suratına..

Ne denli acı..

Sevgi ve saygı ile.
19.12.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net