Türker ERTÜRK : 4. Nesil Savaş…
Sevgi ve saygı ile.
15.7.2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
Türker ERTÜRK : 4. Nesil Savaş…
Sevgi ve saygı ile.
15.7.2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
Dostlar,
Sn. Prof. Ercan aşağıdaki önemli yazısında dünyanın ilk 10 AR-GE (Araştırma – Geliştirme; Research&Development harcaması yapan devlerini irdeliyor.
Biz de en büyük AR-GE’yi Anayasasında “laik” bir devlet olduğu yazılan bir ülke olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayırıyoruz!.
2014 bütçesinde Diyanet’in ödeneği % 18.2 artırılarak yine rekor kırdı.
Bütçeden en çok pay alan kurumların başında olan Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB),
5,442 milyar liralık bütçesiyle 13 bakanlığı geride bıraktı! 8 bakanlığın toplam bütçesi ise Diyanet’in ödeneğine yetişemiyor. Böylece, neredeyse tamamı halkın vergilerinden oluşan devlet bütçesinin, küçümsenmeyecek bir bölümü, devletin bir İslam dininin Sünni mezhebine mutlak ayrıcalık tanıyan ‘dinci’ bir kuruma aktarılmış olacak. Bu Bakanlıkların arasında BİLİM ve TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’nın da bulunduğunu belirtmeye bile gerek yok sanırız. DİB’in bir de Diyanet Vakfı var ki şirketleriyle, üniversitesiyle… muazzam fonları denetliyorlar.. Bu Vakfın mali portföy büyüklüğü ile ilgili net verilere ulaşılamıyor.
Denebilir ki DİB, Diyanet Vakfı ve uzantılarıyla birlikte Türkiye’de hemen hemen
en büyük KİT’lerden biridir; üstelik DİNSEL alanda.. Bu fonlar da hesaba katıldığında TÜBİTAK bütçesi dahil (1,9 milyar TL; hepsi AR-GE için değil!) Türkiye’nin toplam
AR-GE harcamasının kezlerce katı muazzam bir parasal – insangücü – malvarlığı … kaynağının İlahiyat – Divinity – Teologia alanında harcandığı ortaya çıkar (30+ İlahiyat Fakültesi, 600+ İHL, binlerce Kuran kursu, onbinlerce cami…).. Bu muazzam dinci harcamalara karşılık Türkiye İlahiyat – Divinity – Teologia bilim alanlarına ulusal – küresel ölçekte hangi anlamlı katkıları vermiştir, merak konusudur. (Ayrıca Teoloji’nin özellikle konusu ve yöntemi bakımından Bilim olup olmadığı tartışmaya açık bir konudur..)
Bir de bunca dinci – dinsel harcamaya karşın Dünyanın en ahlaklı toplumuna sahip olabilmiş midir Türkiye?’!
Yoksa, yoksa, ünlü Fransız Aydınlanma öncüsü Denis Diderot
yerden göğe haklı mıdır, tam da tersi mi gözlenmekte Türkiye’de ?
Veee, bütün bu “Murphy oluşumları” Türkiye’de nedendir,
kaç vakte dek sürdürülebilecekitr?
Sevgi ve saygı ile.
15.7.2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=================================================
Dünyanın Ar-Ge Devleri
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Değerli arkadaşlar,
Dünyanın Araştırma-Geliştirme (Research&Development) alanında en çok yatırım yapan Uluslararası (AS: Çok uluslu – multi-national) 10 dev şirketin faaliyet alanı yoğunlukla, son 50 yılda küresel paradigmanın simgesi olan elektronik ve iletişim teknolojisidir. 1950 sonrası Elektronik Çağ, 2000 sonrası Robotik Çağ olarak adlandırılıyor. (Tabii bu çağları gerçek anlamıyla yaşayan toplumlar için;
hala orta çağ kafasını taşıyan büyük bir kesim var)
Aşağıdaki listeye toplam 1 trilyon Doların (AS: Dünyanın küresel geliri ̴70 Tr $!) üzerinde yıllık Ar-Ge harcaması yapan 10 ülkeyi aldım. (AS: 10 ilk ülkenin toplam
AR-GE gideri 1,120 Tr $)
Ülke Yıllık Ar-Ge Harcaması (Milyar $)
Bu 1 trilyon Doların kabaca % 1’i Türkiye’nin cebinden çıkıyor. Dünyada düşünen, keşfeden, teknoloji üreten beyinlere Türkiye’nin ödediği yıllık para ~10 milyar $. Dışalım (İthal) ürünler üzerinden dışarıya ödediğimiz Ar-Ge giderimiz, ülke içindeki
Ar-Ge harcamaları toplamının iki katıdır.
Koskoca 77 milyonluk Türkiye’nin (üretim, ulaşım, iletişim, bilişim, eğitim, sağlık vs.vs..) tüm alanlardaki yıllık Ar-Ge harcaması (yaklaşık 5 Milyar $) tek başına Google şirketinin bir yıllık Ar-Ge bütçesi kadar oluşu dikkat çekicidir. æ (15.7.2014)
++++++++++
Microsoft, ABD’de Washington Redmond merkezli çok uluslu bir yazılım şirketidir.
1975’te Bill Gates ve Paul Allen tarafından kurulan Microsoft, kurulduğu günden başlayarak dünyanın en büyük yazılım üreticisi ve en değerli şirketlerden biri durumuna gelmiştir. Microsoft, işletim sistemleri, ofis suit alanlarında egemen olmuş, arama motorları, video oyunları, cep telefonları ve dijital hizmetlerde büyük yatırımlar gerçekleştirmektedir.
2. Samsung: Ar-Ge Bütçesi 9 milyar $
Güney Kore Seul merkezli çok uluslu bir şirketler topluluğu olan Samsung, giyim, kimyasallar, tıbbi malzemeler, reklam, inşaat, finansal hizmetler ve sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere birçok ürün ve hizmet sunmaktadır. 1938’de kurulan şirket, o günden bu güne tüketici elektroniği, yarı iletkenler, bilgi ve iletişim teknolojisi donanımları ile teknoloji ürünleri geliştirmekte ve sunmaktadır.
3. Intel: Ar-Ge Bütçesi 8,4 milyar $
Intel, California Santa Clara merkezli çok uluslu bir şirkettir. 1968’de Gordon Moore ve Robert Novce tarafından kurulmuştur. Elde ettiği gelire göre dünyanın en büyük ve en değerli yarı iletken üreticisidir. Çoğu kişisel bilgisayarlarda olmak üzere mikro işlemci üretmektedir. Bunun yanı sıra ana kart yonga setleri, ağ arabirimi kontrolleri, entegre devreler, flash bellek, grafik yongalar da üretmektedir.
Nokia, Finlandiya Espoo merkezli çok uluslu iletişim ve bilgi teknolojileri şirketidir. Kökleri 1861′e dek giden bu şirket, 1998 – 2012 arasında cep telefonlarının en büyük satıcı firmalarından olmuştur. 2013’te 7,2 milyar $ bedelle Microsoft tarafından
satın alınmıştır.
5. Panasonic: Ar-Ge Bütçesi 6,6 milyar $
Japonya Osaka merkezli çok uluslu bir elektronik şirketidir. İlk olarak Matsushita Elektric Industrial Co. Ltd’nin kurucusu Konosuke Matsushita tarafından 1918’de kurulmuştur. Japonya’nın en büyük elektronik üreticilerinden biri olan Panasonic, 2012’de televizyon üretiminde dünyanın en büyük 4. şirketi olmuştur.
ABD, New York merkezli olarak 1911’de kurulan şirketin tam adı International Business Machines Corp. olup, kısaca herkesin bildiği IBM olarak adlandırılmıştır. Şirket, hosting ve server teknolojisi, nano teknoloji ögeleriyle ilgili çeşitli danışmanlık hizmetleri, donanım ve yazılım aynı zamanda alt yapı hizmetleri sunmaktadır. Dünya genelinde
12 araştırma laboratuvarı bulunan IBM’in 20 yıl boyunca en çok patent alan şirket olma özelliği bulunmaktadır.
7. Cisco: Ar-Ge Bütçesi 5,8 milyar $
Cisco, California San Jose merkezli çok uluslu bir şirkettir. 1984’te Leonard Bozack ve Sandy Lerner tarafından kurulan şirket, ağ donanımları satmakta, ağ yönetimi için gereken ögeleri, optik ağ, depolama alan ağları, VOIP (AS: Voice over IP; Internet Protokolü – IP üzerinden ses iletişimi, telefon görüşmesi) ve veri merkezi uygulamaları da bulunmaktadır.
California merkezli çok uluslu bir şirket olan Google, arama motoru, yazılım, bulut bilgi işlemleri, on line reklam, teknoloji ürünleri ve internet ile ilgili hizmetlerde uzmanlaşmış bir şirkettir. 1998’de Karry Page ve Sergey Brin tarafından kurulmuştur. G-mail, Google Drive, Google Plus, Chrome OS ve Chromebook gibi uygulamalarıyla hızla büyümekte olan bir şirkettir.
Washington Seattle merkezli bir elektronik ticaret şirketidir. 1994’te Jeff Bezos tarafından kurulan şirket, ertesi yıl on line ticaret işlemlerine başlamıştır. On line kitapçı olarak başlayan Amazon, sonrasında DVD, CD, VHS kaset, yazılım, giyim, mobilya, video oyunları, oyuncaklar, takı ve hatta gıda gibi ürünleri çevrimiçi satmaya başlamıştır. En son olarak da Kindle e-kitap okuyucu ve Kindle Fire tablet bilgisayar ürünlerini geliştirerek kendi tüketicilerine sunmuştur. Ayrıca, bulut bilişim hizmetlerinin önemli bir sağlayıcısı konumundadır.
10. Apple: Ar-Ge Bütçesi 2,4 $
California Cupertino merkezli çok uluslu bir şirkettir. Şirket kişisel bilgisayarlar,
yazılım ve öbür tüketici elektroniği ile ilgili tasarım, üretim, pazarlama ve satış yapmaktadır. 1976’da Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne tarafından kurulmuştur. Ar-Ge için ayrılan bütçenin en yararlı kullanıldığı şirketlerin başında geliyor denilebilir. Buna örnek olarak devrim yaratan iPod, iPad, tablet bilgisayarlar ve
cep telefonları konusundaki çalışmaları ve ürünleri gösterilebilir.
Dostlar,
ADD İsparta Şubesi’nin kurucusu ve 14 yıllık çok başarılı Başkanı, dava arkadaşımız
Sn. Mahmut Özyürek yurtsever çalışmalarını duraksız sürdürüyor..
Son yıllarda Ulusal Eğitim Derneği’nin İsparta Şubesini kurdu ve yönetimini üstlendi. Aşağıda önemli bir derlemesini paylaşmak istiyoruz :
Korkunç boyutları olan bir ivedi ulıusal sorun…Kapsamlı yazı 14 öneri ile aynen şöyle sonlanıyor ve biz de aynen katılıyoruz..
AKP iktidarı 11,5 yıldır ülkenin taşını – toğrağını, altını – üstünü, havasını – suyunu satmakta..
Bu acımasız vatan talanının hızla durdurulması gerek.
Filistin de bu ürkünç (vahim) hatayı yapmadı mı?? İsrail yoken ortada Yahudilerin orada devlet kurma politikası ile parsel parsel sistematik olarak satın alınan Arap topraklarında 1948’de Ben Gurion Yahudi İSRAİL Devleti‘nin kuruluşunu ilan etmedi mi??
Satılan topraklar önce çitleniyor (İngiltere’deki ÇİTLEME – Fencing dönemi benzeri!) ve “Private Property NO ENTRY” (Özel Mülktür GİRİLMEZ!) tabelası ile korumaya alınıyordu. Ardından bu parseller birleştirildi ve bayrak dikilerek İsrail yurdu yapıldı..
O tariten bu yana da Siyonist emperyalizm güdümünde sürekl genişliyor İsrail toprakları. Gazze Şeridi ve Batı Şeria dünyanın en bahtsız topraklarına, cehenneme döndürüldü. 1,75 milyon Filistinli dünyanın en yoğun nüfus yerleşimi ile avuç içi kadar topraklarda (360 km2) havadan – karadan ve denizden tam bir abluka altında yaşıyor.. Km2 ye 4860 kişi düşüyor! (Dünya ortalaması 50 kişi/km2). İsrail ise Filistin’in 75 katı topraklarda 27 bin km2 alanda 7,5 milyon nüfuslu..
Filistin’in tek yaşam kaynağı yer altından Mısır’a bağlanan Gazze tunelleri..
Bebeğin anne karnında Göbek kordonu gibi (Gazza’s Umbilical Cord!)….
Son 1 hafta – 10 gündür (Temmuz 2014) yeni bir havadan – karadan askeri operasyon ile apaçık bir soykırım (massacre, genocide, ethnic cleansing) dünyanın gözü önünde sürdürülüyor!
Hedef, Tevrat’ya yazılı olduğu vehmedilen ARZ-I MEVDUD topraklara erişmek.. (Tanrı’nın kendilerine sözde vaadettiğine inanılan ideolojik – dinsel ütopya)
O sınırlar ki, Fırat ve Dicle’nin doğuş yerlerine, Türkiye’nin bağrına dek uzanyor..
Nasıl mı?? Büyük Ortadoğu = Büyük İsrail Projesi ile..Bölgede tüm ülkeleri küçülterek, parçaşayarak.. Türkiye dahil.. Büyük Kürdistan adı altında geçiş dönemi kukla devleti üzerinden Yahudi İmparatorluğu..
Türkiye’nin hızla aklını başına devşirmesi gerek..
Hele Başbakan R.T. Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu = Büyük İsrail Projesi’nde EŞBAŞKAN oluşu çıldırtıcı bir harakiridir Türkiye için..
Bir kez daha yazmış, uyarmış olalım.
Bu arada Türkiye’de vatan topraklarının yabancı sermayeye satışı ile ilgili kamuoyunu uyarıcı çok emek yurtsever insanlarımızdan biri de eski Tapu Kadasro Genel Müdür Yrd. Sayın Orhan ÖZKAYA‘dır. Özkaya’nın kitabı “ANAHTAR TESLİMİ TÜRKİYE” başlıklı ve ibretle okunmalı, okutulmalı..
Bizler paranoyak vs. asla değil, tarih bilinciyle ileriyi görmeye çabalayan geleceği öngörmeye çalışan bilimsel emek sahibi yurtseverleriz. Eski Maliye Bakanı K. Unakıtan’ın saçmaladığı gibi “Götürdüler mi malı, işte burada duruyor..” söylemini aptalca değilse hain tuzak yüklü görüyor ve uyarıyoruz..
Şehir – gazilerimizin mübarek kanları ile sulanmış; canlarını – kemiklerini barındıran vatan topraklarımızın satılması için hiçbir akılcı gerekçe bulamıyor, ileri sürülenlerden tatmin olmuyoruz. Mehmet Akif’in dizeleri dilimizden düşmüyor :
– Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda..
Sevgi ve saygı ile.
15.7.2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=============================================
YABANCILARA TOPRAK SATIŞI VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ |
Mahmut ÖZYÜREK
Ulusal Eğitim Dern.
Isparta Şb. Bşk., 13.7.14
Değerli meslektaşım Dr. Ceyhun Balcı İzmir’den yazıyor..
20. Dünya Futbol Kupasını 4.kez alan Almanya’nın başarısının ardında ne var??
Sabır, sebat, son 88 yılda 10. ulusal takım sorumlusu olmak??
Ya da “Bu gün sünnet yarın deniz!” saçmalığına yabancı bir sebat kültürü mü??
Okumalısınız..
Teşekküler sevgili Ceyhun..
Sevgi ve saygı ile.
15.7.2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=============================================
DÜNYA KUPASI SAHİBİNİ BULDU : ALMANYA..
BAŞARININ ARDINDA NE VAR??
JOACHİM LÖW
Almanya XX. Dünya Kupası’nda 4. şampiyonluğuna ulaştı.
İşin hiç anlamadığım teknik yanına girecek değilim. Ayrıca, her şey olup bittikten sonra bunları konuşmanın bizlere özgü olduğunu düşünenlerdenim. Onun yerine,
bu başarı tablosundaki önemli bir portreye değinmek çok daha anlamlı olacaktır!
Joachim Löw 2006 Dünya Kupası’nda Klinsmann’ın yardımcısı sıfatıyla Almanya’nın başındaydı. 2010 ve 2014’te takımın baş yetkilisiydi. Doruğa sonuncuda erişti.
Başarı açlığı, ivedilik arz eden biz Türklerin ölçüsü boşuna
değildir.
Biraz geriye gidelim!
Bugün dünya futbolunun doruğuna tırmanmış olan Almanya’nın başındaki Löw’ün 1998’de Fenerbahçe’nin başında bulunduğunu unutanlara anımsatalım!
Bugün sünnet yapıp, yarın denize sokamadığı için olsa gerek,
FB serüveni bir yılda son bulmuş Löw’ün. Bir sezon aradan sonra bu kez Adanaspor’un başına geçse de belli ki onları bile ikna edememiş başarı için uzun soluklu olma gereğine!
Omuzlarda getirdiklerimizi, döverek değilse bile söverek gönderme alışkanlığımız başarı arayışımızın sonuç vermeyen yılan öyküsüne dönüşmesinde önemli pay sahibidir.
Son bir not! Löw, Almanya’nın 1926′dan bu yana başına geçen 10. teknik direktördür. Aynı zaman aralığında Türkiye’de bu sayı ancak önümüzdeki ay yenisini seçeceğimiz Cumhurbaşkanı’dır!
Maçları ayakta izleyen ama çehresine yansıyan tek mimik diliyle avurtlarını şişirmek olan bu Alman’ın başarısı için yeterince sabredemeyen bizim dervişler, şimdilerde, sabreden Almanya’nın utkusu karşısında biraz olsun mahcubiyet duymuşlar mıdır?
Ceyhun BALCI, 14.07.2014