Etiket arşivi: Türkmen kardeşlerimizi peş peşe katleden

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM Grup Konuşması – 19.11.13

Dostlar,

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu gün, partisinin grup toplantısında
haftalık konuşmasını yaptı ve deyim yerinde ise epey ama epey esti, estirdi, gürledi..
Sanırız şimdiye dek yaptığı en sert konuşmalardan biri idi.

Başbakan R.T.  Erdoğan’ın 16.11.13 günü Diyarbakır’da yapıp ettikleri gerçekten yenilir yutulur içerikte değildi.

Başbakan, üstlendiği / kendisine yükletilen misyonun gereğini, kendi ağzıyla kezlerce kamuoyu önünde itiraf ve kabul ettiği BOP Eşbaşkanlığı görevinin kaçınamayacağı gereklerini yerine getiriyor adım adım. Sıkı ise yapmasın, hemen deliğe süpürüleceğini biliyor. Bu bakımdan hem dışarıyı oyalayıp tepkisini almamak, hem PKK- BDP – KCK – HDP’nin isteklerini gıdım gıdım da olsa yerine getirmek hem de içerideki ulusalcı kesimleri “isyan ettirmemek” gerekiyor..

Kabul ve itiraf edelim ki ciddi biçimde zorda Erdoğan.. Bu siyasal satrancı çook ustaca sürgit götürme olanağı artık kalmadı. Görece önemsiz sayılabilecek küçük,
dahası orta boy ve hatta büyücek boy ödünler tükendi.. Artık bıçak kemiği kesiyor..

Apaçık özerklik aşamasına, Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimi resmen sayılacak düzeyde eylemli (fiilen – de facto) olarak tanıma aşamasına gelindi. Telaffuz da edildi “Irak Kürdistan’ı” diye.. Hemen ardından bu gün de bir TV programında
Diyarbakır (yakında Amed!?) Belediye Başkanı Osman Baydemir de
“Türkiye Kürdistan’ı” deyiverdi.. Her şey planlı ve kabul edelim ki
ustalıkla götürülüyor.

Başbakan, çarpıta çarpıta Mustafa Kemal Paşa‘nın ağzından çıkan Kürdistan sözlerini istismar ediyor ve Türkiye’yi önce özerk bölgeye, sonra federal bölgeye ardından konfederasyona – bölgeli devlete ve sonunda bağımsız Kürt devletine =
2. İsrail’e ülkemizin güneydoğu bölgesini vermek üzere adım adım, göz göre göre hazırlıyor.

Bahçeli de bunlara isyan ediyor galiba.. Ama eylemde ne olacak göreceğiz.
Bahçeli içtenlikli ise, öncelikle 9 Kasım 2013 günü Ankara’da yaptıkları mitingde MHP’lilerin yürüyüş kollarında neden “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demeyip
“Alparslan Türkeş’in askerleriyiz” diye slogan attıklarını açıklamalıdır.
Bu paye öbüründen daha mı yüksektir?

Hadi bunu geçtik; CHP ve İP başta olmak üzere TBMM dışı ulusalcı kesimlerle uygulamalı seçim işbirliğine girişmelidir.

  • Eskisi gibi ayrı ayrı adaylar çıkartılır ve bölgelere göre en güçlü tek adayda ortaklaşılmazsa AKP her şeye karşın gene ipi göğüsleyebilir.
    O zaman da adama sorarlar :

– Kuru gürültünün anlamı ne??
– Sen kimden yanasın?
AKP her sıkıştıkça payanda olmanın anlamı ne ?
(Türban, Cumhurbaşkanı seçimi, 4+4+4 vd.)

  • Sayın Bahçeli içtenlikli ise, yarın CHP’ye seçim işbirliği çağrısı yapmalıdır.

Haydi bu seçimde de ayakta kaldı MHP, sonrasında savunacağı bir şey kalmayacağına göre silinip gidecektir.

Haydi Bahçeli, haydi MHP; seçim işbirliği tek ama tek çare, sakın unutmayın,
gerisi boş laf!

Devlet beyin konuşmasının satırbaşları aşağıda, okunmalı..

Sevgi ve saygı ile.
19 Kasım 2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===================================================

MHP Grup Toplantısı Konuşması, TBMM, 19.11.13

(Özet, SÖZCÜ Gazetesi, http://sozcu.com.tr/2013/genel/bahceli-konusuyor-3-409367/, 19.11.13)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyarbakır’da gerçekleşen
Erdoğan-Barzani görüşmesine sert tepki gösterdi.

portresi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin
grup toplantısında milletvekillerine seslendi.

Bahçeli, konuşmasına usta tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’un vefatını hatırlatarak başsağlığı dilekleri ile başladı.

MHP Lideri, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü de unutmadı ve tüm öğretmenlerin yaklaşan öğretmenler gününü kutladı.

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:

DERSHANE TARTIŞMASI

Hükümet adına reform ve devrim denilerek milli eğitim sisteminin posası çıkarılmakta derisi yüzülmektedir. Şimdi de dershane meselesi çıkarılmıştır. Ailelerin istekleri
kökten çözülmüştür de bir tek halledilmesi gereken dershaneler kalmıştır.
İlke olarak dershanelerin özel okula dönüşmesi gerektiğini önceden gündeme getirmiştik. Dershanelerin kaldırılması yerinde bir uygulamadır.
Dershane sahiplerini mağdur etmeyecek çare de bulmak lazımdır.

Öğrencilerin dershaneye mecbur bırakılması acizlik. Dershaneye mecbur bırakan nedenler masaya yatırılmalı. Öğrencilerin okulda bulamayıp da dershanelerde aldığı nedir? Oradaki öğretmenlerle milli eğitim sistemindeki öğretmenler aynı tedrisatın öğretmenleridir. Başbakan ve hükümetinin dershane üzerinden yürüttüğü politikanın esasen nedeni nedir? İşler şimdi mi sarpa sarmıştır?

BARZANİ-BAŞBAKAN BULUŞMASI

Türkiye Cumhuriyeti’nin 90 yıllık tarihinde bugünkü kadar ihanet görülmemiştir.

ALMANYA ZİYARETİ

14 Kasım’da Almanya’ya hareket ettik. Avrupa Türklüğü’nün sorunlarına
Türk Federasyonu çözüm aramaktadır.

Almanya’daki Türkler’in en büyük beklentisi çifte vatandaşlıktır. Din adamı, Türkçe öğretmeni gibi eksiklikler acilen tamamlanmalıdır. Başbakan Erdoğan acilen gözünü açmalıdır. Türk aileleri asimile olmamak için çok direnmiştir. Deniz Feneri’nin ucunun nerelere uzandığı sır değildir. İki kültür, iki dil, iki din arasında bocalayan
Türk kardeşlerimize özellikle hükümetin duyarlı olması gerekmektedir.

DİYARBAKIR ZİYARETİ

Hainlerin tarihine bakarsanız, satılmışların çarşaf çarşaf ifşa edildiğ kitaplara bakarsanız aradığınızı bulursunuz. Geçen Cumartesi günü yaşananlar kimsenin hoşnuna
gitmemiştir. Cani ile Başbakan’ın fotoğrafları aynı pankarta konulmuştur.
Biz millet olduk olalı içimizden hiç bu kadar hançerlenmedik.
Hiç bu kadar köşeye sıkışmamıştır. Cehaletin bu kadar mevki ettiği başka bir dönem olmamıştır. Düşmanlığın bu kadar iltifat gördüğü bir dönem yoktur. Mazideki isyancılar gözlerini açmış, Ali Kemal yattığı yerden kalmış, Haçlılar tekrar ayaklanmış ve hükümetle bütünleşmiştir. Başbakan Erdoğan olmayan meşrebine uygun davranmıştır. Peşmerge başı bu ihamet buluşmasına gelirken, 19 Ekim’de PKK’nın takip ettiği Habur Yolu’nu takip etmiştir. Şivan Perver ile gövde gösterisi yapmıştır. Başbakan Erdoğan’ın dost dediği bu terör destekçisi sanki babasının çiftliğine gelir gibi
Türkiye’ye girmiştir.

Öcalan terörist değil, T.C. devleti teröristtir diyerek İsveç’te konuşan rezil bu kişidir.

Allah Kahretsin!

Türk dilini başımızdan def edelim diyen densiz bu kişidir.

Sıfır sorun mucidi Dışişleri Bakanı özür dilemiştir. Tüm değerlerimize
dirsek çevirmiş bir eşkiyaya bu denli sıcaklığın anlaşılabilir bir tarafı yoktur.
PKK’lılara gösterdiği çoşkun, aşkın sevginin kendi içinde tutarlı bir yanı vardır.

  • Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir ya Türk düşmanıdır ya da
    Türk milletinin kanını emmeye yeminli özel çevrelerin özel görevlisidir.

Diyarbakır’daki açılış törenini 28 Ekim’de ödül alan başka bir PKK’lının
ölüm yıldönümüne getirmiştir.
Türk milleti için kıyamet alameti değil midir? Bu nasıl bir iştir ki, birisi ödül verecek kadar şuur kaybı yaşar, biri anma düzenleyecek kadar gözü kararır.

Ahmet Kaya’dan şiir namına zırvalar sıralarken protokolde gözyaşları sel olmuştur. Şehit için ağlamayanlar teröristler için ağlamıştır. Ahmet Kaya’ya bu kadar matemlidir o zaman en kısa zamanda bir anıt yaptırıp yakınlarında bir ev tutup anıtı seyretmelidir. Bu PKK’lının suçu saz çalmaktır. Öldürmek için ille de
tabanca mı kullanmalıdır. Senin gibi zihniyetler canlı bomba olamaz mı?

MALAZGİRT RUHU CANLANIR

Zamanı gelince Malazgir ruhu da canlanır, İzmir’de denize dökülenlerin torunları da yeniden dökülür.

Teröristlerin yanında olanlar ancak hainliğin tarihini yazarlar.
Diyarbakır’da Barzani’yi konuk etmek, Kürdistan’ı meşru göstermek en büyük hainlik. Başbakan Erdoğan Kürdistan için umut mu verecek sorusu kısa sürede
cevap buldu.

Türkmen kardeşlerimizi peş peşe katleden, Türkmen şehirlerinin ismini değiştiren, teröristleri giydiren bir alçak, Başbakan’da hayalini bulmuştur.

ALLAH’TAN CEZANIZI BULACAKSINIZ

Allah’tan cezanızı bulacaksınız.
Diyarbakır’ın belediye başkanı çıkıp Kuzey Kürdistan demektedir.
Senin elinden tuttuğun bu belediye başkanı ne demektir.

Hukuk insanları nerede?
Bu ülkenin savcıları nerede?

KURTULUŞ YAKINDIR

Başbakan vatanı yalnız görmemelidir.
Türk milleti hainleri tarihin çöplüğüne atmaya hazırlıklıdır.
Milli mücadele yıllarında kurtarıcı Türk milleti olmuşsa, yine aynısı olacak,
gökkubeyi hainlerin başına getirecektir.

Kimse ümitsiz olmasın kurtuluş yakındır.

Erdoğan’ın Yüce Divan’a çıkması yakındır.

Bahçeli sözlerini “Ne Mutlu Türküm Diyene!” sözüyle tamamladı.