Etiket arşivi: Semantik hata

Milletlerin Akrabalığı Milliyetçilik ve Irkçılık üzerine


Milletlerin akrabalığı
Milliyetçilik ve Irkçılık üzerine

portresi, Gülümseyen

 

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 

 

yanan_mum

Değerli arkadaşlar,

Haziran.2014’te, Milletlerin akrabalığı üzerine yazdığım makalede ırkçı söylemlerin bilim dışılığına vurgu yapmak istemiştim. Son zamanlarda  siyasal arenada kanaat önderi geçinenlerin(?) dayanılmaz hafifliğini,
kendi kafa karışıklıklarını topluma bulaştırmak yarışında olduklarını görüyorum. O nedenle bu makaleyi yeniden paylaşmak gereği duydum.

Medyadaki tartışmalarda yapılan en büyük yanlış, “Türk” kavramını bir halk veya etnik kümeye indirgemektir. Kulağa hoş gelen “Kürt-Türk kardeştir, PKK kalleştir” türünden söylemlerle ürkünç (vahim) bir dil mantığı hatası (semantik hata) yapılmakta,

Türkiye Cumhuriyetine eşit Anayasal Yurttaşlık bağı ile bağlı olan insanları tanımlamak için kullanılan “Türk” kavramı, Türkiye’de var olan (veya var olduğu düşünülen)
Etnik kümelerden birini tanımlayan “Kürt” kavramı ile denk tutulmaktadır. Oysa,

“TÜRK” BİR HALKIN ADI DEĞİLDİR!

“TÜRK” BİR ETNİK KÜMENİN ADI DEĞİLDİR!

“TÜRK” TÜRKİYE CUMHURİYETİ YURTTAŞLARININ ORTAK ADIDIR; BİR MİLLETİN ADIDIR.

O nedenle Türk Yurdu, Türk Bayrağı, Türk Ordusu, Türk Lirası, Türk Dili, Türk Kültürü,
Türk Sanatı… sözlerinden hiç gocunmamak gerekir.

Özetle; “Türk halkı” diye bir halk yoktur; “Türkiye halkı” vardır. (Kürt, Abaza, Çerkez, Arap, Süryani, Yörük, Laz, Tatar, Boşnak, Arnavut, Rum, Ermeni, Pomak, Tahtacı, Türkmen, …)
bunlar etnik kümeler, halk kesimleridir, tamam. Türk ise, bütün bunların birlikteliğini anlatan bir üst kavramdır. Konuşmalarında Türk kelimesini bu listeye katanlar
en büyük hatayı işliyorlar ve kafalar karışıyor.

  • Türkiye’de değişik etnik kökenlerden insanlar aynı coğrafyada ve birbirlerine karışmış durumda, yüzlerce yıldır birlikte yaşıyorlar… Bu doğal birlikteliği zorla, yapay etkilerle ayrıştırmaya, parçalamaya kalkışmak, anlamsız ve olanaksız olduğu ölçüde, insanlığa karşı işlenmiş suç düzeyinde aptalca bir girişim olur. Toplum çok acı çeker.

image

Yandaki Venn Diyagramında (AS: Kesişen kümelerde) Y-DNA analizlerinden elde edilen verilere göre, Türkiye (T) – Yunanistan (G) – Bulgaristan (B) arasındaki genetik ortaklığı görüyorsunuz. Buna göre Türkiye Yunanistan ile %75; Bulgaristan ile %63 oranında genetik akrabadır. Türkiye-Yunanistan-Bulgaristan Genetik ortaklığı % 61 dir. Türkiye’nin Doğu ve üney komşuları, Kafkas Ülkeleri, İran ve Arap ülkeleriyle ilgili Y-DNA Hablo Grup verileri elimde bulunmadığından böyle bir Venn-Diyagramı yapamadım; aslında Kafkasya-İran-Arabistan-Türkiye arasındaki bir Venn-Diyagramı da aynı biçimde yoğun örtüşen bir diyagram olurdu.

Bu akrabalık diyagramları bize, ırk-kan söylemleri üzerine oturtulmuş bir Milliyetçiliğin
ne denli saçma olduğunu gösteriyor. Çağdaş Milliyetçilik (bence doğrusu Milletçilik,
yani Milletten yana olmak) Milletin/Ulusun yararına çalışmaktır,

Yurtseverliktir; o kadar!

Sevgilerimle. æ
10 Ekim 2015, Ankara

===============================

Dostlar,

Sayın Prof. Ercan’ın MİLLETLERİN AKRABALIĞI başlıklı yazısını 19.06.2014’te
bu sitede yayımlamıştık. (http://ahmetsaltik.net/2014/06/19/milletlerin-akrabaligi/)
Bu yazıya da bakılmasını dileriz. Orada, anlaşılması daha kolay olması için açık görseller koymuştuk metne.. (2’si aşağıda..)

Milletlerin_akrabaligi1

 

 

 

 

 

 

 

Milletlerin_akrabaligi2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ali hocamızın bu önemli yazısının son paragrafını vurgulayarak katılmak adına yineleyelim :

Bu akrabalık diyagramları bize, ırk-kan söylemleri üzerine oturtulmuş bir Milliyetçiliğin
ne denli saçma olduğunu gösteriyor.

Çağdaş Milliyetçilik (bence doğrusu Milletçilik, yani Milletten yana olmak) Milletin/Ulusun yararına çalışmaktır,

Yurtseverliktir; o kadar!

Dosyanın haritalar içeren pdf biçimi için lütfen tıklayınız

Milletlerin_akrabaligi

Sevgi ve saygı ile.
10 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE : Bıyığa Tükürttüler


Dostlar,

Sn. Beştepe‘nin çok önemli bir yazısı aşağıda..
Dikkatle okuyalım ve IŞİD – RTE – AKP şeytan üçgeninin içyüzünü öğrenelim.

Bir de bizim küçük bir anımsatmamıza yer veriliyor yazının sonunda :

*****

İNKAR DEĞİL “RET

Geçen haftaki yazımdan sonra Prof. Dr. Ahmet SALTIK bir uyarıda bulundu.
Şöyle :

Yabancılar, Ermeni soykırımını ”İNKAR“ etmenin suç olduğunu ifade ediyorlar.
Biz de bu terimi kullanıyoruz. Semantik hatadır. “İnkar”, var olanı kabul etmemektir. Soykırım yapmadığımıza göre biz “RET” ifadesini kullanmalıyız.
Sayın SALTIK’a teşekkür ederek konuyu dikkatinize sunuyorum.

***

Teşekkürler Sn. Beştepe..

AİHM’nin konuya ilişkin Perinçek kararında İngilizce metinde suç sayılması yasaklanan sözde Ermeni soykırımını kabul etmeme – reddetme eylemi için “denial” sözcüğü kullanılmaktadır. Gerçekten de bu sözcüğü “inkâr – yadsıma” olarak değil reddetme – kabul etmeme olarak çevirmeliyiz. İlki (inkâr) yanlış çeviridir ve bizi açmaza düşürebilir bir sözcük oyunu ile.. Biz olmuş btimiş bir şeyi yadsıma – inkâr etme durumunda değiliz. Tersine, bize dönük “soykırım yaptınız!” suçlamasını reddediyor – kabul etmiyoruz.

“to deny – denial” sözcüğü bu anlamdadır ve Türkçe’ye çevirisi doğru yapılmalıdır.

Herkesi bu noktaya özen göstermeye çağırıyoruz..

Sevgi ve saygıyla.
06.10.2014, Manavgat

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

==============================================

Bıyığa Tükürttüler

portresi_kucuk

 

 

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

 

 

Bahanesi IŞİD’in elindeki 49 rehin/e idi.
Oysa IŞİD’e karşı operasyona katılmak istememesinin gerekçesini dünya alem biliyordu. Onu kendi elleriyle besleyip büyütmüştü. Verdiği tavizler bini aşmıştı.
Sünni olmayan Esad’ı devirecek, Sünnileri Suriye’de hakim kılacak güçlerden biriydi IŞİD. Birlikte Emevi Camisi’nde namaz kılacaklardı.
Rehin/e’ler de belli ki bu oyunun bir parçasıydı.
IŞİD bıyıktı.

SAKAL BÜYÜK

Sakal bıyıktan hep büyük olmuştur. RTE-Davutoğlu’nun sakalı da öyle.
Hizmetinde oldukları, tek bir kez “hayır” diyemedikleri ABD.
Suriye-Irak-IŞİD oyununu birlikte oynadılar.
Daha doğrusu ABD senaryoyu yazdı. Başrolü aldı. Yardımcı oyuncu rolü bunlara kaldı. Öyle oynadılar ki, kendilerini “esas oğlan” bile sandılar.
Senarist rol değişimi yapınca apışıp kaldılar.

NEREYE TÜKÜRSÜN?

Bıyık da sakal da bastırıyor. İkisi de kimin ne yaptığını biliyor.
Biri terör tehdidi, diğeri iktidar.
Ya uluslar arası yargı yolu açılacak, iktidar elden gidecek.
Ya da beslediği terör kendini vuracak. İkisini de oyalayacak rehin/e bahanesi iyiydi.
CIA paketleyip sınıra getirince koz elden gitti.
Sakal büyük. “Bıyığa tükür”  buyruğunu verdi. Tükürdü.
“IŞİD terörist” dedi.

NE İSTER, NE VERİR?

ABD işini bilir. Adamını da. Çok ister.
Adamı direnir. Direndiğini sanır. Yeterini, yani istediği kadarını alır.
Dünya lideri de az verdiğini sanıp mutlu olur. Sırtı sıvazlanır.

NE İSTEDİĞİNİ BİLMEK

TSK tampon bölgenin kendi denetiminde olmasını istemektedir.
Suriye de Irak’a dönmesin, Kürt koridoru oluşmasın diye.
AKP ise “uçuşa yasak bölge” talep etmektedir. Esad yıkılsın diye.
Kürt koridoru oluşacağını bile bile.
Sorun Türkiye’nin ne istediğini bilip-bilmemesidir aslında.

ÜLKE ÇIKMAZDA

Ülke AKP çıkmazına girmiştir.
Güneyde bataklık.
İçerde şımartılmış, azmış PKK.karşısında susturulmuş-pusturulmuş devlet güçleri. Eğitime vurulan dinci darbeler.
Ekonomide krize sürükleniş.
Diz boyu işsizlik. Yoksulluk. İşçilerin her yandan direnişe geçişi.

ÇÖZÜM KAPIDA

Çıkmazdan sağlıklı çıkışın tek yolu MİLLİ HÜKÜMET’tir.
Milli iradenin, gerçek temsilcisine teslim edilmesidir.
Yazımın basıma girdiği saatlerde bu yönde çok önemli bir adımın atılmış olacağını umuyorum. Türkiye sahipsiz de çaresiz de değildir.
Çarşamba günü SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER programında bu konuyu değerlendireceğiz.

İNKAR DEĞİL “RET

Geçen haftaki yazımdan sonra Prof. Dr. Ahmet SALTIK bir uyarıda bulundu.
Şöyle :

Yabancılar, Ermeni soykırımını ”İNKAR“ etmenin suç olduğunu ifade ediyorlar.
Biz de bu terimi kullanıyoruz. Semantik hatadır. “İnkar”, var olanı kabul etmemektir. Soykırım yapmadığımıza göre biz “RET” ifadesini kullanmalıyız.
Sayın SALTIK’a teşekkür ederek konuyu dikkatinize sunuyorum.

**********

PAZARTESİ İĞNELERİ

TÜRBAN

Üniversite, kamu derken türban ilkokulda serbest kılındı.
Geriye kızların 9 yaşında evlenmesi kaldı.

MUTLU

Üniversitede türban serbest bırakıldığında Kılıçdaroğlu, “Mutluyum” demişti.
Herhalde şimdi “Laik Türkiye” den daha umutludur…

YAKMA

PKK okul yakmaya devam ediyor.
AKP de ülkeyi yıkmaya…
(AYDINLIK, 29.9.14)