Etiket arşivi: PAZARTESİ İĞNELERİ

Atatürk’ün “Şu Çılgın Gençler” i

Atatürk’ün “Şu Çılgın Gençler” i

???????????????????????????????????????????????????????????? Naci BEŞTEPE

 

13 Aralık 2012. Silivri’deyiz. Ara karar duruşma günü. Dondurucu ayaz.
(AS: Biz de oradaydık!)
TV naklen yayın araçları dizili. Ulusal Kanal’ın önü dolu. Konuşmacılar sıra bekliyor. Diğerlerinin görevlileri gözükmüyor bile. Öğle üzeri ana habere bağlantılar başladı.
STV’nin muhabiri yayın aracının üstüne çıktı. Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarına
gece gündüz kan ve kin kusuyordu o günlerde STV.
Muhabiri görenler yayın aracına yaklaşmaya, bağırıp-çağırmaya başladı.
Sesleri duyanlar geldi. Kalabalık arttı. Birkaç kişi ellerine geçenleri atmaya başladı.
Muhabir korktu. Rahat konuşamıyordu. O sırada ummadığım bir şey oldu.
Birkaç genç koşarak geldi. İçimden ”şimdi yandı muhabir” dedim.
Gençler, ”Lütfen yapmayın efendim. Onların seviyesine inmeyelim. Onları haklı çıkarmayalım” diyerek kalabalığın önüne geçtiler. Ortalık sakinleşti.
O gençler TGB’lilerdi.

NİTELİKLİ GENÇLİK

Aynı gençler sabahın erken saatlerinden beri toplumu coşturuyordu.
Sesleri yeri göğü inletiyor; zindanlardan, duruşma salonundan duyuluyordu. Kararlıydılar,
Nerede haksızlık, hukuksuzluk varsa oradaydılar. Güçlüydüler, Hiçbir eylemleri engellenemedi.
Akıllıydılar, Gereksiz hiçbir şey yapmadılar. Bilinçliydiler,
Devlet malına, askere, polise, görevliye zarar vermediler.
Barikatları yıktılar ama düşen askere polise el verip kaldırdılar. Basıp geçmediler.
Bilgiliydiler, Boş konuşmadılar.
Eylemle kalmayıp yazıyla, sözle, çizgiyle, afişle halkı aydınlattılar.

TÜRK ULUSUNUN UMUDU

Gericiliğin, bölücülüğün, yolsuzluğun kol gezdiği; eşkıyanın hükümdar olmaya soyunduğu, muhalefetin sustuğu, medyanın kuyruk olduğu bir dönemde ortaya çıktılar. Çığ gibi büyüdüler.
Güven verdiler. Kara günlerde aydınlığa umut oldular.
Aynı Jön Türkler gibi, İttihat ve Terakki gibi,
Kuvayı Milliye gibi topluma ışık ve önder oldular.

ATATÜRK’ÜN GENÇLERİ

Atatürk, Cumhuriyeti gençlere emanet etmişti. Emanete hıyaneti gördüler.
Göğüslerini gerdiler. En öndeler. Atatürk’ü pişman etmediler, etmeyecekler.

ŞU ÇILGIN GENÇLER

İşte o gençler. TGB’liler. 10 yıllık tarihlerini yazdı.
“Şu Çılgın Gençler” kitabın adı. Yazanlar, yapanlar.
10 yılda yaşadıkları, yaptıkları, düşünceleri, idealleri.
Gençlik bu işte dedirtiyor. İşte benim Atamın istediği gençlik dedirtiyor.
Okuyun, okutun; tanıyın, tanıtın. Kitaplığınızda mutlaka saklayın.
Geleceğe güvenle, gençliğe gururla bakın. (AYDINLIK, 11.4.16)

*******
PAZARTESİ İĞNELERİ

YAMYAM
Suriyeli askerin kalbini yiyen ÖSO komutanı yamyam Ebu Sakkar öldürüldü.
AKP iktidarı yas ilan eder mi?..

ÇOCUK
Derince AKP Gençlik Kolları Başkanı Tanju Yılmaz, Kılıçdaroğlu’na yazmış
“Atan ne ki, sen ne olacaksın. 93 yıllık garabetin çocuğu.”
Bu Tanju ne çocuğu?…

VATANDAŞ
Teröre destek verenlerin vatandaşlıktan çıkarılması konusunda RTE ile Davutoğlu
farklı telden çaldı.
“Başkanlık gelsin” oyununun paçası…

YANDAŞ
Damat, kamu santrallarında elektrik üretimini durdurup…

================================

Dostlar,

Sayın Yazara soruldu, yazının sonunda eksik yer varsa tamamlanacak..

Söz konusu kitabı önümüzdeki birkaç günde edinip okuyacağız..
Eşe – dosta, gençlere armağan edeceğiz..
TGB’li evlatlarımızı ve onları yetiştirenleri gönülden kutluyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
12 Nisan 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Amiral Erdağ’ın günlüğü

Amiral Erdağ’ın günlüğü

????????????????????????????????????????????????????????????

Naci BEŞTEPE
E. Tümg.
1.2.16

Tuğamiral Turgay Erdağ’ın “Bir Amiralin Hapishane Günlükleridlı kitabını elimden düşürmeden okudum. Silivri’de yaşamış gibi oldum. Sık sık duygu yüküm doldu taştı.

SİLAH ARKADAŞLIĞI

Komuta kademelerinin gerekli desteği vermemesi yanında, emekli-muvazzaf
silah arkadaşlarının etkisiz ve tepkisizliği üzücüydü. Özellikle Hasdal Askeri Cezaevi yönetimi ile Silivri’deki jandarmaların (şüphesiz hepsi değil) davranışları unutulmaz izler bıraktı.
Bir örnek;

Korg. Hayri Güner Silivri’de ani rahatsızlık geçirir ve anjiyo yapılır.

Gerisi kitaptan.

Doktorlar anjiyodan sonra Hayri General’in tetkik için hastaneye yatırılmasına karar vermişler. Hayri General mahkum koğuşuna götürülmüş. Adı üstünde mahkum koğuşu,
koğuşun penceresi de kapısı da kilitli tutulacak, bütün parmaklıklar kapalı tutulacak,
bütün çıkışlar demir parmaklıklı olacak. 
Bir üsteğmen ve iki er, kaçmaması veya kaçırılmaması için Hayri General’e refakat etmiş. General terör suçundan dolayı tutuklu çünkü.
Mahkum odasına yerleştirilen, yorulmuş ve psikolojik olarak kendini kötü hisseden
emekli general üsteğmenden rica etmiş,

– ”Üsteğmenim, kalp spazmı geçirdim, nefes almakta zorlanıyorum, mümkünse kapı biraz aralık kalabilir mi?”

Üsteğmen cevap vermiş, “Mümkün değil,  kurallara aykırı.”

Hayri General “Camı aralayalım o zaman” diyerek talebini biraz yumuşatmış.
Yanıt aynı olmuş, “Mümkün değil. Kurallara aykırı”

Üsteğmen genç, göreceli olarak deneyimsiz. Komutanlarının yaptıkları ve yapamadıkları ile kıyaslanınca davranışı doğal bile karşılanabilir. Öykünün devamını okuyunca hak vermek
biraz zorlaşıyor. Silivri’nin ilk günlerinde rütbe farkı olmaksızın herkes koğuşları temizliyor. Sıra koridora geliyor. Komutanlar temizliğe başlıyorlar. Kitaptan devam edelim;

Biraz sonra koridorun ucunda ellerinde paspaslar ile koşarak gelen gardiyanları görmüşler. Gardiyanlara,

”Arkadaşlar her taraf kamera dolu. bize  yardım ettiğinizi görürlerse size kızarlar” diye uyarıda bulunmuşlar. Gardiyanların yanıtı ise hepsinin gözlerini yaşartmış;

“Komutanım bu devlet size bunu yaptı ya… Bize bir şey olmaz.”

HEM YAZAR HEM ŞAİR

Amiral Erdağ’ın anlatımı yanında şiirleri de usta işi. Çok etkilendiğim bir tanesini aktaracağım.

KUŞLAR GEÇTİ

Bugün kuşlar geçti üzerimden.
Yeşil, sarı tüyleri,
    yaylanarak uçuşları,
            her kanat çırpışta ötüşleriyle.

Bugün kuşlar geçti üzerimden.
Peşlerinden, yemyeşil çayırları
                       aştığım günlerdeki gibiydiler.
Çocukluluğumun sevgilileri,
              sakalar, fluryalar, isketeler.

Bugün kuşlar geçti üzerimden.
Özgürlüğün keyfiyle kanat çırparak,
Silivri zindanlarının havalandırmasında,
      beni çocukluğumla baş başa bırakarak.

UNUTULMAZ

Değerli silah arkadaşım Tuğamiral Erdağ’ı kutlarım. Kumpası, cezaevini,  hukuksuzluğu, arkadaşlığı ve ihaneti, korkuyu ve cesareti, duyguyu ve gerçeği halı gibi dokumuş.
Hiçbiri unutulmamalı.
KUMPASDER’e çok iş düşüyor.
Kumpasa düşenlere ve avukatlarına da.

*****

PAZARTESİ İĞNELERİ

MEVZUAT

RTE kaymakamlara; ”Yeri geldiğinde koyun mevzuatı bir kenara” 
Koyan koyana…

YEMİN

RTE, Leyla Zana’yı yemin etmeden kabul etmeyecekmiş. 
Ha yemin etmemiş, ha etmiş çiğnemiş …

KUMPAS

Arınç’a suikast davası da kumpas çıktı. 
Suikaste bile değmeyeceği açıktı…

=========================================

Dostlar,

Duyarlı insan E. Tümg. Naci Beştepe dostumuzun bu kitabı tanıtması çok yerinde oldu :

Tuğamiral Turgay Erdağ’ın “Bir Amiralin Hapishane Günlükleriadlı kitabı..

Biz de kendisi gibi elimizden düşürmeden okuyacağız. Sayın E. Tuğa. Turgay Erdağa
biz de teşekkür ederiz tarihe tanıklığını yazarak belgeselleştirdiği için..

Ünlü Latin atasözüdür..

  • Verba volent scripta manent (Söz uçar yazı kalır)Biz de bu bilinç ve sorumlulukla, yoğun çalışma tempomuzda bu siteye yıllardır her gün
    birkaç saat ayırmak zorunda kalıyoruz..  Aydın sorunluluğu..

    İnsan yazdığıdır ya da yazdıklarıyla insandır..
    İnsanlığı yazı kurtaracak…

    Öyleyse yazmaya devam..
    Ama ağır sorumlulukla; akla-bilime dayalı, barışa – sevgiye bezeli..
    Umut veren, deneyim paylaşan, düşündürten ve sorgulatan..
    Özetle insanın aklını özgürleştirerek ona en büyük armağanı verecek hedefle..
    Kadim İmmanuel Kant‘ı da hürmetle anarak :

    Sapere aude.. sapere aude.. (aklını kullan.. aklını kullan..

Bu arada KUMPASDER girişimi de son derece yerinde.. Başarılar dileriz.
Yapacakları  öyle çok önemli iş var ki.. Şimdiden saygı ile selamlarız..

Sevgi ve saygı ile.
2 Şubat 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Duydunuz mu Bese Hozat’ı?


Duydunuz mu Bese Hozat’ı?

????????????????????????????????????????????????????????????

 

Naci BEŞTEPE
AYDINLIK
, 22.6.2015

Geçen haftaki yazımda ”Becerdiniz!” demiştim.
HDP’yi Meclis’e sokan tatlı su aydınlarına.
8 Haziran’da, AKP belasına HDP’nin eklendiğini, sorunun katmerlendiğini yazmıştım.
Sağ olsun Bese HOZAT destek açıklamasında gecikmedi.
Ne dedi;

“Anayasa da değişse, Kürt kimliği de tanınsa,
Türkiye’de barışçıl demokratik temelde Kürt sorununu çözsek de bunun sonucunda PKK silah bırakmaz…

Nedeni şudur; PKK bir Kuzey Kürdistan örgütü değil, PKK ulusal kurtuluş mücadelesi veren bir partidir, bir örgüttür. Kürtler sadece Kuzey Kürdistan’da yaşamıyor…

Önderliğimiz böyle bir çağrı (silah bırakma) yapamaz.
Çünkü özgür değil. Yapsa da örgüt kabul etmez.”

DEĞİŞMEYEN AMAÇ

1984’ten bu yana söylemler ne şekil alırsa alsın değişmeyen bir gerçek vardır;

PKK’nın amacı Büyük Kürdistan’ı kurmaktır.

Zamana ve zemine göre kıvırtmalar olmuştur. Ama esas, Bese Hozat’ın dediğidir.
1999’da Öcalan yakalandığında da “Silahlarınızla Türkiye’den çekilin” talimatı vermiş, örgüt dinlememiş, kısmen çekilmişti. Şimdi koşullar PKK için çok daha elverişlidir.
Türkiye’de,

AKP iktidarı PKK’yı serbest bırakmış – palazlandırmıştır.

Suriye ve Irak’ta, ABD ve BOP eşbaşkanlığının desteğiyle söz sahibi olmuştur.
PKK hedefe yaklaştığının farkındadır. Silah bırakmaz, Türkiye’den çekilmez.
Milli iktidar ve irade olmadıkça.

SÜLEYMAN ŞAH

BOP eşbaşkanının kafasına taş düşmüş, dönmüş ABD’yi suçluyor.
Kendi katkılarını ne çabuk unutmuş.
Millet unutmaz.
Şimdi “Güvenlikli Bölge” derdine düşmüş.
Süleyman Şah Türbesi’ni geriye çekerken aklınız neredeydi?
Kürt koridoruna karşı elde bulundurulması gerekli değil miydi?
Türbeyi yerine taşıyın.
Koridoru böler, engellersiniz.
Yasal hakkınız da var. Türbe yeri Türkiye’nindir.

*****

VATAN ve NAMUS

Vatan Partisi seçimde başarısız oldu ama “Vatan-Namus” sözünde dimdik duruyor.
Dün neyse bu gün de o.
HDP’nin Meclis’e girmesinin sakıncalarını her fırsatta haykırdı; dinletemedi.
Kürt koridorunu senelerdir söyledi. Beyinler dumura uğramış, kulaklar sağır.
TSK mensubu yeni CHP’li vekil bile, HDP ile koalisyondan yana olduğunu açıkladı.
Hem de PKK yayın organına.

Gnkur. Karargahı’nda uzun yıllar çalışmış, birikimli, akıllı, seçimde başarılı ve
Silivri’de aslanlar gibi mücadele etmiş olsa ne yazar? Kendine çalışmış.
Onu taşıyan üniformaya acıdım.

GÖRÜNEN KÖY

Yandan destekli AKP-CHP iktidarı adım adım geliyor.
Koşullar ona göre hazırlandı. ABD/HDP/PKK istekleri en kolay bu yolla sağlanır.
Vatan Partisi, % 0.5 oyla yaptığını  % 0.05 de alsa yapmaya devam edecektir.
Derdimiz oy değildir; Vatan ve namustur.
Namusumuz; dürüstlüğümüz, vatanın bütünlüğü milletin birliğidir.

Bese HOZAT, duydunuz mu?
Vatan’ı da duyun…

*******

PAZARTESİ İĞNELERİ

YOBAZ

İnegöl Milli Eğitim Şb. Md. Mustafa Karaarslan,
ATATÜRK’ün cehennemden, ”Sıcak diye orucu bırakmayın, burası daha sıcak”
dediğini varsayan mesaj göndermiş.
Behey cahil, münafık, yobaz;
– Dindar olsan Allah’ın işine karışmazsın,
– Adam olsan Ata’ya dil uzatmazsın…

VALİMİZ

Vali Küçük, sorusunu beğenmediği dört gazeteci için “götürün bunları” emri verdi.
Küçük vali…