Dostlar,
Üstad gazeteci – yazar, Ortadoğu uzmanı Dr. Hüsnü Mahalli, 2.9.13 günü
YURT Gazetesindeki köşesinde DİYALOG başlıklı müthiş bir makale yazdı.
Hem içerik ve öngörüler olarak hem de yazı tarzı olarak son derece başarılı..
Suriye bunalımının aktörleri devlet başkanlarını sanal olarak diylaoga soktu ve konuşturdu.. Sorunun nasıl çözülebileceğini de.. Çin ve Rusya başta olma üzere ağırlıklarını net olarak koyar ve sıkı dururlarsa, gerilim yumuşar ve görüşmelerle
çözüm üretilebilir..
Dr. Mahali, kimyasal silah kullanımının perde arkasını da yazıyor..
Bize göre bu yazı mutlaka okunmalı ve çokça paylaşılmalı.
Gazeteci – yazar Sn. Hüsnü Mahalli’yi ve gazetesi YURT’u kutluyoruz..
- Bu vesile ile YURT‘u günümüzün başarılı gazetesi YURT yapan usta ve yürekli gazeteci – yazar dostumuz Sayın Merdan YANARDAĞ‘ı da gönülden dayanışma ile selamlıyoruz… Mutlaka ve hızla özgürlüğüne kavuşmasını ve her biri birer ders gibi olan makalelerini okuyabilmeyi diliyoruz. O’nun engin birikiminden ve usta makalelerinden bizleri yoksun bırakmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz.
Sevgi ve saygı ile.
Datça, 3.9.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
========================================
DİYALOG…
Hüsnü Mahalli
YURT, 2.9.13
Esad: Ben kimseyi kimyasal ile vurmadım
Obama: Hayır vurdun. Vurduğun için de ben seni vuracam
Esad: Peki kanıt göster
Obama: Kanıta ihtiyacım yok. Vurdum diyorsam vurdun demektir. Patron benim.
Esad: İyi de bari Şam’da bulunan BM Kimyasal Silah Araştırma Komisyonu’nun raporunu bekle.
Obama: Ben kimsenin raporunu beklemem. Benim adım Obama..
Üstelik boyum senden 3 santim daha uzun.
Esad: Bu iş boy ile olmuyor. Biraz akıl ve vicdan ile olması gerekir. Bak İngiliz dostun Cameron bile çuvalladı..Sen bizim bölgedeki uşaklarına bakma . Onlar sıcaktan kafayı üşüttü.
Obama: Fazla konuşmayı bırak. Hazırlan yakında gelip seni dövecem.. Ama önce bizim Kongre’deki morukları ikna etmem lazım.
Putin: Beyler kusura bakmayın sohbetinize kulak misafiri oldum. Sanki savaştan söz ediyorsunuz?
Esad: Barış sözü ile iktidara gelen Obama, Libya’dan sonra şimdi de Suriye’yi vuracam diyor. Adam kafayı üşütmüş..
Putin: Hüseyin abi neden böyle yapıyorsun. Üstelik Nobel Barış Ödülü’nü vermişlerdi sana.
Bak benim bile böyle bir ödülüm yok.
Obama: Sen de nereden çıktın ulan Putin. Zaten senin mavi gözlerinden gıcık alıyorum. Ayrıca benim adım Hüseyin değil, Barack Obama’dır.. Bu senin Esad mı Esed mi ne idüğü belirsiz zat sinirimi bozuyor. Adam Arap Baharının içine etti. Bütün planlarımı bozdu. Benim de belli bir prestijim var. Bölgedeki adamlarım da beni sıkıştırıyor. Söyle adamına, bıraksın gitsin artık.
Putin: Sen de bölgedeki adamlarına söyle Suriye’de savaşan on binlerce Kaide, Nusra ve benzeri terör örgütlerinin ruh hastası katillerine destek vermesinler. Unutma bu örgütler senin için de tehlikeli. Yoksa yanılıyor muyum?
Obama: Buna sen değil ben karar veririm. Sen git adamın Esad’a kimyasalın hesabını vermesini söyle.
Putin: Kimyasalı Esad değil, senin destek verdiğin radikal İslamcı muhalifler kullandı. Nereden aldıklarını ve nasıl kullandıklarını sen de biliyorsun. Senin de benim de Suriye üzerinde uydularımız var.
Obama: Esad’ın kullandığına dair benim kanıtım var.
Putin: Neymiş bu kanıt? Varsa o zaman tüm dünyaya göster bu kanıtları . Kanıtların ciddi olsaydı İngiliz vekilleri ikna ederdin.
Obama: Bir Suriyeli subayın telsiz konuşmasını kaydettik. Kimyasal kullanmadan söz ediyor.
Putin: ÖSO’lu olmadığını nereden biliyorsun. Ayrıca konuşmayı kaydeden uyduların atılan bombayı da kaydedebilirdi.. Tıpkı bizim uyduların kaydettiği gibi. İstersen sana yollayayım, kayıtlarımızı bir bakarsın..
Netanyahu: Başkan Obama kusura bakma uydularımız üzerinden sizi dinliyordum.
Ne olur bu komünist artığı Putin’i dinleme. Eski KGB şefi olarak o bu işleri iyi becerir. Ama bizim de MOSSAD‘ımız var. Esad vurdu diyorsak Esad vurdu.
Esad: Anlaşıldı.. Yine bu işin içinde İsrail var. Yani Kongre’deki Yahudi lobileri var.
Netanyahu: Ne sandın sen. Senden bir kurtulsak hemen Hizbullah ve İran’ın işini bitirecem.
Bak bölgedeki tüm Sünni dostlarım bunu istiyor..
Obama: Netanyahu doğru söylüyor.. Benden de aynı şeyi istediler.
Kral Abdullah: Obama doğru söylüyor. Ben uyuyordum ama hemşire ne konuştuğunuzu anlattı. Hüseyin kardeş, emrettiğiniz gibi Mısırlı generaller Suriye’ye yanaşmasın diye ha bire onlara dolar gönderiyorum. Ama sen sözünü verdiğin taze ve güçlü Viagraları henüz göndermedin.
Ne olur beni unutma..Suriye’yi vurmadan bana haber ver. Benim uyumam lazım.. Anlarsın ya!!
Obama: Özel üretim Viagraları bu sabah sana ve Körfez’deki dostlarımıza gönderdim.
Putin: Bırakın bu aptalca işleri. Anlaşıldı siz üçüncü dünya savaşı istiyorsunuz . Benim için sorun yok. Ben her şeye hazırlıklıyım.
Esad: Ben de hazırlıklıyım..
Obama: Esad efendi, senin orada bir gürültü var yoksa yine sarayın mı basıldı..
Esad: Evet basıldı .. Ama dostlar tarafından . Adlarını sayarsam ödün kopar
***
Hamaney, Nasralah, Maliki, Castro, Maduro, Mandella, Xi Jinping …
Obama: Beyler siz de beni çok ciddiye aldınız. Bakın daha Kongre’ye danışacam. Sonra da Kenya’daki babaannemden bir büyücü istedim. O da gelip falıma bakacak. Sonrasında şu Suriye konusunda karar verecem. Tabi Michelle’e de danışmadan olmaz.
Esad kardeş sen de Esma’ya söyle onu bi arasın konuşsun. Belki bu işi tatlıya bağlarız.
Bu arada Şam’ın o meşhur baklavalarından 3-5 kilo göndermeyi unutma. Benim kızlar bayılıyor o tatlılara..
Esad: Söylerim Esma arar Michelle’i. Sen de kızları al gel birlikte hem kebap hem tatlı yeriz.
Bak bugün de 1 Eylül Dünya Barış Günü. Sen bizim bölgedeki savaş manyaklarını dinleme.
Akıllı adama benziyorsun.
Obama: Yahu akıl mı bıraktılar bende..
Putin: Beyler beni unutmayın. Ben de kebap ve tatlıyı çok severim.