Etiket arşivi: KIZAMIK AĞIDI

Yurt Dışına Kaçmak İsteyen Doktorlara:  BİZİ BIRAKIP NEREYE GİDİYORSUNUZ?

Zeki Sarıhan
www.zekisarihan.com
Yurt Dışına Kaçmak İsteyen Doktorlara: BİZİ BIRAKIP NEREYE GİDİYORSUNUZ? – Zeki SARIHAN Blog

Son günlerde ülkeyi terk eden doktorların sayısı artmış. Ankara Tabip Odası’nın verdiği bilgiye göre, yurt dışında çalışmak için “İyi hal kâğıdı” alanlar yıldan yıla artış gösteriyormuş. 2021’de 1.405 olan sayı 2022’de 2.685’e yükselmiş.

Doktorlarımız neden kendi halklarına hizmet etmekten vazgeçip başka ülkelerde çalışmak isterler? Bunun için birkaç neden gösteriyorlarmış. Bunların içinde ağırlıkta (ve esas) olan, daha yüksek bir gelir ve refah (gönenç) düzeyine sahip olmanın başta geldiği açık.

İlkokuldan üniversiteye dek bu halkın yarattığı olanaklarla okumadılar mı? Ders gördüğü binalar milletin vergileriyle yapılmadı mı? Öğretmenlerinin maaşını bu halk ödemedi mi?

Borçlarını ödediler de mi gidiyorlar?

Gerekçe olarak çalışma koşullarının elverişli olmadığını ileri sürenler de var. Milyonlarca çalışanın, halkın yaşadığı koşullar çok mu elverişli? Eve ekmek götürmekte zorlananlar var.

  • Bu ülkenin yurtsever, halk sever, zorluklara karşı direnen doktorlara gereksinimim var.

Öğretmen okulundan mezun olurken çalışmak istediği il olarak en yoksul halkın yaşadığı Doğu illerini yazan öğretmenler gibi, göreve giderken atıyla Zap Suyu’na kapılan İlköğretim Müfettişi Selahattin Şimşek gibi. Ankara’da bile değil, kızamığın kol gezdiği Anadolu kasabalarında görev isteyen Doktor Ceyhun Atuf Kansu gibi… “Kızamık Ağıdı” gibi en güzel şiirlerini halkına doktorluk yaparken yazdı. (AS: Bir örnek de bizden.. 1964’de Hakkari yolunda trafik kazasında daha 47 yaşındayken ölen Cüzzam savaşçısı Doç. Dr. Ethem Utku…..)

Türkiye artık yaşanamaz bir ülke haline geldi. En iyisi gidip bir başka ülkeye yerleşmeli” sözlerini daha önce de duyuyorduk. Üç buçuk yıl önce 23 Haziran 2019’da yayımladığım “Siz Gidin Biz Düzeltiriz” başlıklı yazımda aynı konuya değinmiştim.  Kısaltarak aşağıya alıyorum:

SİZ GİDİN BİZ DÜZELTİRİZ

Bu sözler, daha çok hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı dönemlerde söyleniyor. Ara sıra açıklanan rakamlara göre de Türkiye’den başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Batıya gidip yerleşen insanların sayısı da oldukça fazla.

Her ülkedeki nüfusun büyük bir çoğunluğu kendi doğup büyüdüğü memlekette doğar ve ölür. Türkiye de bunun içindedir.  Gerçi 1960’lardan sonra başta Almanya olmak üzere yurt dışına çıkan emekçiler oldu. Bunların bir kesimi bir süre çalıştıktan sonra veya emekli olunca geri döndüler. Oralarda kalanlar da var. Fakat bu gidişlerin tümü ekmeklerini kazanmak içindi. Türkiye yoksul bir ülkeydi ve tarımda büyük bir işgücü fazlası vardı. Yorganını sırtlayanlar bir zamanlar İstanbul ve Adana gibi sanayileşmiş kentlerin yolunu tutanlar gibi bu kez işgücü gereksinimi olan batı ülkelerine kapağı attılar.

Artık bu ülkede yaşanmaz, en iyisi başka bir ülkeye gidip yerleşmeli” diyenlerin gerekçeleri de, duyguları da farklı. Bunlar tuzu kuru olanlar. Ya paraları var ya akademik unvanları veya şöhretleri.  Türkiye halkı için parmaklarını oynatmaya niyetli görünmüyorlar. ‘Ben kaçayım, diğerleri ne yaparsa yapsın‘ havasındalar.

Nazım Hikmet gibi, can güvenliğini tehlikede gören bazı kişilerin yurt dışına çıkmasında kimse O’nu suçlamadı. 12 Eylül faşist darbesinden sonra öldürülme işkence görme veya uzun süre hapiste kalma ihtimali olanlar da geçici bir süre yurt dışına çıktı. Onlar yurda dönmeleri için gereken koşulların oluşmasını dört gözle beklediler. İktidar ise bir daha dönmesinler diye Nazım Hikmet’e yapıldığı gibi çoğunu vatandaşlıktan çıkardı. Liberal bir hükümetin dönüşlerine izin verdiğinde nasıl da sevinmişlerdi. Ayak bastıkları ilk vatan toprağını öptüler.

Türkiye’de çalışma koşulları olmadığı gerekçesiyle yurt dışına kapağı atmaya can atan akademisyenleri de mazur görmek mümkün değildir. Öğrenimini yurt dışında tamamlayan, oralarda staj yapan pek çok aydın vardır ve bunlar Türkiye’ye hizmet için bunu yapmışlardır. Dönüşlerinde de öğrendiklerini Türkiye’de bilimin, sanatın gelişmesi için kullanmışlardır. Bizim Abdülhamit zulmünden yurt dışına kaçanlar da oralarda Türkiye ile ilgili bir cemiyete girmeyen, gazete, dergi çıkarmayan nerdeyse yoktur? Mezarı Avrupa’da olan Hürriyet kahramanı var mıdır?

Hiç kimse, kendi yurdunda ve kendi halkının arasında olduğu gibi başka bir memlekette rahat edemez. Konuştuğu yabancı dilde anadilindeki tadı bulamaz. Onun zihni daima çocukluğunun geçtiği vatandadır.

Bu ülkede yaşanmaz. Başka bir ülkeye gidip yerleşmeliyim” diyen tuzu kurulara şöyle diyesim geliyor.

  • “Siz gidin beyzadem. Biz burada sizin için de mücadele ederiz.
  • Savcılar ve yargıçlarla cebelleşir, gerekirse demir parmaklıkların arkasında gün sayarız. Miting yaparız.
  • Seçim sandıklarının önünde kuyruğa dizilir, yazar, çizer, koşturur, tivit atar,
    ülkemizi sizin için de yaşanılır bir ülke haline getiririz.”
    (3 Ocak 2023)

Işık Kansu : Anaokuluna kadar inen şeriat

Anaokuluna kadar inen şeriat

Işık Kansu

Işık Kansu : Kanmıyoruz!

Kanmıyoruz!

Işık KANSU

Dr. Ceyhun Atuf KANSU Şiir Ödülü Törenine Çağrı…


Dr. Ceyhun Atuf KANSU Şiir Ödülü Törenine Çağrı…

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Dil Derneği’nin çağrısını paylaşmak isteriz..
Bu arada, Ceyhun Atuf KANSU’nun bir meslektaşımız olmasından da (çocuk hekimi)
ayrıca övünç duyuyoruz..

O’nun, Anadolu’da Kızamık salgınında bebelerin ellerinde ölmesi yüzünden yaktığı KIZAMIK AĞIDI aklımızdan çıkmıyor, dilimizden düşmüyor..

ceyhun atuf kansu ödül töreni davetiyesi-2014

Sevgi ve saygı ile.
9 Nisan 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net