Etiket arşivi: Ajda Pekkan

Dans edeceğine bi fatiha oku…

Dans edeceğine bi fatiha oku…

portresi_kravatli


Yılmaz Özdil

Asrın lideri, kadınların protesto dansına sinirlendi,

“Bu ne biçim iştir yaa, ölüm karşısında dans etmek nedir, bunun kültürümüzdeki yeri nedir,
ateş düştüğü yeri yakar,
Özgecan’ın ailesine bir başsağlığı dile, biliyorsan bir fatiha oku..” dedi.
*
Danıştay basıldı; Mustafa Yücel Özbilgin öldürüldü, herkes Kocatepe Camisi’ne gitti,
asrın lideri cenazeye katılmak yerine, Antalya’ya Ak Gençlik Şöleni’ne gitti.
Aslında aileye başsağlığı dileseydi, biliyorsa bi fatiha okusaydı, iyiydi.
*
Aktütün basıldı; 15 şehit vardı, memleket yastaydı, cenazelerin toprağa verildiği gün,
AKP milletvekili oğluna stadyumda sünnet düğünü yaptı, AKP’nin ulaştırma bakanı kirve oldu, akp logolu pasta kesip, davul zurnalarla halay çektiler. Aslında ailelere başsağlığı dileselerdi, biliyorlarsa bi fatiha okusalardı, iyiydi.
*
Afyon’da cephanelik patladı; 25 şehit vardı, şehitler henüz morgdayken, akp’nin valisi akp’nin generaline törenle sucuk hediye etti, “hayat devam ediyor, acımız var diye ara mı verelim” dedi, akp’nin sözcüsü destekledi, “yadırganacak bir şey yok, lokum bile ikram edilir, kahkahalarla gülselerdi yadırgardım” dedi. Aslında ailelere başsağlığı dileselerdi, biliyorlarsa bi fatiha okusalardı, iyiydi.
*
(Akp milletvekili takvimde başka gün kalmamış gibi, oğluna 10 Kasım’da düğün yaptı.
“11 Kasım’da akp kongresi var, 12 Kasım’da boş düğün salonu bulamadık” dedi.
Geriye kalan 362 gün, düğün için uygun değildi demek ki…)
*
Reyhanlı havaya uçuruldu, tarihimizin en ağır terör saldırısıydı, 53 insanımız yaşamını yitirdi. O gece… Akp milletvekili oğluna düğün yaptı, TBMM başkanımız, bakara makaracı bakanımız ve anayasa mahkemesi başkanımızla birlikte 1500 davetli katıldı. Akp milletvekili duygularını twittera döktü, “yaşanan olay düğünümüzün tadını kaçırdı” diye yazdı.
Aslında ailelere başsağlığı dileseydi, biliyorsa bi fatiha okusaydı, iyiydi.
*
Soma’da tarihimizin en ağır maden katliamı yaşandı; 301 işçimiz hayatını kaybetti,
milletin ağlamaktan gözlerine kan oturmuştu, cenazeler toprağa verilirken, akp’liler
akp milletvekilinin kızının düğünündeydi, akpli çevre bakanı twitter adresinden düğünün fotoğraflarını yayınlayıp, “kadim dostumuz Muhyettin beyin mutluluğunu paylaştık” diye yazdı. Memleket karalar bağlamışken, mutluluk paylaşıyorlardı. Düğün fotoğraflarının başköşesinde -bilmiyorum mutluluk gözyaşı döktü mü- Bülent Arınç vardı. Aslında ailelere başsağlığı dileselerdi, biliyorlarsa bi fatiha okusalardı, iyiydi.
*
(Gazze’de kan gövdeyi götürürken, Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas, Türkiye’ye geldi. Adamı kolundan tutup, asrın liderinin iftarına götürdüler. Bülent Ersoy, Işın Karaca, Alişan, Ece Erken, Soner Sarıkabadayı, Metin Şentürk, Orhan Gencebay, Mustafa Sandal, Cengiz Kurtoğlu, Yavuz Bingöl, Sinan Özen, İzzet Yıldızhan’la birlikte oturttular. Gazze’de ölü sayısı iki bini geçmişken, Bülent Ersoy’la yan yana poz verdirdiler, kahkahalar eşliğinde selfie çektirdiler. Aslında adama bi başsağlığı dileselerdi, biliyorlarsa bi fatiha okusalardı, iyiydi.)
*
Askeri konvoya pusu kuruldu, 10 şehit vardı, cenazelerin toprağa verildiği gün, asrın lideri cenazelere katılmak yerine, atladı uçağa, eşini, kızlarını, damadını, Ajda Pekkan’ı, 
Sertab Erener’i, Muazzez Ersoy’u yanına aldı, Somali’ye gitti,

Burada insanlık test ediliyor, vicdanlara sesleniyorum” dedi, Ajda’yla Sertab Erener apronda “moral dansı” yaptı…

“Mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca bas bas bağırmayacaksın..

diyen, kanaat önderi(!) AKP türkücüsü Nihat Doğan da oradaydı.
Aslında, şehit ailelerine başsağlığı dileselerdi, biliyorlarsa bi fatiha okusalardı, iyiydi.
*
AKP türkücüsü Nihat Doğan taziyeye gidip, cenaze sahiplerini yumruklayan dünyadaki ilk ve tek kişi, asrın lideri… Kadınlara yönelik şiddetten bahsederken bile kadınlara hakaret edeceğine,
biliyorsa bi fatiha okuyup sussaydı, daha iyiydi.

=======================================

Dostlar,

Usta kalem erbabı Yılmaz Özdil gene müthiş “döktürmüş..” diyelim..
Kalemine sağlık.. Sıkı arşivci ve araştırarakie ek vererek yazıyor sağolsun..

Dün (18.12.15) günü bu sitede Bay RTE’nin bir türlü anlayamadığı “Dans ile protesto” eylemi hakkında aşağıdakleri yazmıştık (http://ahmetsaltik.net/2015/02/18/ozgecan-aslanin-katil-zanlilarindan-baba-necmettin-altindokenin-dehset-dolu-ifadesi/) :

*****

Örn. dans ederek Özgecan’ın öldürülmesini kınayan gençleri bir türlü anlayamadığını önceki gün itiraf ettikten sonra, kendi sınırlı ufuklarının çerçevesini mutlak referans alıp gençlere biliyorlarsa Fatiha okumalarını… vs. önerdi. Dans ederek protesto eylemi – acıları dışavurma yöntemi Bay RTE’ye çook yabancı anlaşılan. Recep beyin tek referansı dinsel veriler..

Oysa Dans, evrensel bir insan eylemidir, bu kadim ritüel, günümüz kitaplı dinleri çıkmadan çoook önceleri pek çok amaçla kullanılagelmiştir. İbadet için, tanrılara kurban (adak) sunarken, bağış dilerken, birşeyler isterken, öfke belirtirken.. Bay RTE’nin İHL eğitimi
dikkate alındığında, böylesi bilgileri edinemediğini anlıyor ve çaresiz hoş görüyoruz.

Ancak daha da ileri  gidip dans eden bu gençleri “lanetlemesi” pek çok bakımdan
hem hoşgörülemez hem de suçtur..

Öncelikle Türkiye’nin içine sürüklendiği şiddet ikliminin 1 numaralı sorumlusunun
kendisi olduğunu bay RTE aynaya bakarak artık görmelidir..

El insaf… “Öfke de bir hitabet yöntemidir..” sözleri kendisinindir ve öfke – nefret söylemini kamuoyu üzerinde etkili olmak adına kendisinin bilerek kullanageldiğini itiraf etmiştir.

Artık bu tür söylemlere son verilmelidir…
*****

Sevgi ve saygı ile,
19.02.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Cüneyt Arcayürek : 90 Yıl Sonra


90 Yıl Sonra

portresi

 

Cüneyt Arcayürek

 

Kadının yüzünü başını açan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in 90’ıncı yılında, günlerdir halkımız: …başları açık iken yüzleri şah mıydı ki, türbanla şahbaz olacak kadın milletvekillerinin, örtülü başla özgürlüğe kavuştuklarını içeren… …kapalı kadınla evli liderlerine hoş görünmeye çabalayan açıklamalarını izliyor. Dalkavukluğun çeşidi var, böylesi de var. Kadını 2002’den önceki yaşam koşullarına götüren, bugünlere zıt, özlenen dünya geri gelse; şu sıralar ağızları kulaklarında türban özgürlüğü türküleri
söyleyen AKP’li üç kadın vekil var ya; ilk önce onların, başlarını açarak, ohh nihayet
gerçek özgürlüğe kavuştuk diye nutuklar atacaklarından kuşkunuz olmasın!

Önümüzdeki perşembe günü türbanlı başlarıyla Meclis’e geleceklerini ilan eden, sadece başlarını örtmeleri geriye, arş geriye diye Osmanlı tarzında marşlar söyleyen AKP’nin başlarına yeterli gelmez, amaçlarını kesmez! Bayan vekiller: Baş kapalı ama
boyundan aşağıya topuğa değin giysiler olmazsa olmazzz!..Baştan tırnağa nasıl kapalı olacağız diye dert etmesinler: Gün aşırı gazetelerde çıkan fotoğraflara bakabilirler.

TV’lerin canlı yayınlarında görünen Çankaya’daki ile mitinglerde eşi Başbakan’ın yanında halka el sallayan, çiçek atan hanım ablalarına bakarak, onları model alabilirler…
***
Benim bir beklentim var:
Türban yakındır; bakanlara, doktora, hâkim ve savcılara, hemşireye, memura kadar devletin hemen her kademesine çöreklendiğine göre… …açıklamalarına göre AKP’ye yatkın Ajda Pekkan ile daha mutedil Sezen Aksu; AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in
yerden yere vurduğu yarı çıplak giysileri üzerine bir de moda olacak ipekten türban
oturttular mı… …RTE demokrasisindeki yarım yamalak yaşam özgürlüğünün
yeme de yanında yat gayrı!

Kendi hesabıma; mademki türban dinci AKP’nin simgesi değildir de kadına İslamın  tanıdığı bir simgedir, dinci bugünkü iktidarın hâşâ alameti farikası da değildir…
Öyleyse erkek vekiller de başlarında takke, sırtlarında cüppe, Meclis oturumlarına katılmalarına olanak tanımlanmalı diyorum. Meclis Başkanı Çiçek Cemil açıklamadı
mı türbanı Meclis içtüzüğü engellemiyor diye. Türbana olmayan yasağın erkeklerin
giyim kuşamlarına uygulamasını… …bakın açıktan söylüyorum işte; dostu düşmanı çatlattığını Başbakan’ın, bakanların açıkladığına göre özgürlük o denli genişmiş ki ülkemizde; toplumun “artık bu kadarı da yeter be” diye sokaklara, meydanlara döküldüğü şu günlerde… …RTE ileri demokrasisine yakıştıramıyorum vesselam!
***
İleri mi gittim acaba böylesi önerilerde bulunarak? Oysa güneşli günler göreceksiniz
çocuklar deyip duruyoruz: Yok hayır! 19 Mayıs 1919’da Samsun’da doğan güneşin tutulduğu alacakaranlık günlerdeyiz… Kadınlarımız başında türban, boydan tırnağa dek kapalı. Varsın erkekler de takkeli, cüppeli olsun tartışmaları kapıda.

Cumhuriyet’e kurulduğu günden beri düşman o çevrelerin, bugünlere uzanan kuyrukları; ah diyorlardır şimdi içlerinden… Bir de şapka yerine Osmanlımıza özgü fes gelse geri!
Hatta çarşafı da özgür kıldı kılacak diye savunuların temel dayanağı olan kılık kıyafet özgürlüğünün içeriğine de ruhuna da rahmet!
***
İlk Meclis’in bir oturumunu yöneten Mustafa Kemal, kürsüdeki “Yahu bir laiklik sözüdür gidiyor, ne menem bir şey bu?” deyince: “Adam olmaktır beyefendi,
adam olmaktır” der.
Ah Mustafa Kemal ah! Kaldır da başını Anıtkabir’den bak başkentine.
Hâlâ adam olamayanların çoğaldığını göreceksin!
(Cumhuriyet, 29.10.13)