1982 Anayasa hazırlığı sırasında, yetkileri artırılan Cumhurbaşkanı’nın TBMM tarafından değil genel oyla seçilmesi yönündeki önerileri, Devlet Başkanı Kenan Evren reddetti. 2007’de 367 krizi bahane edilerek, Anayasa’da iki değişiklik yapıldı:
-CB seçimini tıkayan madde 96’daki çoğunluk kuralı, TBMM için, “bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır” şeklinde değiştirildi.
-CB’nin halk tarafından seçilmesi (md.101) öngörüldü.
Ne var ki, Anayasa halkoylamasından önce TBMM, Cumhurbaşkanı’nı seçti. 367 krizini yaratan nitelikli çoğunluk kuralı da değiştirildiğinden TBMM, sonraki seçimleri sorunla karşılaşmaksızın yapabilecekti.
Dahası, halkoylaması sürecinde Anayasa’ya CB ile ilgili geçici bir madde eklendi ama, halkın seçmesine ilişkin kuralına dokunulmadı.
Böylece, asıl nedenin 367 krizi değil, siyasal rejim değişikliği yolunu açmak olduğu doğrulandı.
Nitekim, 2014’te seçilen ve Başbakanlık makamından Cumhurbaşkanlığı makamına geçen Sn. Erdoğan, Anayasal rejimi sorgulamaya başladı: “Parlamenter rejim bekleme odasına alınmıştır.”
Aynı kişi, 24 Haziran 2018’de 2’nci kez CB seçildi.
Cumhurbaşkanı seçimi, Türkiye kamuoyu gündemini meşgul eden öncelikli bir konu oldu. Nitekim, 2018 seçimlerinden hemen sonra başlayan ve adaylar üzerinde yürütülen tartışma, seçimlere dek sürecek görünüyor.
Bu tartışma da bilgi kirliliği yaratılarak yürütülüyor. Özellikle Cumhur İttifakı çevreleri, Sn. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinde, yoğun bir karalama kampanyası yürütürken, Sn. Erdoğan “doğal aday”mış izlenimi yaratmaya çalışıyor. Oysa, adaylığı için, kendi deyişi ile “topal ördek” benzetmesi geçerli.
ADAY OLABİLİR…
Görevdeki Cumhurbaşkanı, olağan seçim dönemi başlamadan TBMM 360 oy ile erken seçim kararı alırsa aday olabilir. Çünkü, şu anda CB görevinin 2’nci döneminde.
“Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” (md.116).
Erdoğan’ın ilk dönemini saymayan görüş geçerli değil;
- Çünkü, “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” (md.101/2),
2007 değişikliğinde kabul edildi. Sonraki değişikliklerde bu maddeye dokunulmadı.
Bu nedenle, kişi ile ilgili bu hüküm, Erdoğan için de geçerli. Buna karşılık, eğer TBMM erken seçim kararı alırsa, aynı kişi 3. kez aday olabilir. (AS: Anayasa m.116/3)
HANGİ AT?
367 mağduriyeti benzeri bir mağduriyet üretilebilir mi? Hayır çünkü, ikisi nitelik olarak birbirinden farklı:
– Nitelikli çoğunluk uygulamasına ilişkin olan 367 sorunu, 2007 Anayasa değişikliği ile aşıldı.
-3’üncü kez adaylık ise, Anayasa tarafından açıkça hükme bağlanmış olup, “kişi eksenli” bir düzenlemeye açık bir biçimde istisna getirilmiştir: TBMM’nin erken seçim kararı.
- Kısacası, görevdeki CB’nin, zamanında yapılacak veya kendi kararı ile yapılacak bir erken seçimde aday olamayacağı gerçeğini dillendirmek, “mağduriyet malzemesi” oluşturmaz.
Buna karşılık, Anayasa’ya aykırı biçimde aday olursa, evet sonucu elde etmek için devlet organları bütününü seferber ederek, “atı alan Üsküdar’ı geçti” sözünü yinelemeye yönelik her türlü aracı meşru göreceği konusunda kuşku yok.
“Atı alan Üsküdar’ı geçti” deyişi aslında, ‘alan’ değil, ‘çalan’ olduğu görüşünü de kaydedelim.
DOĞAL ADAY
Buna karşılık, Millet İttifakı ve 6’lı Masa mimarı olarak Sayın Kılıçdaroğlu, hukuken ve siyasal olarak doğal aday özelliğine sahip. Kuşkusuz Millet Masası bileşenleri de bunun farkında. Ne var ki, siyasal sorumluluk sahibi kişilerin öznel açıklamaları, Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY) yanlılarına bulunmaz bir fırsat veriyor. Sorumsuzca yapılan açıklamaları, bilgi kirliliği eşliğinde tepe tepe kullanmak, yandaşlar için bulunmaz fırsat.
Haliyle, siyasal iktidarın el değiştirmesine gölge düşürücü her açıklama, Saray’a yarıyor.