Etiket arşivi: 12. CB Bay RTE

Muharrem İnce’den Erdoğan’a zor soru!

 

Muharrem İnce’den Erdoğan’a zor soru!

 

 

 

 

 

 

 

Muharrem İnce, Erdoğan’ın terörle mücadele hakkında son günlerde yaptığı açıklamalara ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. İnce, Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı “Çözüm sürecinde valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği, ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı.” şeklindeki açıklamasını hatırlattı.

Muharrem İnce daha sonra ise Erdoğan’ın, “Kamu görevlilerinin gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirmesinin, bu konuda zafiyete yol açtığı anlaşılıyor.” açıklaması ile kamu görevlilerini suçladığını belirtti.

“Madem kamu görevlileri gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirdiler, zafiyet oluştu, hakkında soruşturma açılan kamu görevlisi var mı?” diye soran CHP’li İnce, takipçileriyle paylaştığı mesajlarında,

  • “Tüm kamu görevlilerine sesleniyorum, verilen kanunsuz emirleri yerine getirmeyin” ifadelerini kullandı. İşte Muharrem İnce’nin kendi Twitter hesabından paylaştığı mesajlar:
  • RT ERDOĞAN : ”Çözüm Sürecinde valilerimiz KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ TALİMATLAR GEREĞİ ciddi manada terör örgütlerine karşı operasyonlara girmiyorlardı”.

-17 Eylül’de TRT’de bu sözleri söyleyen Cumhurbaşkanı dün muhtarlar toplantısında çark etti.

  • RT ERDOĞAN : ”Kamu görevlilerinin gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirmesinin, bu konuda zafiyete yol açtığı anlaşılıyor.” sözlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı çark ederek kamu görevlilerini suçlamaya başladı, kamu görevlilerini sattı.

-Madem kamu görevlileri gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirdiler, zafiyet oluştu,
hakkında soruşturma açılan kamu görevlisi var mı?

-Tüm kamu görevlilerine sesleniyorum, verilen kanunsuz emirleri yerine getirmeyin!

-Valilere verdiğimiz talimat gereği terör örgütüne operasyon yapılmadı diyenler gün gelir
çark eder kamu görevlilerini suçlar!

-Kardeşim dediklerini satanlar, yolda bırakanlar kamu görevlilerini hayli hayli yolda bırakır, sorumluluğu onların üzerine yıkmaya çalışır.

-Daha önce aldatıldım diyenler şimdi sorumluluğu kamu görevlilerinin üzerine yıkarak sorumluluktan kurtulamaz.Aldatıldım sözü de kurtarmaz

-Seçime 1 ay var, kamu görevlilerini bir kez daha uyarıyorum, kanunsuz emirleri yerine getirmeyin, suça ortak olmayın.

==================================

Dostlar,

Dün  bu sitede, Sayın E. Tümg. Naci BEŞTEPE‘nin “Açtırmayın Bayramlık Ağzımı
adlı yazısının altında irdeleme olarak şunları yazmıştık :
(http://ahmetsaltik.net/2015/09/29/naci-bestepe-actirmayin-bayramlik-agzimi/)

*****
…….
İktidarda olamayan AKP, batan gemiyi önce farelerin hızla terk etmesi gibi terkedilir, ihbarlar başlar ve parti hızla dağılır… (ANAP örneği!)

Bir örneğini bu gün gördük.. Muhtarlarla 11. toplantıyı yapan 12. CB Bay RTE, kimi kamu görevlilerinin AÇILIM SÜRECİNİ eksik, yanlış anlamaya dayalı uygulamalar içinde olduğunu..” söyledi.. Bu çok önemli bir kırılmadır.. Tüm sorumluluk 13 yıldır tek başına
iktidar olan AKP – RTE’de değil de emir kulu bürokratlarda mıdır??

Çaycısına dek kendilerinin atadığı bürokrasi de mi kendilerini kandırmaktadır?
Bu ne ölçüsüz kandırılma hezeyanı – masalıdır? Halk bu denli aptal yerine konabilir mi?

Eeeeey bürokratlar duydunuz mu? AKP – RTE daha şimdiden sizi satmaya başladı.
Yarın iktidardan düşer de yargı önüne çıkarılırlarsa siz seyreyleyin gümbürtüyü

Bilirsiniz ama, bir kez daha, Anayasa’nın yasa dışı buyruk maddesini anımsatalım :

*****

J Kanunsuz emir
ANAYASA madde 137 – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.
*****

Namuslu bürokratlar, yasa dışı buyruk veren siyasileri hukuksal engelleri göstererek
ikna etmelidirler. Olmuyorsa görevden çekilmelidirler.
Ülkemizin – ulusumuzun yüksek yararları bunu gerektirmektedir.
Göz yuman, sessiz kalan suça ortak olur. Vebali çook ağırdır.
Böylesine sorumlu bir bürokrat tutumu, siyasal iktidarı da sınırlar ve sağduyuya çeker.
Bu hepimizin yararına olur. Türkiye’nin bugünlerde böylesi bir eksene çook gereksinimi var.

*****

Sayın İnce yazdıklarımızı okumuş olmalı!

Seçim mitinglerinde işlenecek önemli konulardan biri bu..

Daha da düşündürücü olan ise;

12. CB. Erdoğan neden bunca açık ve derin çelişkiye düşüyor??

Sevgi ve saygı ile.
30 Eylül 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

 

 

ANITKABİR’de 19 Mayıs Konseri ve AKP’nin hazin halleri..

ANITKABİR’de 19 Mayıs Konseri

ve AKP’nin hazin halleri..

Her meslekten ve her yaştan 750 korist ve 28 amatör koro, yeni bestelenen ATATÜRK marşını ve Atatürk’ün sevdiği şarkıları coşku içinde seslendirdiler..

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın efssane şefi Hikmet Şimşek’in 1998’deki konserinden 17 yıl sonra 2. kez böylesine coşkulu bir halk etkinliği sergilenmiş oldu.

Bu arada 12. CB Bay RTE, hukuk dışı biçimde bir kez daha, Aksaray’da seçim propagandasında idi. Başvezir Davutoğlu da seçim telaşında idi Zonguldak’ta. Anıtkabir’e Gençlik ve Spor Bakanı gitti Hükümet adına.. AKP’nin Atatürk’e ve Devrimlere bakışı bir kez daha
apaçık ortada.. Tayyip bey 18 Mayıs’ta Samsun’daki seçim propagandasında gene
ATATÜRK sözcüğünü ağzına almadı.. “Gazi Mustaf Kemal” dedi alışılageldiği gibi..
19 Mayıs törenlerini yasaklayanlar, sözde Samsun’da 1 gün önceden O’nu anıyorlardı..
Ne de yavan ve iğreti idi ağızlarında, içtenlikten uzak mı uzak..

Tayyip bey çok yorgun ve unutkan oldu epey.. Geçtiğimiz günlerde bir konuşmasında
asgari ücret için “Bin TL dolayında herhalde..” dedi.. Oysa 949 TL idi ve bir zamanlar
bu düzeyde bile geliri olmayan, ev kirasını RP’nin ödediğini Şevket Kazan’ın ağzından öğrendiğimiz birisi, Devlet Başkanı olduğunda asgari ücrete ve emekçinin yaşam kavgasına
bu denli yabancılaşmamalıydı.

“1 milyon da çok para mı??” diyerek Diyanet İşleri Başkanlığı’na alınan lüks otomobili savumdu. Eleştirenlerin kendilerinin ve çocuklarının “altında” Mercedes araçlar olduğuu söyledi. Bu aracın gerçek değerinin de 1 milyon TL değil 300 bin TL dolayında olduğunu ekledi. Bu veri doğru ise, söz konusu lüks makam aracı en az 300 işçinin asgari ücretine denktir..

300 000 TL / 949 TL= 316 asgari ücret…

1 milyon TL ise 1 000 000 TL / 949 TL = 1054 asgari ücret..

Bursa’da 15 bin dolayında emekçi (Renault, Tofaş, Mako vb.) ücretlerinin geçinmelerine yetmediğini bildirerek en sonunda greve gittiler..

Onlara selam olsun..

Dileriz, sermaye yanlısı AKP iktidarı, milli güvenlik vb. gerekçelerle Bakanlar Kurulu kararı ile grevi ertelemeye gitmez.. Geçtiğimiz yıl MESS grevinde Bakanlar Kurulu, skandal bir biçimde, daha grev başlamadan, Bakanlar Kurulu toplanmadan bakanlara imzalatılmış hukuksal olarak yok hükmünde bir “Karar” (?!) ile durdurma kararı vermiş ve safını emekçiden yana değil, sermayeden yana koymuştu. Hem özüyle hem biçimiyle Hukuku da hiçe sayarak..

***

12. CB Bay RTE dün de Karaman’da, seçilme yaşının 30 olduğunu, seçme yaşının 18 olması nedeniyle seçilme yaşıının da 18’e indirilmesi gerektiğini belirtti. Oysa seçilme yaşı 25 idi..
ve 13 Ekim 2006’da kendi iktidarları döneminde Anayasa değişikliği ile sağlanmıştı.

Bir de kendince “pratik zeka” önerisi oldu.. 18 yaşında TBMM’ye seçilen gençlerin askerlik sorununu, vekillikte geçen sürenin askerliğe sayılması.. Tayyip beyin akıl yürütmesi zaten “ilginç” ve “sui generis” (kendine özgü) idi; giderek bu 2 özellik daha da belirginleşiyor..

****

Daha nicelerini sayalım ???

“Necip” (soylu) milletimiz herhalde 7 Haziran 2015 seçiminde kendi celladına milyonlarca oy (20-21 milyon) boca etmeyecektir… Oysa yaklaşık 5 milyon oy, kalleş % 10 barajını aşarak VATAN PARTİSİ‘nin TBMM’ye girmesine yetecek ve ülkemizin yazgısı değişecek..

Vatan Partisi’nin 19 Mayıs Ankara Mitingi çok başarılı ve coşkulu idi bu arada..

Sevgi ve saygı ile.
20 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Türkiye Barolar Birliği’nden Anıtkabir Ziyareti ve Basına Açıklama


Türkiye Barolar Birliği’nden
Anıtkabir Ziyareti ve Basına Açıklama

04 Nisan 2014, TBB Anıtkabir’de…

Ankara 03.04.2015
BARO BAŞKANLIĞI
DUYURU NO:2015/35

Konu : Adliyelerde, hakim, savcı ve adliye personelinin duyarlı kapı taramasından,
her türlü gıda ve tüketim malzemesinin ise X-Ray aygıtlarından geçirilmemesinin yarattığı güvenlik zaafları hakkında yapılacak saptama ve bunu izleyerek gerçekleştirilecek
suç duyuruları hakkında.

31 Mart’ta İstanbul Çağlayan’daki Adliyede yaşanan ve avukatlarla uzaktan yakından ilgisi olmayan terör saldırısı bahane edilerek avukatlara meslek itibarımızı zedeleyecek biçimde davranılan adliyelerde;

1. Hakimlerin, savcıların ve adliye personelinin duyarlı kapılardan geçirilip geçirilmediğinin denetlenmesi;

2. Bu kişilerin çantalarının X-Ray aygıtlarından geçirilip geçirilmediğinin denetlenmesi;

3. Adliyelere giren her türlü koli, dosya vs. gibi malzemelerin X-Ray aygıtından geçirilip geçirilmediğinin denetlenmesi;

4. Güvenlik zaafı yaratan uygulamaların, sorumluluğu görülen idareciler ve güvenlik çalışanları hakkında Baro Başkanlığınızla birlikte yapacağımız suç duyurularına esas olmak üzere Birlik Başkanlığımıza bildirilmesi konusunda gereğini bilgilerinize sunarım.

Saygılarımla. 03.04.2015
(http://www.barobirlik.org.tr/Detay61405.tbb)

Avukat Metin FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

=========================================

Dostlar,

“Biz, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ışıklı yolundan giden Cumhuriyet Avukatlarıyız..”

diyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU
ve ülkemizin aydınlık avukatlarını saygı ile selamlıyoruz..

Kendilerine uygulanan tüm hukuk dışılıkları kınıyoruz.

Hele Çağlayan adliyesinde avukatlara şiddet uygulayan polisin tutumunu ve
bu yönde buyruk veren yetkili ve sorumluları esefle kınıyoruz.
Dünyanın en büyük Barosunun başkanı, 30 bine yaklaşan avukatın seçilmiş temsilcisi,
saygın bir Ceza Hukuku öğretim üyesi Sayın Doç. Dr. Ümi Kocasakal
‘ı da içeren
kaba kuvvet uygulaması mide bulandırıcıdır ve yasalar önünde suçtur.

Çağlayan Adliyesinde avukatların da binaya girişte üst aramasını emir buyuran Başsavcının Avukatlık Yasasının ilgili maddesinden haberli olmadığı düşünülebilir mi??

Avukatlık Yasası’nın ilgili maddesini anımsayalım, anımsatalım :
(Yayımlandığı R. Gazete tarihi 7/4/1969 sayı 13168)

Made 58 : “…Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı
suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz…”

Bu durumda 2 seçenek var :

1. Ya gerçekten en temel mevzuat bilgisinden Başsavcı bile yoksundur,
dahası kritik bir karar verecekken bile mevzuat taraması yapılmamıştır ??

2. Bile bile hukuk çiğnenmekte, bırakın hukuk devletini yasalar bile pervasızca çiğnenebilmektedir.

Her 2’si de ülkemiz için son derece sakıncalı ve zararlıdır.
Yargı önünde hesabı er ya da geç sorulur, yapanların yanına kalmaz..

Acaba, avukatların adliye girişinde üst araması talimatını veren yetkili başsavcı,
12. CB Bay RTE‘nin örtük buyruğundan mı etkilenmiştir? Hazret, “Avukat da bal gibi aranır..” buyurarak her alanda olduğu gibi bu alanda da “tartışılmaz” (!?) uzmanlığını, göklere ulaşan kibirini bir kez daha sergilemiştir. Ve ne hazindir ki, kıdemli bir hukuk adamı olan Başsavcı apaçık hukuku çiğneyebilmiştir.. Erdoğan’ın yanılgılı demeci ürküntü vericidir..
Savcıyı rehin alan 2 kişinin “..avukat cübbeleri giymek suretiyle..” diye başlayan kritik ve hedef saptırıcı tümcesi içerik olarak doğrulanmamıştır. 2 eylemciden birinin kolunda avukat cübbesi varken, öbürü sivil giysilidir. Bunca önemli kamera görüntüsü bilgisi bile incelenmeden Devletin başındaki kişi yanıl(tıl)mıştır. Bu durum kabul edilemez ve sürdürülemez..

Bireyin özel yaşamın gizliliği ve korunmasının ihlali anlamına gelen önleme ve adli arama tedbirinin hukuksal dayanağı, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (İHAS) 8/2 ve Anayasanın 20/2 ve 21. maddeleridir. Asıl olan bireyin üstünün, otomobilinin, bürosunun
veya konutunun aranmaması ve izlenMEmesidir. Bunun ayrığı (istisnası), suçun önlenmesi
ve işlendiği savlanan suçun kanıtları ile faillerinin ortaya çıkarılıp elde edilmesi amacı olarak gösterilebilir… (Avukat, Hakim ve Savcıların Aranması, Prof. Dr. Ersan ŞEN, İÜ – SBF, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2013-2/2013-2-12.pdf).

Tüm gerçek ve tüzel kişiliklerin, geçelim hukuku, yazılı hukuk kurallarına uymasında Türkiye’miz açısından saymakla bitmez yararlar vardır. Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere..
12. CB Bay RTE’nin hukuka – yasalara saygısız tutum ve eylemlerine derhal son vermesi gerekmektedir. Başbakan Davutoğlu‘nun kimi gazeteleri engelleme talimatı da apaçık
hukuk dışıdır ve örneğin Cumhuriyet Gazetesi Başbakan aleyhinde sava açmaktadır.

Bir kez daha uyaralım; AKP ülkeyi bilerek terör ve gerilime sürüklüyor.
Masum insanlar ölüyor, öldürülüyor, kan akıyor.. AKP’nin elleri habire kana bulanıyor.
Bu strateji ile oylarını korumayı, artırmayı hedefliyor yerli – yabancı AKP akıldaneleri..
Yine de 7 Haziran 2015’e yakın kamuoyu yoklamaları umut verici çıkmazsa,
SEÇİMLERİ ERTELEYECEK (Anayasa md. 78) çok tehlikeli serüvenleri de gündemde tuttuklarından çoook endişe diyoruz. Sağduyulu çevrelerin, başta AKP içindeki yetkililerin,
bu akıl dışı gidişi ivedilikle durdurması çağrımızdır..

Yarın çoook geç olmadan..

Sevgi ve saygı ile.
05 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

1 Hafta Sonra Özgecan Aslan’ın Aziz Hatırasına…


1 Hafta Sonra Özgecan Aslan’ın Aziz Hatırasına…
Yılmaz Özdil’in yazısı ve bizim yorumlarımız..

Ozgecan_Mersin'de_olduruldu_14.02.15
ÖZGECAN…

portresi_kravatli


Yılmaz Özdil
Grammy ödülleri dağıtıldı.

Sam Smith sildi süpürdü, dört kategoride ödül kazandı, “stay with me” yılın şarkısı oldu. Beyonce, Grammy koleksiyonunu 20’ye çıkardı. Kırmızı halının en sansasyonel ismi,
gene Madonna’ydı. Rihanna pembe elbisesiyle sükse yaptı. Miles Cyrus, Katy Perry,
Lady Gaga, herkes oradaydı, e kambersiz düğün olmaz, Kim Kardashian da oradaydı.
Naklen yayınlandı, dünya televizyonlarında bir milyar kişi tarafından izlendi.
Geceye damgasını vuran ise, Obama’ydı.
*
ABD başkanı, sürpriz şekilde, video konferansla törene katıldı. Ekrana kilitlenmiş
bir milyar insanın gözünün içine bakarak “kadına şiddete son” çağrısı yaptı.
*
ABD’de her 5 kadından 1’inin cinsel saldırıya veya saldırı girişimine uğradığını,
her 4 kadından 1’inin aileiçi şiddete maruz kaldığını söyledi.

“Zihniyetlerin ve davranışların değişmesi konusunda, sanatçıların çok önemli gücü var.
Şiddetin tolere edilmediği, mağdurların desteklendiği, tüm kadın ve erkeklerin hayallerini
takip ettiği bir kültür yaratmak, elimizde… Hepinizden, kadına yönelik şiddetin sonlandırılması kampanyamıza destek istiyorum.” dedi.
*
Obama’dan sonra sahneye Brooke Axtell isimli bi kadın çıktı. Aileiçi şiddet mağduruydu.
Bir milyar insanın gözünün içine bakarak, şu cesur konuşmayı yaptı: “Yakışıklı, karizmatik bir adamla birlikteydim. Bir yıllık ilişkiden sonra, hiç tahmin etmezdim, beni taciz etmeye başladı. Ondan korkuyordum. Bu halde olmaktan utanıyordum. Beni ölümle tehdit ettiğinde, kurtarılmam gerektiğini anladım. Anneme anlattım. Aileiçi şiddet merkezine gitmemi önerdi, yardım almam için beni teşvik etti. Annemin bu sözleri, hayatımı kurtardı. Gerçek sevgi,
başka bir insanın değerini hiçe saymak demek değildir. Gerçek sevgi, utandırmaz ya
da taciz etmez. Eğer size saygı göstermeyen bir ilişki içindeyseniz, sevilmeye değer olduğunuzu bilmenizi istiyorum. Lütfen yardım isteyin. Çağrınız sizi kurtaracak. Karanlık gecelerinize
bir yardım eli uzanmasına izin verin. Gerçekte kim olduğunuzu bilin. Sevilmeyi hakeden, değerli biri olduğunuzu bilin.”
*
Kadına yönelik şiddete dur denilmesi için, gelmiş geçmiş tüm kampanyalardan daha sarsıcıydı. Bizzat ABD Başkanının katılımıyla, küresel mücadele çağrısıydı.
*
Obama’nın

“Mağdur kadınlar için, zihniyetlerin değişmesi için hepinizi destek vermeye çağırıyorum..” dediği dakikalarda… Bizim asrın liderinin zihniyeti gene aynı zihniyetti.
Şiddet kavramına yalnızca “din” gözlüğüyle bakıyor, ABD’de öldürülen 3 müslüman genç için “Obama’ya sesleniyorum, eyyy Obama nerdesin, biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz..” diyordu.
*
Bizim asrın liderinin, ABD’de öldürülen müslüman gençler için Obama’ya hesap sorduğu dakikalarda… 20 yaşındaki üniversite öğrencimiz Özgecan’a (AS: Soyadı Aslan),
evine gitmek için bindiği dolmuşta tecavüze kalkıştılar, başaramayınca bıçakla
delik deşik ederek öldürdüler, ormana götürüp benzinle yaktılar, dereye attılar.
*
Eyy Obama…
Sen ne sorumsuz herifsin kardeşim, bu kaçıncı Özgecan?

====================================

Dostlar,

1 hafta geçti aradan Özgecan Aslan hınharca katledileli..
AKP iktidarı hangi kurumsal – sistematik – mevzuat destekli önleyici girişim sergiledi??
Hiç!
Tersine TBMM’de ülkemizi dünya aleme rezil rüsva eden AKP şiddetini ibretle izliyoruz..
Sözde “iç güvenlik yasası” çıkmazsa “seçimlerin silahların gölgesinde yapılacağını” (!) bildirerek halkını tehdit eden ve güvenliği sağlayamayan bir aciz AKP iktidarı..
Hamaset ve duygu sömürüsü dışında tam bir fiyasko…
Kamuoyunun ve bizim de bu siteden dile getirdiği, önerdiği önlemlerin hangisi gerçekleşti?
Şunları yazmıştık aşağıdaki makalemizde :

“TÜRKİYE AKP-RTE’nin CEHENNEMİ KISIR DÖNGÜSÜDEN ÇIKARILMALIDIR”(http://ahmetsaltik.net/2015/02/23/turkiye-akp-rtenin-cehennemi-kisir-dongusuden-cikarilmalidir/) :

“Bir kez daha çağrımızdır : Ülke hızla normalleştirilmelidir.
Başbakan Davutoğlu yaşamının kumarını oynamaktadır.
Üstüne düşen tarihsel görevden, sorumluluktan kaçmamalı ve bu cehennmi kısır döngüyü durduracak tüm çabaları hem de ivedilikle sergilemelidir.”

  • Devletin, Özgecan Aslan’ın ailesine yurttaşın can güvenliğini sağla(ya)madığı için maddi ve manevi tazminat yükümü ve
    açık özür borcu vardır..

Bunu bekliyoruz…

Olayı protesto eden kadınların bile üzerine polisi salarak gaz püskürtmesini kınıyoruz..

12. CB Bay RTE, Özgecan’ın katlini “dans ederek” protesto eden gençleri dinci dar kültürü nedeniyle anlamayarak “lanetlemesi” çok ağırımıza gitmişti..
Bu davranışın apaçık suç olduğunı bu sitede yazdık..
Biz, “incitsek de incitmeyecek” ve devlet başkanının düştüğü elem veren duruma düşmeyeceğiz.. “Lanetleme” sözcüğünü kullanmayacağız ama polisin kadınların üzerine
bile biber gazı sıkarak şiddeti sürdürmesini ciddi kaygıyla karşılıyoruz..

Bu aculluklara ve hukuk dışı uygulamalara artık son verin eyyy AKP iktidarı ve Bay RTE!

Ses tonunuzu düşürün,
ötekileştirmeyi, nefret – kin – intikam söylemlerinizi derhal durdurun!
Eendice ve sakin konuşun, uygar tartışmaya açılın, kadını aşağılayıcı – ikinci sınıf gösterici ve toplumdam dışlayıcı söylemleri hemen durdurun..
AİHM’nin yaptığınız itirazı da reddetmesi üzerine,
artık bu zorunlu din dersi dayatması zulmüne derhal son verin..

Toplumu – devlet düzenini dincileştirme sevdanızı kesin..

Laik Cumhuriyet değerlerine saygı duyun..

Ülkeyi hızla normalleştirin…

İlk olarak TBMM’deki faşist dayatmanız olan sözde İÇGÜVENLİK YASA TASARISINI
geri çekin.. 132 maddelik torba – ucube yasa tasarısının iç güvenlikle ne ilgisi var??

3 Y sorununu çözme sözünüzü ve milletvekili yemininizi unutmayın..

Yoksulluk / Yolsuzluk / Yasaklar…

Bunları çözecektiniz.. Millet buna inanıp size oy verdi..
Tam da tersine ülkeyi 3Y batağına soktunuz..
Hemen her bakımdan başarısız oldunuz ve ülkeyi bölünme – iç savaş eşiğine sürüklediniz..

Süleyman Şah Türbesi’ne dönük son fiyasko operasyonunuz tuz biberi oldu.

Ülkeyi dış savaşın da eşiğine getirdiniz..

Burakın gidin, düşün yakamızdan, 80 milyon insanın geleceğini karartmayın!

Sevgi ve saygı ile,
23.02.2015

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net