Günlük arşivler: 20 Kasım 2012

Venezula’nın Canaima Ulusal Parkı… mest eden görüntüler..

Dostlar,

20.11.12 günü size iyimser içerikli dosyalar sunamadık.

Ruhsal olarak gevşemek ve dinginlik içinde sorunlara çare aramak gerekiyor..

Bu amaçla Venezula’nın Canaima Ulusal Parkı‘nın insanı mest eden görüntülerini sunuyoruz.. Sesli izlemelisiniz..

Lütfen tıklar mısınız ??

Canaima_Ulusal_Parki_VENEZUELA

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

İsrail’in İnsanlıkdışı Gazze Katliamı Üzerine..


Dostlar
,

21. yy’ın başlarında, 6.5 – 7 milyon nüfuslu bir ülke (İsrail; bunun 1,5 katı da en büyük çoğunluğu ABD’de olmak üzere dünyaya dağılmış durumda), hile ve desise ile
satın aldığı Filistin topraklarında
(topraklarını para karşılığı satan Filistinliler de aptallıklarına doymasınlar! Türkiye de aynı aptalca yolda ne acı ki!) 1948’de
İsrail devletini David Ben Gurion önderliğinde (ilk Başbakan) ilan ettikten sonra, hezeyanlı ve kurgulu biçimde kutsallık atfettikleri “arz-ı mevdud” bağlamında
siyasal eylemini vahşi ve ölçüsüz bir şiddetle sürdürüyor.

Önemle anımsatalım                                :

  • İsrailoğullarnın hezeyanlı ve kurgulu biçimde kutsallık atfettikleri “arz-ı mevdud” (güya Tanrı’nın üstün-elit İsrailoğullarına sözde vaddettiği kutsal topraklar!?),
    Fırat ve Dicle’yi de doğuş kaynakları dahil içermektedir. İsrail durdurulamazsa,
    sıra Türkiye’de denebilir mi? BOP = Büyük İsrail demek değil mi gerçekte ve bu planda Türkiye’nin doğu-güneydoğusu koparılmıyor mu?
  • Sözde Kürdistan Özde ise Büyük İsrail güdümünde kukla Kürt devleti..
  • UYANMAK GEREK!

Meşal önderliğindeki Hamas’ın (Gazze’de) gücü Filistin halkını korumaya
ve İsrail saldırganlığını caydırmaya yetmiyor
.
El Fetih (Batı Şeria’da) ve Müslüman Kardeşlerin de (Mısır’da) ..
Kaldı ki, aralarında uzlaşamıyorlar bu ölüm kalım savaşında bile..

Koskoca Arap dünyasının ve sözde Arap Birliği’nin de aci ortada..

Arap dünyası emperyalizmin güdümünde paramparça..
En başta sadık hizmetçi Suudi Arabistan..

Sözde “uygar” dünya seyrediyor.

İsrail, Gazze şeridini tam ablukaya almış durumda.

Gazze Şeridi (Gazza Stripe) Avuç içi kadar yer.. Topu topu 360 km2 ve inanılmaz bir yoğunlukla burada yeryüzünün en yoksul, en sefil yaşam alanında 2 milyon Filistin’li yaşam savaşımı veriyor.

Hatta Mısır ile bağlantı sağlayan yer altı tunelleri de özel yetenekli bombalarla
İsrail ordusunca vurulmakta.

İsrail karadan, havadan ve denizden zavallı Filistinlileri 1 haftadır vurmakta.
Ölü sayısı resmi rakamlarla 100’ü çoktan aştı. Çoğu çocuk, kadın ve yaşlı.
Yaralı ve sakat kalacaklar ise bunun kezlerce katı..

  • Çok acı ve çok ağır bir insanlık dramı yaşanıyor Filistin Gazze’de.

1964’te Türk jetleri Kıbrıs’ta çok sınırlı bir hava harekatı ile Rum askeri hedeflerini vurduğunda, stratejik müttefikimiz ABD’nin başkanı L. Johnson hemen uyarı yapmış ve 6. filoyu Akdeniz’e yollamıştı. “NATO silahlarını kullanamazsınız..” demişti.

1974 çıkarmasının ardından da ülkemize 3 yıl askeri ambargo uygulamıştı.
İsrail’e diş geçirilemiyor mu?? Yoksa danışıklı bir dövüş mü izliyoruz.
Bırakalım kalıcı barışı, ne yazık ki ufukta ateşkes bile gözükmüyor..

  • Allah belanızı versin!…

Sözcükleri, tutamıyoruz, ağzımızdan dökülüyor ve klavyemiz de boyun eğerek yazıyor..
Büyük Atatürk, uygar olmayan milletlerin uygar olanların ayakları altında kalmaya mahkum oldukları uyarısını yapmıştı. Burada “uygarlık” sözcüğünü gelişmiş ve
güçlü olanlar anlamında alıyoruz..

Aşağıdaki fotoğraflar, söze gerek bırakmadan dehşeti sergiliyor (kaynak : AFP).

Fire ball

Gaza strike

A stone's throw

Fighting with fire

Seeking shelter

Working in Gaza

Derin acı ile,
Derin kaygı ile
Ve insanlık özlemiyle..

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Cumhuriyet düşmanı Said-i Nursi İsparta’da yargılandı


Cumhuriyet düşmanı Said-i Nursi İsparta’da yargılandı

Cumhuriyet düşmanı Said-i Nursi tabelasının Isparta’nın Barla Beldesi’ne asılması kararı üzerine açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.

Isparta İdare Mahkemesi, dava sonucunun yazılı olarak bildireceğini belirterek duruşmaya son verdi.

Cumhuriyet düşmanı Said-i Nursi yargılandı

Said-i Nursi, Abdülhamit döneminde yaşamış akli dengesi bozuk bir
din bezirganı
yken,

Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra, bölücü ve yıkıcı faaliyetleriyle tarihe geçti.

Said-i Nursi’nin marifetleri bu kadarla kalmıyor. Nur Cemati’nin kurucusu da olan
Said-i Nursi 31 mart ayaklanmasının kışkırtıcılığını da yapmış ve
İngiliz Hükümeti’nin arkasında olduğu Kürt Teali Cemiyeti’nin
üyeleri arasındayer almıştı.Ne var ki, “Cumhuriyet yıkıcısı” Nursi‘nin yıldızı,
önce Özal döneminde parlamaya başladı, AKP iktidarında ise iyice itibar kazandı. Nursi’ye paye verenler, onun önce “akli dengesi bozuk”, daha sonra da “Cumhuriyet düşmanı” unvanlarını saklamakla yetinmediler. Bir adım daha atıp bir zamanlar yaşadığı Isparta çevresine “Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız” tabelası asacak denli ileri gittiler.Tabela asma kararı, Isparta İl Genel Meclisi’nden çıktı.
  • Isparta ADD Şubesi Said-i Nursi tabelasına sessiz kalmadı.
Tabelanın kaldırılması için ADD’nin açtığı davanın ilk duruşması bugün Isparta
İdare Mahkemesinde görüldü. Dava çıkışında konuşan
Isparta ADD Başkanı Mahmut Özyürek,
 
Bu davayı tabela davası olarak değerlendirmiyoruz.” dedi.
  • “Yalnızca tabela davası olarak düşünmüyoruz, bu dava T.C.’nin temel değerlerine, kuruluşuna, kurucusuna, Cumhuriyet’in hukukuna karşı belgelerle sabit bir kimliğin adının itabarlı kılınması davasıdır.”
ADD Avukatı Ali Fuat Çetinkaya da, Atatürk’ün
Bu ülke şeyhler, dervişler ve müritelere bırakılamaz.” sözünü hatırlattı.
Tarafları dinleyen mahkeme kararı yazılı olarak bildireceğini belirtip,
duruşmaya son verdi.
===================================================
Dostlar,
ADD İsparta Şubesi Başkanı Sayın Mahmut Özyürek ve ardında kaya gibi duran Yönetim Kurulu ve Şubenin tüm üyeleri, çok ciddi bir savaşım vermekteler.
ADD Genel Merkezi’nin de olayın ciddiyetinin bilincinde olduğunu düşünüyoruz.
Gerekli özeni en üst düzeyde göstermek ve davayı kazanmaya çalışmak gerekir.
Söz konusu vatandır ve gerisi teferruattır..
Kaçınılmaz destek için zamanlama da büyük önem taşır.
  • Bu dava “emsal” olabilecek niteliktedir ve dolayısıyla önemi büyüktür.
İsparta koşulları zor ve ağırdır.
  • İsparta; 32 tarikatın-tekkenin-türbenin-zaviyenin yatağıdır.

Bu ilimizde ve hemen hemen tüm ilçelerinde kezlerce ve çok sayıda ADD Aydınlanma konferansını, 14 yıllık olağanüstü özverili Şube Başkanı Sayın Mahmut Özyürek ile, O’nun arabası ve benzini ile, kumanyası ile… sunmuş birisi olarak, ortamı ve koşulları yakından biliyoruz. Bu itibarla da, orada İSPARTA ULUSAL GÜÇLER BİRLİĞİ’ni

yıllar önce kurmuştuk ve bu Birlik halen işlevseldir.
Gelecek duruşmaya katılmak ve dayanışmak üzere İsparta’daki dava arkadaşlarımıza,
Emektar, özverili, yürekli Şube Başkanımız Sayın Mahmut Özyürek‘in kişiliğinde
kolaylıklar diliyor, dayanışma duygu ve düşüncelerimizi belirtiyoruz…

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Dosyayı pdf olarak okumak ve arşivlemek için lütfen tıklayınız..

Cumhuriyet_dusmani_Said-i_Nursi_Isparta’da_yargilandi

Rus uzay aracı Soyuz Dünya’ya döndü

Uluslararası Uzay İstasyonunda (UUİ) görev yapan Amerikan, Rus ve Japon astronotları taşıyan Rus uzay aracı Soyuz, Kazakistan’a iniş yaptı.

Uluslararası Uzay İstasyonunda (UUİ)125 gün kalan Amerikalı astronot Sunita Williams, Rus kozmonot Yuri Malenchenko ve Japonya‘nın JAXA Uzay Ajansı’ndan Aki Hoshide’yi taşıyan Soyuz’un, Arkalik kentinin kuzeydoğusuna iniş yaptığı belirtildi.

Teknik bir sorun nedeniyle asıl iniş yapması gereken yere inemeyen Soyuz’daki astronotların yardımına, 8 helikopter ile bölgeye gönderilen arama kurtarma ekipleri yetişti.

Williams, Malenchenko ve Hoshide’yi taşıyan Soyuz, UUİ’den Pazar günü ayrılmıştı.

UUİ’de halihazırda NASA‘dan Kevin Ford‘un yanı sıra Rus kozmonotlar Oleg Novitsky ve Yevgeni Tarelkin bulunuyor. Gelecek ay ekibe NASA‘dan Tom Marshburn, Kanada Uzay Ajansı’ndan Chris Hadfield ve Rus kozmonot Roman Romanenko katılacak.

UUİ’de toplam 642 gün kalan Malenchenko, tarihteki altıncı en deneyimli uzay yolcusu olurken, 322 gününü UUİ’de geçiren Williams, 50 saat 40 dakikalık toplam uzay yürüşü süresi ile kadın astronotlar arasında yeni bir rekora imza attı.

154901

(http://www.cnnturk.com, 19.11.12)

Evet dostlar,

İstikbal göklerdedir..” demişti Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK..

  • … Bizdeki havacılık ne durumda, uçuş ve eğitim açısından pilotlarımızın durumu nedir? Atatürk’ün 1925 yılında Türkiye’de havacılık sanayisinin gelişmesini sağlamak için kurduğu THK’nin o günkü ortamı ve şartlarını düşünürseniz,
    işin ne denli  ciddi ve boyutunun nedenli büyük olduğunu anlamak olanaklı  olur. Henüz savaştan çıkmış bir ülke.. önceliği acaba havacılıkta mı olmalı, diye akıllara sorular gelir.
  • İlk on yıl içinde fabrikalar kuruluyor, kendi uçaklarımızı yapmaya çalışıyoruz.
  • Her tür uçak yapılıyor; Savaş uçağı, yolcu uçağı, eğitim uçağı, planör, ambulans uçağı.
  • Bunların hepsi Atatürk’ün sağlığında yapılıyor.

(Eski THK Genel Başkanı emekli Hava Pilot Tümgeneral Yusuf Göngör, http://www.anayurtgazetesi.com/default.asp?page=haber&id=219150, 24.11.2008)

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

AYDINLIK Gazetesi; 20 Kasım 2012 günü ana sayfası ve eleştirilerimiz..

Dostlar,

Seyit Rıza ittifakı” ve

Kocasakal’ın Atatürk’ün koltuğundan derhal kalk..”

haberlerini abartlı hatta provokatif buluyoruz.

AYDINLIK daha özenli bir dil ve habercilik anlayışı ile, ülkemizde yapıcı bir iklime
daha çok katkıda bulunabilir..

91 yıllık çok deneyimli ve sorumlu bir yayın organı olarak,
kendisinden beklenen ve de kendisine yakışan budur..

  • Ülkemizin BİRLİK gereksinimi her şeyin önündedir
    ve bu payda giderek büyütülmeli, büyütülmelidir
    .

Herkesin söz ve eylemlerine her zamankinden daha çok özen göstermesi gereken nazik, hatta kritik dönemlerden geçmekteyiz..

Öte yandan, 17 Kasım 2012 Cumartesi akşamı, Yenimahalle Belediyesi’nin görkemli Nazım Hikmet Kültür Merkezinde izlediğimiz, üstad Müjdat Gezen’in “1881” adlı oyunu için tek sözcükle “OLAĞANÜSTÜ” demeliyiz..

Bütün Türkiye bu oyunu izlemeli.. Eş dostumuzu, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı,
AKP’ye oy veren kardeşlerimizi, Atatürk’ü anlamayan dostlarımızı..
“1881” oyununa götürmeliyiz.

Helal olsun usta tiyatrocu Sayın Müjdat Gezen’e..

Yenimahalle Belediyesi ve sygın başkanı Fethi Yaşar’a da bravo!
Böylesine yüzakı bir sanat-kültür kurumunu bizlere kazandırdığı için.

Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul Günay‘ın gücü gerçekten, Ankara AKM‘yi yakışır biçimde onarıp bu amaçlarla hizmete sokmaya yetmiyor mu?

O zaman o koltukta neden ve nasıl oturur, anlamak olanak dışıdır.

İstanbul AKM’yi de devr-i bakanlığında atıl tutma başarısını gösterecek galiba
Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul Günay?!

Sayın Günay için yakın tarihte kaydedileceklerden, O’nun adına kaygı duyuyor,
hatta biraz utanıyoruz da..

Van’daki dram ise utanç verici.. 29 Ekim 2011’de yaşanan acı Van depreminin üzerinden 13 ay geçti.. Bu gerekçe ile Cumhuriyet Bayramı kutlamaları iptal edildi ama birileri o akşam düğünlerde eğlenmeyi sürdürdüler..

Koca (!?) TOKİ ve AKP iktidarı ise sorunu 13 ayda çözemedi..
Yurttaşlar kış ortasında “donuyor” soğuktan.. Çok yazık çok..

Van’ın acımasız kış soğuğunu, orada 2 yıl kalan (1969-71) ve yine bir deprem nedeniyle günlerce çadırda kalan birisi olarak, net bir empati ile (= damdan düşen gibi!) anlıyoruz..
Onlarla birlikte üşüyoruz.. Hem de çook..

Hükümeti daha ciddi davranmaya ve elini çook tez tutmaya çağırıyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

 

Siyasetle ilgilenmeyen aydınlar..

Dostlar,

Antik Yunan’ın önde gelen bilgelerinden; Aristoteles’in de hocası kadim Plato‘dan
(Eflatun, Platon) bir uyarıyı aktaralım istedik..
(Platon (Eflatun) (Yunanca: πλάτων; plátōn) (d. MÖ 427 – Öl. MÖ 347)
Platon Arapçada p harfi olmadığından, Arap dünyasında Eflatun olarak biliniyor.)

  • “Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç; 
    cahiller tarafından yönetilmeye mahkum olmaktır.” 

 

 

 

 

Afganistan çok tipik, acı örneklerden biri..
Ya ülkemiz ve özellikle “son 10 yıllık iktidar nasıl oluştu??” sorusu ??

Halkın eğitimi, demokrasi için hava – su gibidir..

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Biyoteknolojinin yaşamımıza olumlu katkıları üzerine..


Dostlar
,

“Biyoteknolojinin yaşamımıza olumlu katkıları üzerine”

Başlıklı özlü makaleyi paylaşalım.. Bu arada bizim de söyleyecek epey sözümüz var..

Biz “Gen ve Moleküler Biyoloji” konuları ile Hacettepe Tıp Fak.’nde tıp eğitimine başladığımız 1. yılda tanışmıştık (1971-72 ders yılı). Dersimizin adı tam da
“Gen ve Moleküler Biyoloji” idi. Hocamız, Ankara Fen Lisesi’nin çok yetenekli
Biyoloji öğretmeni Nermin hanım idi (soyadını anımsayamadık..).

ABD’den Watson ve Crick, insan kalıtım materyali DNA’yı ve onun çift zincirli sarmal (heliks, spiral) yapısını, 4 bazını ve bağlarını, dizilimlerini bizim doğduğumuz yıl,
1953’te keşfetmiş ve Nobel ödülü almışlardı.

Watson ve Crick’in özgün kitaplarını, Hacettepe Tıp’ın çalışkan hocalarından
(Çocuk hekimi idi) ve ÖSYM’nin kurucusu, uzun yıllar başkanlığını yapan
Prof. Dr. Altan Günalp Türkçe’ye kazandırmıştı.

Nermin hoca yeşil renkli tahtayı üşenmeden tebeşirle doldururdu.
Önde oturabildiğimizde (sabah çook erkenden gelip yer kaparak..), arada
göz göze gelir ve “hadi, siler misin?..” gibisinden ricasını algılar ve gereğini yapardık.

Nermin hanımdan ve Biyolog Dr. Ali Nihat Bozcuk‘tan çok şey öğrendik.
Genetik’in ve Genetik temelli tıbbın geleceğin en parlak alanlarından olacağı çook netti.
Nitekim günümüzde bu alan Tıp Fakültelerinde ayrı bir Anabilim Dalı..
Üniversitelerde çok seçilen bir lisans alanı ve de uzmanlık alanı.

Dileriz; Biyoteknolojinin bir alt disiplini ve uygulama alanı olan Tıbbi Genetik hızla ilerler
ve çok sayıdaki genetik (kalıtsal) hastalığa çözüm bulunur. Özellikle koruyucu bağlamda, bu hastalıklar ortaya çıkmadan erken tanı konur. “Genetik sağaltım” ya da “Genetik onarım” uygulanarak sorun köktenci biçimde çözülür. Buna tıpta “öncül koru(n)ma” (primordial prevention) denmekte. 4 koruma düzeyinin en köktenci olanı..

Bu arada, yine 1. sınıfta, Toplum Hekimliği dersimize gelen
efsane hoca Prof. Dr. H. Nusret Fişek de benzer sözler söylerdi. Bakteri genetiği-biyokimyası alanında Harvard’da doktora (PhD) yapmış çok parlak bir hekimdi.

Geleceğin tıbbının mutlaka koruyucu hekimlik temelli olacağını ısrarla vurgulardı. Bunun büyük ölçüde genetik düzlemde başarılacağının da altını çizerdi.

HUGO Projesi, bilim tarihinin en büyük konsorsiyumudur (Sanırız, CERN 2. büyük projedir). Onlarca ülke, milyarlarca dolarlık bir bütçeyi finanse emişlerdir ve insan DNA’sı tümüyle çözümlenmiştir. Önümüzdeki 10 yılda, bu alanda devrimsel nitelikli adımlar beklenmektedir.

Örneğin şu aşamada, yardımla üremede anne adayının ovumu (yumurtası) ve baba adayının sperması laboıratuvar ortamında birleştirilerek in vitro fertilizasyon (döllenme) gerçekleştirildikten sonra, uterusa (rahime) embriyo transferi yapılmadan önce pre-implantasyon genetik tanı olanağı, bir küme genetik hastalık için sınırlı merkezlerde vardır. Bu işlem rutin olmadığından ve tüm kalıtsal hastalıkları kapsamadığından, şu aşamada esas olarak rahim içi dönemde doğum öncesi (prenatal) genetik tanı yöntemleri moleküler düzeyde kullanılmaktadır.

Down sendromu (21. koromozom trizomisi) için geliştirilen 2’li ve 3’lü testler
bu kapsamdadır. Aşağıdaki temsili çizimde olduğu gibi amnios sıvısı alınması zorunlu değildir, anne serumunda da hiç düşük riski olmaksızın yüksek güvenilirlikle çalışılabilmektedir.

Mutlaka not düşmeliyiz ki; gerek genetik anomalilerde gerek döllenmenin zorlaşmasının artalanında ciddi biçimde çevresel toksisitenin payı vardır. Bu sorunlara sitemizde
çok sayıda dosya ile değinmiştik..

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
=====================================================

Biyoteknolojinin yaşamımıza olumlu katkıları üzerineİki ucu sivri kılıç olan biyoteknoloji, insan yaşamını olumlu yönde etkileyebileceği kadar, gelecek kuşakları tehlikeye sokma sakıncalarını da birlikte taşıyor. Yanlış ellere geçtiğinde insana verebileceği zarar, getirdiği yararları gölgede bırakacak, doğal dengeyi bozacak, haksız yarar sağlayacak yönde olabilir. Önce biyoteknolojinin doğru ellerde bize sağlayabileceği yararlar üzerine. Aslıhan Turhan, PhD
turkkusu3@gmail.com

Biyoteknoloji, bir canlının genleri ile oynayarak o canlının doğal halinden farklılaşmış ürünler vermesini sağlayan yöntemler grubudur.

Biyoteknolojide en büyük atılımlar, 1973’te Boyer ve Cohen’in, DNA parçacığını kesip çıkaracak ve başka bir noktaya eklenmesini sağlayacak enzimleri tanımlayıp uygulamaya koymaları ile başladı (1). O günden bu yana büyük gelişmeler gösteren biyoteknoloji sayesinde,

  • şimdi artık insan genomunun tümü gözler önüne serilmiş bulunmakta (2).

Genlerde yapılan değişiklikler ile canlıda meydana getirilen değişimin çeşitli yönleri olabilir. İlk olarak yapılan genetik değişikliğin, insana sağlayacağı yararları düşünelim.
Bu yarar örneğin bir hastalığın sağaltımı (tedavisi) olabilir. Örnek olarak,
Down sendromlu hastalar için yapılan çalışmaları ele alabiliriz.

Down sendromu, 21. kromozomun üçlenmesi (sağlıklı kişide bir anneden bir babadan gelen iki kromozom var) ile oluşan bir genetik hastalıktır. Bu hastalıktan yakınan çocukların yargılama yetileri düşük, tepkisel hareketleri yüksek, odaklanma yetenekleri kısıtlıdır ve hafif ya da ileri derecede zekâ bozuklukları vardır. Topluma uyum sağlamakda güçlük çekerler, kendi başlarına yaşama veya aile kurma olanakları kısıtlıdır. Bu tür bir hastalığa çare olabilecek biyoteknolojinin geliştirilmesi, tekniğin
çok önemli ve yararlı bir amaca yönelik olarak uygulanması olur. Günümüzde artık
anne karnında bir bebeğin Down sendromlu olup olmadığı bilinebiliyor
ve çoğu zaman aileler bu tür acı haberleri alınca, yaşamı boyunca sıkıntı çekecek bir çocuğu doğurmak ya da hamileliği sonlandırmak ikilemi ile karşı karşıya kalıyor.

Ailelerin bu tür bir yürek yakıcı seçimde bırakılması veya günümüzde tartışma konusu olan kürtaj yasağı uygulama bulur ise, Down sendromlu bir çocuğu doğurma zorunluluğu yerine, biyoteknoloji, bu çocukların doğar doğmaz, 21. kromozumlarının üçüncü kopyasını sessizleştirerek o çocuklara yaşamda hakça bir fırsat sunabilirse,
bu çığır açan bir katkı olur. Henüz çalışmalar bunu başarabilmiş değil ama umut var.

Tıp alandaki gelişmelerin, insanlara sunduğu başka bir yarar uzun yaşam beklentisidir.
Örneğin daha önceleri bilinmeyen Alzheimer gibi hastalıklar (AH) tanımlandı.
Artık birçok insanın farkında olduğu bu hastalık, endüstrileşmiş ülkelerdeki yaşlılarda bunamanın baş nedenleri arasında gelmekte. Son 30 yılda, endüstrileşmiş ülkelerde yaşam süresinin önemli ölçüde uzamış olduğu göz önüne alındığında, bir çözüm bulunmaz ise zihinsel yetilerini yitirmiş yaşlılarla dolu toplumların çoğunlukta olması işten değil. AH’nın 2050 yılında da her 85 kişiden birini etkileyeceği düşünülmekte.

Alzheimer’ın nedeni bilinmemekle birlikte, açıklayıcı 2 sav var :

Biri, zaman içinde beyinde farklı biçimde kıvrımlanmış bir proteinin birikimine dayanırken;

Öbürü, beyindeki sinir ileti molekülü olan asetilkolin’in azalan yapımını
neden gösteriyor.

Peki tedavi? Amerika’da yapılan bir biyoteknoloji çalışmasında, sinir büyüme etkeni’nin (Nerve Growth Factor- NGF) farelere verilmesi ile belleklerinin geliştirilebildiği gösterildi.

İlaçların yan etkilerini ölçen Faz 1 deneyleri ile insanlarda denemeye başlanan
NGF yaklaşımı, 2005’te hafif derecede Alzheimer hastalığı olan 8 kişiye uygulandı,
kötü bir yan etkisinin olmadığı ve bunama hızlarında bir yavaşlama sağladığı gözlendi. Bu yöntem umut verici, daha ileri çalışmalar gerekiyor (4). Bu gibi durumlarda biyoteknoloji vazgeçilmez bir umut kaynağıdır.

Benzer olarak, bu tür biyoteknolojik sağaltım yaklaşımlarının savaş sonrası askerlerde gelişen psikolojik şok-yıkım hastalıklarında (Post-traumatic stress disorder) veya
ırza geçme olaylarında kulanılması için çalışmalar yapılıyor (5).

Örneğin, yönlendirilmiş gen aktarımı veya hedefin sessizleştirilmesi yöntemleri ile psikolojik sarsıntı – şok sonrası olaya ilişkin anıların yok edilmesi çalışmaları,
özellikle son 10 yılda iki ayrı savaşa girmiş ve ırza geçme olaylarının neredeyse
gündelik olarak yaşandığı Amerika’da, yoğunlukla yürütülüyor.

Biyoteknolojinin daha büyük kitleleri kapsayan yararları arasında da, örneğin
kuraklığa karşı direnç sağlayan bir genin tohuma aktarılması ile, ana beslenme unsuru pirinç olan ve çok sıklıkla kuraklık doğal felaketi ile karşı karşıya kalan ülkelere büyük bir yararlar getirilmektedir.

  • Bu açıdan bakıldığında, biyoteknolojinin taşımakta olduğu gizil güçler
    göz ardı edilmemeli.

Kaynaklar               :

1) Construction of Biologically Functional Bacteria Plasmid In Vitro. S. N.Cohen et . al. PNAS, 70: 3240, 1973.
2) The sequence of the Human Genome, J. Craig Venter, Science, 291:1304, 2001.
3)The FASEB Journal,Therapeutic angiogenesis due to balanced single-vector delivery of VEGF and PDGF-BB Andrea Banfi, Georges von Degenfeld, Roberto Gianni-Barrera, Silvia Reginato, Milton J. Merchant, Donald M. McDonald and Helen M. Blau
4)A phase 1 clinical trial of nerve growth factor gene therapy for Alzheimer disease. Tuszynski MH, Thal L, Pay M, Salmon DP, U HS, Bakay R, Patel P, Blesch A,Vahlsing HL, Ho G, Tong G, Potkin SG, Fallon J, Hansen L, Mufson EJ, Kordower JH, Gall C, Conner J. Nat Med. 2005 May;11(5):551-5. Epub 2005 Apr 24.
5) “Npas4 regulates a transcriptional program CA3 required for contextual memory formation” Ramamoorthi K et al., Science, 334:1669, 2011

(Cumhuriyet Bilim Teknik, 19.11.12)

Cumhuriyet gazetesi 20 Kasım 2012 kapağı ve irdelemelerimiz..

Dostlar,

Cumhuriyet Gazetesi’nin 21 Kasım 2012 tarihli sayısı..

Kapak sayfası önemli haberler içeriyor :

*Yine şehit cenazeleri ve yürek dağlayan sahneler.. Şemdinli; 5 şehidimiz defnedildi..

* TBMM Komisyonundan Başbakan RT Erdoğan’a kritik sorular..

* Deniz Feneri davasının savcıları iken sanık yapılan 3 savcının Yargıtay’da aklanması üzerine HSYK 1. Daire Başkanı’nın kafa karıştıran yersiz ve çirkin spekülasyonu..

* İsrail’in Gazze katliamı insanlığı utandıran biçimde sürüyor :
Gazze katliamında resmi ölü sayısı 100+!

* Ve artık fütursuz söylenebiliyor.. Yılllar içinda kamuoyu alıştırıldı açıkça :
Başbakan RT Erdoğan çekinmmeden ilan ediyor : 

* Başbakan RT Erdoğan: Öcalan ile görüşmeler sürecek..

Ülkemizi ve halkımızı bölmek için silahlı örgüt kurmaktan ve yönetmekten
ağıraştırılmış yaşam boyu hapse hükümlü,
onbinlerce insanın katili bir kişi;

Ülkemizdeki emperyalizm güdümünde bölücü kürtçülük kalkışmasında
çözüme anahtar olacak!?

Vah zavallı Türkiye’m, vah.. Bu günleri de mi görecektik??
Üstelik bu siyasal kadrolar, adım adım ülkeyi bölerek siyasal prim yapacaklar!?

Kabul ve itiraf ederiz ki;
Batı emperyalizminin “think tank” leri önünde şapka çıkarmak gerek.

Fakat son çözümlemede, mazlum halkımız emperyalimin kanlı oyunlarını
ve yerli işbirlikçilerini alt etmeyi bir kez daha -ne yapıp edip- başaracak..

Bir-le-şe-rek…

Sevgi ve saygı ile.
20.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net