Etiket arşivi: UNESCO’nun Simon Bolivar Ödülü

94. YILINDA 30 AĞUSTOS’un, 9 EYLÜL 1922’nin GÜNCEL ANLAMI

98. YILINDA 30 AĞUSTOS’un,
9 EYLÜL 1922’nin GÜNCEL ANLAMI


Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com


Giriş                                                       :

Onlar (Yunanlar) zafer ve megalo idea için dövüştüler.
Fakat Türkler ocaklarını ve yurtlarını korumak için savaştılar.

(A. H. Lybeyer, “Türk’ün Ateşle İmtihanı” H.E. Adıvar, Atlas Kitabevi, İst., 1994, s. 177)

Osmanlının Milli Savunma Bakanı (Harbiye Nazırı) Enver Paşa ve arkadaşlarının son derece yanlış, serüvenci politik kararları ile 1. Dünya Paylaşım Savaşı’na Almanların yanında giren (1914) Osmanlı Devleti, bağlaşığı (müttefiki) Almanya’nın yenilmesiyle; Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde Çanakkale gibi kimi savaşlarda ciddi askeri başarılarına karşın yenik sayılmış, ateşkes (mütareke, silah bırakışması) istemek zorunda kalmıştı.

Mondros Ateşkes Anlaşması’nın kurallarını çiğneyen Batılı işgalciler, Megalo İdea veya
Büyük İyonya düşleri ile kışkırttıkları Yunan komşumuzu silahlandırarak Batı Anadolu’ya sürmüşler ve 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilmişti.

Son Osmanlı Padişahı 6. Mehmet Vahidettin tarafından kabul edilen önce 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkesi (Mütarekesi), sonra da 10 Ağustos 1920’de bağıtlanan Sevr Anlaşması ile, Osmanlı İmparatorluğundan geriye kalan en az bin yıllık anavatan toprakları Anadolu da
Batılı emperyalistlerce hızla işgal edilmiştir!

Mütareke İstanbul’u Çaresiz                               :

…….

Kurtuluş Savaşı Örgütleniyor                             :

…….

Büyük Taaruz”a Hazırlık                                  :

…….

Büyük Taarruz ve Sonuçları                               :

……

Sonuç                                                                     :

Emperyalizmin sömürgeleri, Türk Ulusunun UNESCO’nun 1979 kararıyla da onaylandığı üzere yeryüzünün ilk ve tek anti-emperyalist bağımsızlık savaşını başarmış olmasından cesaret alarak tutsaklığa başkaldırıyor ve Atatürk’ün savaşım yöntemini örnek alarak başarılı oluyorlar.

Bu görkemli tarihsel dönüşüm ve başarının uluslararası kıvancı, Yüce Atatürk’ün önderliğindeki Ulusumuzundur. Bu yüzdendir ki, hazımsız ve kinci emperyalizmin
ülkemizle görülecek büyük hesabı vardır!

Geleceği, bize Yüce Atatürk’ün kutsal emaneti Türkiye Cumhuriyetinin parlak geleceğini,
Cumhuriyet ordusunun aydınlık beyinli, yiğit yürekli ve yurtsever subayları ile biz Kemalist aydınlar el ele Ulusumuza öncülük ederek, “tüm ulusçu ve cumhuriyetçi güçleri bir araya” getirerek kuracağız.

Bu duygularla ulusumuzun ve Ordumuzun ve milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı
ve 9 Eylül 1922’yi, İzmir’in 3,5 yıl sonra Yunan işgalinden kurtarılışını kutluyoruz.

………

===========================================

Dostlar,

6 sayfalık uzunca yazımızın tümünü okumak için lütfen tıklar mısınız??

93._YILINDA_30_AGUSTOS’un_9 Eylul_1922’nin_Guncel_Anlami_30.8.2015

30_Agustos_Kutlamasi

Bir kez daha kutlu olsun Büyük Zafer

30 Ağustos Utkusu ve uzantısı, tamamlayıcısı 9 Eylül 1922!

İzmir’in ve Ege’nin emperyalistlerin maşası Yunanların işgalinden kurtarılışının 98. yılı!

9 Eylül 1922 ile ilgili görsel sonucu

Mustafa Kemal Paşa Başkomutanİsmet Paşa ise Batı cephesi komutanı idi. Türkiye’nin işgalden kurtaran bu 2 yengin (muzaffer) ve saygın komutan ve devlet adamı için R.T. Erdoğan Başbakan iken ne acı, ne yazık, ne utandırıcı ve ne uyandırıcı ki, “2 ayyaş” nitelemesini kullanabilmişti..

Haziran 2013 Gezi isyanının tetikleyicisi oldu bu acı, haksız, yanlış ve çok sorumsuz.. sözler..

  • Erdoğan özür dilemedi hala, mutlaka dilemeli oysa..
    Tarihin şaşmaz hakemliğine ve yargısına bırakıyoruz Erdoğan’ı ve iftirasını.. Son anavatan toprağı Anadolu’nun bile son Osmanlı padişahının işbirliği ile emperyalistlerce işgaline son veren, Sevr’i yırtıp Lozan’ın yolunu açan, Türkiye’nin kurtuluş zaferi olan 9 Eylül 1922‘yi,

Üstelik bu yıl, “pandemi” bahanesiyle, inanılmaz bir ikiyüzlülükle 30 Ağustos anmalarının yasaklanmasına bile yeltenildi.. Kamuoyunun haklı ve şiddetli tepkisi ile geri adım atmak zorunlu oldu.. Ne denli zavallılık…

Adına AKİT denen gazete olduğu ileri sürülen ceride, “ANIT KABİR ” yerine “ANIR KABİR” yazdı.. Sonra da sahibinin sesi edasıyla maddi hata gerekçeli özür diledi!??
Biz de yuttuk!
Zırva öyle büyük ki, hiçbir tevil kaldırmıyor, kaldıramaz..
Mutlaka yasal işlem yapılmalı ve hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdırlar..
RTÜK hazretleri gece yarısını bekle(ye)meden hemmen, en ağır yaptırımını koymalıdır..

  • Ölen insanın anısına bile saygı göster(e)meyen önce insan, sonra da müslüman olabilir mi??

98 yıl sonra bir kez daha coşku ile anıyoruz.

Büyük Zaferde en küçük emeği olan herkesi, şehitlerimizi sonsuz bir minnet ve şükranla anıyoruz.

Sevgi ve saygı ile.

30 Ağustos 2020, Tekirdağ

Nelson Mandela yaşamını yitirdi veeee uğurlandı..


Dostlar,

Kabilesinin kendisine verdiği adla “Madiba“, İngilizlerin kültür emperyalizmi politikalarıyla dayattığı adıyla da Nelson Mandela, yüze yakın devlet – hükümet – uluslararası kurum/kuruluş başkanı-temsilcisinin katılımı ile görkemli bir “tören haftası1 nın ardından toprağa verildi.. (15.12.13)

Mandela's_funeral_15.12.13

Mandela's_death_ceremony_15.12.13
Sevgi ve saygı ile.
17.12.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

==========================================

Dostlar,

Bir yıldız daha kaydı..

Nelson Mandela'nın hapisten çıkışının ardından geçen 20 yıl

Efsane özgürlük savaşçısı, Güney Afrikalı ulusal kurtuluş savaşçısı çileli ve o ölçüde onurlu yaşamını 95. yaşında noktaladı.

Apaçık söyleyelim; İNGİLİZ EMPERYALİZMİ Güney Afrika Halkına deyim yerinde ise uzun onyıllar boyunca kan kusturdu.. Fakat hiçbir zulüm – diktatörlük asla sürgit kalıcı olamıyor. Güney Afrika’nın karaderili onurlu insanları dabu zulme karşı meşru direniş haklarını kullandılar. Soweto direniş karargahları oldu. Appertheid rejiminin eli
çok kanlı idi.. Onbinlerce zenci ulusal kurtuluş savaşçısı İngiliz askerlerinin kurşunları ile
can verdi.

  • Her şehit, Güney Afrika’nın mazlum siyahi halkını özgürlüğüne
    daha da yaklaştırdı.. Ne yazık ki, özgürlüğün bedeli kan ve can idi..

AFRICAN NATIONAL CONGRESS, ayaklanmanın merkezi siyasal organıydı.

Sayın Prof. Türkkaya ATAÖV‘ün değerli kitabı AFRİKA ULUSAL KURTULUŞ MÜCADELELERİ adlı değerli yapıtından, “Kara kıta” daki çok kanlı özgürlük savaşlarının ve sömürgeci emperyalizmin yenilgisi ile kıtayı terkedişinin çok hazin,
çok kanlı tarihini bütün ayrıntılarıyla öğreniyoruz..

Afrika_Kurtulus_Mucaeleleri

Güney Afrika halkını onurlu acısını bir Dünyalı, bir “insan” duyarlığı ile
gönülden paylaşıyoruz..

  • O’nun, saygın Nelson Mandela‘nın tüberkülozlu (veremli!) akciğerlerinin
    kanlı balgamlı dinmeyen gece öksürüklerinin bizi karabasanla, ter içinde uykumuzdan uyandırdığı geceler olmuştur gençlik yıllarımızda..
    Şimi de birkaç damla gözyaşımızı tutamadığımız gibi
    ..

Güle güle örnek insan,
saygın özgürlük savaşçısı,
anti-emperyalist onurlu kahraman,
zalim İngiliz emperyalizminin diz çöktüremediği mazlum ulusal öncü,
zindanların tutsak alınamayan sabır anıtı bilgesi..

Bizlere öyle çok şey öğrettin ki..
Görkemli yapıtın Güney Afrika Cumhuriyeti de orada, Kara Kıta’nın en alt ucunda,
Ümit Burnu’na ev sahipliği yaparak dimdik ayakta..
Her ne kadar özgün Afrika adlarınız İngiliz adları ile değişmişse de..>
Her ne denli resmi (ana) diliniz İngilizce olmuş, anne diliniz assimile edilmişse de..
Bu utanç da insanlığın yüzkarası emperyalizmin hanesinde yazılı..
Onlar hala çocuklarına dünyaya bu yolla uygarlık götürdükleri masallarını utanmadan anlatıyorlar..

Ama Büyük ATATÜRK tarihsel eytişimin (diyalektiğin) gerekirci (deterministik) öngörüsünü orta yere serdi :

  • “..Sömürgecilik ve yayılmacılık (emperyalizm) yeryüzünden yok olacak ve yerlerine uluslararasında hiçbir renk, din ve ırk ayrıcalığı gözetmeyen yeni bir işbirliği ve uyum çağı egemen olacaktır..”

Sevgi ve saygı ile.
6.12.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Dosyayı pdf olarak okumak – indirmek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklayınız..

NELSON_MANDELA_Goctu

========================================

Nelson Mandela yaşamını yitirdi!

Muammer ELVEREN
6 Aralık 2013
NELSON MANDELA ÖLDÜ
  • Güney Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela,
    95 yaşında yaşamını yitirdi. Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma,
    Nelson Mandela‘nın yaşamını yitirdiğini açıkladı.
NELSON MANDELA’NIN HAPİSTEN ÇIKIŞININ ARDINDAN GEÇEN 20 YIL

Güney Afrika’nın Efsane lideri 95 yaşındaydı. Mandela’nın ölümünü saat 22.45’te Devlet Başkanı Jacob Zuma ‘Halkımız babasını yitirdi’ sözüyle açıklarken
ulusal yas ilan edildiğini belirtti.

Haziran ayında Güney Afrika’nın Pretoria kentinde hastaneye kaldırılan Mandela,
3 ay hastanede kaldıktan sonra Eylül ayında Johannesburg kentindeki evine götürülmüştü. Dün gece yeniden durumu kritikleşen Mandela’nın eşi Graça Machel,
iki kızı, torunu ile eski eşi ve mücadele arkadaşı Winnie Mandela gözlerini kapayıncaya dek başında bekledi. 

GÜNEY AFRİKA’DA ‘ULUSUN BABASI’

Güney Afrika’da ‘Ulusun Babası’ olarak kabul edilen ve sık sık akciğer sorunu yaşamasının nedeni olarak da hükümeti düşürmek üzere yaptığı eylemler nedeniyle aldığı 27 yıllık hapis cezasının 18 yılını geçirdiği Robben Adası’nda yakalandığı tüberküloz hastalığının bıraktığı iz gösterildi.

Uzun yıllar beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1948-1994 yıllarında, Ulusal Parti hükümeti tarafından siyahilere uygulanan ayrımcılık,
1948 yılı genel seçimlerinden sonra resmileşerek sürdü. 1958 yılından başlayarak yasalarla da desteklenen Apartheid (ayrılık) sistemi, insanların derilerinin renklerine göre sınıflandırılmaları sonucu, beyaz azınlık dışında kalanların vatandaşlık hizmetleri ile devletin sağladığı sağlık ve eğitim gibi birçok hizmetten
daha az yararlanmaları gibi ırkçı bir zemin oluşturdu.

EFSANE LİDER YAŞAMINI YİTİRDİ

1990’DA ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTU

Apartheid’ın dağılması, ırkçılığın engellenmesi gibi çabalarının yanı sıra yoksulluk ve eşitsizlikle de mücadele eden sosyalist demokrat Mandela
1962’de tutuklandı ve hükumeti düşürmek için komplo kurmak ve sabotaj hareketlerine destek vermekten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Mandela “cezasını” (!) önce Robben Adası’nda daha sonra Pollsmoor Hapishanesi’nde çekti. 27 yıl sonra 1990’da uluslararası bir kampanya düzenlenerek hapishaneden çıkarıldı. Daha sonra Afrika Ulusal Kongresi Partisi Başkanı olarak ilk kez tüm halkın katıldığı seçimlerde 1994’ten 1999’a dek Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı seçildi.

Mandela iktidarıyla birlikte ırkçı-ayrımcı uygulamalar, Apartheid’a karşı
Anti-Apartheid
Hareketi ile ortadan kaldırıldı.

ATATÜRK ÖDÜLÜNÜ KABUL ETMEDİ

1992 yılında Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’ne yaraşır görülen Mandela,
ödülü kabul etmedi.

(A. Saltık’ın zorunlu açıklaması      :Bir ulusal özgürlük kahramanı olan
Nelson Mandela’nın reddettiği Atatürk Uluslararası Barış Ödülü” değildi..
Reddettiği, demokratik olmayan – faşist uygulamalara yönelen 12 Eylül Rejimi’nin
elinden bu ödülü almaktı. Reddiye ödüle değil, “verenlere” idi.. Ayrıca Fatih Altaylı’nın
Mandela ödülü almamakta haklıymış..  bölümünü de içeren yazısına da mutlaka bakılmalıdır.. http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2005/03/05/609146.asp, 5.3.2005)

Mandela’ya 1962’de Lenin Barış Ödülü, 1979’da Nehru Ödülü, 1981’de Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü,1983 ‘te UNESCO’nun Simon Bolivar Ödülü verildi. 1993’te Nobel Barış Ödülü‘nü,
Eylül 1989 Eylül-Mayıs 1994 arası Apartheid’ın son döneminde Güney Afrika Cumhuriyeti devlet başkanlığı yapan
De Klerk ile birlikte aldı.