AŞI YALANI
Soner YALÇIN
SÖZCÜ, 09.03.2018
(AS : Bizim kapsamlı bilimsel katkımız yazının altındadır..
S. Yalçın’ın bu yazısında ciddi yanlışlar vardır ve düzeltilmektedir..)
Yazı yazıyorsan… Kitap yazıyorsan… Eleştirilmeyi kabul edeceksin! “Saklı Seçilmişler” kitabıma kimi eleştiriler geliyor. Ne güzel. Tartışalım. Farkındalık yaratalım. Ancak… Türkiye’de okumadan “eleştiri yapma” hastalığı virüs gibi yayılıyor! “Saklı Seçilmişler” kitabının tanıtımı için sosyal medyada yapılan üç-dört cümle üzerinden “tenkitler” yapılıyor! 500 sayfalık araştırmayı sadece sosyal medyada okudukları üzerinden “eleştiriyorlar!” Konuyu getirip aşıya-bebek sağlığına dayıyor; beni “aşı düşmanı” gösteriyorlar! Ayıp. Lütfen önce şu kitabı okuyun… Temelsiz eleştiri sadece bu kitapla başıma gelmedi. “Beyaz Türklerin Büyük Sırrı, EFENDİ” kitabımı yazdım. Kimileri başladı:
– “Sabetayist düşmanlığı yapıyor!”
– “Anti-semitik!”
Peki, okudunuz mu kitabı? Hayır! Adı lazım değil; birinin şiirini kitaba koydum. Kitapla ilgili söylemediğini bırakmadı! Yazdıklarımdan kuşkuya düştüm; açtım telefonu sordum; “arkadaş sahiden sen bu kitabı okudun mu?” Okumamıştı! Bir güvendiği arkadaşı anlatmıştı! Bu kişi Türkiye’de “eleştirmen” diye tanınıyor! Bir gün yemekteyiz… Spiker arkadaş “Efendi” kitabıyla ilgili bilindik “tenkitleri” tekrarlamaya başladı. Kitabı okuyan arkadaş dayanamayıp sordu, “kitabı okudun mu?” Okumamıştı! Bugün… Benzerleri sosyal medyada…
“SOL” PORTAL
Adını yazmıyor… Hangi ilaç şirketinin elemanı olduğu ortaya çıkmasın istiyor herhalde! Arkasını dayamış bir “sol” portala demediğini bırakmıyor. Konu, aşılar! Peki… “Saklı Seçilmişler” kitabımda ne yazdım: “Aşı, küresel ilaç şirketlerinin üzerinde çok durduğu konu! Aşı konusunda sürekli telkinlerde bulunmaları, hükümetleri nezdinde lobi faaliyetleri yürütmeleri ve özellikle Afrika ülkeleri ile İslam coğrafyasında faaliyet göstermelerinin sebebi ne? İnsan severlik mi? Para mı? Ya da… Bütün dünyada aşılar konusu dokunulmaz. Ne tartıştırıyorlar, ne konuşturuyorlar! Aşı konusu tabu! Aşıların güvenirliğini, etkinliğini gündeme getirmek isteyenler aforoz ediliyor. Kuşkusuz bütünüyle ‘aşılardan uzak durun’ diyemem. Ama aşı konusunda ‘çok dikkatli olun’ demek zorundayım! Bakınız… ABD’de bir bebek 6 yaşına kadar toplam 49 doz ve 14 çeşit aşı oluyor. Türkiye’de farklı değil; 17 çeşit aşı yapılıyor bebeklere! Hepsini yaptırmak şart mı? Örneğin… MMR (kızamık, kabakulak, kızamıkçık) karma aşısı ilk defa 1975’te ABD’de uygulandı ve (Türkiye dahil) dünyaya yayıldı. Ama… Japonya gibi ülkeler sonra bundan vazgeçti! Çocuklarda erken yaşta diyabet/ şeker hastalığını tetiklediği ortaya çıktı. Verem aşısı BCG de aynı etkiye neden oluyordu! Ya diğerleri? Yararlı mı zararlı mı? Türkiye’de bir yaşına gelmeden ölen/bebek ölüm hızı (istatistik rakamları ne kadar düşük gösterse de) 2013’te binde 10.8’den 2014’te binde 11.1’e yükseldi…”
Yani… “Saklı Seçilmişler” kitabı, ‘aşı’ya değil, ilaç şirketlerinin dayattığı aşı tabusuna karşı.
Yoksa, mutlaka tartışalım; hakikati hep birlikte bulalım, mutlu olurum…
KİMİ SAVUNUYORSUNUZ?
Okumadan “çamur atıyorlar” demeliyim ya, neyse. Kitaptan devam edeyim: “Ülkemizdeki bütün ölümlerin yaklaşık % 30’unu bebek ölümleri oluşturuyor. Dünyada bebek ölüm hızında Müslüman ülkeler başı çekiyor. Tesadüf mü? Cahillik mi? Türkiye’de Anayasa Mahkemesi-nin ‘rıza olmaksızın aşı yapılamayacağına’ ilişkin gerekçeli kararı var… Aşıların iyi araştırma yapılmadan, yeterli testlerden geçirilmeden piyasaya verildiği hep tartışılan önemli bir konu. Çünkü… Dünyada aşılar üzerine karar veren hiçbir kuruluş, ‘aşıların iki yıl içindeki yan etkileri üzerinde çalışma yapılmadığı’ iddiasına doyurucu yanıt veremedi hala! Bu nedenle belli yıl-larda kullanılan (rota virüs veya thimerosal gibi) aşılar hakkında şikayetler çok artınca piyasadan çekildi…”
ABD’li ünlü aktör Robert De Niro‘nun, çocuk aşıları konusunda haber yapacak gazetecilere 100 bin dolar ödül vermeyi teklif ettiğini yazdım. “Vay efendim” öyle dememişmiş! Komik. Dr. Andrew Wakefield‘ın yönetmenliğini üstlendiği 2016 yılı yapımı aşı yalanlarını gösteren “Va-xxed” adlı belgesele destek vermedi mi? Mesele sadece Robert De Niro’nun oğlu mu? Aşılar yüzünden çocukları zarar gören aileler ABD’de “Nesilleri Kurtarma Grubu” oluşturdu. Arala-rında 200 bin dolar toplayarak aşı ile otizm bağlantısını araştıran inceleme yaptırdılar. Kor-kunç sonuçları kitapta yazıyor, aç, oku! Hâlâ sosyal medya üzerinden “laf sokma” oyunu oynu-yorsun! Açıp okuyunuz… ABD eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld‘in başkanlığını yaptı-ğı ilaç devi Gilead Sciences “kuş gribi” abartısıyla dünyaya neler yaptı? Sadece bu grip için Türkiye, 350 milyon dolarlık aşı ithal etti!
Demem o ki: Kimileri ise “sol” maske altında küresel aşı oyunlarının üzerini örtmeye çabalıyor!
Eko-emperyalizm umurlarında değil. Gıdanın siyasi-politiği umurunda değil. Gevezelik yapıyor-lar… Bilmiyorlar ki: Haksız eleştiri gizli bir övgüdür aslında!
========================================
Dostlar,
Sayın Soner Yalçın çok değer verdiğimiz, saygı duyduğumuz, gazete yazılarını ve kitaplarını edinip, zamanımız elverdikçe okuduğumuz bir yazardır. Araştırmacı – gazeteci – yazarlık geleneğinden gelmektedir ve Uğur Mumcu ekolündendir.
Ancak “Aşılar” konusu kolay bir konu değildir. Nitekim Yalçın’ın yazısında önemli maddi hatalar var :
- Türkiye’de halen geçerli Sağlık Bakanlığı Aşı Takviminde 13 farklı türde aşı var.
- Lise öncesi 8. yıl sonuna dek toplam 21 doz aşı yapılmaktadır.
- Yapılacak tüm aşılar ve aşı takvimi Sağlık Bakanlığı Aşı Danışma Kurulunca oluşturulmakta ve sürekli olarak güncellenmektedir.
- “.. (rota virüs veya thimerosal gibi) aşılar” ifadesi hatalıdır. Rotavirüs bir ishalli hastalık etmenidir ve bu etmene karşı aşı geliştirilmiştir. Thimerosal (ya da thiomersol) bir aşı adı değil, kimi aşılarda geçmişte kullanılan bir civa bileşiğidir ve son yıllarda kullanılMAmaktadır.
- Bebek ölüm hızı, Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2017’de yayınladığı 2016 sonu verilerine göre
%o (binde) 7,3’tür ve uzman çevrelerce çok iyimser olarak görülmektedir.
- “Ülkemizdeki bütün ölümlerin yaklaşık % 30’unu bebek ölümleri oluşturuyor.” tümcesi de bütünüyle yanlıştır. TÜİK, bebek ölümü sayısını 2016 sonunda 13 036 olarak vermektedir. Toplam ölümler ise 422 135 olup, oranlandığında % 3.09 çıkmaktadır. On kat fazlasıyla verilmektedir yazıda!
- Sayın Soner Yalçın, aşılarda alüminyum olduğu savlarına değinmemiş.. Bu miktar, günlük içtiğimiz sudaki alüminyumdan fazla değil..
- Anayasa Mahkemesinin kararı, aşıyı zorunlu kılan yasal düzenleme olmayışına –yasal norm eksikliğine– dayalıdır. (Salt Çiçek aşısı için yasal düzenleme vardır ancak Çiçek hastalığının 1978’den bu yana kökü kazındığından, aşısı da yapılmamaktadır..) Oysa Anayasa md. 90 uyarınca iç hukuka katılan çok sayıda uluslararası andlaşma – sözleşmelerden kaynaklanan doğrudan – dolaylı çıkarımla aşı yapılmasını yasal zorunlu kılan düzenlemeler de vardır ve bunlar Anayasa Mahkemesince dikkate alınmayarak anılan Anayasa hükmü çiğnenmiştir. Sağlık Bakanlığı bu gerekçe yönünde tek maddelik bir yasal düzenleme teklifi hazırlamıştır ancak, duyumlarımıza göre yüksek tepelerden engellenmektedir.. Niye acaba?? AYM’nin bu kararı çok tartışmalıdır..
- Son çözümlemede; aşı üretim teknolojisi giderek riskleri azaltırken güvenilirliği artırmaktadır. Rekombinant DNA tekniği ile üretim ve çok titiz soğuk zincir başlıca güvencelerdendir. Yaşamda “sıfır” riskli hiçbir şey yoktur. Yaklaşım, akılcı ve serinkanlı biçimde risk – yarar dengesine dayandırılmak zorundadır. Aşılar yüz milyonlarca çocuğun yaşamını kurtarmış, engelli kalmalarını (örn. çocuk felci) önlemiştir. Ucuz ve çok güvenilirdirler. En etkili korunma yöntemlerinin başında gelirler.
- Kuş gribi konusunda yersiz aşı uygulaması ve dışalımı (ithali) yapıldığı savı doğrudur.
- AŞILAR stratejik ürünlerdir ve ne yazık ki ülkemizde hiç yerli aşı üretilmemektedir. Oysa Cumhuriyet’in ilk yıllarında bile İstanbul ve Sivas’ta yerli aşı yapıldığı, milyonlarca insanın aşılandığı ve hatta yurt dışına satıldığını Yüce Atatürk’ün 1930’da TBMM açılış konuşmasından öğreniyoruz.
- İtalya’da geçtiğimiz yıl Parlamento, 0-16 yaş aşıları zorunlu kılan yasa çıkarmıştır.
- Türkiye’de 3,5 – 4 milyon göçmenin 1 milyonu aşan çocukları vardır ve aşıları eksik, yaşam koşulları uygun değildir; bu salgın riski demektir! 2013’te Türkiye’de binlerce kızamık olgusu saptanmıştır. Geçen yıl Stockholm’de de..
- Türkiye’de aşı reddi olayları on bini aşmıştır. Tehlikeli biçimde tırmanmaktadır!
Birey özerkliği ve kişi hak ve özgürlükleri toplum sağlığı karşısında üstün tutulabilir mi?
- Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF, 2 yetkili uzman uluslararası kurum olarak aşıların tam ve net olarak arkasındadır.
- web sitemizde konuya ilişkin epey yazımız vardır, okunması pek çok çekince ve yanlış bilgilenmeyi giderebilecektir:
– http://ahmetsaltik.net/arsiv/2017/03/Anayasa_Mahkemesi_ASI_karari_irdelemesi_AHMET_SALTIK.pdf
– http://ahmetsaltik.net/2017/05/02/42368/
– http://ahmetsaltik.net/2017/03/27/dr-nevzat-eren-16-ulusal-halk-sagligi-sempozyumu-gerceklesti-sistem-sorunu-olarak-asi/
– http://ahmetsaltik.net/2016/10/30/ttb-zorunlu-asi-sorunu-yeniden/
– http://ahmetsaltik.net/2018/01/05/asi-yasamdir-toplum-sagligi-riske-atilamaz/
– http://ahmetsaltik.net/2015/11/23/hasuderden-anayasa-mahkemesinin-asilama-karari-hakkinda-basin-aciklamasi/Bu durumda, Sn. Yalçın’ın aşılara dönük haksız eleştirisi gizli bir övgü mü aslında?
Sevgi ve saygı ile. 09 Mart 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com