Etiket arşivi: Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı

Tabip odalarından manifesto: ‘Çoklu Oda’yı da Fincancı’yı da istemiyoruz!

Tabip odalarından manifesto:
‘Çoklu Oda’yı da Fincancı’yı da istemiyoruz!

Tabip Odalarının çoklu meslek örgütü haline getirilmesi hedefine ve TTB Merkez Konseyi Başkanlığı’na getirilen Fincancı’ya Türk hekimlerinden tepki geldi. 21 Tabip Odası ve hekimlerden oluşan 7 platform ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada “Bugün, hekim hakları ile birlikte vatanımızın ve milletimizin birliğini savunacak güçlü bir meslek örgütü olabilmesi adına TTB’ye sahip çıkmak için bütün meslektaşlarımızı Tıbbiyeli Hikmet ruhuyla davranmaya çağırıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada “Çoklu baro sisteminde yapıldığı gibi aynı çalışmayı TTB ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız” ifadelerini kullanmıştı.

21 Tabip Odası ve yedi platform Erdoğan’ın ‘çoklu meslek örgütü’ önerisine tepki gösterdi.

Açıklamada aynı zamanda Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında FETÖ’nün yanında yer alan, Türkiye’yi “soykırımcı” ilan eden ve TSK’ya karşı Hendekçileri koruyan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı‘ya tepki gösterildi.

Fincancı’nın görevden alınmasını isteyen hekimler, “Çoklu meslek örgütü girişiminin bu sorunlar için çözüm olamayacağını” vurguladı.

Açıklama metninin tamamı ise şu şekilde:

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tabip Odalarının çoklu meslek örgütü haline getirilmesi bugün yaşadığımız sorunlara çözüm getirmez, Türk Tabipleri Birliği’nde vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne karşıt kimliklerin etkin olmasını önlemez.

Türk hekimleri, meslek örgütümüzün bugün getirildiği konumdan, özellikle TTB Merkez Konseyi (MK) Başkanlığına getirilen kimlikten büyük rahatsızlık duymuştur. Bu kişinin ve destekçilerinin geçmiş etkinlikleri TTB kimliğine büyük zarar vermiştir.

Türk Hekimleri olarak mücadelemiz, 1953 yılında kurulan Türk Tabipleri Birliği’nin kurumsal kimliğine karşı değildir, geçmişinde ulusal birlik ve beraberliğimize karşıt tutum almış bir kimliğin ve destekçilerinin TTB MK Başkanlığına ve yönetimine getirilmiş olmasına karşıdır.

Hekim haklarının ve toplum sağlığının savunulabilmesi için zorunlu olan hekimlerin birliğini sağlaması mümkün olmayan bu kişi öncelikle TTB MK Başkanlığından ayrılmalıdır.

Çoklu meslek örgütü girişimi ise bu sorunları için bir çözüm olamaz. Çünkü:

  • Çoklu meslek örgütü girişimi, çok sayıda Oda kurulması ve dolayısıyla Odaların siyasallaşmasının önünü açacaktır. Bugün yaşadığımız sorunu çözümsüz hale getirecektir.
  • Odalar arası rekabet hekim haklarının savunulması açısından hekimlerin zaman ve enerjisini tüketecektir.
  • Hekimlerin katılımı azalacak, hekim hakları savunulamadığı gibi Türkiye Cumhuriyeti’ne kasteden azınlıklara da meydan verilecektir.

Türk hekimleri vatanına milletine ve asırlık geleneklerine bağlıdır.

Meslek örgütümüzün adındaki TÜRK kelimesi biz Tıbbiyeliler için övünç kaynağıdır, kaldırılması kabul edilemez. Bu kavramın adımızdan kaldırılması kavramın düşmanlarının işine yarar.

Bugün Türk Hekimleri olarak inanıyoruz ki meslek odamızın, her zamankinden daha çok, tüm hekimlerimizin desteğine ihtiyacı vardır.

Bizler TTB’nin bugün içine düşürüldüğü durumdan kurtarılabilmesi için;

  1. Bütün hekimlerin Odalara üyeliğinin ve seçimlere katılımının zorunlu hale getirilmesini
  2. Oda ve TTB seçimlerinde hekimlerin katkılarının yer alabilmesi için seçimlerinin nispi temsille yapılmasını öneriyoruz.

Bugün, hekim hakları ile birlikte vatanımızın ve milletimizin birliğini savunacak güçlü bir meslek örgütü olabilmesi adına TTB’ye sahip çıkmak için bütün meslektaşlarımızı Tıbbiyeli Hikmet ruhuyla davranmaya çağırıyoruz.

Saygılarımızla,

Afyonkarahisar TO
Aksaray TO
Amasya TO
Çorum TO
Denizli TO
Erzurum – Kars – Iğdır – Ardahan – Bayburt – Gümüşhane TO
Kahramanmaraş TO
Karabük TO
Karaman TO
Kayseri TO
Konya TO
Kütahya TO
Malatya TO
Nevşehir TO
Niğde TO
Ordu TO
Rize – Artvin TO
Sakarya TO
Sinop TO
Tokat TO
Yozgat TO
Ankara TO Hekimiz Biz Grubu
Antalya TO Önce Hekim Grubu
Balıkesir TO Önce Hekim Grubu
İstanbul TO Cumhuriyetçi Hekimler Grubu
İzmir TO Hekim Güçbirliği Grubu
14 Mart Tıbbiyeliler Derneği
İstanbul Hekim Hakları Derneği

Cumhuriyet Gazetesi 16 Aralık 2012 günlü sayısı ve yorumlarımız..

Dostlar,

Türkye acılar ülkesi oldu neredeyse.. İçaçıcı gelişmeler öyle az ki..

  • Suçlamanın böylesi görülmedi :Türkiye cezaevlerinde 800’e yakın öğrenci bulunuyor, üstelik çoğu suçu kesinleşmediği halde tutuklu yargılanıyor.
    Kayhan Tüney, işte bu “azılı suçlu”lardan biri. 26 yaşında Tüney. Neredeyse
    iki yıldır F tipinde. Hakkında bir de darp iddiası var ki evlere şenlik çünkü
    % 70 engelli Kayhan, sağ kolunu kullanamıyor, sağ bacağında da aksama var.
    Uzun mesafeyi zorlukla yürüyor. 
     
  •  İşkencenin peşinde bir ömür   :

Türkiye’nin önemli adli tıp uzmanlarından Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı,
30 yılını insan haklarına adamış bir ad. Yalnızca Türkiye’de değil,
Yeni Zelanda’dan İsrail’e dek  pek çok ülkede işkence mağdurlarıyla çalışıyor.

Melektaşımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya teşekkür ediyoruz.

  • Ve AKP’nin TOKİ eliyle kentsel dönüşüm masalları..
    Önceki TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar‘ın (şimdilerde Çevre ve Şehircilik Bakanı..) ülkeye verdikleri milyonlarca zararı itiraf edişi ve bu itirafı için
    Başbakan RT Erdoğan’dan azar işitmesi ?! Bu kurumda neler döndüğünün mutlaka ortaya konması gerek.
  • Ne var ki, AKP 2011 bütçe harcamaları için SAYIŞTAY raporlarını bile TBMM’ye sun(a)madı.
  • Yineleyelim                     : 
  • AKP 2011 bütçe harcamaları için SAYIŞTAY raporlarını bile
    TBMM’ye sun(a)madı!
     

    Böyle bir skandal Türkiye tarihinde ilk kez görülüyor..

  • AKP Hükümetinin derhal istifası zorunlu.. TBMM’de bütçe görüşmelerinin yapılAMAması gerekiyor.. (Anayasa md. 160 ve 164)

    Basın suskun, seyirci, ayrımında değil ??..
  • Bunlar yetmiyormuş gibi, Başbakan R.T. Erdoğan’ın namusuna-sütüne
    emanet edilen örtülü ödenek harcamalarında olağanüstü artış var.
    Bu rakam 2011’de 391 milyon TL oldu. 2012 için 4 katı kaynak ayrıldı!?
    1,5 milyar TL’lik bu ödenekten ilk 9 ayda 2 milyar TL’yi aşkın harcama yapıldı. Bütçe yasası çiğnenerek ve Sayıştay denetiminden geçirilmeyen (?)
    (genel uygunluk bildirimi) bu anormal örtülü harcamaların gerekçesi nedir?Başbakana tanınan bu örtülü ödenek yetkisi mutlak ve sorgulanamaz mıdır?Makul ölçüler kat be kat neden aşılmaktadır ?

    Ülkemiz bu örtülü harcamalarla savaşa mı sürüklenmektedir?

    En azından TBMM gizli oturumunda, Başbakan Parlamento’ya, anormal örtülü ödenek harcamaları hakkında çok haklı soruları ve kaygıları giderici açıklama yapma borcunu demokrasinin saydamlık ve hesap verme ilkesi gereği saymalıdır.

  • Adı, geçen hafta seçim çevresi Yozgat’ta bir baraja verilen
    TBMM Başkanı Cemil Çiçek bu özel “rüşvet”i kabul edecek mi?

  • Parlamento, vazgeçilmez ve devredilemez, ertelenemez, olmazsa olmaz
    bütçe kesin hesap denetimi anayasal görevini (Anayasa md. 160 ve 164)
    yerine getirebilecek mi? Getirmezse bu durum demokratik rejim açısından
    bir meşruiyet sorunu ve bunalım kaynağı olmaz mı?
    Anayasa ne buyuruyor ??D. Kesinhesap

    Madde 164 – Kesinhesap kanunu tasarıları, kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise, ilgili oldukları mali yılın sonundan başlayarak, en geç yedi ay sonra Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay, genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Kesin hesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula
    birlikte sunar
    , Genel Kurul, kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar. Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.

    Açıkçası :  Hükümet 2011 bütçe harcamalarını en geç Temmuz 2012 sonunda TBMM’ye sunumak zorunda idi (Kesin hesap kanunu tasarısı). Sayıştay da  bunun ardından 75 gün içinde “genel uygunluk bildirimi” ni düzenleyecektir.
    Bu ikisi eklenerek 2012 bütçe yasası tasarısı TBMM’ye sunulur ve önce Bütçe komisyonunda sonra Genel Kurulda “birlikte”  görüşülür.

    Anayasa buyruğu bu denli açık ve AKP hükümetinin çiğnemi de (ihlali de) öyle..

  • Bu anayasal suçun zaman aşımı süresi var mıdır ve kaç yıldır ey AKP’liler
    ve ey TBMM Başkanı Cemil Çiçek beyefendi??
     
  • Bu arada muhalefet ne yapar?? Bu olağanüstü AKP skandalı da mı
    Türkiye’yi ayağa kaldırmaya elverişli değil ??
Bütçe görüşmelerine tamam mı, devam mı?? Kritik soru budur..

Sevgi ve saygı ile.
16.12.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net