Etiket arşivi: Köle Spartaküs : “Bu zincir benim ayağımda ne arıyor??”

Türk Tabipleri Birliği : “İnsan Hakları İhlalleri ve İyi Hekimlik”

ttb_logosu“İnsan Hakları İhlalleri
ve İyi Hekimlik”

10 Aralık 2016, Cumartesi, Gazi Mustafa Kemal Bulv. Şehit Daniş Tunalıgil Sok 2/17-23, Maltepe – Ankara

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)


10.00 AÇILIŞ
10:15-11-30
I. Oturum: Beden Bütünlüğü /
Medikal kastrasyon  (Hadım cezası)

Oturum Başkanı: Dr. Vedat Bulut
Dr. Koray Başar: Cinsel suç ruhsal bozukluk mudur? Psikiyatrik tedavinin suçun yinelemesine etkisi olur mu?
Dr. Nüket Örnek  Büken: Kişinin bedenine dokunulabilir mi?
Dr. Lale Tırtıl:  Tecavüz /cinsel suçlar bir şiddet mi yoksa hormonal hastalık mı?

11.30-12-30 

  1. Oturum: OHAL’de öğrenim ve çalışma hakkı ihlalleri
    Oturum başkanı: Dr. Taha Karaman
    Dr. Mihriban Yıldırım: Yaşanmış örnek üzerinden eğitim hakkının ihlali
    Dr. Kerem Altıparmak : OHAL hukuku ve eğitim ve çalışma hakkının ihlal edilmesi

12.30-13.30 YEMEK ARASI 

13.30 -15.15
III: Oturum: Olağanüstü hallerde insan hakları ihlalleri
Oturum başkanı: Dr. Halis Yerlikaya
Dr. Cem Kaptanoğlu: İşkence nedir, insanı nasıl etkiler
Dr. Ayşe Uğurlu: İstanbul Protokolü’nün uygulanması
Dr. İbrahim Halil Mert: Sokağa çıkma yasaklarında insan hakları ihlalleri
Dr. Kamiran Yıldırım: Cizre’de yaşanan insan hakları ihlalleri
Av. Gülseren Yoleri:  10 Aralık 2015 – 10 Aralık 2016 tarihleri arasında Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri

ARA; 15:00-15.30
15.30-17.00

  1. Oturum: İnsan Hakları İhlalleri ile Mücadele
    Oturum Başkanı: Dr. Deniz Erdoğdu
    Dr. Taha Karaman : Travma ile baş etme
    Dr. Ümit Biçer :TİHV’de  İşkenceyi raporlama ve tedavinin planlanması
    Av. Gülseren Yoleri: Raporların değerlendirilmesi ve insan hakları mücadelesi
    =============================Dostlar,

Bilindiği gibi, tıp doktoru olmamız nedeniyle biz de Türk Tabipleri Birliği‘nin
Ankara Tabip Odası üyesiyiz. Bu toplantının öğleden önceki bölümüne katılacağız.

Yarın, 10 Aralık 2016 günü DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ..

Gerekçesi ise İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin (İHEB – UDHR) BM
(Birleşmiş Milletler) tarafından kabulünün 68. yıldönümü..

Evet, İnsan Haklarının 20. yy’da, somutlaşmış en ileri aşamasının belgesidir bu Bildirge..

Uygarlık, temel insan hak ve özgürlükleri adına son derece sevindirici, bir küresel uzlaşma metnidir. Taa 1215’lerde İngiltere Kralı Yurtsuz John’a doedal aristokratlarca dayatılan
Magna Carta Libertatum‘dan İHEB‘e.. 733 koca yıl geçmişti İHEB ilan edildiğinde..
Köle Spartaküs‘ün ayak bileğindeki tutsaklık – kölelik zincirini ayrımsayarak (fark ederek)

* Bu zincir benim ayağımda ne arıyor??
diye sorarak isyanının özerinden ize neredeyse 1900 yıl geçmişti 1948’e geldiğimizde..
Çoook kanlı oluştu Bu Bildirge‘ye (İHEB) ulaşma savaşımız ve Çağlar geride kalmıştı..

21. yy’a yaklaşırken, çeyrek yy kadar öncesinden gönlümüzden geçirdiğimiz, bu Bildirge’nin
21. yy. ya da 3. Binyıl (Millenium) sürümünü (versiyonunu) yaratabilmek idi..

Ne var ki emperyalizm Küresel ölçekte yaşamın hemen her alanına abanıyor ve yabanıl (vahşi) kapitalizmi dayatıyordu.. Bu yüzden epey mevzi yitirdik, İHEB surlarında çoook gedikler açıldı.. Günümüzde neredeyse örtük ve vekaleten, şimdilik bölgesel sınırlama ile bir 3. Dünya Paylaşım Savaşı içindeyiz ne acı ki!

Biz de yarın, üyesi olduğumuz Ulusal Eğitim Derneği‘nde bir konferans vereceğiz:

  • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 68. Yılnda En Temel İnsan Hakkı :
    Sağlıklı Yaşam Hakkı

Duyuru görselini sitemiz manşetine koyduk.. 10 Aralık 2016 Cumartesi, saat 14:00 – 16:00, Necatibey Cd. 13/13, Sıhhiye  – Ankara..

Her 2 toplantıyı da bilgi ve ilginize sunmak isteriz.

Emek verenlere, vereceklere, bize konferans olanağı sunanlara teşekkür ederiz.

Sevgi ve saygı ile.
10 Aralık 2016, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak.
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com

DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR ! Ama ne kadar ?

DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR ! 
Ama ne kadar ?

portresi

Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Nükleer Fizik Uzmanı

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Değerli arkadaşlar,

Büyüklük / küçüklük göreli (izafi) bir kavramdır… Matematik anlamda örneğin 100  elbette 99’dan büyüktür, ama belirsizliklerle dolu pratik yaşamda eşit sayılır…  (bir tutamak olarak vermek gerekirse, bir şeyin 2 katından büyük olana belirgin “Büyük”,  yarısından küçük olana da belirgin “Küçük” demek daha uygun olur) Son zamanlarda medyada duyduğumuz “Dünya 5’ten büyüktür” söyleminde 5 ile kastedilen, Birleşmiş Milletler sürekli Üyesi (AS: Güvenlik Konseyi üyeleri kastediliyor-5P) ve Veto hakkı olan 5 Ülkedir. Bakalım, bu söylem ne derece tutarlı bir söylemdir   🙂
***
Nasyonal-Sosyalist Diktatör Adolf Hitler‘in başında bulunduğu Alman Nazi ordularının 1 Eylül 1939 da Polonya’ya girişi ile başlayan ve  2 Eylül 1945’te Japonya’nın (Almanya 3 ay önce teslim olmuştu) koşulsuz teslim oluşu ile son bulan 2. Dünya (AS: Paylaşım) Savaşı insanlık tarihinin en büyük yıkımı oldu; çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 80 milyon insan öldü. ‘Gezegende bir daha böyle  büyük felaketler yaşanmasın’ dileği ile bütün ülkelerin bir Çatı altında Güvenlik işbirliği yapmasını öngören düşünce, ABD, Birleşik Krallık (İngiltere), Rusya ve Çin’in liderliğinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 51 Kurucu üye ülke tarafından yaşama geçirilerek 24 Ekim 1945’te Birleşmiş Milletler (United Nations)  New York’ta kuruldu.  2016’da BM çatısı altında 193 üye ülke var. Tüm Dünyada irili ufaklı 233 ülke bulunuyor; nüfusu 10 milyonun üzerinde 90 ülke, nüfusu 5 milyonun üzerinde 120 ülke var; en küçük ülke 800 (AS: sekiz yüz!) nüfuslu Vatikan.

Bugün Dünyada Nükleer silahlara sahip olan ve “Nuclear Powers”  olarak tanınan 8 Ülke var… (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan, K. Kore) bunlara yüz kadar nükleer başlık sahibi olduğu bilinen İsrail’i de eklemek gerek. ABD’nin fisyon tipi (Uranyum-235 veya Plutonyum-239 atom çekirdeklerinin parçalanması) Nükleer patlamayı gerçekleştirmesinden 4 yıl sonra, 1949’da Rusya da Atom bombasını patlattı. Arkasından İngiltere, Fransa ve Çin Atom Bombalarını patlattılar…

1952’de ABD ilk Füzyon tipi (döteryum ve trityum atomlarının birleşerek Helyum atomunu oluşturması) Termo-nükleer bombayı patlattı. Halk arasında Hidrojen bombası olarak da bilinen bu daha yüksek enerjili Bomba, Atom bombası olarak bilinen bombadan kat be kat daha güçlü bir bombadır. Bunun üzerine öbür 4 ülke de hemen harekete geçti ve ardı ardına bu zor teknolojiyi başararak Termo-nükleer kulübe üye oldular (Termo-nükleer bombanın patlaması için gerekli tetikleme enerjisini küçük bir nükleer bomba sağlıyor). İşe en geç başlayan Çin en becerikli çıktı; normal Nükleer Bomba yapımından 3 yıl sonra, Fransa’dan 1 yıl önce, Termo-nükleer Bomba üretimini başardı.

Ülkeler Atom Bombası

Hidrojen Bombası

ABD 1945 1952
Rusya 1949 1953
UK 1952 1957
Fransa 1960 1968
Çin 1964 1967

1970’ten bu yana Dünyada artık 5 “Super Nuclear Power”  Ülke var. Ve Birleşmiş Milletlerdeki 193 eşit üye ülke arasında bu 5 ülke “öbürlerinden daha eşit” olarak sürekli veto” hakkına sahiptirler. Aslında Anayasaları izin verse (ve isteseler) 2. Dünya savaşının yenik ülkeleri Japonya ve Almanya da bu listeye çoktan katılabilecek kapasitede bilimsel ve teknolojik olanaklara sahip  zengin ülkelerdir. Zaten son zamanlarda uluslararası önemli yaptırım kararlarında, “5+1” şeklinde bir diplomatik formülasyonla artık Almanya da 5’li Veto Grubuna katılıyor. Olasılıkla yakında Japonya da Almanya ile aynı statüde  “5+2”olacaktır.

Peki bu Dünya 5’ten (yani 5+2’den) ne denli büyük?

  • Dünya nüfusunun %30’unu oluşturan
  • (ABD + Çin + Rusya + UK + Fransa + Almanya + Japonya)
  • (Antarktika ve Grönland dışındaki) yaşanabilir toprakların %27’sine,
  • Dünya GDP toplamının yaklaşık %60’ına,
  • Dünyadaki tüm Fizik ve Kimya Nobel ödüllerinin %75’ine,
  • Küresel Teknolojik üretimin yaklaşık % 95’ine,
  • Uzay kontrolünün %100’üne sahiptir ve
  • Dünyadaki tüm konvansiyonel silahların %90’ı,
  • Tüm nükleer silahların %99,5’i bu ülkelerin (5+2) elindedir…

Bu gerçekler karşısında “Dünya 5’ten büyüktür” demek,
“Yumurta, sarısından büyüktür” demek gibi komik bir ifade oluyor….

Sevgilerimle. æ
=====================================

Teşekkürler değerli Ali Ercan hocamız..

Yine merak eden ve dolayısıyla sorgulayan akıl..
Doğal sonucuyla çözümleyici (analitik) ve sürekli soru soran..
Budur işte insanı – aklını özgürleştiren..
Kant‘ın deyimyle kendi toyluğuyla aklını ve kullanmayı unutan ve zavallılaşan insanın bu ergin olamayıştan kurtulması aklını farkederek soru sorması ile olacak.

Gerçek bir aydın (entellektüel..)olan Ali hocamız sıklıkla çevresindekilere sorar :

  • Güneş neden üçgen biçimli değil de yuvarlak, hiç merak eden var mı??

Biz de Köle Spartaküs’ün ayağındaki zinciri ayrımsaması (farketmesi) ve

  • “Bu zincir benim ayağımda ne arıyor??” (MÖ 73)

sorusunu sormasını örnekliyoruz özgürlük için başkaldırıya örnek olarak..

İnsana yapılacak en büyük katkı – iyilik, merak ederek soru sormasını öğretmek ve bunu yaşam boyu bir davranışa dönüştürmesini sağlamak.. O’na verilecek en büyük armağan bu bize göre.. Kuşkusuz aileden başlamalı bu beceri eğitimi ve örgün eğitimde, toplumda hep beslenip – desteklenerek kalıcılaşması sağlanmalı..

İnsanlığın kurtuluşu, Büyük ATATÜRK‘ün de ısrarla vurguladığı üzere akıl ve bilim ya da BİLİMSEL AKILCILIK!

Sevgi ve saygı ile.
21 Kasım 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
AÜTF Halk Sağlığı AbD
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com