Etiket arşivi: Kalkınma İktisadı

Nasıl Verimli Olabiliriz?


Nasıl Verimli Olabiliriz?

portresi


 

Halit SUİÇMEZ, PhD
Kalkınma İktisadı Uzmanı
6.11.14, Ankara

 

Ankara’nın ılık bir Ekim akşamında Kuğulu Park’ın sarı-turuncu-yeşil yaprakları arasında oturdum.

Delikanlı bir genç yaklaştı ve “Oturabilir miyim?” dedi, nezaketle.

“Buyur evlat” dedim gülümseyen bir sevecenlikle.

Yer göstermem belli ki hoşuna gitti ve saygıyla oturdu. Elindeki gazetenin
“eleman arayanlar” sayfasını dikkatle incelemeye başladı. Bir ara başını kaldırararak;

“Abi, hiç bana uygun iş yok, aylardır işsizim.” dedi, yalvaran hüzünlü gözlerle.

“Sana uygun iş nedir?” dedim, suskunca bekledi bir süre, sonra da;

“Artık ne iş olsa yapacağım abi.” dedi, bıkkınlıkla.

Çelişkisini yüzüne vuramazdım elbette. Bu kez ben sustum, bakıştık göz göze,
sanırım sonunda anlaştık sözsüz..cümlesiz..

Daireye (İşyerime) doğru yürürken, “eskiden kaleme aldığım bir yazıyı güncelleyip yayımlayayım” dedim ve başlığını da “İnsan nasıl verimli olur?” şeklinde koymayı tasarladım.

Gizli ve açık işsizliğin yaygın olduğu ekonomilerde işgücünün marjinal prodüktivitesi-verimliliği-üretime katkısı- düşüktür veya sıfıra yakındır.

Bir insan aşağıdaki ilkeler üzerine düşünüp, kendisini bu çerçevede yeniden gözden geçirirse, üretkenliği hakkında kimi ip uçları edinebilir.

VERİMLİLİK İLKELERİ

1-Aklı Etkin Kullanmak. Her anda ve mekanda, her olayda bilim ve akılcılık ilk
hareket noktamız olacaktır.

2-Kendini/Çevreyi Tanımak. Biz kimiz, çevremiz nedir, özelliklerimiz, gücümüz, yeteneğimiz, yetilerimiz, potansiyellerimiz nelerdir, koşulları biliyor muyuz?

3-Doğru İşi Yapmak / Doğru yönde seçimler yapmak. Yaptığımız iş kişisel duruma uygun mu, yeteneğe ve sevgiye mi bağlı işler peşindeyiz?

4-İşi Doğru Yapmak / İşini  bilimsel tekniklere uygun yapmak / İşini aşkla yapmak.

5-Zamanı Etkin Kullanmak / Planlamak. En başta zaman olmak üzere
tüm kaynaklarımızı planlamalıyız.

6-Mekânı Etkin Kullanmak. İşyeri, ev, büro gibi alanları en etkin kullanım gerekir.

7-Çok Yönlü Gelişme Çabası İçinde Olmak. Bir-iki alanda derinlikli uzman olsak da, tarih, felsefe, iktisat, sanat, bilim, edebiyat gibi alanlarda da geniş bilgimiz olmalıdır.

8-Verimliliği Ölçmek – İzlemek – Değerlendirmek. Ürettiğimiz işlerdeki verimliliğimizi,
“en az girdiyle en yüksek ve nitelikli çıktı sağlama” formülasyonuna uygun biçimde “çıktı / girdi” oranına göre hesaplamalıyız.

9-Soruları Doğru Sormak. Neyi, niçin, nasıl yapıyoruz?
Sorularını hep doğru bir felsefi temelden sormalıyız.

10- Kaynakları Tam Kullanmak. Kaynakları ziyan etmemeliyiz.

11- Kaynakları Etkin (Akılcı) Kullanmak. Yerinde ve zamanında, uygun bileşimde (miktarda) kaynak kullanımına özen göstermeliyiz.

12- İşleri Önceliklendirmek. En önemli ve acil işlerden başlayarak öncelik sırası uygulamalıyız.

13-Fayda-Maliyet Analizi Yapmak. Her işin getiri ve götürüsü önemlidir.

14- Toplumsal Faydayı Düşünmek. Bireysel fayda ile toplumsal fayda çelişebilir. Toplumsallık hep göz önünde tutulacaktır.

15- Tüm Çalışmanın Yeniden Gözden Geçirilmesi. Yapılan işin yeniden tasarımı, uygulanması, değerlendirilmesi, ileriye dönük yeniden planlanması ve
bu gelişim döngüsünün sürdürülmesi.

*****

Aşağıda konu ile ilgili olarak büyük yazar Hasan Âli Yücel’in bir yazısı verilmiştir:

VERİMLİ İNSAN

Zararlı bir alışkanlık yazıp bozmak; bir satır bozuk oldu mu o yaprağı yırtmak;
birkaç yaprak yırtınca da o defteri kaldırıp atmak…

Bu alışkanlık, çocukla birlikte büyüyor. Defterde, kalemde çocuk kadar küçük olan
“yeni baştan” usulü, yaş ilerledikçe yaşamın her bölümüne yayılıyor.

Bir şeyi yok etmeden düzeltmeye alışmak da gerekli. Başlanan birşeye devam etmek ve onu bitirmek insan iradesinin başarısıdır. Bunun zıddına, biz “maymun iştahlılık” deriz. Maymun iştahlı örneğin bir atkı örmeye başlar, bitirmeden başka bir işe geçer; bir kitabı okumaya koyulur, sekiz on sayfa bile okumadan onu atar, bir diğerinin yapraklarını karıştırmak ister.

Hayatın her aşamasında başarılı olmak için, insanlığın uzun deneyimler sonunda elde ettiği ilke şudur: İyiye başlamak, iyi başlamak ve iyi bir yoldan devam edip onu bitirmek. Kıymeti ne olursa olsun, eser sahibi olabilmek için bundan başka çare yoktur. Başlarken her şey güçtür, ilk zamanda o güçlüğe katlanmalı. Devam edince aynı şey sıkıntı verir; bu sıkıntıyı sineye çekmeli. Fakat eser bittiği zaman duyulan zevk, bütün güçlükleri, bütün bu çekilmiş sıkıntıları karşılayacaktır.

Bizzat hayat da bir eserdir. Ölüm gelip de insan, gözlerini doğrudan doğruya dünyaya kapayacağı zaman: “Ben şu işi yaptım, şu kitapları yazdım, şu sözleri söyledim, şu insanları yetiştirdim, şu iyilikleri ettim, şu kalpleri kazandım” diyebiliyorsa, en büyük eseri olan hayatını özenle bitirmiş olur. Bütün ömrü yazboz tahtası olanların bu mutluluğa ermelerine, verimli bir insan olmalarına olanak var mı?

Hasan Âli YÜCEL http://www.insanidegerleregitimi.com/admin/pdf/iH_SabirveSebat_oyku2_2012.pdf

Dr. Halit SUİÇMEZ : FINDIK ve FATSA ÖYKÜLERİ..


Kitap tanıtımı…

Dostlar,

Dün, 13.914 günü Sn. Dr. Halit SUİÇMEZ‘in

ÜRETKEN TÜRKİYE adlı yapıtını tanıtmıştık.

Bu gün de “FINDIK ve FATSA ÖYKÜLERİ..” ni…

Kendi ağzından..

Bir yerel kalkınma öyküsü..
Bilindiği gibi Halit beyin uzmanlık alanı Kalkınma iktisadı..
İktisat Doktorası bu alanda.. Dolayısıyla aklı fikri

– Kalkınmada,
– Üretimde,
– Türkiye’nin ve insanımızın gönencini (refahını) artırmada.. 

O’na ve yazdıklarına özenle kulak vermeli..

Yazmak ve de okumak ne doyumsuz edimleridir insanoğlunun..
Hem insanı insanlaştıran hem de yaşamı daha anlamlı ve değerli kılan..

Büyük ATATÜRK‘ün vurguladığı üzere;

“Yaşamda en geçek yol gösterici olan akla ve bilime” dayalı
ve insanlığı güzelleştirme erekli olma koşuluyla

Teşekkürler Sn. Dr. Suiçmez..

Sevgi ve saygıyla.
14.9.2014, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

======================================

Dr. Halit SUİÇMEZ : FINDIK ve FATSA ÖYKÜLERİ..

Findik_ve_Fatsa_Oykuleri_kitap_kapagi

Fındık ve Fatsa Öyküleri

portresi

 

 

Değerli dostlarım;

 

 

Daha önce birçok bilimsel kitap yayımlamıştım.
Bu kez ise ilk kez edebiyat alanında bir öykü ve deneme kitabım çıktı.

FINDIK ve FATSA ÖYKÜLERİ

Bu kitapta daha çok otobiyografik (AS: özyaşam öyküsü) anlatılar ve kurgusal metinler bulunmakta. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından,1960 ve 70’li yılların romantizminden, hareketli günlerinden yaşantısal öyküler, denemeler..

Gençlik günleri ve yaşamın aktığı coğrafyalar Orta Karadeniz’in Fatsa bölgesinde denizin doğanın büyüleyici dansı.. İnsan yaşadığı yere benzermiş gerçekten..
Bugün artık yitip giden ve özlemle aradığımız masumiyetlerin buruk acıları..

Sizler de kaydedin günlük yaşamın anısal izlerini..
Göreceksiniz bir gün yaşam size çok daha keyifli gelecek..
En yakınınızdaki aileniz, eş-dostlarınız, sevdikleriniz, arkadaşlarınız
sizin yaşam döngünüzde ne denli de önemliymişler..

Bireysel tarihimizi yazmalıyız..
Giderek bir aile tarihi oluşur ve toplumsal yapının anlaşılmasına katkı vermiş oluruz, değil mi?

Sizi besleyip-büyüten ürünleri, coğrafyaları, ilişkileri, üretim süreçlerini yazın bir deftere, bir yerlere..

Her insanın bir öyküsü, her yaşam güzelliğinin, özelliğinin bir şiiri vardır aslında..
Yeter ki bulup çıkaralım onları içimizin okyanuslarından..

Tolstoy‘un da dediği gibi, “İnsan sevgiyle yaşar“.

Sevgiyle kalın..

Bu kitap aslında bir yerel kalkınma öyküsüdür.

*****

Dr. Halit SUİÇMEZ : ÜRETKEN TÜRKİYE…

Kitap tanıtımı…

Dr. Halit SUİÇMEZ : ÜRETKEN TÜRKİYE…

ÜRETKEN TÜRKİYE KAPAK

Dostlar,

Sayın Dr. Halit SUİÇMEZ bir Kalkınma İktisadı uzmanı.
Doktorası (PhD) bu alanda ve yukarıda gördüğünüz kitabın yazarı…

  • “Fatsa öykülerinde esas olarak üretim ilişkileri temelinde bir bölgedeki üretici güçleri (sınıfsal) anlattım. Fatsa deneyimi(yerel yönetim) özgün bir kalkınma modelidir. Üretken Türkiye kitabımda gerçek bir ulusal gelişme ve kalkınma modelinin özeti bulunmaktadır. Hep birlikte Üretken Türkiye bizim gerçek özlemimizdir. Saygılarımla..”

demekte…

*****

Türkiye’nin 2014 içinde iyimser % 3-4 aralığında (bandında diyorlar nedense??) ekonomik büyüme göstereceği kestirilmekte. Bu rakam 2014 öncesinde – başında verilen rakamın geri çekilmişi (revize etmek… diyorlar teknik dille; sıradan insan anlamasın diye..).

Dolar’daki tırmanma daha doğrusu TL’deki erime daha şimdiden güncel 2014 ulusal gelirini (GSMH) nominal olarak 2013’ün gerisine, 823 milyar (Bn) Dolardan 796 Bn $’a geriletmiş durumda..

Hangi büyümeden söz ediyoruz??

Bekir Coşkun‘un 12.9.14 günü SÖZCÜ‘deki köşesinde nefis biçimde vurguladığı üzere;

Neren büyüdü Osman???

Ayrıca % 1.45 dolayında “doğal” nüfus artışını dikkat alırsanız, GSMH % 3 büyüse de gerçek büyüme %1,5 dolayında kalır. Kaldı ki, bölgede izlenen çok hatalı dış politika nedeniyle ülkemize 2014’te belki de -çoğu Suriye’li- 1 milyon dolayında yabancı – sığınmacı gelmiştir.. Bu da yaklaşık %1 sosyal nüfus artışıdır ki, toplamda %2,5 gibi muazzam bir toplam nüfus artışına karşılıktır ve 2014 sonunda GSMH nominal olarak
% 3 büyüse bile gerçek (reel) büyüme % 0,5 düzeyinde kalır. Bu rakamla Türkiye,
başta işsizlik olmak üzere, yoksulluk – yoksunluk, gelir dağılımının iyileştirilmesi, enflasyon.. olmak üzere  hiçbir makroekonomik sorununu çözemez..

Çözüm nerede??

Çözüm gerçek olarak ÜRETİM’de..

Yetkin ve yurtsever bir Kalkınma İktisadı uzmanından öğrenmek için,
Sn. Dr. Halit SUİÇMEZ‘in “ÜRETKEN TÜRKİYE” kitabını, Fatsa deneyiminden kalkarak somut verilere dayalı denemelerini altını çizerek okumalı..

Teşerkkürler Sn. Suiçmez, bu değerli katkınız için..

Sevgi ve saygıyla.
13.9.2014, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net