Etiket arşivi: İSPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ

ISPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ 26. Adalet ve Demokrasi Haftası Ortak Basın Açıklaması

ISPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ* 26.Adalet ve Demokrasi Haftası Ortak Basın Açıklaması

Uğur Mumcu’nun katledilerek aramızdan alınışının 26. yılındayız. 26. Adalet ve Demokrasi Haftası içinde aynı zamanda “hain tuzaklarla” aramızdan alınan Muammer AKSOY, Bahriye ÜÇOK, A. Taner KIŞLALI, Necip HABEMİTOĞLU, Gaffar OKAN ve daha onlarca devrim şehidini bir kez daha anıyor ve arıyoruz.

Onlarca devrim şehidimiz arasında Uğur Mumcu’nun öldürülmesi suikastlar silsilesinin simge olayı olarak öne çıkıyor. Bu siyasi suikastlar silsilesi, Türkiye’de işbirlikçiliğin, dinci gericiliğin; solun, Kemalizm in toplumsal etkisini kırmak, toplumsal muhalefeti etkisiz, eylemsiz, toplumsal direnişi öndersiz, öncüsüz bırakmak için yaptığı, yaptırdığı veya kullandığı cinayetler olarak bir bütünlük taşıyor. Uğur Mumcu ve öbür devrim şehitlerimizin katilleri, gerçekte içeride uzantıları olan ULUSLARARASI bir PROJENİN YÜRÜTÜCÜLERİDİR100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde darağaçlarında sallanan yüreklere, kurşunlanan, ateşe verilen canlara, zindanlarda çürütülen onurlu direnişçilere ne yapıldıysa her biri bu projenin can yakıcı birer parçasıdır.

Bu uluslararası projenin yürütücüleri ve içimizdeki uzantıları; “sağlıklarında büyük devrimcileri ardı arkası kesilmez kıyıcılıklarla ödüllendirirler; öğretilerini en vahşi düşmanlık, en koyu kin, en taşkın yalan ve kara çalma kampanyalarıyla karşılarlar.

Ölümlerinden sonra, büyük devrimcileri zararsız ikonlar durumuna getirmeye söz uygun düşerse azizleştirmeye, ezilen sınıfları “teselli etmek” ve onları aldatmak için adlarını bir hale ile süslemeye çalışırlar. Böylelikle, devrimci öğretileri içeriğinden yoksunlaştırılır, değerden düşürülür ve devrimci keskinliği giderilir.”

Bu durum Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Uğur mumcu ve öbür devrim şehitlerimizin bedensel varlıklarının aramızdan alınmasından daha BÜYÜK SUİKAST
eylemidir. Ama unutulmamalı “ölen ve öldürülenlerle birlikte fikirleri de ölse ve öldürülse, bugün dünya hâlâ Ortaçağ karanlığı içinde kalırdı”. Oysa insanlık her gün ışığa, aydınlığa ve uygarlığa doğru, dünden daha hızlı koşuyor. Bugün Türkiye’nin 150-200 yıllık demokrasi bikrimi, görkemli Kemalist devrimin ve 100 yıllık cumhuriyet kazanımları tümüyle sıfırlanma noktasına gelmiştir

Bu sonuç yalnızca sayıları 3-5 bini geçmeyen ihanet erbabı işbirlikçinin becerisinden değil, bu kazanımları koruma iddiasında olan sorumluluk almak yerine işi oluruna bırakan, “bir şeyin aslını öğrenmeden eleştirisini öğrenen” kitlelerin kayıtsızlığının, duyarsızlığının ve hareketsizliğinin sonucudur.  Kayıtsızlık irade yitimidir, asalaklıktır, korkaklıktır. Kayıtsız olmak yaşamamaktır. Kayıtsız, duyarsız kalmanın, olup bitenlere seyirci olmanın bedelini dinci faşist diktatörlüğün baskı, zulüm, hukuksuzluk örgüsü içinde yaşamakla ödüyoruz.

Adını doğru koyalım: Bugün yaşanan “başkanlık” değil din ambalajı ile örtülmüş faşist bir diktatörlüktür. Faşist diktatörlükler ise doğası gereği “insanlık suçu” işlemekten sabıkalıdırlar. Bu faşist diktatörlüğü, bitmiş siyasi ömrünü ülkenin kaderiyle birleştirmeye çalışarak tehlikeli bir kumar oynayan bir despotun kaprisleriyle eşleştirmek aymazlığın, sapkınlığın ötesinde Devrimci mücadeleyi sırtından hançerlemektir.

İkiz ihanet sözleşmeleri, Avrupa birliği Anayasası, Yabancı sermayeye ülkenin tüm kaynaklarının açılması, Özelleştirmeden taşeronlaştırmaya ve giderek emeğin kölece istihdamı, kamu çalışanlarının güvencesizleştirilmesi, kıdem tazminatı gibi kökleşmiş hakların gaspı, Yeşil Yol projesi, üçüncü köprü, ulusal tarımın yerle bir edilmesi, sendikaların, kooperatiflerin işlevsizleştirilmesi, Ekonomik ve siyasal egemenliğin uluslararası güçlere peş keş çekilmesi ile ilgili yasalar, İç Güvenlik Yasası ve daha onlarca ihanet düzenlemeleri bir despotun hırsını tatmin etmeye mi yönelikti?

Şunu unutmayalım; Küresel Sermaye ile bütünleşmiş yerli sermaye sınıfı artık ulusun, ulusal güçlerin bir parçası değil, Uluslararası egemenlerin Türkiye de örgütlenmiş eşgüdüm merkezleri, yağmacı Batının acenteleridir. Batılılar, Pazar paylaşımlarının, tekelleşmenin, özelleştirmenin, yağmanın üzerini örtmek, gerçekleri gizlemek adına, İtalya ve Almanya da Faşist diktatörlüklerin kurulmasını ve dünyayı kan gölüne dönüştürülmesine Mussolini ve Hitler’in “çılgın hırslarının” ve “demokrasiden yoksunluğun” yol açtığı yalanını söylediler.

Türkiye de aynı oyun, aynı yöntem ve söylemlerle bir kez daha sergilenmektedir. Bu durum otuz yıl önceden Uğur Mumcu tarafından uyarılmış olmasına karşın, toplum tuzağa düşmeyecek uyanıklığı gösterememiş, yıllarca içinde bulunduğu aymazlık çukurundan çıkamayıp, olduğu yerde debelenmeye devam etmektedir. Eğer bizler Uğur Mumcuyu anmanın yanı sıra ANLAYABİLSEYDİKANLATABİLSEYDİK bu kanlı kirli tuzaklara düşmeyecek Kemalist devrimin aydınlığını, gönencini yaşıyor olacaktık.

Sistem sahiplerinin tüm hokkabazlıklarına, işbirlikçilerin tüm baskı ve zulmüne karşın bu oyunu bozacağız. Meşruiyetimizi haklılığımızdan alarak çıktığımız yolda, zebaniler kızacak diye yöntemimizi değiştirecek veya onlara şirin görünme hesapları yapacak değiliz. Diğer bir anlatımla, düzenin sahipleri ve sarayın kapıkulları kılıcı zaten çekmiş durumdalar, bizlerin çekeceği kılıçlar için yapılacak meşruiyet tartışmalarına itibar edilmemeli ve yaşamın her alanında gereken yapılmalıdır.

Emperyalizmin dümen suyuna girmiş, iktidarı ele geçirmiş egemenlerin belirlediği meşruluk anlayışı, “tek kişi yasalarını” temel alırken, çoğu zamanda bu yasaları bile tanımazken,
Kemalist devrimciler için meşruluk; doğru ve haklı olanın, Kemalist devrimin ve halkın çıkarına olanın savunulmasıdır. Bunun için savaşım verilmesidir. Kemalistleri haklı ve meşru kılan; tüm kurumlarıyla işgal edilmiş bir sistemin vereceği “icazet” değil, işgale, gericiliğe ve haksızlığa başkaldırının, Kemalizm’in vazgeçilmez bir gereği ve önkoşulu olmasıdır.

Uğur Mumcu ve devrim şehitlerimizi saygı ve özlemle anmanın yetmediğinin, yetmeyeceğinin bilinciyle bu suikastların hesabının er geç sorulacağını unutmayacağız, unutturmayacağız.

SAYGILARIMIZLA
ISPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU

  1. Alevi Kültür Derneği Isparta Şubesi

2. Cumhuriyet Halk Partisi Isparta İl Örgütü

3. Cumhuriyet Kadınları Derneği Isparta Şub.

4. Eğitim-İş Isparta Şubesi

5. Eğitim-Sen Isparta Temsilciliği

6. Türkiye Gençlik Birliği Isparta Şubesi

7. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Isparta Şb

8. Ulusal Eğitim Derneği Isparta Şubesi

9. Vatan Partisi Isparta İl Örgütü

10. Yeni Kuşak Köy Enst. Dern. Isparta Şubesi

 

İsparta Uğur Mumcu Anma Konferansı Yansıları

İsparta Uğur Mumcu Anma Konferansı Yansıları

Dostlar,

Bu gün, 24 Ocak 2015 günü İsparta Ulusal Güç Birliği‘nin çağrılısı olarak sunduğumuz

TÜRKİYE’de AYDIN CİNAYETLERİ
NEDEN DURUDURULAMIYOR?
KATİLLER KİM??

başlıklı görsel konferansımızın yansıları aşağıdaki power point dosyasında (pdf).

Lütfen tıklar mısınız erişkeyi (linki)..

Toplantıya emek veren tüm yurtsever dostlara, Başta EĞİTİMİŞ ve Ulusal Eğitim Derneği İsparta Şubesi Başkanı (Önceki ADD Şubesi kurucu başkanı) Mahmut ÖZYÜREK olmak üzere teşekkür ederiz.

ISPARTA_KONF._TURKIYE’DE_AYDIN_CINAYETLERI_NEDEN_DURUDURULAMIYOR_KATILLER_KIM_24.1.15

Sevgi ve saygıyla.
24.01.2015, İsparta

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

22. ADALET-DEMOKRASİ HAFTASINDA UĞUR MUMCU – GAFFAR OKKAN – PROF. DR. MUAMMER AKSOY’u… ANIYORUZ…


22. ADALET-DEMOKRASİ HAFTASINDA
UĞUR MUMCU – GAFFAR OKKAN –
PROF. DR. MUAMMER AKSOY’u… ANIYORUZ… 

Dostlar,

Özgürlük – Demokrasi – AYDINLANMA kahramanı ve şehidi aziiiiiz Uğur Mumcuyu,
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan‘ı,
ADD Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr.Muammer AKAOY’u başta olmak üzere
tüm yiğitlerimizi aramızdan koparılışlarının 22. yılında özlem ve savaşım azmiyle anıyoruz…

Biz İsparta Ulusal Güç Birliği’nin çağrılısı olarak bu kentte konferans vereceğiz
24 Ocak 2015 günü (bu gün) 14:00 – 16:00 arasında..

Sayın Başkan Mahmut ÖZYÜREK ve çalışma arkadaşlarına çook teşekkür ederiz.
İsparta’da salon sağlamak hiç kolay olmadı..

Sorunu sitemizde 17.1.15 günü (geçen hafta) yazdık.. Okunmasını dileriz..

İSPARTA’da 24 Ocak 2015 Günü Vereceğimiz Konferansın Engellenmek İstenmesi

(http://ahmetsaltik.net/2015/01/17/ispartada-24-ocak-2015-gunu-verecegimiz-konferansin-engellenmek-istenmesi/)

Öğretmenevi verilmişken izin iptal edildi!?
Halk Eğitim Merkezi de o saatte doluydu!?

Eeee. Süleyman Demirel‘in memleketinde “Demokrasilerde çare tükenmez” ilkesi geçerliydi ve özverili dava arkadaşlarımız bir düğün salonunu (Halı Sarayı Düğün Salonu) kiraladılar.

  • TÜRKİYE’de AYDIN CİNAYETLERİ
    NEDEN DURDURULAMIYOR?
    KATİLLER KİM??

başlıklı bir görsel sunumumuz olacak.
Bu yakıcı ve kritik sorunun yanıtını da vereceğiz.
Dönüşümüzde yansıları web sitemize koyacağız.
Kamera kaydı yapılabilirse onu da YouTube’a yükleyeceğiz.

*****

Bu etkinliklere emek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ediyoruz.

Ülkemizin Özgürlük – Demokrasi – AYDINLANMA kavgasını canları pahasına sürdüren yiğitlerimizi şükranla selamlıyor, aziz anıları önünde saygı ile eğiliyoruz.

Devleti bu iğrenç cinayetleri aydınlatmaya ve engellemeye çağırıyoruz
bir kez daha,
BİN kez daha!

“Faili meçhul” yutturmacasını – dayatmasını kesinlikle reddediyoruz.

Tüm sözde “faili meçhul” cinayetlerin işleyenlerininin ve işletenlerinin günışığına çıkarılmasını istiyoruz.

İnsanın insana kıymadığı barışçı, demokratik, insan haklarına dayalı, hoşgörü iklimli

ve her tür şiddetin dışlandığı bir yaşam ve toplumsal düzen özlemimizdir.
Bu hedefler – özlemler için canlarını verenlerin yolundan yürümeyi sürdüreceğiz.

Ankara’daki çook varsıl (zengin) programı görmek için
lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız?? (16 MB)

22._ADALET_VE_DEMOKRASI_HAFTASI_PROGRAMI-2

Sevgi ve saygı ile,
24.01.2015

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

22. ADALET ve DEMOKRASİ HAFTASI PROGRAMI : 24-31 Ocak 2015


22. ADALET ve DEMOKRASİ HAFTASI PROGRAMI : 24-31 Ocak 2015


Dostlar
,

1 haftalık çok varsıl (zengin) etkinlik programını görmek için lütfen aşağıdaki eişkeden (linkten) pdf dosyasını çağırır mısınız??

22._ADALET_VE_DEMOKRASI_HAFTASI_PROGRAMI_2015

*****

Biz İsparta Ulusal Güç Birliği’nin çağrılısı olarak bu kentte konferans vereceğiz
24 Ocak 2015 günü (bu gün) 14:00 – 16:00 arasında.. (Posteri aşağıda)

Isparta_konf._24.01.2015

Etkinliklere emek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ediyoruz.

Ülkemizin Özgürlük – Demokrasi – AYDINLANMA kavgasını canları pahasına sürdüren yiğitlerimizi şükranla selamlıyor, aziz anıları önünde saygı ile eğiliyoruz.

Devleti bu iğrenç cinayetleri aydınlatmaya ve engellemeye çağırıyoruz
bir kez daha,
BİN kez daha!
FAİLİ MEÇHUL = İŞLEYENİ BİLİNİP SAKLANAN tüm cinayetleri
Devletin artık ortaya çıkarmasını ve mutlaka önlemesini istiyoruz..

Saat 04:20 oldu… Başımızı yastığa koyamadık..
Birazdan AŞTİ’ye gidip İsparta otobüsüne binecek ve akşam da geri döneceğiz.

Aydınlanma şehitleri bu ülke ve ulus için gözlerini kırpmadan canlarını vediler.

Bizim 1-2 gece uykusuzlığumuz, yorgunluğumuz ne önem taşır ki??
Üllemize ve Ulusumuza boynumuzun borcudur son nefesimize dek..

Sevgi ve saygı ile,
24.01.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

İSPARTA’da 24 Ocak 2015 Günü Vereceğimiz Konferansın Engellenmek İstenmesi


İSPARTA’da 24 Ocak 2015 Günü Vereceğimiz Konferansın Öğretmen Evi ya da Halk Eğitim Merkezi’nde Yapılmasının Engellenmesi Üzerine..

Isparta il yönetiminde kimi yetkililerin bu konferansımızı şu ya da bu biçimde
ÖĞRETMEN EVİNDE veya HALK EĞİTİM MERKEZİNDE yapmamızı
uygun görmediler!?..

Önceden alınmış izinler geri çekilerek..

Acaba bu konuların tam da konuşulması gereke mekanlarda, yapılma amacı bu tür etkinlikler olan mekanlarda, üstelik usulüne uygun ve zamanında başvuruya karşın ve de
ÜCRETİ ÖDENEREK yapılmasına hangi yöneticiler ve ne gerekçelerle karşı çıkabilirler??

Örn. Vali’nin bilgisi var mıdır? Bir açıklama yapmak ya da düzeltmek ister mi??
Alınmış izin hangi gerekçelerle geri çekilmektedir??
Engel ver idiyse izin vermeden önce neden belirtilmemiştir?
Kamu yönetimi böylesine keyfilik midir?
İslam dininde bu tür davranışların yeri var mıdır??
Uygulana hangi hukuktur?

  • Dar-ül harp hukuku içindeyiz de bizim mi haberimiz yok?

Halkın vergisi ile yapılmış bu kurumlardan insanlarımızın bir bölümünü neredeyse  diskriminasyon düzeyinde ayırarak yararlandırmamak insanlığa karşı suç değil midir?

AKP iktidarının “ileri demokrasisi” bu mudur??

Bu engellemeler yüzünden görsel konferansımız Halı Sarayı Düğün Salonu’na
alınmış ve duyuru posterinde (aşağıda) gerekli düzeltme yapılmıştır.

Isparta_konf._24.01.2015
Biz, her şeye karşın, bu yöneticileri de konferansımıza bekleriz.

Böylelikle bizim ve kendilerinin yaptıklarından hangisinin ülkemiz ve insanımız için
“daha hayırlı” ya da “hayırlı” olduğunu görebilir ve gene de hayal edelim,
belki saflarını bile değiştirmek isteyebilirler.. Yanlışlarını görürler, insandan umut kesilmez.

AKP yönetiminin bu çağdışı – hukuk dışı baskı rejimine son vermesi,
yöneticlerin de daha ilkeli ve hukuka saygılı davranmasında saymakla bitmeyecek yarar vardır.

Konferansı düzenleyen İSPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ‘nin duyurusu aşağıda..

Sevgi ve saygı ile.
17.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Not : Bu bağlamda sitemizde 13.01.2015 günü aşağıdaki başlıkla bir yazı yayımlamıştık.
Ona da bakılması dileğiyle.. (http://ahmetsaltik.net/2015/01/13/29574/)

TÜRKİYE’de AYDIN CİNAYETLERİ NEDEN DURDURULAMIYOR; KATİLLER KİM?

=========================================

24 OCAK 2015, İSPARTA,
‘AYDINLANMA DEVRİMİ ŞEHİTLERİMİZİ
ANMA’ ETKİNLİĞİ

24 Ocak 1993’te öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990’da öldürülen
ADD kurucu genel başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümlerini içeren
24 -31 Ocak günleri arasındaki hafta, 21 yıldır  ‘Adalet ve Demokrasi Haftası’ olarak anılmaktadır.

Emperyalizmin kanlı, karanlık ilişki ağlarını halkın anlayabileceği bir dil ve yöntemle
açığa çıkaran aydınlarımız, halkımızın yarınlarını çalan, işbirlikçi, devşirilmiş çetelerin
kumpas ve tertipleri ile birer birer aramızdan alınarak katledilmişlerdir.

“Özgürlüğe adanmış bir top çicek gibi” kanları dökülen aydınlarımızı;

  • Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Çetin Emeç,
    Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Esref Bitlis, Gaffar Okkan,
    Necip Hablemitoğlu…. ve aramızdan koparılan
    “AYDINLANMA DEVRİMİ ŞEHİTLERİMİZİ”;

Konuşmacı konuğumuz Sn. Prof. Dr. Ahmet SALTIK‘ın da katılımıyla bir kez daha anacak ve katillerini sorgulayacağız..

22. Adalet ve Demokrasi Haftası‘nda…

KATİLLER KİM ??? diye haykıracağız..

Yanıtını da vereceğiz..

Tüm Kemalist, cumhuriyetçi, devrimci, yurtseverlerle birlikte olmayı diliyoruz…

ISPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ BİLEŞENLERİ