Etiket arşivi: British Medical Journal

Aşı yetmez ! “Vaccine Plus”

Dr. Akif AKALIN

https://toplumcutip.blogspot.com/p/akif-akalin-ozgecmis.html?showComment=1641289049906
04.01.2022

Dün bilim insanları İngiliz Tıp Dergisi’nde (British Medical Journal) bir “açık mektup” yayınladılar. Mektupta birçok ülkenin pandemiyle “salt aşı” yaparak mücadele ettiğini, ama bunun yeterli olmadığını, aşı yanında halk sağlığı önlemlerinin de alınması gerektiğini ifade ettiler.

HALK SAĞLIĞI ÖNLEMLERİ OLMADAN OLMAZ

Aslında mektupta bilmediğimiz hiçbir şey yok. Pandeminin başından beri söylediklerimiz Omikron vesilesiyle bir kez daha yineleniyor. Bulaşı önlemek için sıkı tedbirler alınan ülkelerde hem ölümlerin, hem de ekonomik zararın daha düşük olduğu anlatılıyor.

Uzmanlar pandemiyle mücadele için önerdikleri “aşı yetmez” (vaccines-plus) stratejisi çerçevesinde özetle şunların yapılması gerektiğini savunuyorlar: aşının yanında halk sağlığı ömlemlerinin uygulanması, üretim kısıtlamasına ilişkin ölçütler getirilmesi ve testlerde pozitif bulunarak izole edilenlerin mali (akçalı) yönden desteklenmeleri.

Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün artık COVID-19 enfeksiyonunun “damlacık yoluyla” değil, “hava yoluyla” bulaştığını açıklaması ve halk sağlığı önlemlerinin hava yoluyla bulaşı önleyecek biçimde güçlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar.

ÖLÜMLERDEN ÖLÜM BEĞENMEK

Mektup yayınlanır yayınlanmaz sosyal medyada büyük tepkiyle karşılaştı.

  • Aşı yetmez, “halk sağlığı önlemleri” de aşıya eşlik etmeli..

anlatımının, şu veya bu ölçüde yeni kapanmaları çağıştırdığını bilenler veya “duyumsayanlar” hemen mektuba karşı saldırıya geçtiler.

Aşı yetmez!” stratejisini “yeni bir fantezi” olarak niteleyenler, her zamanki gibi “sol gösterip, sağ vuruyor”. Günümüzde hükumetlerin izole edilen yurttaşları mali (parasal) olarak desteklemelerinin olanaklı olmadığını, böyle bir istemin asla karşılan(a)mayacağını belirtiyorlar.

Halk sağlığı önlemleri de uygulandığında, yani virüsün yayılmasını önlemek için sıkı önlemler alınması durumunda çocukların okullarından geri kalacağını, emekçilerin evlerine ekmek götüremeyeceklerini savunuyorlar.
(AS: HES… Emekçi için “Hayat eve SIĞMIYOR!”)

Özetle söyledikleri şu: Evet, belki Halk Sağlığı önlemleri alın(a)madığı için “virüsten” ölüyoruz, ama Halk Sağlığı önlemleri alınırsa bu kez “açlıktan” öleceğiz!

Ve ölümlerden ölüm beğeniliyor, açlıktan ölmektense, virüsten ölmek yeğleniyor.

Bu “seçim”, eve ekmek götürülemediğinde açlıktan ölümün “kesin” olduğu, ama COVID-19’a yakalanan herkesin ölmediği biçiminde mantığa büründürülüyor (rasyonelleştiriliyor).

DÜŞEREK Mİ, AÇLIKTAN MI ÖLEYİM?

Neredeyse tıpa tıp aynı bir us yürütmeye (rasyonelleştirmeye) yaklaşık on yıl önce katıldığım bir toplantıda da tanık olmuştum.

Tuzla tersanelerindeki işçi cinayetlerine karşı bir İşçi Sağlığı Platformu oluşturulmuştu. Platform, Petrol-İş Sendikası’nda bir toplantı düzenlemişti. Toplantıda söz alan bir tersane işçisi aynen şu tümceleri kurmuştu:

  • “Ben biliyorum, o direğin tepesine çıkarsam düşüp ölürüm. Bilmediğimden değil! Çıkmazsam işten atılırım, açlıktan ölürüm. Ben direkten düşerek mi öleyim yoksa açlıktan mı öleyim; bu ikisi arasında seçim yapmak zorundayım. Benim önümde yaşam seçeneği  yok zaten!”

EMEKÇİLERİN ÖNÜNE YAŞAM SEÇENEĞİ KOYMAK ZORUNDAYIZ

Pandemi, işçi cinayeti, sel felaketi, deprem… Adını siz koyun.

  • İstisnasız (AS: Ayrıksız) bütün felaketlerin (yıkımların) dönüp dolaşıp, yoksulun ve emekçinin başında patladığını biliyoruz.
  • Emekçi çaresiz!

Çünkü 1980’lerden beri tüm dünyaya giderek daha çok egemen olan neoliberal sağcı politikalar emekçinin önünden “yaşam” seçeneğini kaldırıyor. Önünde bir “yaşam” seçeneği göremeyen emekçi, her zaman ölümlerden ölüm beğenmek zorunda kalıyor.

Emekçi bu ruhsal durummdayken biri çıkıp “aşı yetmez, halk sağlığı önlemleri de alınsın” deyince, çılgına dönüyor. Çünkü binlerce yıldır “açlıkla terbiye edildi”. Aç kalmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor.

Çünkü binlerce yıldır açlıkla terbiye edilmiş bu insanlar,

  • “gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” günlerin gelebileceğine inanamıyor.

=============================================
Dostlar,

Değerli meslektaşımız Dr. Hakkı Açıkalın‘ı bu başarılı irdelemesi için kutluyoruz. Kendisi ne yazık ki çok erken emekli oldu. Ancak içindeki “HALK SAĞLIĞI” ateşi, –bizde de olduğu gibi– cayır cayır.

Kurduğu web sitesinde çok değerli yazılar yazmakta.

Dr. Akalın Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Kanada’ya gitti ve orada Ryerson Üniversitesi Halk Sağlığı Okulunda 4 yıl eğitim aldı. Özgeçmişi ve hizmetlerine bakılmalı:

https://toplumcutip.blogspot.com/p/akif-akalin-ozgecmis.html

Türkiye’de AKP = RTE iktidarı 1 Temmuz 2021’de tüm salgın savaş önlemlerini (Halk Sağlığı Önlemlerini!) kaldırdı AŞI dışında..
Kararlılıkla vurgulandı, “ARTIK AŞI VAR!”

HES : Hayat eve sığar..
HES, Emekçi için kocaman bir aldatmaca!..
“Hayat eve SIĞMIYOR!” eve ekmek girmezse..

Doğallıkla, salt “aşı” ile özlenen toplum bağışıklığına hala erişelemedi, hatta toplumsal bağışıklık ülkemizde artık artmıyor, azalıyor..
3 aşılı olanlar tam bağışık saılırsa, bu sayı 19 milyonu biraz aşıyor.
Gerçekte 3 Biontech aşısı olanları tam aşılı saymak gerek ki bu 10 milyon bile değil korkarız..

Dolayısıyla, başta yetersiz aşılama ve Halk Sağlığı önlemlerinin büyük ölçüde terk edilmesi olmak üzere, pek çok etmene ikincil (bağlı) olarak salgın ülkemizde ve dünyada denetim altına alınamıyor.

Neo-liberal yabanıl (vahşi) kapitalizm, bizim 40+ yıldır öğrencisi olduğumuz Halk Sağlığı / Epidemiyoloji bilim alanının gerekleini yerine getir(e)miyor. Bedeli, en temel insan hakkı olarak SAĞLIKLI YAŞAM HAKKIndan yoksun bırakılan emekçiler canlarıyla ödüyor.

  • Omicron‘dan hastaneye yatış riski Delta’nın yarısı. Ama bulaştırıcılık 70 kat, çok kısa sürede patlayan hasta sayısı hastaneleri zorlayabilir.
  • AŞI + bilinen kişisel korunma yöntemleri ve toplumsal – çalışma yaşamında, eğitimde.. sosyal devlet destekli kimi sınırlamalar zorunlu.

Ülkemizde ve dünyada en can alıcı soru / yumuşak karın, SALGINDA KİMLERİN ÖLDÜĞÜ”DÜR!

Evrensel kuraldır                                 :

  • YOKSUL DAHA ÇOK HASTALANIR, DAHA ÇOK ÖLÜR..
  • Ölmeden kurtulursa daha da YOKSULLAŞTIRILMIŞTIR ve yeni bir hastalık – ölüm daha da yakınlaşmıştır!

Bütün dünyanın EZİLENLERİ birleşmeli ve kapitalizmin – emperyalizmin kanlı ellerinden yaşam haklarını ve onurlarını kurtarmalıdır, hem de bu yüzyıl içinde!

Lütfen tıklayınız, TURCOVAC henüz aşı değil, aşı adayı.. skandal! Evre 3 çalışması yoktur!

http://ahmetsaltik.net/2021/12/30/turkovac-asi-adayinin-bilimsel-verileri-makalesi-nerede/

Sevgi ve saygı ile. 04 Ocak 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) Bilim Kurulu 2. Bşk.

www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter : @profsaltik     

 

TAAMMÜDEN CİNAYET İŞLEYENLER ve SUÇ ORTAKLARI

Dostlar,

Son günlerde sahte ilaç operasyonları haberlerini basında izliyor ve
Halk Sağlığı adına kaygı duyuyoruz.

Konu ciddidir ve hastaların yaşamlarına kasıttan farksızdır.

Devr-i AKP’de bu acı olaya da tanık olduk.
Geçmişte de benzer olaylar görüldü ancak bu buyutta değillerdi.

Sorunu, yaşamını Farmakoloji’ya adayan, bizim de öğretim üyesi olduğumuz
AÜTF (Ankara Üniv. Tıp Fak.) Farmakoloji (İlaçbilim) Anabilim Dalı’ndan
emekli hocamız Sayın Prof. Dr. Cankat Tunulnay‘ın kaleminden okuyalım..
Cankat hoca aynı zamanda Türkiye Akılcı İlaç Kullanım Platformu Başkanı.

Bu arada Sağlık Bakanlığı’nı çok daha ciddi önlemler almaya çağırıyoruz.
Bu bağlamda ULUSAL İLAÇ SANAYİSİNİN DESTEKLENMESİNİ,
giderek artan oranlarda ilaç gereksiniminin ulusal üretimle karşılanmasının
stratejik ulusal hedefler kısa- orta – uzun erimde hedeflenmesini öneriyoruz.

En geniş kapsamda ise AKILCI İLAÇ KULLANIMI politikalarının
tüm toplumda uygulanmasını…

  • Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelikli tutulmasını;
  • her-ke-se hemen, etkin – yaygın – sürekli kamusal koruyucu
    sağlık hizmeti verilmesini…

    tek çıkar yol görüyoruz.

Bu önerimiz sağaltıcı (tedavi edici) sağlık hizmetlerinin özel olabileceği anlamına gelmez.. Bu sitede kezlerce yazdık; Liberalizimin kurucusu Adam Smith bile,

  • “Sağlık hizmetleri piyasaya bırakılamayacak denli kritik – önemli hizmetlerdir.” buyurmaktadır (The Wealth of Nations – 1776).

Sevgi ve saygı ile.
14 Aralık 2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

Not : yazıda “teammüden” olarak geçen sözcüğü, “taammüden” olarak düzelttik
(Ferit Devellioğlu; Osmanlıca Türkçe Sözlük) ve tıbbi terimleri yer yer ayraç içinde açıkladık..

========================================

TAAMMÜDEN CİNAYET İŞLEYENLER ve SUÇ ORTAKLARI

Acı İlaç


PROF. DR. F. CANKAT TULUNAY

EACPT onursal Başkanı, Türkiye Akılcı İlaç Kullanım Platformu Başkanı

[email protected]   +1 512 5477703

Bir kişiyi önceden tasarlayarak, bile bile öldürmeye ‘taammüden cinayet’ denir ve eskiden cezası idamdı, şimdi ağırlaştırılmış müebbet hapis. Yani daha önceden plan yapıp,
bir kişiyi öldürseniz alacağınız ceza bu. Ama elinizde bilimsel veriler olmadan,
hiçbir testten geçirmeden kafadan yaptığınız bir formülle insanı değil insanları öldürürseniz hiçbir cezası olmadığı gibi kesenizi de doldurursunuz. Senelerdir Türkiye’de durum bu. Taammüden hasta öldürme suçu yalnız ilaç firmaları tarafından işlenmemekte; SB, SGK bürokrat ve danışmanları ve bunları bilmeden reçete eden doktorlar da bu suça ortak olmaktadır. Kezlerce yazdık ama bazıları NATO kafa!!!..
Tekrar onların bile anlayacağı dilde yazalım. İngiltere’de bir milyon ikiyüzdoksanikibin üçyüzotuzyedi hasta üzerinde yapılan ve British Medical Journal‘de yayınlanan çalışmada efervessan tabletlerin (AS: Suda köpürerek dağılan, eriyen) normal tabletlere göre felç riskini %22, hipertansiyon riskini 7 kat, tüm nedenlere bağlı ölümü %28 artırdığı ve bu konuda kamuoyunun uyarılması gerektiği açık bir şekilde yayınlandı (bkz: http://www.klinikfarmakoloji.com/index.php?q=node/1259). Türkiye’de ne bu ilaçları üretenlerden, ne Sağlık Bakanlığından ve ne de SGK’dan çıt çıkmadı. Kalan sağlar bizimdir felsefesi ile hastalar kaderlerine terkedildi…

TİTCK (AS : Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) hastaların ölümüne sebep olacak ilaçlara biyoeşdeğerlik şartını da kaldırarak ruhsat vermeye devam ediyor…
İşte size benzeri olmayan bir örnek! ROSUVASTATİN 10 mg + ASPİRİN 100 mg effervessan tablet. Hintliler tarafından tablet ve kapsül şeklinde keşfedilen (!) bu ilaç Türkiye’de ne hikmetse hiçbir klinik araştırma ve biyoeşdeğerlik testinden geçirilmeden ruhsat alabilmiştir. Avrupa ve ABD’de benzeri yoktur!

1.     Rosuvastatin+aspirin effervessan tablet 15.81 mmol potasyum ihtiva etmekte ve kullanım amacı kolesterolü düşürmek ve kalp krizini önlemek??? Bırakın kalp hastalarını, yüksek potasyum sağlıklı kişiyi bile öldürür. Kandaki normal potasyum düzeyi 3.6-5.2 mmol/l olmalıdır. Bu seviyenin üzerinde potasyum (hiperkalemi) çarpıntı, mide krampları, ishal, kas spazmları, nabızda zayıflama, irritabilite, kalp yetmezliği, kalbin elektriksel iletiminde bozulma, ventriküler fibrilasyon ve ölüme sebep olur.

2.     Rosuvastatinin biyoyararlanımı son derece düşüktür (%20) Alüminyum hidroksit, kalsiyum karbonat, mağnezyum hidroksit, sodyumbikarbonat gibi maddeler emilimini ve etkisini (varsa!!) azaltır. Türkiye’de ise rosuvastatin effervesant tablette (20 mg)  506.07 mg sodyumbikarbonat ve 40 mg tuz (sodyum klorür) bulunmaktadır. TİTCK  yetkilileri ve Ruhsat Komisyonu üyeleri herhalde farklı bilgilere sahipler. Bu ilaçlara ruhsat verme gerekçelerini  açıklayarak kamuoyunu aydınlatmaları gerekmektedir.

3.     STAGE (Aİ) (Rosuvastatin) SB onaylı prospektüsünde: ‘Rosuvastain’in,
aluminyum ve magnezyum hidroksit içeren bir antiasit süspansiyonu ile aynı anda kullanılması Rosuvastatin’in plazma konsantrasyonunu yaklaşık %50 azaltmıştır…’ denilmektedir. Sodyum bikarbonat acaba ne yapıyor?????

4.     Nasıl oluyor da Rosuvastatin’in klasik tablet ve effervesan tabletleri aynı tMax (maksimum kan düzeyi) seviyesine 5 saatte erişiyor?. Türkiye’deki efervesan tabletlerin farmakokinetiği incelenmiş midir (başka ülkelerde incelenmiş)? Eğer farmakokinetik çalışma yapılmadan bu bilgiler prospektüse yazılıyorsa TİTCK ve ilacı imal edenler doğruları söylemiyor, hasta ve doktorları kandırıyorlar demektir ki; bu da çok büyük bir suçtur! Bu konuda Türk Tabipleri Birliği ve Türk Eczacılar Birliği ne yapıyor?
Bu kurumlarda ilaçtan anlayan kimse yok mu?!!! Veya ilaç yerine başka konular
daha mı cazip geliyor???

5.     Benzeri olmayan eşdeğer nasıl yaratılıyor??? Neden daha fazla ödeniyor?
20 mg Rosuvastatin effervesan tablet 30 adet (COLEFIX, Vitalis)) 45.18 TL,
klasik tabletler örneğin STAGE (Aİ) 20 mg 28 tab 37.06, ROSUVAS (Bilim) 29.44 TL…

6.     Rosuvastatin tabletlerin ilacın T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı prospektüslerinde 70 yaş ve üzeri hastalarda başlangıç dozu 5 mg olarak önerilmektedir. Bu sebeple klasik tabletlerin çoğu çentikli tablet şeklinde ve bölünebilir. Yani 10 mg tablet ikiye bölünerek 5 mg alınabilir. Efervesan tablet nasıl ikiye bölünecek ve NEDEN EFERVESAN TABLETLERDE 70 YAŞ ÜZERİ HASTALAR İÇİN BAŞLANGIÇ DOZU 5 VEYA 10 MG YAZMAKTADIR??? Efervesan olunca doz da mı değişiyor???

7.     Bu sayfalarda yazmaktan bıkmadığımız (!) ALKA-SELTZER’e gelince!
Bakın ilacın ABD resmi web sayfasında ne yazıyor (Alka-Seltzer ABD’de de OTC olup bedeli ödenmez): ’Baş ağrısı veya vücut ağrıları ile beraber mide yanması, hazımsızlık (acid indigestion) ve mide ekşimesinin; baş ağrısı ile beraber midede rahatsızlık;
baş ağrısı, vücut ağrıları veya tek başına ağrının geçici tedavisi için kullanılır’.
SGK bu ilacı nasıl kalp ilacı yaptı? (TİTCK ve SGK yetkilileri için bkz. : http://www.alkaseltzer.com!!!!!!, lütfen British Medical Journal’i de okuyun veya İngilizce bilmiyorsanız bir bilene tercüme ettiriniz).

Daha önce yazdık ama bir kez daha yazalım : Türkiye’de Alka-Seltzer 324 mg Aspirin ve 1625 mg  (444 mg sodyum) sodyumbikarbonat (yemek sodası) içerir… 324 mg Aspirin
ne işe yarar? Kardiyovasküler profilakside (AS : korunmada) kullanılamaz, ağrı için
çok düşük doz. Ağrı için en az 2 tablet almanız gerekir ki, bu da aldığınız tuzu iki katına çıkartır… Sağlık Bakanlığı’nın fikri başka, zikri başka. Bir taraftan tuzun zararlarını anlatacaksınız (http://www.ailehekimligi.gov.tr/images/stories/Kitaplar/tuz%20tketimi%20ve%20salk.pdf) öbür yandan  AKILSIZ İLAÇ KULLANMAYA EN GÜZEL ÖRNEK OLAN BİYOYARLANIMI, BİYOEŞDEĞERLİĞİ VE FARMAKOKİNETİĞİ BİLİNMEYEN EFFERVESSAN TABLET KULLANIMINI TEŞVİK EDECEKSİNİZ… (Şimdiye dek hangi efervessan tabletin piyasa kalite denetimi yapılmıştır, uzun süreli rafta bekleyen ilaçlarda bozulma var mıdır?)

8.     Akılsız ilaç kullanım ve ruhsatlandırma yanlız yukarıdaki örneklerle sınırlı değil. Topikal NSAID + lokal anestezik pomad hangi aklın ürünüdür ve hangi hastalık (ağrı) için kullanılır?.. Migren profilaksisinde uyuşturucu bir ilaç olan (opiyat) KODEİN kullanımına dünyada Türkiye’den başka izin veren ülke var mı? Kanser dışında opiyatların kronik ağrılarda kullanılmayacağını sizlere kimse öğretmedi mi?
Kodein iptilası ortadan kalktı mı?

9.     Hemen tüm ülkelerde OTC olan topikal NSAID ve öbür ağrı kesiciler
neden geri ödeme listesinde?.. Senelerce effervessan aneljezikleri geri ödeme kapsamına almayan Türkiye, ne değişti de şimdi bol keseden ödüyor?

Hepimizin şapkamızı önümüze koyarak yukarıdaki hususları ve öbür sorunları
ciddi olarak düşünmemiz gerekmektedir. Bu ülke hepimizin ve hepimiz bu ülkede bir gün hasta olabilir ve ölümümüze neden olacak ilacı kullanabiliriz. Öte yandan, ilaç giderlerinin çokluğundan sözederken SGK’nın gereksiz ilaçları ödemesini anlamak olanaklı değildir. Herkes akılcı ilaç kullanmaktan ahkam keserken bu akılsız işlemlerin sebebi nedir? Bazı kişilerin duygusal (!) olmaları mı yoksa cahil olmalarımı?..

  • Bir taraftan ahlaksız ve vicdansız kişilerin sahte ilaçları
    bu ülkede kol gezerken,

biz 21. yüzyılda reçetesiz ilaç satan eczacıları parayla cezalandırma peşindeyiz..
Neden önce eğitmeyi denemiyorsunuz?… Sağlık Bakanımız vatandaştan kuşkulu ilaçların fotoğrafını çekerek (vesikalık mı, boydan mı belirtilmemiş!) Bakanlığa bildirilmesini isterken, TİTCK yeni web sayfasında vatandaşın (doktor ve eczacı dahil) ilaç kullanım ve kısa ürün bilgilerine erişimini engelliyor!?..

Herkese ilaçsız günler..
(AS : Olanaklı mı ki?!)