Etiket arşivi: AKP genel başkanı

TÜY DİKTİNİZ TÜY

TÜY DİKTİNİZ TÜY

Rifat Serdaroğlu

14. yüzyıl başlarına kadar Avrupa’da tuvalet kullanımı bilinmezdi.
İnsanlar dışkılarını lazımlıklara yapar, dolunca da pencereden aşağı atarlardı.
Sokaklar pislik, insanlar hastalık içindeydi.

Avrupalı asiller, o yıllarda sokağa üç uşak ile çıkarlardı! (Şimdiki 200 araba, 2000 koruma gibi) Biri şemsiyeci, biri tüycü, diğeri ise parfümcü idi.
Şemsiyecinin görevi, evlerden atılan dışkıların asilzadenin kafasına düşmesini engellemek idi. Kakası gelen asilzade sokakta istediği yere kakasını yapar, tüycü hemen üzerine tüy dikerdi. Amaç asilzadenin kakasının diğer insanlarınkine karışmasını önlemekti. (Bizde Ağanın b.kunun üstüne b.k olmaz, gibi)
Tüy dikildikten sonra parfümcü uşak, dışkının üstüne bolca parfüm sıkardı.
Yani hem kakanı sokağa yapacaksın, hem poponu herkes görecek, hem üstüne tüy diktireceksin, hem de üzerine parfüm sıkacaksın! Tüy dikmek budur!

  • AKP Genel Başkanının üniversite diploması ve serveti hep tartışma konusu olmuştur.

Kendi ifadesiyle, tüm serveti bir nişan yüzüğü olan birinin, dünyanın en zengin sekiz siyasetçisinden biri olması, tam da tüy dikilecek bir olaydır.
Fakat, bazıları bizim Savcılarımız gibi değil ki? Yurtdışında alınan mallar, gizli hesaplardaki milyar dolarlar, iştirakler, gökdelenler herkesin gözüne battı. Özellikle yabancı istihbarat örgütlerinin!
Sonunda konu ABD Temsilciler Meclisinin önüne geldi. Temsilciler Meclisi üyeleri kendilerine verilen bilgi ve belgeleri incelediler ve oyladılar. 435 Üyeli Meclisin 413’ü iddialar araştırılsın, dedi.
Böylelikle tarihimizde ilk kez bir Cumhurbaşkanının Türkiye dışında edindiği mallar araştırılıp sorulacak;

“Bu kadar büyük bir serveti nasıl edindiniz, diye?”

Hem adınız kirletildi, hem mahrem yerleriniz göründü, hem de etrafa pis kokular yayıldı. İşte buna kelimenin tam anlamıyla “Tüy Dikmek” denir…

CHP Genel Başkanının siyaset yapma anlayışı, öncelikle kendi partisi içinde çok tartışılır. Benim anlayamadığım olay şudur;
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ve Babacan’a öyle bir kucak açtı, öyle destek verdi ki, anlam veremedik. Sanki bu ikilinin AKP ile hiç ilgileri olmamış, 19 senelik yıkımda, soygunda, katliamlarda, peşkeş çekilen özelleştirmelerde, yolsuzlukların saklanmasında, tarikat ve cemaatlerin devlete sokulmasında, rejimin değiştirilmesi çalışmalarında hiç suçları yokmuş gibi, pamuklara sardı bu ikiliyi!
Bu tarz, “Efendim, bunlar AKP’den oy alacaklar! Bu yüzden destekliyoruz” basitliğiyle izah edilemez.
O zaman şunu sormak hakkı doğar; Ne zamandan beri, Anayasanın ilk altı maddesi “oy hesabı” olarak kullanılmaya başlandı! Ne zamandan beri, kendini kullandırmaktan utanmayan, gel deyince koşan, git deyince Başbakanlığı bırakan adamlar kıymete bindi? Bunlarla mı ortaklık yapılacak?
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak deyişini hatırlamak lazım.
CHP yönetimi, AKP larvalarına gösterdiği ilgiyi, sevgiyi kendi evlatları olan milletvekillerine gösterseydi, bu kopmalar yaşanmazdı.
İşte bu davranışa kelimenin tam anlamıyla “Tüy Dikmek” denir.

Aziz Türk Milleti;
Siyaset, ülkemize hizmet etmenin yollarından sadece biridir.
Siyaset dürüst ve cesur insanların işidir. AKP’nin yaptığı ve diğer partileri de alıştırdığı gibi, yol bulma, tuzak kurma, ülkemizin kurucu değerlerini yok sayma, Türk Milletine yalan söyleme işi değildir.
Bu şekil siyaset yapanlar, basit kasaba politikacıları ve politik hırslarını, akıllarının vicdanlarının altında tutamayanlardır. Bunların ülkemize verecek zarardan başka hiçbir şeyleri yoktur.

Bizler yani DOĞRU Partililer, Laik Cumhuriyetin değerlerine ve kurucu önderimize sonuna kadar bağlı, Türk Milletine asla yalan söylemeyecek, kendilerini Türk Milletine, demokrasiye, özgürlüklere adamış vatanseverleriz. Lütfen bizi diğerleriyle bir tutmayın.
Biz sadece Türk Milletine bağlıyız, sadece ondan emir alırız. Ülkenin her yerini dolaşıyoruz. Çok yakında bizi anketlerde göreceksiniz.
Gittiğimiz her yerde öyle sağlam tohumlar atıyoruz ki, gelecekte bu tohumlar Türkiye’yi en ileri düzeye taşıyacak.

Aziz Türk Milleti;
Çare sizin elinizde, ya kendi öz tohumlarınızı seçeceksiniz ya da hibrit tohumları! DOĞRU Partililerin görevi size doğruları ve gerçekleri anlatmaktır.
Takdir sizindir. Kararınızın sonucuna da birlikte katlanırız.
İnşallah bu kez, 2002’den sonra yapılan her seçimde olduğu gibi ülkemizin üstüne tüy dikilmez…

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Şubat 2021

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

DARBE

DARBE

Suay Karaman 
11 Mayıs 2020

Başta AKP genel başkanı olmak üzere siyasal iktidar, bir darbe yapılacak söylentisini ortaya çıkartmaktadır. Muhalefet partisi sözcülerinin cümlelerinden kelime cımbızlayarak, özellikle CHP’nin darbeyi davet ettiğini yaymaktalar. AKP genel başkanı yaptığı konuşmalarda sürekli olarak “Ce Ha Pe zihniyetine” yüklenmekte, çok ağır eleştiriler yapmaktadır.

Yapılan bu konuşmalar gündem değiştirmek amaçlıdır.

  • Bugün ekonomik olarak batış gündemdedir, iflas gündemdedir. Bu ekonomik iflas, ülkemizin çok sıkıntılı günler geçireceğinin, şiddetli açlığın, işsizliğin, yoksulluğun habercisidir.

AKP genel başkanı, ne olduğu belirsiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunurken, bu sistem darbeler dönemini sona erdirecek demişti. Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır derken, şimdi bu darbe söylemlerini gündeme getirmek anlamlıdır.

“Ne istediler de vermedik”, “bitsin bu hasret” sözleriyle içli dışlı oldukları Fethullah Gülen ve ekibi ile birlikte Ergenekon, Balyoz gibi sahte kanıtlarla Ordumuza ve milletimize kumpas kuranlar unutulmadı. İktidar, ekonominin dibe vurmasını, başta maske dağıtılamaması olmak üzere salgın dönemindeki beceriksizlikleri, dövizin sürekli yükselmesindeki başarısızlıkları, “darbe yapılacak” yalanıyla perdelemek ve gündemi değiştirmek istemektedir. Yandaş basın da, bu konuda siyasal iktidarın hizmetindedir.

Evet, yıllardır ülkemizde bir darbe söz konusudur; çünkü sivil darbe yapılmaktadır. Askeri vesayete son veriyoruz diyenler, sivil darbe yapmaktadırlar. Bir siyasal iktidarın, yasama, yürütme ve yargıyı kendine bağlayarak, her koşulda sürekli kendi istediğini yapmak için uğraşması, tüm devlet kurumlarını ele geçirmek için sistemli bir şekilde kadrolaşması ve kendilerine karşı olanları bir şekilde yargılayıp, susturması açıkça sivil darbedir. Elindeki siyasal gücü, rejimin kuralları dışına çıkarak hukuksuz amaçlara yönelmek, hukuk dışı tutum ve davranışlarda bulunmak, sivil darbedir.

Sivil darbe öyle bir aşamaya geldi ki, siyasal iktidara karşı söz söyleyenler hemen tutuklanmaktadır. Sivil darbe öyle bir aşamaya geldi ki, ülkemizin doğal güzellikleri ve kaynakları keyfi olarak, rant için talan edilmekte, yağmalanmaktadır. Sivil darbe öyle bir aşamaya geldi ki, meslek örgütlerini demokratik seçimlerle kazanamayan siyasi iktidar, yasal düzenleme yoluyla işlevsizleştirmek ve denetlemek istemektedir.

Barolar hukuk dışına çıkılmasına direnince, Tabip Odaları gerçekleri dile getirince,  mühendis ve mimar odaları talana karşı hukuk mücadelesi yaparak, ülkenin yararını savununca kuduran siyasal iktidar, şimdi yapacağı yeni düzenlemeyle, sivil darbesine yeni bir halka daha ekleyecektir. AKP genel başkanının açıklamaları otoriter bakış açısının yansımasıdır. Kendi fikirlerini anayasadan ve yasalardan, hatta hukuktan üstün gören bu anlayış, demokratik değildir. Üstelik bu anlayışa “ileri demokrasi” adı verilerek, cahil halk kandırılmaktadır.

Bugün Ordu, MİT, jandarma, polis, istihbarat, yargı, basın, üniversiteler, kamu kurumları iktidarın elindedir. Darbe kimler tarafından ve nasıl yapılacaktır? Şu ortamda yalnızca halk, siyasal iktidarı hile karıştırılmayan bir seçimle değiştirebilir. Bu da muhalefetin başaracağı olumlu çalışmaların yanında, göstereceği yetkin ve seçkin adaylar ile sağlanabilecektir ki bunu zaman gösterecektir.

Darbe ya da darbe ortamlarının yaşanmaması, hukuk devleti ve demokrasinin hiçbir biçimde kesintiye uğramaması için, ülkeyi yöneten iktidarların hukuk devleti ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, gerçek demokrasiyi etkin hale getirmeleri gerekir. İşte bu nedenle her zaman, her koşulda gerçek demokrasi etkin kılınmalı, hukukun üstünlüğü gerçek anlamda sağlanmalıdır. Sivil yönetimler demokrasiyi benimsedikleri ve hukuk ilkelerine bağlı kaldıkları zaman, darbe ortamlarının yaşanmadığı herkes tarafından görülecektir. 18 yıldır ne olduğu, ne yaptığı görülen siyasi iktidar kendi başarısızlığını yine başkalarına yüklemek amacıyla ortaya attığı darbe söylemiyle, kendini kurtarmak istemektedir. Ancak yolun sonu gözükmektedir.