Etiket arşivi: “yeni çözüm süreci”

YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ!

18 Temmuz, 2021 Rıfat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Önce HDP içindeki “ Ak Güvercin” lakaplı yeni akil insanları konuşturdular;
“Eğer Kürt sorununu çözecekse, bir defa daha AKP ile işbirliğine hazırız…”

Sonra İmralı’ya, özür ve işbirliği mesajı taşıyan heyeti gönderdiler.
Eşzamanlı olarak Kandil’deki PKK Baronlarına da, özür heyeti gitti!
En son Gergerlioğlu’nun milletvekilliği de iade edildi!
Üstüne üstlük, İsrail ile de tekrar kanka olundu!
Eksik kalan Saray Ordusu, Afganlı ve Suriyelilerle tamamlandı!
“Kürt Devletinin” kurucu babaları ABD ve İsrail de görüşmeleri destekledi!

Yakında Barzani’yi yine “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlatıp,
Diyarbakır Meydanında, kömür karası boyalı saçlı Şivan ve AKP’den aday olunca PKK kurşunu ile çolak kalan İbo ile megri-megri diye şarkı söylerken görürsek şaşırmayalım! Özgül ağırlık Bülent’i de “Ağlayan Karga” figürü olarak sahneye aldık mı, tamamdır…

Mademki yaşanan acılar ve ihanetler çabuk unutuluyor ve böyle kolayca özür dileniyor, PKK tarafından hayatları, umutları, gelecekleri ellerinden alınan insanlarımız, sadece Tek Adam rejimi uğruna unutuluyor, ben de bu güne kadar çok yüklendiğim,

  • eski kokainman, Kürtçe bilmeyen, ama anası Türk, esas adı Artin Agopyan olan tecavüzcü Apo’dan herkesin önünde özür dilemek istiyorum;

Seni, yeni arkadaşın Eşbaşkan’dan bu kadar yıl ayrı tuttuğumuz için,
Seni, 54 bin insanın canını almak zorunda bıraktığımız için,
Seni, Türk Devletinin 400 milyar Dolarını yok etmek zorunda bıraktığımız için,
Barış olsun diye Türkiye’nin bir bölümünü sana hemen vermediğimiz için,
Seni, daha önce anlayıp Kürdistan’a “Başkan” yapmadığımız için,
çok-çok özür dilerim.

Kusura bakma Apo. Biz, T.C.’nin MİT Müsteşar Yardımcısının (Bugünkü MİT Başkanı), senin Oslo’daki elemanlarına “Sizinle savaşan Ordu, şimdi içerde” dediği ve yeni arkadaşının onu korumaya aldığı an anlamalıydık, kimin gerçek hain olduğunu!

Özür dileriz Apo. Biz, T.C.’nin Genelkurmay Başkanının “Terör Örgütü Başkanı” olmak suçundan zindana tıkıldığı, senin çapulcularının “Şeref Localarında” devletin valisi tarafından ağırlandığı an anlamalıydık, senden daha koyu hainler olduğunu!

Bağışla bizi Apo! Biz, senin militanların T.C.’nin sokaklarından geçerken sinirlenmesinler diye, Türk Bayrağını kaldırın emrini veren Subayların var olduğu ve kendi silah arkadaşlarına bile ihanet eden komutanların olduğu bir ordunun bu halinden bir halt olmayacağını baştan anlamalıydık, seni boşuna uğraştırdık be Apo!
Kurmay aklının, sümüklü bir hocaya yenildiği an anlamalıydık üniformasını satan Paşaların olduğunu!

Anlayamadığım bir konu var Abduş. Sen bir “Özeleştiri” yapıp bizi aydınlat.

  • Sen Marksist-Leninist-Kürtçü-Ateist bir Narko-Terör örgütünün önderisin.

Arkadaşın Eşbaşkan ise Siyasal İslamcı, İhvancı biri!
*Nasıl oluyor da; İkiniz de Emperyalist Devletlerin işbirlikçileri olabiliyorsunuz?
*Nasıl oluyor da; İkiniz de Avrupa Birliğine taparsınız?
*Nasıl oluyor da; İkiniz de Atatürk’ten nefret edersiniz ve Dinciler-Kürtçüler olarak birlikte Atatürk’e “Deccal” dersiniz?
* Nasıl oluyor da; Şeyh Said – Seyid Rıza- İskilipli Atıf Hoca – Derviş Memed ikiniz için “Kahraman” sayılır?
*Nasıl oluyor da; İkiniz de “Türk Milleti” , “Türk Devleti” diyemezsiniz?

Bunlar benim kafamı karıştırıyor?
Madem bu kadar fikir birliği içindesiniz, adeta ruh ikizi gibisiniz, neden ayrı-ayrı partileriniz var be Apo? Bu kadar masraf, bu kadar adam, ne gerek var?
Birleşin, biriniz Başkan diğeriniz Başbakan olun, gül gibi geçinip gidin!

Abduş Heval;
PKK’ya karşı savaşan ve çok şehit veren “Köy Korucuları” var ya, artık korunacak bir şey kalmadığına göre bunların hepsini kovun. Yerlerine, “Yeni Barış Sürecini” korumak için senin militanları getirin. Bunlara dolgun maaş-sosyal güvence ve TOKİ’den ev verin, mutlu olsun çocuklar!
Artan olursa Belediye Zabıtası yapın ama bunlar da silahlı olsunlar.
Ne olur ne olmaz değil mi Abduş?
Kandil’deki komuta heyetini de, topunu birden “Maldiv Adalarına” gönderin, adamların popoları denize girsin, biraz medeniyet görsünler!

Tüm bunları gerçekleştirirken yanlışa düşmeyesiniz diye, önce bir “Pilot Bölge” belirleyin, önce orda test edin, sonra Türkiye’de uygulayın.
Örneğin, “Bayrak” konusunu çözmek için, elinize PKK bayraklarını,
Öcalan’ın posterlerini alın, gidin Kuzey Irak’a Barzani ağabeyinize bunları anlatın. “Biz, senin bayrağın olmadan, PKK bayrağı ile Erbil’de bir miting yapmak istiyoruz” deyin. Bakın size nasıl demokratikçe yaklaşacak ve kucaklayacak?
Ne bayrağın sopası, ne denize girecek, ne de oturacak poponuz kalır!..

Sağlık ve başarı dileklerimle.

Rıfat SERDAROĞLU : KİRALIK KAFANIN BEDELİ KÖLELİKTİR

KİRALIK KAFANIN BEDELİ KÖLELİKTİR

portresi_gulen

 

Rıfat SERDAROĞLU

Geldiğimiz noktaya bakar mısınız?
Binlerce yıllık devlet tecrübesi olan Türkiye Cumhuriyetinin kaderi 2 kişinin
eline kaldı!
Birisi; (AS: Bay RTE!)

*Cehalet, bilgi-görgü eksikliği ve aile ortamından kaynaklanan açgözlülük ile boğazına kadar şaibeye batmış, yalnızca kendini kurtarma derdinde!
-Devlet, elinde silah olan ve insan öldürmeye devam eden bir
Narko-Terör örgütüyle (AS : PKK) müzakere etmez.
-Devlet, Cemaat-Tarikat gibi illegal ve gizli örgütlerle birlikte yönetilmez.
-Bulunduğumuz coğrafyada Güçlü – Milli Ordusu olmayan milletler yaşayamaz.
-İletişim araçlarının bu kadar geliştiği çağımızda, hiçbir baskıcı-yasakçı rejim
ve tek adam yönetimi ayakta kalamaz
.
-Küreselleşen dünyada, dünya ve ülke ekonomik gerçeklerini keyfinize göre değiştiremezsiniz. Değiştirir ve başarısız olursanız, kendi insanlarınızı fakirleştirirsiniz. (AS: Türk insanı AKP ile yıllardır yoksullaştırılmakta!) 
Devlet yönetmenin değişmez bu gerçeklerini bilmeyen “Birisi”;
Narko-Terör örgütünü devletin muhatabı yaptı.
“Çözüm süreci” diye, terör örgütünün silahlanmasına, şehirlerimizi ve
devlet yollarını ele geçirmesine, her tarafın “bomba ve mühimmat deposu” haline getirilmesine izin verdi. Devletin en hassas birimlerine Cemaat militanlarını
bizzat kendisi yerleştirdi. Bakanlıkları Tarikatlar arasında pay etti. Milli Ordumuza kumpas kurulmasına ve yıpratılmasına yol verdi. Özerk kuruluşlarımıza müdahale ederek, ülke ekonomisinin dengelerini bozdu. 

Diğeri; (AS: Apo!)

Emperyalist Devletlerin yüz yıllar evvelki “Kürt Kartının” ve “Yeni Sevr’in” gönüllü oyuncusu oldu. Sakat (AS: Engelli) bıraktıklarıyla birlikte 54 binden çok 
insanımızın yaşamını çaldı. Yıktırdı-yaktırdı- öldürttü. Milyarlarca dolarımızın
heba olmasına yol açtı.

Örgütünün (AS : PKK)
– üçte birini Ermeni çetelerinden,
– üçte birini İranlı Kürtlerden ve
– diğerini de kandırıp dağa çıkardıkları Kürt çocuklardan oluşturdu.

İlk yakalandığında; “Ben Kürt değilim, benim anam Türk’tür.
Ben Devletin hizmetindeyim.”
diyen kokain bağımlısı bu sapık,
yukarıdaki “Birisi” sayesinde hala can aldırmaya devam ediyor…

Değerli Okurlar;

İleride çok ilginç olaylara tanık olacaksınız!
Çünkü Birisi” ve “Diğeri” her konuda daha önceden zaten anlaşmışlardı!
7 Haziran’da yapılan Genel Seçimler bu ikilinin istediği gibi sonuçlanmayınca, Fidan (AS: MİT Müsteşarı Hakan Fidan!) eliyle anlaşma yenilendi.

Kaba hatlarıyla plan şu                            ;

“Diğeri” kan akıtmaya, can almaya, yıkmaya-yakmaya devam edecek.
“Birisi” kahraman edasıyla terörle mücadele ediyor gibi görünecek!

Bu arada, yüzlerce genç yaşamlarını yitirecekmiş, ekonomi çökme noktasına gelecekmiş, kimin umurunda!

1 Kasım’dan 15-20 gün önce, “Birisi” barış çağrısı yapacak,
Diğeri” ateşkes sağlayacak ve yeni çözüm süreci başlayacak!
Birisi akan kanı durduran kahraman olarak seçimden tek başına iktidar olarak çıkacak ve “BAŞKAN” olacak.
Diğeri” ise, hastalık bahanesiyle önce ev hapsine,
sonra da dışarı çıkarılacak…
8

Veleddalin Âmin!

Ayı, arkadaşlarına “Bu sene dağda armut çok bol olacak..” demiş!
Arkadaşlarından biri; “Nereden biliyorsun?” diye sorunca,
Canım öyle istiyor.” demiş.
Birisi” ile “Diğerinin hesabı da aynen ayının hesabı gibi!
Türk Milletinin o eşsiz sağduyusunu, devletine-tarihine-geleceğine,
yeri geldiğinde nasıl sahip çıktığını bu iki sepet bilmiyorlar.

Türk Milleti, bu çirkef oyunu mutlaka kafalarına geçirecektir.
Göreceksiniz!

==================================

Dostlar,

Önceki Sağlık Bakanlarımızdan yürekli ve birikimli yazar Sayın Rifat SERDAROĞLU, yazdıkça açılıyor gördüğünüz gibi..

İlerleyen yaşı ile emeklilik yaşamının tadını çıkaracak iken yaşadığı şu gerilime ve acıya bakınız.. Biz de sözde tatildeyiz ama ne emperyalizm tatile çıkıyor ne de içerideki iğrenç maşaları! Dolayısıyla gecenin 02:38’inde, Ağustos böceklerinin derin sessizliği içinde “peeeeeeeek çok” insanımız “deriiiiiin” uykularda iken biz klavye başında nöbetteyiz…

Büyük Atatürk;

Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yok temek isteyen kapitalizme karşı savaşımı MESLEK edinmesi gereken zavallı bir halk olmanın gerektirdiği yapılanmayı hedeflemeliyiz.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Derken, “meslek edinmeliyiz” kritik vurgusuyla yüksek zekasını bir kez daha
ortaya koyuyor :

“Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yok temek isteyen kapitalizm..” ile savaşım (mücadele) öyle boş zamanlarda, hafta sonlarında ya da tatillerde işten arta kalan zamanlarda verilebilecek bir savaşım mıdır?! Yoksa, bu 2 lanetli – kadim düşmanla sürgit savaşımı “2. bir meslek edinerek” “sürekli”, güncel ölçü ile “7/24” mü sürdürmek gerekir?O, Yüce ATATÜRK;

  • “.. Ben, günü geldiğinde, en büyük armağanım olmak üzere Türk ulusuna canımı vereceğim..” kararlılığı içinde yaşamadı mı? Onca yoğun yaşam ile ömrünü “hızla”
    bizim için tüketmedi mi? 57 yaş ölünecek yaş mıydı? Dediğini tam da yapmadı mı??

*****

Atalar boşuna mı uyarmıştı : “Su uyur; düşman uyumaz!” diye?

Artık uyanmanın zamanıdır..
Nazım Hikmet‘in de güzelim çağrısında çook ustaca yaptığı gibi :

Kuvayı Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir!

Toplumu kim uyandıracak?

Biz de Sayı Serdaroğlu gibi iyimseriz…

Türk Milleti, bu çirkef oyunu mutlaka kafalarına geçirecektir…

Sevgi ve saygı ile.
23 Ağustos 2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com