Etiket arşivi: TEMEL SAĞLIK MEVZUATI

TBB’den : SAĞLIK HUKUKU EĞİTİM SEMİNERİ..

Türkiye Barolar Birliği – TBB’den

SAĞLIK HUKUKU EĞİTİM SEMİNERİ..
SAGLIK_HUKUKU_SEMINERI_TBB_19.9.2015

 

 

Dostlar,

Türkiye Barolar Birliği çok başarılı işlere imza atıyor.
Balgat’ta inşa edilen modern ve yüksek kapasiteli merkezlerinde hemen her gün
bilimsel, ekinsel (kültürel), sosyal, politik, mesleksel, sanatsal etkinlikler sergileniyor.

Yukarıda belirtilen SAĞLIK HUKUKU eitimi de bunlardan biri..
19 Eylül 2015 Cumartesi günü sabahtan akşama bu programa katıldık.
Büyük konferans salonu doluydu ve birkaçyüz genç avukat tam gün,
eksilmeyen bir dikkat ve ilgiyle eğitime katıldılar.

Konuşmacılar arasında bir Tıp Hocası, Yüksek Sağlık Şurası Üyesi olarak bulundu.
Değerli dostumuz, meslektaşımız, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Sedat IŞIK ve biz 2 hekim idik..

Sağlık Hukuku bizim de ilgi duyduğumuaz alanardan.
Tıp Fakültesinde lisans ve lisansüstü düzeyde bu dersleri verdik, veriyoruz.
Halen, çalıştığımız AÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda, Dönem 5’te “Temel Sağlık Mevzuatı” (Turkish Health Legislation) dersimizin yansılarını görmek için lütfen tıklayınız..

Saglik_Mevzuati

*****

Bu hizmetiçi eğitimden çok yararlandık, hukukçularla etkileşimde olduk.
Bu eğitim aynen, 20 Eylül 2015 Pazar günü de yinelenecek.
Katılım çok yüksek olduğundan, program 2 kez yinelenmiş olacak.

TBB Başkanı Sayın Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve çalışma arkadaşlarını kutluyoruz.
Bu bağlamda çalışmalarının sürmesini dileriz.

Sevgi ve saygı ile.
20 Eylül 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

TBB’den Sağlık Bakanlığı Hakkında Suç Duyurusu


Dostlar
,

  • TBB (Türkiye Barolar Birliği),
    Sağlık Bakanlığı hk. suç duyurusunda bulundu!

Yasal toplantı ve gösteri haklarını şiddet kullanmadan, Anayasa’nın 34. maddesinde tanınan temel hak bağlamında kullanan kitlelere “polis vahşeti” ni bütün dünya gördü ve kınadı. Ağır sonuçları ortada.. İç savaş gibi bir fatura..

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı

Anayasa madde 34 – (Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.)

  • Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve
    gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
  • Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni,
    suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve
    kanunla sınırlanabilir.
  • Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Bilinen 5 ölüm, 15 dolayında insanın göz yitiği, 100 dolayında ağır yaralanma ve yaşamsal tehlike, kol kopması, kafatası kırıkları, kaburga kırıkları, kalp krizleri,
panik ataklar ve travma sonrası stres bozuklukları (PTSB).. 8 bini aşkın yaralı!

“Allah Allah, ya Allah Bismillah” diye naralar atarak silahsız kendi halkının üzerine sürülen iktidarın polisi.. Devletin polisi olamadı, RTE’nin milis gücü oldu ne acı ki ve ulufe dağıtıldı!

İler tutar yanı yok.. RTE’nn polisi kendi yurttaşlarına kabulü olanaksız,
hukuk dışı vahşet uygulayarak insanlık suçu işledi.

İnsan Haklarının ve Temel özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme md. 3 :

  • “Hiç kimse işkenceye veya gayrı insani veya küçültücü ceza veya muameleye
    tabi tutulmayacaktır.”

Bu maddeye dayalı olarak Nisan 2012’de Ali Güneş davasında AİHM,
biber gazı kullanımı nedeniyle Türkiye’yi 10 bin € para cezasına çarptırdı!

İHEB md. 25 : Md. 25.1- “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyinme, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır…”
(10 Aralık 1948; Türkiye taraf)

Bu süreçte hekimler de yasal meslek örgütleri TTB (Türk Tabipleri Birliği) öncülüğünde, meydanlarda, sokaklarda…

– panzer altında kalarak ezilen,
– gözü çıkan, 
– kafası patlayan, 
– kolları kopan, 
– kemikleri kırılan,
– kalp krizi geçiren,
– gazdan astım krizine giren,
– panik atağa giren….. 
GERÇEK ACİLLERE

yerinde, özveri ile, ücretsiz, gönüllü sağlık hizmeti = İLK VE ACİL YARDIM HİZMETİ sundu.

Bu hizmeti Sağlık Bakanlığı yerinde vermek zorunda idi Anayasa md. 56 gereğince..
Polis – Kolluk, sağlık ekiplerinin cankurtaranla ulaşabileceği koridorlar açmak zorunda idi 2559 sayılı PVSK ve ilgili Tüzük ile Ceza yasası gereği..

Kapalı alanlara asla gaz sıkılmamalıydı..
Kaldı ki biber gazı uygulamasında AİHM Türkiye’yi mahkum etmişti
(Ali Güneş davası, Nisan 2012; yukarıda değinildi).

Hedef gözeterek plastik mermi kullanmanın, biber gazı kanisterlerini insanlara yöneltmenin, basınçlı ve ilaçlı suyla insanları yaralamanın ve hasta etmenin..

  • Çivili sopalarla birtakım “siviller” (?!) polisin içinde nasıl olabilir??
    Kim bunlar??

İnsanları böcek gibi görerek gazlamanın ve onurunu aşağılayarak copla dövmenin..

Sağlık Bakanlığı asal görevini yapmadı; böylelikle suç işledi 663 sayılı YGK
(yasa gücünde kararname, KHK) gereğince :

  • MADDE 2- (1) Bakanlığın görevi; herkesin bedensel, zihinsel ve
    sosyal bakımdan tam bir iyilik durumu içinde yaşamını sürdürmesini sağlamaktır.”
  • Md. 2/3/ç : “Acil durum ve afet hallerinde sağlık hizmetlerini planlar ve yürütür.”
  • Md. 2/3/f : “Görevin ve hizmetin gerektirdiği her türlü tedbiri alır.”

Sağlık Bakanlığı gerçekte 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 257. maddesine
aykırı olarak toplumsal olayların meydana geldiği yerlerde acil tıbbi müdahale birimleri kurmamak yoluyla görevi kötüye kullanma suçunu işledi.

Sağlık Bakanlığı bu asal görevlerini yapmadığı gibi, yasal olarak yapan
sağlık çalışanlarına soruşturma açarak görevini kötüye kullandı!

Borçlar Yasası‘nın “Hukuka aykırılığı kaldıran hâller” başlığı altında düzenlenen
63 ve 64. maddeleri de sağlık çalışanlarına, olay yerinde acil gereksinim duyanlara
bu sağlık hizmetini vermesini, daha üstün bir hakkın (yaşama hakkının!) korunması  adına yasal saymakta ve korumaktadır.

Sağlık Bakanlığı bu görevlerini yapmamakla kalmayıp, yasal yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışan sağlık çalışanlarını engelleyerek, haklarında idari – yasal işlem başlatarak da görevini kötüye kullanmıştır.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu‘nu, bir meslektaşı olarak açıkça kınıyoruz.

RTE’nin polisi de, hiç sıkılmadan bu özverili gönüllü sağlık çalışanlarının ellerini arkadan kelepçeleyerek savaşta bile yapılamayanı yaparak, savaş hukukunu
bile çiğnediler!

Oysa hekimler Hipokrat yemini gereği, hiçbir ayrım yapmadan, gereksinimli
her-ke-se ilk ve acil yardım yapmak zorundadır. Ayrıca 6023 sayılı yasaya
(Md 59/g) dayanan

Tıbbi Deontoloji Tüzüğü‘nün 1-3. maddesi de böylesi bir yükümü tanımlar :

  • Madde 1-2 : Ayrımsız bir biçimde insan yaşamını, sağlığını gözetmek,
    ilk yardımda bulunmak hekimlerin, diş hekimlerinin birinci ödevidir. 
  • Md. 3 – Tabip, vazifesi ve ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanamadığı âcil vakalarda, mücbir (zorunlu) sebep olmadıkça,
    ilk yardımda bulunur.
    (
    Diş tabibi de, kendi sahasında, aynı mükellefiyete tabidir.)

Ayrıca; TTB HEKİMLİK MESLEK ETİĞİ KURALLARI gereği
(TTB yayın tarihi : 01.02.1999) :

Acil Yardım

Madde 10- Hekim, görevi ve uzmanlığı ne olursa olsun,
gerekli tıbbi girişimlerin yapılamadığı acil durumlarda, ilk yardımda bulunur.

Uluslararası Sözleşmelere Uyma Zorunluluğu

Madde 33- Her hekim, başta İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi olmak üzere
tüm insan hakları belgelerine ve hekimlikle ilgili ortak kurallara uymakla yükümlüdür.

Olağanüstü Durumlar ve Savaş

Madde 38- Hekim, olağanüstü durumlar ve savaşta, evrensel nitelikteki tıbbi etik kurallarını yansızlıkla uygular. Hasta ve yaralı sayısının çokluğu nedeniyle,
herkese gerekli tıbbi yardımın verilemediği koşullarda,
hekim, tedavi olasılığı yüksek olan ağır vakalara öncelik verir.

  • Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi:

İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’un 2. maddesinde “İnsanın menfaatlerinin ve refahı, bilim veya toplumun menfaatlerinin üstünde tutulacağı” hüküm altına alınmıştır.

Kanun’un 8. maddesine göre “Acil bir durum nedeniyle uygun muvafakatın alınamaması halinde, ilgili bireyin sağlığı için tıbbî bakımdan gerekli olan herhangi bir müdahale derhal yapılabilir.” denmektedir.

Bu uluslararası antlaşma ve sözleşmelerin Anayasanın 90. md. uyarınca (son fıkra) üstün hukuk normları olduğunu, iç yasalarla çelişmeleri durumunda bunların uygulanacağını, hatta anayasaya aykırılıklarının bile ileri sürülemeyeceğini
anımsatmak isteriz.

****************
TBB’nin tarihsel suç duyurusu aşağıda ve şöyle bitiyor :

  • “SONUÇ : Yukarıda arz edilen nedenlerle; toplumsal olayların meydana geldiği yerlerde mevzuat gereği acil tıbbi müdahale birimleri kurmayarak görevlerini kötüye kullanan ve hekimlerin derhal müdahalesini gerektiren koşullar oluştuğu halde hekimleri görevlerinin gereğini yerine getirmekten caydıran ve
    kamu görevlilerinin görevini yapmasını engelleyen Sağlık Bakanlığı
    kamu görevlileri hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak haklarında
    kamu davası açılmasını saygılarımızla talep ederiz.”

Teşekkürler TBB ve Sayın Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu!

Saglik_Bakanligi_Hk._Suc_Duyurusu

Okunması dileğiyle TBB’ye teşekkür ederiz.

Not : Ankara Üniv. Tıp Fak. de uzun yıllardır TEMEL SAĞLIK MEVZUATI derslerini üstlenmiş bulunuyoruz. Ayrıca hekimlere, avukatlara, sağlık yöneticlerine.. dönük
Sağlık Hukuku Sertifika Programlarında eğiticilik görevlerimiz de olmakta.
Bu bakımdan, soruna ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuat kurallarını derleyerek
bir katkımızın olmasına çabaladık.

Sevgi ve saygı ile.
5.7.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net