Dostlar,
Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan‘ın seçimler ve seçim hileleri hakkındaki “KRİTİK” önem taşıyan yazısını özenle okuyalım, okutalım..
Gelecek seçimler için olağanüstü dikkatli olalım ve benzer hataları asla yapmayalım..
Teşekkürler Sayın Ercan, yerinde saptamalarınız ve uyarılarınız için.
Bizim de 2011 seçimleri için bu sitede çok kapsamlı bir irdelememiz yer almıştı :
Sevgi ve saygı ile.
26.6.2013, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==========================================
Şimdiye dek 1. sıradaki partiye büyük avantaj tanıyan d’Hondt sistemi nedeniyle, ayrıca herhangi bir hileye gerek kalmadan, %10-%20 arası fazladan milletvekili bahşedildiği için elektronik yollardan oyların çalındığı yönündeki iddialara pek yandaş olmamıştım.
Ancak bu kez, göze çarpan anomali “seçime katılım oranı”dır. Şimdiye kadarki seçimlerde ortalama %76 olan katılım oranı bu seçimde birden bire %83’e fırlamıştır… (YSK seçmen sayısını 53,2 milyon yerine 52,5 milyon aldığı için katılımı %85 olarak veriyor..) Seçime katılım oranında ~ %7’lik ani artış yaklaşık 3,7 milyon “ek” seçmen oyu demektir ve bu rekor katılımın açıklaması gerçekten zordur. 9 yıllık bir iktidar döneminden sonra oylarını %31 artıran bir parti dünya demokrasi tarihinde görülmedi.
“Muhtemel bir CHP + MHP koalisyon iktidarından korkan pasif seçmenlerin tepkisi” şeklindeki bir açıklamak da kuşkularımızı gidermekte yetersiz kalıyor. 3,7 milyon ek oy AKP hesabına “bir şekilde” girdi ise o zaman bu rekor sonuç anlaşılır. Komplo teorilerine karşı her zaman çok temkinliyim; buna karşın bu kez “acaba?” demekten kendimi alamadım. AKP oylarından, dolayısıyla toplam geçerli oylardan bu “acaba?” lı oyları çıkardığımızda “makul” sonuç şöyle oluşacaktı ki; bütün anketlerin ortalaması da
kabaca bu rakamları gösteriyordu zaten:
• AKP…… %48 290 mv
• CHP…… %30 150 mv
• MHP…….%15 75 mv
• BDP……..% 7 35 mv
AKP Meclis’te yine de salt çoğunluğu sağlayacak ve tek Parti Hükümetini kurabilecekti; ama BDP ile birlikte de olsa, 2/3 çoğunluk rakamı 367’den 42 eksik olacaktı.
Oysa şimdi yalnızca 5 eksiği var.
- Acaba kozmik odalarda birileri fren yerine yanlışlıkla gaza mı bastı??
Tabii bütün bu komplo faraziyeleri üzerine konuşmak boşuna ve çok geç.
Muhalefetin her bakımdan işi baştan sıkı tutması, sandıklara pür dikkat sahip çıkması gerekirdi.
***
“Şeytan üçgeninde Demokrasi” başlıklı söyleşimde, 2002 seçiminde tüm seçmenin dörtte birinin oyunu alan bir Partinin, çarpık mantıklı seçim yasası sayesinde,
Meclis’teki sandalyaların üçte ikisini nasıl aldığını açıklamıştım..
Aşağıdaki tablo, 2011 seçim sonuçlarını yansıtıyor. AKP yine Meclis’te %60 çoğunluk elde etmiş durumda. O zaman da küçük Partilerin ve Bağımsızların seçime girmemeleri, oyların iki büyük Muhalefet Partisinde toplanması gerektiği yönünde tavsiyelerde bulunmuştuk;
Eğer tavsiyemiz tutulsa, %10 barajı altında kalan küçük partiler ve bağımsızlar seçime katılmasalardı, yani 2 milyonun üzerindeki oylar “çöpe” gitmeseydi tablo değişecek, CHP 150, MHP 60 milletvekili çıkarabilecekti.
Ve bunun sonucu AKP 304 milletvekilinde kalacaktı. İktidar muhalefet arasındaki fark 174’ten 130’a düşecekti. Bizim tavsiyelerimizi o zaman çok yanlış anlayanlar oldu. (maalesef bu tipler hala siyasi yorumlar yapıyor, etrafa akıl dağıtıyorlar) .
Prof. Dr. Ali Ercan
(25.6.13)