Etiket arşivi: Prof. Dr. Dilek Aslan

Nevzat EREN Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumu-14


Nevzat EREN

Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumu-14

Nevzat_Eren_anmasi_21.3.2015

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çooook değerli ağabeyimiz, dostumuz, dava arkadaşımız, önderimiz,
“Nevzat arkadaş” ı…



“Nevzat Ağabey”
i aramızdan ayrılışının 15. yıl dönümünde (13 Mart 2000)
özlemle anıyor ve arıyoruz…

Anma etkinliğine emek verenlere, başta HÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı‘ndan meslektaşımız genç ve çalışkan – vefalı Prof. Dr. Dilek ASLAN olmak üzere,

1975’ler sonrası başkanlığını yaptığı Ankara Tabip Odası‘na ve
Genel Sekreterliğini yaptığı Türk Tabipleri Birliği‘ne (Halk ağlığı Kolu’na)
teşekkür ederiz.

Duyuru – çağrı posteri yukarıda… İlgi ve bilginize sunarız…

Kendisi için aramızdan ayrılmasından çok kısa süre sonra, 4 Şubat 2000’de, 15 yıl önce yazdığımız bir yazıyı paylaşmak istiyoruz. 4 A4 sayfa (Arial 10 p) olan yazı
pdf olarak aşağıdaki erişke (link) ile çağrılabilir.

Prof. Dr. Nevzat Eren’in Özgörevi..

Prof._Dr._Nevzat_Eren’in_ozgörevi_04.02.10_Ahmet_Saltık

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Not : 12 Mart 2011’deki anma etkinliği bir kitap (147 sayfa) olarak bastırılmıştı.
Bizim de düzenlemesine emek verdiğimiz kitapçık önemli bir belge olarak pdf biçimiyle aşağıda (16+ MB)..

BİR SAĞLIK SEVDALISI Prof. Dr. Nevzat Eren’den İleriye Kalanlar

Anma Kitabı, İleriye Kalanlar, 12.3.11

13 EKİM – BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜNYA AFET RİSKLERİNİN AZALTILMASI GÜNÜ

Dostlar,

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı adına
Dr. Özge Yavuz Sarı ve Prof. Dr. Hakan Altıntaş tarafından

  • 13 EKİM – BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜNYA AFET RİSKLERİNİN AZALTILMASI GÜNÜ

nedeniyle hazırlanmış olan bilgi dökümanı aşağıdaki bağlantılarda..

Afet_Risklerinin_Azaltilmasi_Gunu_13Ekim2014.

İlgilenenler için saygılarımızla (Prof. Dr. Dilek Aslan gönderisi)

Ayrıca lütfen bakınız;

  • TÜRKİYE’NİN AFET RİSK YÖNETİMİ 17. YUVARLAK MASA TOPLANTISI..
    9 OCAK 2015, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi
  • Erişkesi -linki : ODTU_17.YMT DUYURUSU
    ODTÜ’den TÜRKİYE’NİN AFET RİSK YÖNETİMİ
    17. YUVARLAK MASA TOPLANTISI..

SEÇMEN KÜTÜKLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİ, YAŞLANAN TÜRKİYE ve…??


SEÇMEN KÜTÜKLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİ, YAŞLANAN TÜRKİYE ve…??

Dostlar,

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu, eski DİE), 31 Aralık 2013 sonu Türkiye nüfus verilerini özet bir demografik raporla web sitesinde yayımladı file:///G:/Demografi/Nufus_2013.htm).

Bilindiği gibi artık ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ kullanmaktayız
2000 yılından bu yana ve tüm nüfus hareketleri, başta doğum – ölüm ve göçler
(içe – dışa göçten çok yurt içi adres değişiklikleri) olmak üzere çevrim içi (on line) verileri işlenmekte. Bu sistem ne ölçüde güvenilir, uygun yöntemlerle test edilmesinde büyük yarar var. Bu amaçla sondaj yöntemine dayalı kimi örneklem çalışmaları yapılabilir, yapılmalıdır. Bu tür sayıma “de jure” sayım denilmekte. Sözcük anlamıyla “hukuka dayalı” demek..
Yani yukarıda değinilen demografik hareketliliklerin başta Nüfus Hizmetleri Yasası olmak üzere mevzuat gereği yasal birimlere bildirilmesi ve sanal ortamda kayda alınması varsayımına dayalı. Önceki sistem ise “de facto” sayım idi.. Sözcük anlamıyla “gerçeğe dayalı” .. Yani sokağa çıkma yasağı konarak herkesi evlerinde birer birer saymak ve kayda geçirmek.. Her 5 yılda bir yapılıyordu 1927’den başlayarak (birkaç aksama dışında).

Yıl Nüfus
1927 13.648.270
1980 44.736.957
1985 50.664.458
1990 56.473.035
1997 62.865.574
2000 67.803.927
2007 70.586.256
2008 71.517.100
2009 72.561.312
2010 73.722.988
2011 74.724.269
2012 75.627.384

Bu yasaya (NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU, yasa no 5490, RG: 29/04/2006,
sayı 26153) göre “ulusal adres veri tabanı ile MERNİS veri tabanının ilişkilendirilmesi” gerekiyor (md. 48).

Madde 15,

“Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan başlayarak Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunludur.” diyor.

Madde 31/e ise ölümlerin “10” (on) gün içinde resmi makamlara bildirimini yükümlüyor.

Ancak işlerin hiç de varsayıldığı gibi gittiğini söylemek olanağ yok…

Yukarıdaki tablodan 3 sayım verisini çekersek, aşağıdaki rakamlar çok güven sarsıcı.

1997 62.865.574
2000 67.803.927
2007 70.586.256

1997 – 2000 arası 3 yılda nüfus 5 milyon artarken (??), 2000 sonrası 7 yılda yalnızca 2,8 milyon artmış!?

Olacak şey değil.. Kabaca yıllık 1 milyon artış oluyor.. 7 milyon yerine 2,8 milyon..
4,2 milyon nüfus yitik! Tam bir rezalet..

Dahası, bu verilerle, İçişleri Bakanlığı’nın sağladığı bu veri tabanıyla YSK seçmen kütükleri hazırlıyor ve seçim yapılıyor.. AKP de güzel güzel iktidar oluyor!

Demokratik sitemin A’dan Z’ye, -açık söyleyelim- ırzına geçilmiştir, geçilmektedir.

Ve Türkiye’de kıyamet kopmamaktadır..
YSK da bu oyunun bilerek – bilmeyerek içindedir.
Bir anlamda bilerek – bilmeyerek suç ortağıdır..
İşte somut örnek.. 429 bin nüfuslu Antalya’nın Muratpaşa merkez ilçesinde 50 bin seçmen kütüklerde yoktur!..
Bu ileri bilgisayar çağında böylesi bir major teknik hata olanaklı mıdır??
Asla.. Bu seçmenlerin hemen hemen tümünün CHP seçmeni olduğu savlanıyor.
Böyle seçim olur mu?
Oyunu mertçe oynamak gerekmez mi?
Demokrasinin en temel varsayımlarından biri

* Dürüst, açık, saydam, gizli – eşit oy açık sayım – döküm değil midir?

YSK mutlaka namuslu bir veri tabanına dayalı olarak seçim yapmak zorundadır.
Seçmen kütükleri 23.01.2014 günü askıdan indirilmiştir.
Bundan sonrası YSK’nın namusuna kalmıştır. Aksi durumlar ülkede istikrarı alt üst etmeye ve ciddi kargaşalar çıkarmaya adaydır.

  • Buradan YSK’yı bir kez daha uyarıyor ve gereken her türlü titizliğin
    sonuna dek, asla aksamadan eksiksiz gösterilmesini istiyoruz..

******

Türkiye, Demografi (Nüfusbilim) yazınında bir DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİ içinde görülmektedir. Daha önce bu sitede konuya ilişkin Sn. Prof. Ali Ercan‘ın ve
bizim epey yazılarımız yer aldı.

Türkiye, yaklaşık %1,5 (binde on beş) düzeyindeki hızlı ama anormal ya da -çok hızlı- olmayan bir nüfus artış hızı sahibidir. Nüfus çok gençtir, örn. ortanca yaş haşa 30’dur.
Bu 2 veri birlikte, bir ülke nüfusunun DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİ  içinde olması biçiminde yorumlanmaktadır. Türkiye’nin bu verileriyle 35-40 yıldan önce “yaşlı” nüfus olmayacağı kestirimi, projeksiyon hesapları ile çıkarılan trendlerden izlenmektedir.

Dolayısla vurgu, haksız – yersiz – doğru olmayan biçimde “yaşlanan nüfus” olgusuna değil; nüfus artış hızının %1’in de hemen altına çekilerek niteliğinin iyileştirilmesine yapılmalıdır.

Küresel yarışta tutunmak kalabalık ve niteliksiz bir nüfusla değil;
özellikle sağlıklı ve eğitilmiş optimal büyüklükte nüfusla olur. Türkiye’nin gerçek nüfusunu CIA %10 daha fazla vermektedir. 2014 başında Türkiye’nin gerçek nüfusu, %10 kayıt dışı ile 84 milyon dolayındadır ve Erbakan – Demirel – Erdoğan üçlüsünün yanıltılarak dillendirdiği gibi 100 milyonu besleyebilecek bir ülke değildir.

  • Dünya topraklarının %0,6 sına, enerji – su kaynaklarının %0,2’sine sahip
    bir ülke olarak Türkiye, toplam dünya nüfusunun % 1,1’ine sahiptir ve
    zaten orantısız biçimde gereğinden çok nüfus baskısı altındadır.

Sorun,

  • HER AİLEYE 1 ÇOCUK! 

Ulusal politikasıyla yoluna konabilir.. Hem de daha çok gecikmeden..

Daha fazla bilgi için lütfen şu dosyaya bakar mısınız??

HIZLI NÜFUS ARTIŞI SORUNU / The CHAOS of HUGE POPULATION GROWTH

http://ahmetsaltik.net/2013/12/02/hizli-nufus-artisi-sorunu-the-chaos-of-huge-population-growth/, 02.12.2013

Sevgi ve saygı ile.
03 Şubat 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net