Dostlar;
ABD yine Nobel ödüllerini silip süpürdü deyim yerinde ise.
Bu arada 2012 Nobel Barış Ödülü’nün AB’ye verilmiş olmasını mutlaka kaydedelim. Böylelikle İsveç Karolinska Enstitüsü’nün poliiize oluşunun doruk bir örneğini daha gördük. Kestirimi zor olmayan birtakım ulusal lobilerin etkinliği tepelerde.
Yazık oluyor, bu ödül saygınlığını korumalı. “Rahmetli” Alfred Nobel‘in vasiyeti çiğnenmemeli. Orada konan ilkeler günün gerekleri ışığında güncellenerek korunmalı.
2012 NOBEL Ekonomi ödülüne gelince :
Lloyd S. Shapley ve Alvin E. Roth‘un çok değerli, nitelikli ve iyi niyetli olduklarından kuşkumuz yok. Kendileini içtenlikle kutlar ve emeklerini saygı ile selamlarız.
Ancak; bilim ve türevlerinden bu tür ödüller başlıbaşına bir soncul amaç / mit / fetiş değillerdir. Tüm insan çabaları gibi son çözümlemede araçtırlar..
İnsanın kişisel mutluluğunun, giderek barış içinde sağlıklı, üretken ve mutlu bir toplumsal yaşamın araçlarıdır. Başkaca bir yükümlemeye / işlevlendirmeye gerek yoktur. Bilimciler de kişisel doyumlarını insanları ve kollektif özne insan topluluklarını “sağlıklı, üretken ve mutlu” kılan katkıları üzerinden kendi profesyonel-bireysel doyumlarını sağlamalıdırlar.
Durum böyle olunca, bunca seçkin beyinin kuramsal düzlemde gerçekten çok değerli çalışmalarının somut yaşama yansımalarının sorgulanması kaçınılmaz oluyor.
Küreselleşen kapitalizm = Yeni emperyalizm neden içsel (doğasından kaynaklanan) dönemsel ve giderek sıklaşan-ağırlaşan bunalımlarından (krizlerinden) kurtul(a)mıyor?!
Küresel gelir dağılımı neden sınır (marjnal) düzeyde de olsa daha adil kılınamıyor?
Bu sorunsala koşut olarak yoksulluk (gerçekte YoksullaşTIRma!) neden hala 2 boyutta da yakıcılığını sürdürüyor? Dikey ve yatay düzlemde yayılan yoksullaşTIRma niçin denetim altına alınamıyor?
DB (Dünya Bankası) “yoksulluk sınırı” için
– Mutlak (absolute) Yoksuluk < 1 $ / gün gelir
– Göreli (relative) Yoksuluk < 2 $ / gün gelir
lanetli denklemleri / tanımlarını sürdürecek mi?
Bu maskaralığa artık bir son vermek gerekmiyor mu?
IMF-DB İkilisi 1944’te Bretton-Woods Kurumları olarak yaratıldılar.
Dünyaya sunuş (Prömiyer) çok albenili idi : İkiz Kızkardeşler (Tween Sisters)..
2. Büyük Dünya Paylaşım Savaşı ardından acı dersler çıkarılmıştı ve uzun dönemli “istikrar” için sıkı yapılanmalara gidiliyordu. Ancak İkiz Kızkardeşler çok yaşlandı ve yıprandılar.. 68 yaşını bitiriyorlar bu yıl!
Dünya yangın yeri.. Üstelik seçkin IMF uzmanı Davidson Budhoo 30 yıl önce haykırmıştı tüm dünyaya açık istifa mektubu ile..
Sonuç olarak; IMF-DB vb. türev kurum ve yapılanmalar güdümünde üretilenler büyük ölçüde pür / namuslu bilim olmayıp “postmodern bilim” karabasanıdır. Bu konuda yazdığımız kapsamlı makaleye sitemizde aşağıdaki erişkeden (link) ulaşılabilir.
http://ahmetsaltik.net/postmodern-bilim-karabasani-nasil-basetmeli/
Çözüm : Büyük Atatürk‘ün gösterdiği hedeftir..
* Sömürgecilik ve yayılmacılık (emperyalizm) yeryüzünden yok olacak ve yerlerine uluslararasında hiçbir renk, din ve ırk ayrıcalığı gözetmeyen yeni bir işbirliği ve uyum çağı egemen olacaktır.
“Bilgi Asimetrisi” kuramı ile 2001 Nobel Ekonomi ödülü sahibi Prof. J. Stiglitz‘in Türkiye’de bir programda (NTV’de Mithat Bereket’e) kaydettikleri çok önemlidir :
– Adam Smith’in Liberalizm kuramı doğrulanmamıştır..
Uğruna aklıcı ve örgütlü, uzun soluklu bir çaba gerekir. Prof. M. Chossudovsky ve
Prof. N. Chomsky’nin ortak söylemiyle,
DİRENİŞ KÜRESELLEŞTİRİLMELİDİR!
Sevgi ve saygı ile.
20.10.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net