Etiket arşivi: İstanbul Etibba Odası

Dünya Tabipler Birliği’nden Açıklama: ”TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasını kınıyoruz”

Dünya Tabipler Birliği’nden Açıklama:
”TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasını kınıyoruz”

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Dünya Tabipler Birliği (WMA) Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticilerinin gözaltına alınmalarına ilişkin derin kaygılarını belirten bir açıklama yaptı.

WMA Başkanı Dr. Yoshitake Yokokura bu gün yaptığı sert açıklamada gözaltıları, fiziksel şiddet tehditlerini ve TTB hakkında yapılan suç duyurusunu şiddetle kınadı.

‘WMA, Türk meslektaşlarımızın savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu yönünde kamuoyuna yaptıkları açıklamayı tam olarak desteklemektedir. Doktorların ve ulusal tabip kuruluşlarının savaşın ve silahlı çatışmaların yol açacağı insani sonuçlar konusunda hükümetleri uyarma görevi WMA’nın açık politikasının bir parçasıdır.

Türk Tabipleri Birliği’nin insan haklarını ve barışı destekleme görevi vardır; son gözaltılar ve suç duyurusu bu açıdan bizi derin kaygılara sürüklemiştir. Türkiye’nin 2003 yılında onaylamış bulunduğu Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 19’uncu maddesinde öngörülen ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırıları şiddetle kınıyoruz.

‘Türk yetkililerden TTB yöneticilerinin derhal serbest bırakılmasını ve sindirme kampanyasına son verilmesini talep ediyoruz. Dünyadaki hekim kuruluşlarını, sağlık, örgütlenme ve ifade hak ve özgürlükleri dahil olmak üzere Türkiye’nin insani ve insan hakları alanındaki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi için gerekli girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz.’
*****

The World Medical Association has expressed its grave concern over the arrests of leaders of the Turkish Medical Association (TMA).

In a strongly-worded statement today, the WMA President Dr. Yoshitake Yokokura condemned the arrests and the threats of physical violence and the criminal complaint that has been made against the TMA.

‘The WMA fully supports our Turkish colleagues in their public statements that war is a public health problem. The WMA has clear policy that physicians and national medical associations should alert governments to the human consequence of warfare and armed conflicts.

‘The Turkish Medical Association has a duty to support human rights and peace and we are alarmed about the latest arrests and the criminal complaint. We strongly denounce these attacks on freedom of expression, which is enshrined in article 19 of the International Covenant on Civil and Political Rights that Turkey ratified in 2003.

‘We call on the Turkish authorities to immediately release the physician leaders and to end the campaign of intimidation. We urge national medical associations around the world to advocate for the full respect of Turkey’s humanitarian and human rights obligations, including the right to health, freedom of association and expression’.
(https://www.wma.net/news-post/arrest-of-turkish-medical-association-leaders-condemned-by-wma/)
======================================
Dostlar, değerli meslektaşlarımız,

Dünya Hekimler Birliği’nin (The World Medical Association) çağrısını bütünüyle paylaşarak, katılarak yayınlıyoruz.

Siyasal iktidar herkese ve her kuruma gözdağı vererek susturmak, giderek teslim almak istemektedir.

Bu politikanın Demokrasinin D’si ile bile ilgisi veya bağı yoktur, kurulamaz.. Tam tersine faşizm – baskıcı rejim – totaliter / otoriter / despotik / diktatoryal bir rejime Türkiye kurgulu olarak sürüklenmektedir.

Gözdağı – korkutma – sindirme – bezdirme… politikası yaygın – ortalama halk kitlesine de dönüktür. Olasıdır ki gerçekte ileti verilmek istenen kesim bu yığınlardır. Bilinir ki,
yurtsever aydınlar kolay kolay bu tür manevralara teslim olmaz, pes etmezler.

Siyasal iktidarın başvurduğu baskıcı – hukuk dışı işlemlere bakarak gerçekte ne denli zorda hatta aciz durumda olduğunu görmek hiç de zor olmasa gerek. Ahh bir de bu tür eylemlerin özneleri aynaya bakıp ne yaptıklarını sorgulasa ve bir parça farkındalık sergilese; çok geç olmadan..

Başta AKP iktidarı – yöneticileri olmak üzere tüm Türkiye’nin serinkanlılığa ve sağduyuya öyle çok gereksinimi var ki..

TTB, Anayasa korumasında (md. 135) yasa ile kurulmuş (6023 s. yasa) kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur ve 65 yaşındadır (1953).
Gerçekte ilk kuruluşu 1929’a (İstanbul Etibba Odası) tarihlenir.
Nice iktidarlar, 12 Eylül faşizmi gelmiş geçmiş, TTB varlığını güçlenerek sürdürmüştür.

AKP de “şansını deniyor..” (!) boşu boşuna..

Sevgi ve saygı ile. 01 Şubat 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
TTB Ankara Tabip Odası Üyesi – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Kimya Mühendisleri Odası`na destek

Meslek örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerden
Kimya Mühendisleri Odası`na destek

http://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=ba8c2e94-a391-11e7-ada0-d63caa9f20bf, 27.09.2017
(AS : Bizim çok kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun mahkeme kararıyla görevden alınması üzerine TMMOB’ye bağlı 24 oda biraraya gelerek “Darbe Hukukuna, Anayasa İhlaline Ve Hukuk Dışı Kararlara Direneceğiz” başlıklı bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Kimya Mühendisleri Odası yönetimine karşı açtığı davada 25 Eylül Pazartesi günü Yönetim Kurulunun görevden alınması kararı verildi. Anayasa’ya karşı alınmış bu kararı protesto etmek ve Kimya Mühendisleri Odası’na destek olmak adına İnşaat Mühendisleri Odasında 27 Eylül Çarşamba günü basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda, TMMOB’ye bağlı 24 oda yanında CHP’li ve HDP’li vekiller, Türk Tabipleri Birliği, Ankara Tabip Odası, DİSK, KESK yönetici ve üyeleri ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu da hazır bulundu.

Basın toplantısına Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi adına Genel Sekreter Dr. Sezai Berber ve Dr. Selma Güngör, Ankara Tabip Odası Yönetimi adına da Başkan Dr. Vedat Bulut, Genel Sekreter Dr. Mine Önal ve Dr. Zafer Çelik katıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından okunan açıklamada 1983’ten itibaren hiçbir iktidar tarafından işletilmeyen antidemokratik bir hükmün; 12 Eylül dönemindeki bir KHK düzenlemesiyle işletildiği belirtildi. 2014 yılından itibaren (AS: bu yana) bu yönde girişimlerde bulunulduğunu ifade eden Koramaz “TMMOB ve bağlı Odalarının “idari ve mali denetimine” yönelik Bakanlar Kurulu kararları alınarak tebliğler çıkarılmıştır. 2016 yılı Şubat ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kimya Mühendisleri Odası’nı idari ve mali yönden inceleme kararı almış; 1 Kasım 2016 tarihinde de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, on bir Odamızı idari ve mali denetime tabi tutma girişimini başlatmıştır” dedi.

Bakanlık müfettişlerine istedikleri belgelerin web sitesinde olduğunun bildirildiğini söyleyen Koramaz, “Ancak Bakanlık, Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun görevden alınması için yargıya başvurmuştur.” diye konuştu.

Bakanlıkların Odaları denetlemeye yönelik talebinin (AS: isteminin) ve de mahkemenin önceki gün verdiği kararın Anayasa’nın 135. maddesi’ne aykırı olduğuna dikkat çeken Koramaz “Kimya Mühendisleri Odamızın Yönetim Kurulu, söz konusu hukuk dışı mahkeme kararı üzerine, görev başında olduklarını ve Oda Yönetim Kurulu seçimlerinin olağan şekilde 2018 yılı Nisan ayında yapılacağını açıklamıştır.” sözlerini kaydetti.

Kimya Mühendisleri Odası’yla dayanışmalarının devam edeceğini (AS: süreceğini) belirten Koramaz “Ülkemize, halkımıza, mesleklerimize, meslek örgütlerimize ve birliğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yaşasın TMMOB örgütlülüğü. Yaşasın haklı mücadelemiz.” sözleriyle açıklamasını bitirdi.

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Sezai Berber de şunları söyledi:

“TMMOB’a ve Kimya Mühendisleri Odası’na yapılan bu hukuksuz tutum hepimize karşı yapılmıştır. Bakanlıkla, Genel Müdürlük baskısıyla alamadıkları Odalarımızı hukuksuz bir biçimde alma gayreti (AS: çabası) içine girmişlerdir. Benzer saldırıları TTB de yaşıyor, İstanbul Tabip Odası yöneticilerinin görevden alınma davası devam etmektedir. Ancak onlar bilmiyorlar ki biz gücümüzü bilimden, emekten, demokratik gelenekten alıyoruz. Şimdiye kadar yapamadılar, bundan sonra da yapamayacaklar. Türk Tabipleri Birliği olarak her zaman TMMOB ve Kimya Mühendisleri Odası’nın yanında olduğumuzu ve bu haksız hukuksuz uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini ilan ediyoruz.”
==================================
Dostlar,

AKP’nin KARŞIT MESLEK ODALARINA BASKISI ÇİZMEYİ AŞIYOR..

(TMMOB Kimya Mühendisleri Odası’na dönük hukuk dışı uygulamalar nedeniyle yazılmıştır)

Biz de geçmişte, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası uyarınca meslek örgütümüzün değişik basamaklarında seçimle geldiğimiz görevler üstlendik. Edirne-Kırklarerli Tabip Odası yönetiminde, Türk Tabipleri Birliği (TTB) genel kurulu delegeliğinde, TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliğinde.. bulunduk. Az sayıdaki kimi profesyonel meslekler için Dünyanın her yerinde özel nitelikli yasal düzenlemeler yapılır, örgütlenmeler kurdurulur ve statüler sağlanır. Hekim Meslek Odaları bunların en başında gelir ve en eskilerindendir.

İngiliz Hekimler Birliği olan BMA (British Medical Association 1832’de, Amerikan Hekimler Birliği olan AMA (American Medical Association 1847’de kurulmuştur. Türkiye’de İstanbul Etibba Odası‘nın kuruluşu 1219 sayılı yasa ile (1928) 1929-30’a tarihlenmektedir. Benzer biçimde avukat örgütleri olan Barolar, Mühendis-Mimar Odaları da yapılandırılmıştır.

1982 Anayasasında bu çok özel ve toplumsal yaşam için vazgeçilmez olan özellikli profesyonel mesleklerin üyelerince örgütlenmesi istenmiştir. Sağlanan statü Anayasanın ilgili 135. maddesinin kenar başlığına da yansıtılmıştır : Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları..

Anlaşılmaktadır ki, bu meslek kuruluşları dernek, sendika, lonca örgütü, futbol kulübü… vb. lerinden ayrıcalıklı – korunmalı statüdedir. Anayasakoyucu bu özel meslek örgütlerini bir yandan “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” sayarken bir yandan da yönetsel ve akçal (mali) özerklik (otonomi) tanımıştır. Yönetim organlarını üyeleri demokratik seçimlerle belirleyecektir. Parasal kaynaklarını kendileri üretecektir, malları ise kamu malı niteliğindedir, örn. motorlu araçları siyah üzerine beyaz plakalıdır. Yöneticilerinin devlet protokolünde yeri vardır. Genel kural olarak yasal meslek örgütüne üyelik zorunludur.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları

   Madde 135 – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.

Anayasanın bu maddesinin gerekçesine bakıldığında, özellikli meslek üyelerinin kendine özgü sorunlarına en iyi çözümü demokratik biçimde kendilerinin getirebileceğine gönderme yapılıyor. Ne var ki, bizim yönetim geleneğimizde Anayasa ya da yasalar… önce kimi hak ve özgürlükleri tanımlamakta, hemen ardından içini boşaltacak pek çok sınırlama gerekçesine yer vermektedir. Anayasa md. 135’in de zaman içinde bu yönde eklemelerle adeta içi boşaltılmıştır tanımlanan yarı özerk statünün. Bu orantısız sınırlamalar Anayasakoyucunun muradı ile örtüşmemektedir, dolayısıyla Anayasaya aykırıdır. Merkezi yönetimin katı vesayetçi anlayışı orantısız uygulanmakta ve Anayasal rejimin özgürlükler dengesi güvenlik lehine bozulmaktadır. Böylesine paranoid bir güvenlik kaygısı artık Türkiye’de aşılmalıdır. Özgürlükler – güvenlik dengesi ilki lehine yorumlanmalı ve yaşama geçirilmelidir.

Kimya Mühendisleri Odası’nın incelenmek istenen hesapları zaten saydam olarak genel kurullarında açıklanmakta, yayınlanmaktadır basılı olarak. Denetleme kurulundan ve genel kurulun inceleme ve onayından geçmektedir. Oda’nın web sitesinde yayınlanmaktadır. Örn. Ankara Şubesi Başkanı Erkin Etike ODTÜ Kimya mezunudur ve ayrıca Hukuk eğitimi almış, avukatlık yapmaktadır. Kendisini kişisel olarak tanır ve biliriz. Veremeyeceği hiçbir hesabı olmadığından eminiz. Esasen bu konuda da AKP yönetiminin sabıkalı olduğunu biliyoruz (bkz. dip not).

İktidar partisi AKP öncelikle kendisinin ve kimi birimlerinin, üyelerinin bulaştığı yolsuzlukları temizlemelidir. Zarrab davası iktidarın boynundadır, Deniz Feneri davası Almanya’da nasıl sonuçlanmıştır? Yerel yönetimlerdeki başta imar planı rant yolsuzlukları ayyuktadır. İstanbul Büyükşehir’de Başkan Topbaş’ın imar planı vetosunu AKP’li Meclis üyeleri neden aynen geçirmiştir? Bu Mecliste 1 yılda 1500 kez, her çalışma günü gün 6 kez imar planı değişikliği ne anlama gelmektedir??

AKP iktidarı toplumun her kesiminde baskıcı yönetimle insanları yıldırmak, karşıtları susturmak ve muhalefetiz bir TEK ADAM DESPOTİZMİ kurmaktadır, kurmuştur. 22-23 milyona varan bir mürit – mensup kitlesi ile “seçimler” (!?) ne yapıp edip kazanılmakta ve Türkiye her geçen gün demokrasiden uzaklaştırılarak koyu bir karanlığa savrulmaktadır.

Ancak Türkiye, kendisine giydirilmek istenen bu deli gömleğini yırtacaktır. Direnmektedir. Giymeyecektir. Yitiren AKP kafası olacaktır. Sağduyulu AKP’liler içinden bu gerçeği görenlerin sayısı artmaktadır. Nitekim 16 Nisan halkoylamasında AKP + MHP ittifakı bile %50’nin altında kalmış ve YSK’ya yaptırılan operasyonla gayrımeşru Anayasa değişiklikleri topluma açıkça dayatılmıştır. 7 Haziran 2015 genel seçiminde de AKP %41’de ve 258 vekilde kalarak seçimi yitirmişti. Orada da seçim sonuçları fiilen tanınmayarak 1 Kasım’da yeniletilmişti.

Nereye dek ve Qou vadis (nereye) eyyy AKP!?

AKP iktidarının topluma bilinçli uyguladığı ve giderek sıktığı çelik kuşatmayı artık durdurmanın zamanı gelmiş, geçmektedir

  • Toplumsal patlamalara yol açmadan bu iktidarı HUKUK DEVLETİ sınırları içine
    bir kez daha çağırıyoruz..

Sevgi ve saygı ile. 30 Eylül 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

  • Meslek üyelerinin hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş (6023 sayılı TTB kuruluş yasası md. 1’de «kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu» denmekte ve “..tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” temel ödevi Birliğe verilmekteydi.
    Bu temel, OLMAZSA OLMAZ ödev ve yetki RG : 02.11.2011 – 28103, mükerrer); 663 sayılı KHK md. 58 ile çıkarılmıştı Sağlık Bakanı R. Akdağ döneminde. Bir hekim Sağlık Bakanı kendisinin de üye olduğu meslek örgütüne nasıl böyle düşmanca davranabilir? Üstelik Sağlık Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması amaçlı bir yasa gücünde kararname içine gizleyerek! Bu hangi etiğe sığar?? Ayrıca söz konusu 663 sayılı yasa gücünde kararname, 02 Kasım 2011 günü çıkarılan 35 KHK’dan yalnızca biridir. TBMM açıkken, hiçbir ivedilik yokken ve TBMM’nin yetki yasası sınırları zorlanarak çıkarılan 35 KHK’den biri ile. Bu yetki yasası uygulaması zaten TBMM’yi iyice devre dışı bırakan sancılı bir demokrasi hatta hukuk dışı bir uygulama iken.
  • Bu kabul edilemez, TTB’yi felç eden ve anlamsızlaştıran, içini boşaltan kasıtlı ve hukuk – etik dışı değişiklik, 14.2.13/30 s. kararla Anayasa Mahkemesince iptal edildi bereket!

Ne var ki; çoooook utandırıcı biçimde, www.mevzuat.gov.tr resmi devlet adresinden çağırdığımız 6023 sayılı yasa metninde 1. maddede dipnotu verilerek ;

(1) 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı KHK’nın 58 inci maddesiyle, bu maddede geçen “tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

denmektedir. Başbakanlığın Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, asıl işi bu olmakla birlikte, 14.02 .2013’ten bu yana Anayasa Mahkemesi’nin bu değişikliği iptal eden kararı gereği olan notu düşerek 6023 sayılı yasanın geçerli son biçimini 4,5 yıldır ne yazık – ne acı – ne tuhaf… ki hala içine sindirip yayınla(ya)mamaktadır. İşte AKP, işte AKP’nin hukuka saygısı ve bürokrasisi..