Etiket arşivi: IŞİD militanları

İÇİNİZDEKİ MESCİD-İ AKSA

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

CB Erdoğan, Davutoğlu ve Babacan için “Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa’yı yıkmak istiyorlar” dedi!
Erdoğan, bugün lanetlediği ikiliyi kendi yetiştirip Ekonominin başına, Başbakanlığa, Genel Başkanlığa oturtmadı mı? Kızacaksa, bunları Türk Milletinin başına sardığı için kendisine kızmalı! Onlar karakterlerinin gereğini yapıyor!

Erdoğan, sıkıştığı anda Allah’ı, İslam’ı, dini değerleri siyasete alet etmekten çekinmez. “İçimizdeki Mescid-i Aksa” benzetmesi bunun son örneğidir.
Kimin içinde ne olduğunu yalnızca Allah bilir! Fakat bir fani, böyle konuşup, kul hakkı yiyor ve milletine kötülük ediyorsa onun içinde olsa olsa “Emevi Mervan” olur.

Hele 19 Mayıs ATATÜRK’ü ANMA ve Gençlik Spor Bayramı gününde, Türk Devletinin kurucusunun huzurunda takiyye’de bulunabilen ve Cumhuriyet değerlerini örselemek için çalışan birinin içinde değil “Mescid-i Aksa”, onun tozu bile bulunmaz!
***
Aziz Türk Milleti;
Küçülen lokma sizin lokmanız! Her gün varlığı eriyen, fakirleşen sizsiniz!
Geleceğimiz olan gençlerimizin çalınan, Suriyeli kaçaklara, yerli ve yurtdışından getirilen “Tarikat Holdinglerine” aktarılan kaynaklar, evlatlarınızın!
Sistemli bir şekilde kısıtlanan özgürlüğünüz sizlerin!

Buharlaşan 128 milyar Dolar da sizlerin, şimdiye kadar Suriyelilere aktarılan
80 Milyar Dolar da sizin! Bu belaları başımıza saran da, bu politikasında ısrar eden de,

Yurtdışındaki haram servetler yüzünden emperyalist devletler tarafından rehin alınan, BOP Eşbaşkanı AKP’dir…

Emperyalist güçler, AKP’nin saflığından yararlanıp, 2011 yılından beri yani 11 yıldır, yurtiçinde 5 milyon, hemen sınırımızda 4 milyon olmak üzere 9 milyon kaçağın yükünü Türk Milletinin sırtına attılar. Bizler eriyoruz, onlar semiriyor ve AKP’nin Arap sevgisinden, beceriksizliğinden yararlanıp, kaynaklarımızı sömürüyorlar!

Türkiye’deki Suriyelilerin yaş ortalaması 22,2’dir!
Türkiye’deki Suriyeli kadınların doğurganlık oranı 5,3’tür.
Türk Kadınlarının doğurganlık oranı ise 1,9’dur!
Hacettepe Üniversitesinin araştırmasına göre önümüzdeki 15-20 yılda, Suriyelilerin nüfusu 15 milyonu aşacak. Şimdiden bazı kentlerimizde, Türk nüfusunu geçtiler bile!

  • Bu bir stratejik savaştır. Bu savaşta AKP Türk Milletinden yana değildir, karşısındadır…

Birer holding haline gelen ve AKP tarafından devlete yerleştirilen ve korunan tarikatlar yetmezmiş gibi, Suriye’den tarikat ithal ettik:
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep Milletvekilidir. Hatırlarsanız, Suriye kökenli Haznevi Tarikatının liderinin elini öperken çekilmiş bir videosu yayınlanmıştı! İnkar edemedi.
İşte bu Suriye kökenli Haznevi Tarikatı, Gaziantep’te 67 bin metrekareye dev bir külliye inşa ediyor! Tarikat, inşaatta yalnızca Suriyelileri çalıştırıyor! Bir tane bile Türk işçi inşaata alınmıyor. Müslüman kardeşliğini gördünüz mü?

Yine Gaziantep’te 2014 yılından beri, irtica yuvası “Ez Zehra Üniversitesi” faaliyette. Van ve çevre illerde de üniversite açmak için müracaatları var.
Geçenlerde ölen Rektörünün adı Prof. Mustafa Müslim idi.
Türk Askerine kurşun sıkan aşağılık PYD adlı terör örgütü lideri Salih Müslim’in abisi! AKP’nin kırmızı halıda karşıladığı terör örgütü lideri!
İhanetin boyutunu görebiliyor musunuz?

İŞID militanları Adıyaman’ı mesken tutmuş. İŞID’çılara kucak açan “Dokumacılar” tarikatı bile bunların zulmünden şikayetçi!

  • Bu İŞID militanları Suruç ve Ankara katliamlarından yargı kararı ile sorumludurlar.

Davutoğlu’nun “Bunlar asabi Müslüman çocuklar, katil değil” dediği katiller işte bunlardır.
Kimse de bunlara dokunamıyor. Boğaziçi öğrencilerini, İkizdere’de Erdoğan’ın hemşerilerini döven, yerlerde sürüyen Polis de, Jandarma da karışamıyor. Çünkü sahipleri Ankara’da…

ATATÜRK’ü anma bayramında bunları düşünmenizi, araştırmanızı istedim.

Bunlarla kimse mücadele etmese de, görmezden gelse de, korkudan haraç verse de, tek başımıza kalsak da bizler, DOĞRU Partililer bunların köküne kibrit suyu döküp, Atamızın emaneti bu cennet vatanı, bu sülüklerden temizleyeceğiz. Seyredin, göreceksiniz…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 19 Mayıs 2021

Rıfat Serdaroğlu : SEN DE TÜRKSÜN OGLİİİM!


SEN DE TÜRKSÜN OGLİİİM !

portresi_gulen


Rıfat Serdaroğlu
 

Bak Keko;

Irkçılıktan- ve Etnik Kökene göre Milliyetçilik yapılmasından nefret ederim.
“Popülasyon Genetiği” adlı bilim dalı, ırkçılığın ve etnik milliyetçiliğin
bilimsel anlamda hiçbir dayanağının bulunmadığını kanıtlıyor.


Hele hele türümüz olan Homo Sapiens’in, 200 bin yıllık uzun yürüyüşünün belki de
en önemli geçiş yolunu oluşturan ve dünyanın en melez coğrafyası olan Anadolu ve Ortadoğu’da etnik milliyetçiliğe kalkışmak, içinde yaşadığınız vatana ve

  • “TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRKİYE HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!” 

gibi herkesi kucaklayan bir anlayışı bizlere armağan eden Atatürk’e ve akla ihanettir.

(Not : Serdaroğlu burada “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına..” diye yazmış. Doğrusu “Türkiye halkına..” olacak; düzelterek yazdık..)

Sana bu gerçekleri anlatmanın bir yararı olacak mı bilmiyorum ama ben yine de yazayım ki, ileride “Bilmiyordum abi, bilsem yapar mıydım?” demeyesin!

Delinin şeyine tutunduğu gibi sen de “Kürt Halkı – Kürdistan” diye tutturmuş gidiyorsun.

Kendine de Beşir Atalay – Davutoğlu ve Erdoğan gibi kafa dengi arkadaşlar bulmuşsun.

  • Aklın sıra, vatanımızı bölüp, bölgede ikinci İsrail olarak konumlanacak
    “Kürdistan Devletini” kuracaksın!?

Sırtını da PKK denen uyuşturucu kaçakçısı örgüte ve Peşmergelerin başı olan Barzani’ye dayamışsın. PKK ve Barzani’nin arkasına geçip, onlara arkadan
destek veren İsrail ve Amerika’yı görmezden gelirsin.

Sırtını dayadığın Barzani ve Peşmergeleri ile PKK militanlarının tüm güçleri ile savaşmalarına karşın, IŞİD militanları karşısında nasıl perişan olduklarını
görmedin mi?

ABD havadan bombaladı, İngilizler para-silah yardımı yaptı, yine de IŞİD militanları Barzani’nin çok güvendiği Peşmergeleri tekme-tokat kovaladı.

Bak Keko;


Seni dolduruşa getirenlere kanıp,
Amerikalının – İngiliz’in piyonu olmaktan vazgeç
.

Sana Türkiye’den ve Türklerden başkası yar olmaz.
Aklını başına topla.
Sana kimi tarihi gerçekleri anlatayım; ister inan, ister inanma!

Sayın Arslan Bulut’un köşesinde yazdığına göre (AS: Yeniçağ),

Antropolog ve Sosyolog Dr. Mustafa Aksoy, Kürtçe yayın yapan Nur Cemaati’ne yakın Kürtçü-İslamcı “Nûbihar Dergisi” (İlkbahar Dergisi) kapağında çok güzel ve otantik bir halı-kilim damgası görür. Derginin yazı işleri müdürünü arar ve kendisine o damganın, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Kürtler arasında en çok kullanılan bir damga olduğu söylenir.

Daha sonra, bir davet üzerine Taşkent üzerinden Kazakistan’a gider. Daha Taşkent Havaalanından çıktığında sokaktaki bir elektrik direğinde Nûbihar Dergisi kapağındaki damgayı görür. Aynı damga ve benzerlerini Taşkent’ten Çimkent’e (Kazakistan’a) giden yol boyunca çok yerde görür.

Öyle ki, insan elinin değdiği her yerde o damga vardır. Çok geçmeden Nûbihar Dergisinin Yazı İşleri Müdürünün “Kürtlere ait dediği damganın” Kazak Türklerinin
Milli Damgası olduğunu öğrenir…


Değerli araştırmacı Rahmetli Servet Somuncuoğlu da, Hakkâri’nin Gevaruk Yaylasına çıkıp kaya resimlerini fotoğraflamış, görüntülemiş, oradaki damgalarla Kazakistan’daki damgaların birliğini ortaya çıkarmıştı.

Dr. Mustafa Aksoy ise halı ve kilimlerden yaşamın her alanındaki sanat eserlerine dek
bugün de yaşayan o damgaları fotoğrafladı ve bilimsel olarak yorumladı.
Böylelikle farklı bir yoldan giderek yalnızca Türklerin şifrelerini değil,
Kürtlerin şifrelerini de çözmüş oldu.

Dr. Aksoy şöyle diyor :

Bilindiği gibi Kürt Tarihi konusunda çalışan Kürtçü araştırmacılar, dilden hareketle Kürtleri Farsların bir boyu olarak kabul ederler. O zaman şu sorulara yanıt vermeliler :

-Kürtler, halı ve kilimlerde neden Farsların kullandığı damgaları ve düğümü değil de, hep Türklerin damgaları ve düğümleri kullanmışlardır?

-Kürtlerde Koçbaşlı mezar taşları ve balballar (Orta Asya Türklerinde mezarların üzerine, ölen kişinin yaşamda iken öldürdüğü düşman sayısı kadar konan taştan heykeller) varken, Farslarda neden yoktur?


-Tunceli ve Hakkâri’deki halı ve kilimlerde kullanılan damgaların, Sibirya’ya dek olan Türk Kültür Coğrafyasında birebir aynılarının kullanılması çok önemlidir.

Türk Düğümü denen “Çift Düğümün” ayrılmaz bir kardeşliği ifade ettiği ise,
birlikte yaşamanın en güzel kanıtıdır.


Anladın mı Keko?


Kuşaklar boyu birlikte yaşadığın kardeşlerini, yalnızca Amerika-İngiltere gibi
emperyalist devletlerin petrol çıkarı için satma be kardeşim.

Beyni, yıllarca kullandığı eroin yüzünden erimiş olan Öcalan denen caniyi de, dedesinden-babasından bu yana Kürtleri köle gibi kullanan Barzani adlı çete reisini de kopart ensenden be kardeşim!

Bugün “Kürtçü Hareketin” önderliğini yapan çoğu Toprak Ağası-Aşiret Reisi-Şeyh olan BDP Milletvekillerini iyi tanı. Bunların birinin ağzından

“Toprak Reformu”,
“Kadın-Erkek Eşitliği”,
“Kalkınma-İmar”,
“İş-istihdam”…

gibi sözleri duydun mu?

Bunlar yıllardır TBMM’de bulunurlar. Bunlardan bölgeye, Allah rızası için bir çeşme yaptıranı gördün mü? Göremezsin, çünkü seni esas sömürenler bunlardır.
Bunlar kendi ceplerinden başka bir şey düşünmezler!


Uyan be Keko;


Gerçek düşmanını gör.
Sana binlerce yıldır gönlünü açan kardeşlerini daha fazla kırma yahu!

Bak binlerce yılın öncesinden bakan tarih sana ne diyor :

SEN DE TÜRKSÜN OGLİİİM…

===================================================

Dostlar,

Sayın Rifat Serdaroğlu’nun kalemi ve yazıları artık yam anlamıyla “dem aldı”!

Ustalaştı.. Türkiye’nin zor koşulları usta bir yazar yonttu..

İşte çarpıcı bir diyalektik örnek..

Zekası ve birikimi, deneyimi, yurtseverliği..
O’nu keskin ama aklıcı, sert belki ama gerçekçi ve sevecen bir biçeme taşıdı.

İçerik olarak Türk – Kürt kardeşliği bağlamında söyleyecek çok şey ve verilecek onlarca, belki de yüzlerce örnek var ama biz Sn. Serdaroğlu’nun yazısının tadına bir şey katmayalım. O’na çooook teşekkür ederken, büyük ATATÜRK‘ün bu bağlamda
son derece önemli bir sözünü ekleyelim hoşgörünüzle :

  • “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir. Bugünkü Türk milleti siyasî ve içtimaî camiası içinde kendilerine
    Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır.
    Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış adlandırmalar,
    -birkaç, düşman âleti mürteci, beyinsizden başka- hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır. Çünkü bu millet
    fertleri de umum Türk camiası gibi aynı müşterek maziye, tarihe,
    ahlâka, hukuka sahip bulunuyorlar.”