Etiket arşivi: Cumhuriyet’in temel nitelikleri

EĞİTİM İŞ : CUMHURİYETİMİZİN 92. YILI KUTLU OLSUN!

EĞİTİM İŞ :

CUMHURİYETİMİZİN 92. YILI KUTLU OLSUN!

CUMHURİYETİMİZİN 92. YILI KUTLU OLSUN

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun
92. yıl dönümünü, Cumhuriyetin öneminin bilinci ve kurucusuna duyduğumuz
saygı ve sevgiyle kutluyoruz.

Ulusumuzun Atatürk’ün çevresinde kenetlenmesiyle yürütülen Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması ve ardından ülkemizi karanlıktan kurtararak aydınlığa çıkaran Cumhuriyet’in kurulması, tarihin ender kaydettiği bir başarıdır. Ulusumuz, Kurtuluş Savaşıyla düşmandan, Cumhuriyet’le çağdışılıktan kurtulmuş; hanedan egemenliği yerine halk egemenliği, teokrasinin yerine laiklik, dikta rejimi yerine de demokrasi uygulamaya konulmuştur.

Ancak bugün demokrasiyi amaç değil, kendi ümmetçi anlayışlarını gerçekleştirmek için
araç olarak gören zihniyet işbaşındadır. Bu zihniyet emperyalist güçlerin de desteğiyle,
Lozan Andlaşmasıyla elde edilen kazanımları pervasızca yok etmeye çalışmaktadır.
İçinde bulunduğumuz dönem, siyasal iktidarın faşizan politikalarının, her türlü haksızlığın
ve hukuksuzluğun yaşandığı, yargının ve adaletin çöktüğü bir dönem olarak tarihe geçmiştir.

Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta; üniter devlet yapısı hedef alınmakta; başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere Devrim Yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke
ve devrimleri
doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmekte;
Türkiye bir karanlığa doğru sürüklenmektedir.

Ülkemiz başta Ortadoğu’da Suriye olmak üzere her taraftan ateş çemberiyle kuşatılmıştır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkan siyasal iktidar, emperyalist güçler ve onların dünyayı paylaşma hırslarının adeta taşeronluğunu yaparak ülkemizi büyük bir savaşın eşiğine getirmiştir. 1 Kasım 1922’de Saltanatı kaldıran Türk Ulusu, 1 Kasım 2015 seçimlerinde de
tek parti iktidarı ve başkanlık sistemiyle padişahlık rejimine özlem duyanları
tarihin çöp sepetine atacaktır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk,

“Türkiye Cumhuriyeti her manası ile büyük Türk milletinin
öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır.”

diyerek Cumhuriyet’e her koşulda sahip çıkılması ve Cumhuriyet’in yeni başarılarla geleceğe taşınması konusundaki sorumluluklarımızı anımsatmaktadır. İşte bu nedenle bu gün,
içeride ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarında karşı devrimi büyük oranda gerçekleştirmiş olan AKP’ye, dışarıda emperyalist güçlere karşı Cumhuriyet’in devrimci
ve aydınlanmacı ruhunu ilk günkü coşkuyla sürdürmek zorundayız. Bu, Atatürk ve dava arkadaşlarına, bağımsızlık uğruna büyük bedeller ödeyen ulusumuza karşı borcumuzdur.

Atatürk’ün ve O’nun kurduğu Cumhuriyetin eğitim çalışanları olarak biz her türlü tehlikenin farkındayız. Yetiştirdiğimiz Türk gençliğini de bu konuda uyanık tutmak
asli görevlerimizden biridir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Eğitim-İş olarak, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü
saygıyla anıyor, tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.

EĞİTİM İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU

logo

 

 

 

 

 
========================

Bizim de üyesi olduğumuz EĞİTİM İŞ‘e teşekkür ederiz..

Sevgi ve saygı ile.
29 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
EĞİTİM İŞ Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Neresi Yanlıştı?

HUKUK POLİTİKASI

Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz
okcesizhayrettin@gmail.com

Neresi Yanlıştı ??

1 – Anayasamızda Cumhuriyet’in temel nitelikleri arasında yer alan ve yine Anayasanın 4’üncü maddesi ile güvence altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayırım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

2 – Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak, Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Milli Eğitim Bakanlığı’na devri sağlanmalıdır.

3 – Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle Cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından:
a – 8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.
b – Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve denetiminde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

4 – Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.

5 – Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet işleri Başkanlığı’nca incelenerek yerel yönetimler ve ilgili makamlar arasında eşgüdümle gerçekleştirilmelidir.

6 – Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.

7 – İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK’yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının Silahlı Kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları denetim altına alınmalıdır.

8 – İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK’dan ilişkileri kesilen personelin öbür kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna olanak verilmemelidir.

9 – TSK’ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; öbür kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.

10 – (…)

11 – Aşırı dinci kesimin Türkiye’de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.

12 – (…)

13 – Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye’yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mâni olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.

14 – 16 (…)

17 – Ülke sorunlarının çözümünü “Millet kavramı yerine ümmet kavramı” bazında
ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

18 – (…) (Yer darlığı yüzünden bazı ikincil önemdeki maddeleri yazamadım.
Tam metin için. Bkz. www.uludagsozluk.com/k/28-şubat-kararları/)

Bu maddeler içinde, temel hak ve özgürlükleri özünde ihlale yol açabilecek olanları elbette vardır. Bunlar ülkemizin üyesi bulunduğu ulusalüstü ve uluslararası hukuk kazanımları çerçevesinde bağımsız ve yansız yargıyla kesinlikle durdurulabilirdi. Ancak hükümet partisinin on yıldan beri bu belgeyi, gericiliğin kapılarını sonuna kadar açan ve ülkemizi uçurumun eşiğine getiren siyasetine kalkan yapmış olması bağışlanabilecek bir durum değildir.

Yanlış olan şey, bunları 12 Eylül Kafası’yla uygulamaya çalışmaktı
ve şimdi 31 Mart kafasıyla reddetmektir.

Bundan sonra bize düşen şey,

  • Tam Bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti”ni özgürlükçü, demokratik sosyal bir hukuk devleti felsefesiyle yeniden kurup, yaşatmaktır.
    (Cumhriyet Bilim Teknik, 16.08.13)