Etiket arşivi: Buharlaşan 128 milyar Dolar

HOŞGELDİN 2022

Suay Karaman 

Büyük sıkıntılarla 2021 yılını geride bıraktık, 2022 yılının umutlarımızın tazelendiği bir yıl olmasını diliyoruz. Ancak yaşanan günlerde yapılanları gördükçe bu dileğimizin gerçekleşmesinin çok zor olduğunu da biliyoruz.

2020 yılında başlayan koronavirüs salgını devam etmektedir. 2020 yılında gerçekliği tartışılan resmi verilere göre ülkemizde 20.881 kişi bu hastalıktan yaşamını yitirmişti. 2021 yılında ise aşı bulunmasına karşın yine gerçekliği tartışılan resmi verilere göre ülkemizde 61.027 kişi Kovit-19‘dan yaşamını yitirmiştir. Küresel salgın tüm hızıyla devam ederken, siyasal iktidarın aldığı önlemlerin yetersizliği görülmektedir.

Salgının da etkisiyle ekonomi iyice dibe vurmuştur. Birçok fabrika ve işyerleri kapanmış; işsizlik, açlık, yoksulluk büyük boyutlara ulaşmıştır. En az on beş milyon yurttaşımız yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakılmıştır. Tarım ve hayvancılık bitirilmiş, sanayi durma noktasına gelmiştir. Laik ve demokratik eğitim yerine dinci eğitime geçilmiştir. Demokratik ve laik hukuk devleti olmaktan çıkılarak, ülkemiz dinsel hükümlerle yönetilmeye başlanmıştır. Kirli siyasetin bütün pislikleri ve yolsuzlukları ortaya saçılmaktadır. Yıllardır Ege Denizi’ndeki adalarımız Yunanistan’ın işgali altındadır ama ne siyasal iktidardan ne de muhalefetten ses yoktur. Vatana ihanet son düzeye gelmiştir.

Bunların yanında Kasım ve Aralık aylarında Türk Lirası’nın değer yitirtilmesiyle, yine büyük vurgunlar yapılmıştır. Buharlaşan 128 milyar Doların yanına, döviz vurgununda uçurulan 7 milyar Dolar daha eklenmiştir.

  • Bu düzenle zengin daha zenginleşirken, yoksullar iyice yoksullaştırılmıştır.

Türk Lirası bir yıl içinde yaklaşık %100 oranında değer yitirmiştir. Dış borcumuz 448 milyar Doları aşmıştır. Ekonomik dengeler bozulurken, halk sürekli yapılan zamlarla ezilmektedir. İşte bu kirli düzen, sözde ekonominin kitabını yazanlara kapak olmalıdır.

9 Aralık 2021’de TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; “İstanbul Anakent Belediyesi’ne 33 bin personel alımı yapıldığını, 557 kişinin terör örgütüyle bağlantısı olduğunu” ifade etti. 27 Aralık 2021’de de İçişleri Bakanı, İstanbul Anakent Belediyesi hakkında PKK ve KCK ile bağlantılı, özellikle dağda bulunmuş kişilerin işe alındığı yönünde ihbarlar olduğunu söyledi. Gerçekten böyle bir durum varsa, işe alınanlardan istenen adli sicil kaydını Adalet Bakanlığı’nın verdiği anımsanmalıdır.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş; “Belediye kadrolarında terör örgütleri ile bağlantılı birtakım isimler olabilir. Buradan belediye başkanına sorumluluk çıkarılmaz” derken, aynı şekilde terör örgütleriyle bağlantılı güvenlik güçlerinin olması da, İçişleri Bakanına sorumluluk çıkarmaz. Ama AKP iktidarı işine geldiği gibi söylemlerde bulunmaktadır.

Terör örgütüyle bağlantılı birileri varsa, bu kişileri kanıtlarıyla belirleyip, yasal süreç başlatmak siyasal iktidarın görevidir. Çıkıp kürsüde “557 kişi terör örgütüyle bağlantılı” demek iftiradır, aymazlıktır, sapkınlıktır. Görevini yapamamanın ezikliğidir. Bu eziklik Oslo’da PKK terör örgütüyle görüşenlerin ezikliğidir, ihanetidir.

12 Aralık 2021 Pazar günü HDP İstanbul kongresinde bebek katili terörist başı Abdullah Öcalan lehine slogan atıldı, PKK marşı okunup, ant içildi. Şimdi sormak gerekir; bundan daha açık PKK ile bağlantılı bir durum olabilir mi? Bütün bunlar ortadayken İstanbul Anakent Belediyesi’ne yapılanın apaçık bir siyasal algı operasyonu olduğu bellidir. İçişleri Bakanının bu durum karşısında söyleyeceği söz yok mudur?

Bir İçişleri bakanı şurada terörist var, burada terörist var diyemez. Bakanlığın emrinde polis ve jandarma var, teröristi yakalamak görevleri arasındadır. “Terörist var” diye bağırarak, propaganda çığlıklarıyla bakanlık yapılamaz.

  • Yaklaşık 20 yıldır ülkeye ihaneti onaylanmış bir siyasal iktidar ile böyle bir iktidarı ayakta tutmaya çalışan muhalefetin, ülkemizin sorunlarını çözemeyeceği bellidir.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin ekonomik ve siyasaş olarak en sıkıntılı günlerini yaşamaktadır. Böyle bir siyasal iktidardan her şey beklenir. Bu iktidarın kendilerini sınırladığı hukuk kuralı da, etik kuralı da yoktur. Siyasallaşan yargı, hukuku ortadan kaldırmıştır. Ama ne olursa olsun, yolun sonu gelmiştir.

  • Şimdi Atatürk ilke ve devrimleri ışığında, tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığında birleşerek, örgütlü mücadele yapmanın zamanıdır.

Ülkemizin üzerindeki kara bulutları dağıtmanın başka yolu yoktur.

2022 yılının sağlık, mutluluk ve aydınlık getirmesi için hep birlikte demokrasiye sahip çıkarak, laikliğe sarılarak ülkemize güzel günler gelmesi için görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmenin zamanıdır. 

Azim ve Karar, 3 Ocak 2022

İÇİNİZDEKİ MESCİD-İ AKSA

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

CB Erdoğan, Davutoğlu ve Babacan için “Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa’yı yıkmak istiyorlar” dedi!
Erdoğan, bugün lanetlediği ikiliyi kendi yetiştirip Ekonominin başına, Başbakanlığa, Genel Başkanlığa oturtmadı mı? Kızacaksa, bunları Türk Milletinin başına sardığı için kendisine kızmalı! Onlar karakterlerinin gereğini yapıyor!

Erdoğan, sıkıştığı anda Allah’ı, İslam’ı, dini değerleri siyasete alet etmekten çekinmez. “İçimizdeki Mescid-i Aksa” benzetmesi bunun son örneğidir.
Kimin içinde ne olduğunu yalnızca Allah bilir! Fakat bir fani, böyle konuşup, kul hakkı yiyor ve milletine kötülük ediyorsa onun içinde olsa olsa “Emevi Mervan” olur.

Hele 19 Mayıs ATATÜRK’ü ANMA ve Gençlik Spor Bayramı gününde, Türk Devletinin kurucusunun huzurunda takiyye’de bulunabilen ve Cumhuriyet değerlerini örselemek için çalışan birinin içinde değil “Mescid-i Aksa”, onun tozu bile bulunmaz!
***
Aziz Türk Milleti;
Küçülen lokma sizin lokmanız! Her gün varlığı eriyen, fakirleşen sizsiniz!
Geleceğimiz olan gençlerimizin çalınan, Suriyeli kaçaklara, yerli ve yurtdışından getirilen “Tarikat Holdinglerine” aktarılan kaynaklar, evlatlarınızın!
Sistemli bir şekilde kısıtlanan özgürlüğünüz sizlerin!

Buharlaşan 128 milyar Dolar da sizlerin, şimdiye kadar Suriyelilere aktarılan
80 Milyar Dolar da sizin! Bu belaları başımıza saran da, bu politikasında ısrar eden de,

Yurtdışındaki haram servetler yüzünden emperyalist devletler tarafından rehin alınan, BOP Eşbaşkanı AKP’dir…

Emperyalist güçler, AKP’nin saflığından yararlanıp, 2011 yılından beri yani 11 yıldır, yurtiçinde 5 milyon, hemen sınırımızda 4 milyon olmak üzere 9 milyon kaçağın yükünü Türk Milletinin sırtına attılar. Bizler eriyoruz, onlar semiriyor ve AKP’nin Arap sevgisinden, beceriksizliğinden yararlanıp, kaynaklarımızı sömürüyorlar!

Türkiye’deki Suriyelilerin yaş ortalaması 22,2’dir!
Türkiye’deki Suriyeli kadınların doğurganlık oranı 5,3’tür.
Türk Kadınlarının doğurganlık oranı ise 1,9’dur!
Hacettepe Üniversitesinin araştırmasına göre önümüzdeki 15-20 yılda, Suriyelilerin nüfusu 15 milyonu aşacak. Şimdiden bazı kentlerimizde, Türk nüfusunu geçtiler bile!

  • Bu bir stratejik savaştır. Bu savaşta AKP Türk Milletinden yana değildir, karşısındadır…

Birer holding haline gelen ve AKP tarafından devlete yerleştirilen ve korunan tarikatlar yetmezmiş gibi, Suriye’den tarikat ithal ettik:
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep Milletvekilidir. Hatırlarsanız, Suriye kökenli Haznevi Tarikatının liderinin elini öperken çekilmiş bir videosu yayınlanmıştı! İnkar edemedi.
İşte bu Suriye kökenli Haznevi Tarikatı, Gaziantep’te 67 bin metrekareye dev bir külliye inşa ediyor! Tarikat, inşaatta yalnızca Suriyelileri çalıştırıyor! Bir tane bile Türk işçi inşaata alınmıyor. Müslüman kardeşliğini gördünüz mü?

Yine Gaziantep’te 2014 yılından beri, irtica yuvası “Ez Zehra Üniversitesi” faaliyette. Van ve çevre illerde de üniversite açmak için müracaatları var.
Geçenlerde ölen Rektörünün adı Prof. Mustafa Müslim idi.
Türk Askerine kurşun sıkan aşağılık PYD adlı terör örgütü lideri Salih Müslim’in abisi! AKP’nin kırmızı halıda karşıladığı terör örgütü lideri!
İhanetin boyutunu görebiliyor musunuz?

İŞID militanları Adıyaman’ı mesken tutmuş. İŞID’çılara kucak açan “Dokumacılar” tarikatı bile bunların zulmünden şikayetçi!

  • Bu İŞID militanları Suruç ve Ankara katliamlarından yargı kararı ile sorumludurlar.

Davutoğlu’nun “Bunlar asabi Müslüman çocuklar, katil değil” dediği katiller işte bunlardır.
Kimse de bunlara dokunamıyor. Boğaziçi öğrencilerini, İkizdere’de Erdoğan’ın hemşerilerini döven, yerlerde sürüyen Polis de, Jandarma da karışamıyor. Çünkü sahipleri Ankara’da…

ATATÜRK’ü anma bayramında bunları düşünmenizi, araştırmanızı istedim.

Bunlarla kimse mücadele etmese de, görmezden gelse de, korkudan haraç verse de, tek başımıza kalsak da bizler, DOĞRU Partililer bunların köküne kibrit suyu döküp, Atamızın emaneti bu cennet vatanı, bu sülüklerden temizleyeceğiz. Seyredin, göreceksiniz…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 19 Mayıs 2021