Ayn-el Arab’la (Kobani) ilgili son gelişmeler
Onur Öymen
Ayn-el Arab (Kobani) ile ilgili son gelişmeler ve Türk hükümetinin bu konudaki söylemlerindeki farklılıklar yeni bir değerlendirmeyi gerekli kılıyor.
Amerika’nın son haftalarda yaptığı yoğun hava saldırılarına karşın Kobani’ye saldıran IŞİD’in şehri tümden terk etmesi henüz sağlanamamıştır. BBC’nin yayınladığı
20 Ekim 2014 tarihli haritada Kobani’nin yarıya yakın bölümünün
hala IŞİD’in denetiminde olduğu görülüyor.
Son günlerde kimi üst düzey Amerikalı generallerin Kobani’nin düşme olasılığının sürdüğü yolundaki sözlerinden sonra Amerika bugün orada PYD’nin denetimindeki bölgeye havadan silah, mühimmat ve sağlık malzemesi attığını duyurdu.
Bugüne dek bizzat Cumhurbaşkanının ağzından PYD’nin PKK’dan farklı olmadığını söyleyen Türkiye bu gün Iraklı Kürt Peşmergelerin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçmelerine izin verildiğini açıkladı. Ancak Kobani kantonu eş başkanı Enver Müslim Peşrmergelere ihtiyaçları olmadığını, savaşacak yeterince gençlerinin bulunduğunu, asıl ihtiyaçlarının silah ve mühimmat olduğunu söyledi.
Öte yandan PYD ile Suriyeli öbür muhalif gruplar arasında tam bir birlik olmadığı anlaşılıyor. Geçen hafta Kahire’de tüm muhalif grupların katılımıyla yapılan toplantıda PYD’nin “Suriye’deki Kürt halkından” söz etmesi üzerine Arap kökenli Suriyeli muhalifler tepki göstermiş, bunu üzerine PYD temsilcisi toplantıyı
terk etmiş.
Türkiye ile Amerika arasında da görüş ayrılıklarının sürdüğü görülüyor.
Türkiye’nin Esad’ın devrilmesi istemine Amerika’nın, hiç değilse şimdilik,
olumlu karşılık vermediği anlaşılıyor. Türkiye’nin, üslerin kullanılması ve Kobani ile ilgili kimi konularda Amerika’nın bütün beklentilerini henüz karşılamadığı izlenimi alınıyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin dün yaptığı açıklamada ABD ile Türkiye arasındaki görüş farklılıklarının işaretleri görülüyor.
Tam bu sırada, Beyaz Saray, sözde Ermeni soykırımı iddiasını simgesel olarak yansıtan ve 1925 yılında Ermeni yetimler tarafından dokunan bir halının
Beyaz Sarayda sergilenmesine karar verildiği açıkladı. Geçen yıl Ermeni lobisinin aynı konudaki istemi reddedilmişti. Acaba şimdi alınan bu karar bir rastlantı sayılabilir mi?
Türk-Ermeni Yakınlaştırma Komitesi (TARC) Başkanılığını yapmış olan ve Amerikan makamlarının görüşlerini yakından bilen David Phillips
“Geçmişin Sessizliğini Kırmak” başlığıyla yayınladığı bir kitapta;
“Irak’ta Türkiye ile Amerika’nın siyasal ve ekonomik çıkarları birbirinden uzaklaştığı zaman Amerikan yönetimi, Ortadoğu’daki ABD politikalarına uyması için Türkiye’ye baskı yaparken Ermeni soykırımı sorununu kullanır.” demektedir.
Söz konusu halının sergilenmesi sorununu da bu çerçevede görmek yanlış olmaz.
Öyle anlaşılıyor ki; Kobani’deki gelişmeler o kentin boyutlarını aşan sonuçlar vermeye başlamıştır. Bu gelişmelerin ışığında Türkiye’nin bölgedeki bütün terör örgütlerine karşı uluslararası toplumun ortak mücadelede bulunması görüşünü ön plana çıkartması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına öncelik vermesi ve dış baskılardan veya PKK’nın yurt içindeki eylemlerinden etkilenerek geri adım atabileceği izlenimini vermekten kaçınması önem taşımaktadır.
Türkiye, şimdiye dek Kobani’den ülkemize sığınan 200 bin sivili kabul ederek önemli bir insancıl görev yapmıştır. Şimdi, ülkemizin güvenlik çıkarlarını tehlikeye atacak ve kimilerini tatmin etmeye çalışırken Türkiye’yi başka terör örgütlerinin hedefi durumuna getirebilecek tehlikeli adımlar atılmasından kaçınılmalıdır.
Saygılar, sevgiler. 20.10.14
=======================================
Evet Dostlar,
Sayın Onur Öymen’den yine Türkiye’ye son derece yararlı öneriler..
Türk Dışişlerinin dikkate alması dileğile…
AKP – RTE’nin artık Esad’ı devirme takıntısından kurtulması ricasıyla..
Sevgi ve saygıyla.
20.10.2014, Tekirdağ
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net