Etiket arşivi: Av. M. Ziya YERGÖK

AKP ile anayasa!

Av. M. Ziya YERGÖK
ESKİ ADANA BAROSU BAŞKANI

10 Ocak 2023, Cumhuriyet


Muhalefet, bu anayasa adımından kesinlikle sakınmalı ülkenin ve laik Cumhuriyetin kader seçiminde başarılı olmaya odaklanmalı. Seçim öncesi AKP ile her ne ad altında olursa olsun, yapılacak işbirliği AKP’nin 20 yıllık, hukuk ve anayasa tanımaz icraatını meşrulaştırmak anlamına gelecek ve iktidara yarayacak.

Altılı Masa‘nın, Gelecek Partisi’nin ev sahipliğinde yaptığı son toplantısında, AKP’nin başörtüsü teklifine karşı, revize amaçlı “Yeni bir başörtüsü teklifi çalışılması kararı çıktı” haberleri basında yer aldı. Böylece Altılı Masa‘yı oluşturan muhalefet partilerinin de alternatif (seçenek) anayasa değişiklik önerisi girişimiyle konu şimdi anayasa düzeyinde tartışılmakta olup Meclis’te ele alınması da çok yakın gözükmektedir.

CHP yakın zamanda, Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla, ülkenin ve toplumun gündeminden düşmüş ve tartışma konusu olmaktan çıkmış olmasına karşın AKP’nin, “İktidar değişirse türban ve başörtüsü konusundaki kazanılmış haklarınızı kaybedersiniz” propagandasının önünü kesmek için bir yasa önerisi vermişti. Konuyu “gollük pas olarak” gören AKP’nin karşı atak yaparak “yasa yetmez” diyerek anayasa değişikliği teklifi (önerisi) vermesiyle olay ülke gündeminde yer almıştı.

YANLIŞ YOL

Şimdi ise Altılı Masa muhalefeti, AKP’nin önerisini laiklik başta olmak üzere birçok bakımdan sakıncalı bularak bu sakıncalardan arınmış bir anayasa değişiklik önerisi hazırlama yoluna girmiştir. Bu yol yanlış bir yoldur. Gerçekte doğru olan, AKP önerisine rötuş (düzeltme) değil, bu konunun hiçbir biçimde anayasa konusu olmaması ve anayasaya taşınmamasıdır. Gerçekte iktidar kanadı, yönetmelik konusu olacak bir düzenlemeyi anayasa konusu durumuna getirerek seçim öncesi gündem değiştirmek ve toplumda kutuplaşma yaratarak buradan yeniden bir siyasal bir rant devşirmek istemektedir.

  • Dünyanın hiçbir ülkesinde kılık kıyafet konusu anayasalarda düzenlenmemiştir.

Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin 2008’de Meclis’ten geçirdiği başörtüsünün serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini, CHP ve DSP’nin başvurusu üzerine “düzenlemenin anayasanın 2, 4 ve 148’nci (AS: 174. md. olmalı) maddelerine aykırı bulunduğu” gerekçesiyle iptal ettiğini de gözden uzak tutmamak gerekir.

CESUR (YÜREKLİ) OLMALI

Muhalefetin, kapanmış bir konu ile ilgili yasa önerisi vermiş olmasının yanlış ve gereksiz bir adım olduğu ortaya çıkmışken, şimdi, AKP’nin anayasa değişiklik önerisine karşı seçenek anayasa değişiklik önerisi ile çıkması ikinci ve daha büyük bir yanlış olacaktır.

CHP ve Altılı Masa başta olmak üzere,
Cumhur İttifakı karşısındaki tüm muhalefet partileri,
anayasa değişiklik sürecinin hiçbir aşamasında kesinlikle yer almamalıdır.

Bu durumda iktidar kanadının konuyu referanduma (halkoylamasına) götürecek 360 oya ulaşması söz konusu olmayacaktır.

CHP’nin verdiği yasa önerisini desteklememesi de iktidarın kendi içtenliksizliği olarak görülecek ve bu durumda konuyu siyaseten de istismar edemeyecek (sömüremeyecek), etmeye kalksa da karşılık bulamayacaktır. CHP’nin, parti kurullarında ve örgütünde yeterince tartışmadan, münferit (tekil) söylemleri önemseyerek ve sahayı (alanı) yanlış okuyarak evhama (kaygıya) kapılması sonucunda bu öneriyi verdiği anlaşılmıştır.

  • Muhalefet daha özgüvenli ve daha cesur (yürekli) olmalı, yeni yanlış adımlarla,
    artık tükenmiş olan bu iktidara can suyu vermekten kaçınmalıdır.

Ülkeyi bu ucube yönetim biçiminden kurtarmak, parlamenter demokrasiyi yeniden ihya etmek (canlandırmak), ülkeyi demokrasi ve hukuk toplumuna kavuşturmak, vatandaşın aş ve iş sorununa çare (çözüm) bulmak muhalefetin öncelikli görevidir.

Toplum da buna hazırdır. Yeter ki muhalefet hata yapmasın.

İtiraz ediyorum

Av. M. Ziya YERGÖK

ESKİ ADANA BAROSU BAŞKANI
22. DÖNEM CHP ADANA MİLLETVEKİLİ

Önce, 5 Ocak 1922’de Sovyetler Birliği’nin Ankara Büyükelçiliğine atanan Aralov’un Türkiye anılarından(*) kısa bir bölüme göz atalım.(Konya)

“O gece iki medreseyi ziyaret ettik.

Kanlı canlı, hemen hepsi de gencecik mollalar medresenin avlusunda dizilmişlerdi. Bunların yanında, geniş cüppeli, beyaz sarıklı hocalar da yer almıştı. Hepsi de yerlere kadar eğilerek Mustafa Kemal Paşa’yı selamlıyorlardı.

Bunların içinden biri, bunların başı ve en nüfuzlusu, Mustafa Kemal Paşa’dan medrese sayısını artırmasını rica etti. Bu zat, ayrıca medrese öğrencilerinin askere alınmamalarını da istirham etti.

YAPACAK BİR ŞEY KALMADI

Hoca konuşurken Mustafa Kemal’in kendini tuttuğu belli oluyordu. Ama medrese öğrencilerinin askere alınmamaları söz konusu olunca, artık kendini tutamadı ve yüksek bir sesle, sertçe:

– Ne o, dedi, yoksa sizin için medrese, Yunanları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir? Millet kan içinde yüzerken, halkın en iyi çocukları cephelerde dövüşür, yurt için canlarını feda ederken, siz burada genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz!

Mustafa Kemal konuştukça, gözleri daha korkunç bir hal alıyordu:

– Bu asalakların askere alınmaları için hemen yarın emir vereceğim!

Hocalar sindiler, ama yüzleri öfkeden kıpkırmızı kesildi, yabancıların yanında hükümet başkanı onları paylamıştı.

Mustafa Kemal Paşa bize dönerek:

– Haydi gidelim, dedi, artık burada bizim için yapılacak bir şey kalmadı. Ve şöyle, isteksizce bir selam vererek oradan ayrıldı.

Gelelim Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun cumartesi günü yayımladığı video mesajına…

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, yayınladığı video mesajında

  • Bugün bir yolculuğa çıkıyorum, parti olarak yanlışlarımız oldu, helalleşme kararı aldım” diyor.

Eğer, bu helalleşme kararı, Cumhuriyetin kuruluşunda dinsel cemaat ve tarikatlara, muhafazakârlara haksızlık yapıldığı kabulüne dayanıyorsa bu görüşe katılmıyor ve itiraz ediyorum. Ayrıca bu gibi kararların partimizin yetkili kurullarında tartışılmış ve karara bağlanmış olması gerektiğine de inanıyorum.

KİMLE HELALLEŞİLECEK?

Cumhuriyetin kurucu partisi kimlerle helalleşecek? Cumhuriyeti yıkmak isteyen kimi tarikat ve cemaatlerle mi helalleşeceğiz? Bir uygarlık projesi olarak Cumhuriyeti kuran, bireyleri kul olmaktan çıkarıp siyasal ve hukuksal düzenin gerçek yapıcısı yurttaş konumuna yükselten, bunu da laik hukuk düzenini yerleştirerek başaran CHP, kimlerden ve neden özür dileyecekmiş?

Muhafazakâr kesimlere sempatik görünme uğruna partimize sürekli haksızlık yapılmasına itiraz ediyorum. Devrimleri ve dönüşümleri gerçekleştiren, çok partili demokratik yaşamın öncüsü olan, “Yeni bir dünya kurulur Türkiye’de orada yerini alır” diyerek meydan okuyan, sola açılan, “Ne ezen, ne ezilen, insanca ve hakça bir düzen” diyerek oylarını yüzde 42’lere çıkaran “ABD gölge etmesin başka ihsan istemiyoruz” diyerek ulusal çıkarlarımıza sahip çıkan partimizi “tutucu ve değişime direniyor” diye suçlamak partimize haksızlıktır. Yanlış olan temel husus da, bunların partinin örgütlerinde tartışılmadan, yetkili organlarında konuşulup karara bağlanmadan gündeme getiriliyor olmasıdır.


* Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, Semyon Ivanoviç Aralov, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları