TTB : Yaşatmak İçin Yaşamak İstiyoruz!

Son haftalarda ülkenin dört bir yanındaki meslektaşlarımızdan gelen ölüm haberleri ile tekrar ve tekrar sarsılmaktayız. Hekimlerde gördüğümüz ani ölümler, basın-yayın kuruluşlarına da yansıdığı üzere dikkat çekici biçimde artmaktadır. Yalnızca 2023 yılının ilk 20 gününde en az beş meslektaşımızı genç yaşta yitirdik. Üç meslektaşımızın ölümünde kalp krizi (akut MI), bir meslektaşımız için inme, bir meslektaşımız içinse intihar (özekıyım, suisit) ön tanısı konulduğu bilgisini aldık.

Özellikle Sağlıkta Dönüşüm Programı sonrasında aşama aşama gasp edilen ekonomik ve özlük haklarımız, ağırlaşan çalışma koşullarımız ve sağlıkta şiddet; pandemi ve ekonomik krizle birlikte  dayanabileceğimiz noktaları da aşmış, “bıçak kemiği delip geçmiştir.” Bu nedenle 1 Ekim 2021’de, sağlıklı koşullarda çalışabilmemiz ve yaşayabilmemiz için Türk Tabipleri Birliği olarak “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecini başlatmıştık. Sağlık Bakanlığı ise yıllar boyunca kayıtsız kaldığı istemlerimiz ile ilgili güçlü eylemlerimizin sonucunda adım atmak zorunda kalmış; “Beyaz Reform” adı altında bir dizi düzenleme yaparak haklarımızı verdiğini iddia etmişti. Ancak mevcut koşullarımıza baktığımızda, “Beyaz Reform”un amacının haklarımızın verilmesi değil; ücretlerde iyileştirme kandırmacasıyla hekim ve sağlık çalışanlarını güvencesizleştirmek, onları daha çok çalıştırmak ve eylemlerini bastırmak için denetim altına almak olduğunu daha da net biçimde görmekteyiz.

Ekonomik krizin yükü altında ezilen hekimler için kalıcı olmasa bile yapılan ücret iyileştirmelerinin yarar sağladığını söyleyebiliriz. Ancak bu süreçte il sağlık müdürlükleri ve sağlık kurumlarındaki idarenin; hekimlerin üzerinde daha çok çalışmaları yönünde kurdukları baskının ağırlaşması, hekim ve sağlık çalışanlarının bedenlerinin ve zihinlerinin kaldıramayacağı yoğunluklarla karşılaşmalarına neden olarak yaşamlarını tehdit etmektedir.

  • Nitekim birçok çalışmada, uzun çalışma saatleriyle intihar düşüncesi arasında yakın ilişki tanımlanmıştır.
  • Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün de açıkladığı çalışmaya göre haftalık 55 saat ve üzerinde çalışmanın haftalık 35-40 saat çalışmaya göre inme riskini %35 ve iskemik kalp hastalığından ölüm riskini %17 artırdığı belirlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü temsilcilerinin de anlatımıyla haftada 55 saat ve üzeri çalışmak ciddi bir sağlık tehlikesidir.

Türk Tabipleri Birliği’nin 2021 yılının Eylül ayında 6.178 hekimin katılımıyla gerçekleştirdiği çalışmada, çalışmaya katılan hekimlerin %15-30’unun haftalık 55 saatten daha uzun süre çalıştığı görülmektedir. “Beyaz Reform” sonrasında bu sürelerin daha da uzaması için atılan adımlar önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.

Bir başka konu ise birçok bilimsel çalışmada gösterildiği üzere COVID-19 enfeksiyonu geçirenlerde iskemik kalp hastalığı ve başka birçok hastalığın daha yüksek oranda görülebilmesidir. Pandeminin doğru yönetilmemesi sonucunda pandeminin yükünü çeken sağlık çalışanlarının birçoğu virüsle karşılaştı. Yüzlerce sağlık çalışanı, COVID-19 nedeniyle yaşamlarını yitirirken daha da büyük bir çoğunluk ise hastalığı geçirmesine karşın halen bu hastalığın neden olduğu sorunlarla uğraşmaktadır. Buna karşın ne COVID-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edildi ne de TTB’nin pandemi sürecindeki her yıl için 120 gün yıpranma payı istemi karşılandı.

  • Son dönemde meslektaşlarımızın birden (ani) ölümleri,
    hem mesleğimiz ve hem de sağlık sistemi için ciddi bir alarm işareti gibi görünmektedir.

Kaldı ki karşılaştığımız ölümlerin, buzdağının yalnızca görünen yüzü olduğunu, henüz yaşamını yitirmemiş birçok meslektaşımızın da ciddi biçimde yıprandığını hepimiz biliyoruz. Ancak şu ana dek sağlık çalışanlarının ölümleri ve ne denli yıprandıkları araştırılmadığı gibi,

  • Toplumda son iki yılın ölüm ve ölüm nedenleri, Türkiye İstatistik Kurumunca
    kamuoyuyla paylaşılması gerekirken paylaşılmamıştır.

Önce zarar verme!” ilkesini benimsemiş, her kim olursa olsun, hastasını tedavi etmek ve yaşatmak için gerekli koşulları sağlamaya yemin etmiş bir meslek kesiminin zarar görmesi engellenmelidir.

Konu, Sağlık Bakanlığı ve TBMM başta olmak üzere ilgili bütün kuruluşların öncelikli görevidir. Bu bağlamda; konuyla ilgilenen tüm kuruluşların temsil edildiği bir Kurulun oluşturulup,
Sağlık Bakanlığı’nın elindeki tüm verilerin paylaşıldığı bir ortamda hem hekimlerdeki hem de toplumdaki ölümler araştırılmalıdır.

Altta yatan nedenlere yönelik önlemler geliştirilmeli, önlem alınamayan koşullarda ise yıpranma payının artırılması gibi uygulamalarla görülen zarar giderilmelidir.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

TTB : Yaşatmak İçin Yaşamak İstiyoruz!” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    YAŞATMAK İÇİN YAŞAMAK İSTEYEN hepsi de ulu ve kutsal, ulusal ve toplumsal sağlık cephesinin yiğit, cesur, yılmaz ve yorulmaz kadın ve erkek kahramanları sevgili hekimlere ve çok değerli mesleki örgütleri olan TBB’nin seçkin ve saygın MERKEZ KONSEYİ’ne en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar. İYİ Kİ VARLAR.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir