ABD Yeni Bahane Peşinde!


Dostlar
,

Sayın Prof. Türkkaya ATAÖV, Ankara Üniv. Siyasal Bilgiler Fakültesinden emekli Uluslararası İlişkiler uzmanıdır. Özellikle Filistin sorunu ve sözde Ermeni soykırımı konusunda uzmanlığı ile bilinir. Afrika Kurtuluş Mücadelelerinin Tarihi de ünlü kitapları arasındadır.

Suriye’de askıya alınmış gibi duran sıcak savaş, –emperyalist jargonda “müdahale” denilmekte!?- ve ardalanı (arka planı) hakkındaki makalesi çok öğretici..

Özellikle yazının sonunda sorulan soruya Türkiye’yi son derece tehlikeli kanlı serüvenlere kısır çıkarları adına gözükara sürükleyen AKP yönetimi yanıt vermeli.

Türkkaya hocanın boynunda kravat düğümü yerine iri bir metal Atatürk madalyonuna dikkat..

ADD web sitesinde yayımlanan MİLLİYETÇİLİK başlıklı makalesinin  okunmasını da yeğinlikle (şiddetle) öneririz.. (http://add.org.tr/milliyetcilik.html)

O, son derece sıkı bir Atatürk aşığı..

Adı Türk + kaya.. Türkkaya

Soyadı Ata + öv.. ATAÖV..

80 yaşını aşkın bu Kemalist bilge”yi, yaşamı boyunca tutarlı çizgisi
ve çok değerli bilimsel üretimi için şükranla ve hürmetle selamlıyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
20.9.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=========================================

ABD Yeni Bahane Peşinde!

Türkkaya Ataöv-4, Ulusal Eğ. Drn. Ermeni sorunu, 09.05.09


Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV

“ABD savaştan vazgeçti” yaygın yorumuna kanmayalım. Esad’ın direnişiyle Putin siyaseti ABD’yi köşeye sıkıştırdı, ama Vaşington’un elini tetikten çektiği yorumu yanlış.

Ne emperyalizm tüm olanaklarını kullanmadan asıl amaçlarından yan çizer,
ne de biz görüntüyle aldanacak bebekleriz. Obama’nın dedikleri bir yalana dayalıdır.

  • ABD ekonomik ve siyasal düzeniyle onun kulu medya askeri müdahale istiyor.

Bu aşamada emperyalizmin dünya üssü Vaşington yeni ama uydurma bahaneler kotaracaktır. Kuşkusuz, tutarsa!

Komşu Suriye’deki çatışmayı, dıştan gelen para, silah, örgütleme, eğitim ve baskılara karşın, Şam yönetimi kazanıyor.

ABD’nin hedefi Şam’ın elinden kimyasal silahları almak değil, tüm Ortadoğu’yu
kendine bağımlı kılmak için başı dik duran Esad yönetimini devirmek, öteki komşumuz İran’la Lübnan’da Hizbullah’a da benzer müdahalelerin kapılarını biraz daha açmaktır.

Emperyalizmin ne olduğunu bilen gerçekçilerin yorumu ancak bu olmalıdır.

ABD ve yandaşlarına karşı çıkan Rusya-Suriye-İran ortak diplomasisi parlak bir
ara dönem yaşadı. Yasaklı silahları teslim seçeneği İran Meclisi’nin ulusal güvenlik kurulu başkanı Alaeddin Borucerdi’nin geçen hafta Şam’a gitmesinden sonra ortaya atıldı. Gerçekte, bu üç başlı eksen Vaşington’a içine düştüğü açmazdan çıkma olanağı armağan etmiş oldu. Bu üç başlı kümeden başka, ortak toplantılarını Kırgızistan’da yapmakta olan Şanghay İşbirliği Örgütü de var.

Obama yönetiminin zikzakları, O’na oy vermiş olanların O’nun maskesinin ardındaki çirkin “neo-kon” yüzünü görmesini belki sağlamıştır. Ama ABD-Britanya-Fransa-Arap Birliği ekseni de müdahale nedenini gizleyecek yeni bir propaganda masalı türetme peşindedir. “Sosyalist” balonu çoktan sönmüş olan Fransız Hollande’ın Suriye’ye müdahaleyi Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 7’nci bölümüne uydurmaya çalışarak ABD’ye destek vermesini ve Obama’nın da en son konuşmasında sözde sınırlı
askeri harekâtın kendi çıkarları gereği olduğunu söylemesini gereği gibi değerlendirelim.

  • Kuşku yok ki Vaşington, Suriye’yi bombalayabilmek için
    yeni bir masal uydurma arayışı içindedir. 

“Arap Birliği” denen örgüt bir Suudi Arabistan sömürgesidir. İslamın gerçek sahibi görünmek isteyen Suudilerle İsrail’in ortak isteği Suriye’deki düzenin şimdi değişmesidir. Emperyalizmin kulu bu Arap kümesi de iyi bilmeli ki, Ortadoğu’da kimyasal silahların yasaklanması İsrail’i de içine almalıdır. Ama bunu ağzına bile alan yok. Anlaşılan, bu ırkçı devlet, nükleer olanlar dahil, her türlü silaha sahip olabilir.
Üç güçlü Siyonist baskı kuruluşu (AIPAC, ADL, RJC) Vaşington’da sürekli işbaşındadır. Üçü de konuyu sanki bir Amerikan güvenliği söz konusuymuş gibi sunuyorlar.

Büyük mali sermaye ABD silahlı kuvvetlerine, o da kul Obama’ya buyruk veriyor.
ABD ve yandaşları Ortadoğu’yu geçmişte emperyalizm yararına bölmüş olan antlaşmaların yenilenmesi düşleri içindedirler. Ortak amaçları tüm bölgeyi
ABD tekellerine iyice bağlamaktır. Ne demeli? “Allahu ekber” mi?

Bunun yeni adımı nasıl olabilir? Örneğin, Suriye’de bir muhalif küme, müdahalecilerden alacağı malzeme ve buyrukla genelde Şam denetimli bir toprağın köşesinden İsrail’e bir kimyasal saldırıda bulunabilir. Böyle bir senaryo ABD müdahalesini sanki haklı çıkarır. Filistinlilerin haklarına gözlerini kapayan, kendileri Irak’ta uranyum ve Gazze’de beyaz fosfor kullanmış olanlar gizlice örgütledikleri bu suçu Şam’a yüklemekten çekinmezler. Suriye’ye saldırı bu gerekçeyle yer alırsa, Suriye ile Rusya’nın bir savunma antlaşması yapması mantıklı değil midir? O durumda ne olacağını Türkiye’deki karar-vericiler enine boyuna düşündüler mi? (Cumhuriyet, 19.9.13)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir