Etiket arşivi: ZARRAB İLE İLGİLİ NEDEN MİT RAPORUNA İTİBAR ETMEDİNİZ?

Prof. İdris Bal’dan Erdoğan’a ağır mektup!


Dostlar,

Sayın Prof. Dr. İdris Bal, AKP Kütahya milletvekili idi. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak. bitirenidir ve İngiltere’de doktora yapmış, Kamu Yönetimi alanında birikimli bir
öğretim üyesidir (6 tane de çocuğu vardır..).

  • “Dershanelerin kapatılmasının siyaseten zarar vereceğini düşünüyorum.
    Bir de çözüm sürecine ilişkin kaygılarım var..” demişti.

İdris Bal, partiden atılma istemiyle AKP disiplin kuruluna sevk edildi.
Bu kararı değerlendiren Bal, partsiinin politikalarına aykırı görüşler dile getirdiği savıyla kesin atılma (ihraç) istemiyle disipline sevk edilmesi üzerine, sonucu beklemden partisinden istifa etmişti (30.11.2013).

Şu güne dek AKP’den 9 miletvekili ayrıldı ve TBMM’de vekil sayısı 327’den
318’e düştü (TBMM Başkanı Cemil Çiçek dahil).

30 Mart 2014 gece yarısına doğru, “yerel – genel” seçim sonuçları belirdikçe
bu rakamın çok büyüyeceği beklentisi çok yaygın.. Bekleyip göreceğiz.

Sayın Bal’ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun söylemiyle “Başçalan’a”
23 tane zehir zemberek sorusu var.. Bu gün TBMM’deki basın toplantıdında açıkladı.

Bu sorular aşağıda ve Başbakan R.T. Erdoğan’ın yanıtlarını biz de bir yurttaş olarak istiyor ve bekliyoruz. Üstelik bir Müslümana yakışır biçimde dürüstçe ve saydamlıkla..

Türkiye, tarihinde hiç bu denli talihsiz ve kötü yönetilmemişti.
Bir başka anlatımla, Türkiye tarihinde hiç böylesine batağa saplanan hukuksuz ve acımasız bir yönetici görülmemişti.

  • 30 Mart 2014 yerel seçimleri dar anlamda “yerel seçim” değildir!
    Bu seçimler kapsamlı bir referandumdur R.T. Erdoğan ve AKP için.
  • Yurttaşların bu bilinçle oy kullanmaları beklenir.
    Belediye başkanları için kazanma olasılığı en yüksek AKP karşıtı
    ulusalcı adaylara oy kullanılmalıdır. Belediye meclisi ve il genel meclisi için
    daha serbest davranılabilir; Partilere asıl anket buradaki oy dağılımıdır.
  • AKP 2. parti olduğunda Türkiye’nin rotası yoluna konabilecektir; Cumhurbaşkanlığı seçimi de, erken genel seçim de…

R.T. Erdoğan için tüm yollar kapalı..

Bu gerçeği bir an önce görmesi en başta kendisinin “hayrına”..

Ne yazık ki, tam bir siyasal körlük Erdoğan’ın ufkunu sarmış ve karartmış durumda.

Erdoğan, dönülmez akşamın ufkunda ve tüm edimlerinin bedelini
kaçınılmaz olarak ödeyecek. Vuruşarak çekilmeyi seçtiği bu tehlikeli süreçte,
Türkiye’ye de ağır bedeller ödetecek, ödetiyor ne acı ki..
Fakat Tarih, O’nu da hak etiiği yere süpürecek; şaşmaz yasa böyle.

Sevgi ve saygı ile.
17 Mart 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=================================================

İdris Bal’dan Erdoğan’a ağır mektup!

Idris_Bal

AKP’den istifa eden Bağımsız Milletvekili
İdris Bal, Başbakan Erdoğan’a
sert ifadeler içeren bir mektup yazdı.

 

AKP’den istifa eden Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektupta, Meydanlarda kullandığı üslup ve ifadeleri eleştirerek,

“Kullandığı dil, siyasetin ve siyasetçinin saygınlığına zarar vermekte,
toplumu derinden yaralamakta, ayrıştırmakta ve kaosa doğru sürüklemektedir.” dedi.

İdris Bal 23 madde halinde sıraladığı sorulardan oluşan mektubunu,
kimi konuların aydınlatılması için kaleme aldığını ifade etti.

Bal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a,
77 milyonun Başbakanı olduğunu özellikle son dönemde kullanmaya başladığı dil ve üslubun, toplumu kucaklamadığını, aksine hızlı bir şekilde kutuplaştırdığını kaydetti.

İdris Bal’ın Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektup şöyle :

*****

MESNETSİZ ÇELİŞKİLİ İFADELER

“Bir Başbakan olarak, kamuoyunda en fazla bilinen kişilerden biri olarak hal, tavır
ve söylemlerinizle örnek olmanız gerekirken mesnetsiz iddialar, çelişkili ifadeler, ispatlanamayan ithamlarla ve hakaretlerle dolu ifadeleriniz konumunuza ve
sizden beklenenlere uygun düşmemektedir.

İDDİALARI İSPAT ETMENİZİ BEKLİYORUZ

Türkiye ve dünya kamuoyuna mal olan ve artık açığa kavuşturulması bir zaruret haline gelen ifadelerinizi size tekrar hatırlatmak ve bunların biran önce cevaplanmasını kamuoyu adına sizden talep ediyorum. Sizin de birçok yerde ifade ettiğiniz gibi
‘iddia eden, iddiasını ispat etmekle mükelleftir’. Bu çerçevede, iddialarınızı
size hatırlatıyor ve kamu vicdanının rahatlatılması adına bu iddiaları
ispat etmenizi bekliyoruz.

Maddeler halinde bu soruları aşağıda sıralıyorum.

ZARRAB İLE İLGİLİ NEDEN MİT RAPORUNA İTİBAR ETMEDİNİZ?

1) Geçmişteki çalışmalarından dolayı hep takdirle andığınız ve kendisine başarılarından dolayı zırhlı araç hediye ettiğiniz bir savcıya 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra ciddi ithamlarda bulundunuz. 22 kez yurt dışına çıktığını ve tatil masraflarını başkasına ödettiğini söylediniz. Savcı ispat istedi ve “ispat olursa
istifa ederim” dedi. Bir daha gündeme getirmediniz. İddialarınızı ispat edecek misiniz ?

2) Reza Zerrap’la alakalı hayırsever işadamı dediniz fakat 8 ay önce MİT’in size
Reza Zarrap’la alakalı rapor sunduğu iddia edildi. Eğer bu rapor doğru ise
hangi sebeplerden dolayı böyle bir açıklama yaptınız.
Neden MİT raporuna itibar etmediniz?

3) Her konuşmanızda milli irade vurgusu yapıyorsunuz. Bakanların fezlekeleri
milli iradenin temsilcisi olan Meclis’e niye bu kadar geç geldi ve neden
klasörler ve içerikleri azaltıldı?

GÜLEN’DEN ÖZÜR DİLEYECEK MİSİNİZ?

4) Sayın Fethullah Gülen’den size mektup geldiğini söylediniz. Mektubun içeriğinde pazarlık var dediniz. Mektubun Sayın Cumhurbaşkanına geldiği ve içeriğinde
pazarlık olmadığı ortaya çıktı. Bir daha gündeme getirmediniz. Niye böyle bir iddiada bulunduğunuzu açıklayacak mısınız? Doğru olmadığı ortaya çıkan bu iddianızdan dolayı özür dileyecek misiniz?

SES KAYITLARINI İNCELETECEK MİSİNİZ?

5) Son günlerde ortaya çıkan sizin ve oğlunuza ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili neden tercihen ABD veya bir AB ülkesinde somut bir tetkik ve araştırma yaptırmıyorsunuz. Sayın Bakan’ın yaptığı ‘montaj olduğunu hissettim’ ifadesi
kimseyi tatmin etmedi. Herkesin onay verebileceği bağımsız ve objektif kurumlara,
bu ses kayıtlarını inceletecek misiniz?

6) 10 bin civarında polisi paralel yapı bağlantısı ile suçlayıp tasfiye mantığı ile tayin ettiniz. Belli birimlerde uzmanlaşmış ve tecrübe kazanmış bu polislerin
tayin edilmesi, terör, istihbarat gibi farklı birimlerle alakalı bir zafiyete sebep olmayacak mı? Herhangi bir somut suçlama olmadan, kışın ortasında, ailelerini hiç hesaba katmadan bu kadar polisin tayinini nasıl izah edeceksiniz? Daha yakın zamandaki
gezi olaylarında kahraman ilan ettiğiniz bir teşkilata şimdi böyle davranmanız
bir çelişki değil mi? Emniyet Teşkilatında branşlaşmanın kaldırılması
emniyette zafiyete yol açmaz mı?

HAŞHAŞİ, KAN EMİCİ, VAMPİR, VİRÜS..
BAŞBAKANA YAKIŞAN İFADELER MİDİR?

7) Diplomasinin bir üslubu olduğu gibi siyasetin de bir üslubu olması gerekmez mi? Siyasetçilerin üslubundaki bozukluk halka nasıl yansır diye bir kaygı taşımanız gerekmez mi? Haşhaşi, kan emici vampir, virüs, sülük gibi ifadeler, bir Başbakan’a yakışan ifadeler midir? Sizi eleştiren demokrasiye, hukuk devletine davet edenleri; paralel, öteki, illegal ve hain ilan ederek, bu ülkeyi, ABD, AB ülkeleri gibi 1. sınıf demokrasiye, sivil topluma, çoğulculuğa değil, Lübnanlaştırmaya götürdüğünüzün farkında mısınız?

SİZİ VE ÜLKEYİ TEHDİT EDEN GERÇEK PARALEL YAPIDAN
NEDEN HİÇ BAHSETMİYORSUNUZ?

8) 17 Aralık’tan bugüne kadar neredeyse her konuşmanızda bir ‘paralel yapı’ söyleminiz var. Sizce paralel yapı olma kriteri nedir? Hangi bilimsel ve sosyolojik kıstaslara dayanarak böyle bir iddiada bulunuyorsunuz? Daha da önemlisi hangi somut delillere dayanarak böyle bir iddiada bulunuyorsunuz? Belli bir grubu delilsiz bir şekilde paralel yapı ilan ederken; mahkemesi olan, vergi toplayan, her fırsatta sizi ve ülkeyi tehdit eden gerçek paralel yapıdan neden hiç bahsetmiyorsunuz?

9) 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna imza atmak isteyen Savcı
Muammer Akkaş’ı hedef tahtasına koydunuz. Savcı Akkaş ile bizzat hesaplaşma yoluna gittiniz. “Seninle işimiz bitmedi, senin nereye çalıştığını biliyoruz, sen açıklamazsan
biz açıklayacağız.” dediniz. Bu iddianızda hava da kaldı. Bu konuya bir açıklık
getirecek misiniz ?

10) Bazı siyasilerin mahrem görüntüleri için özel değil genel demiştiniz.
Sizinle alakalı ortaya çıkan tapeler bahsedilen siyasiler ile ilgili iddialardan daha genel ve toplumun genelini ilgilendiren konular değil midir? Niçin daha somut cevaplar vermiyor, bilimsel araştırmalara dayanarak konuşmuyorsunuz?

MONTAJ DEDİĞİNİZ KASETLERİN NEDEN GEREĞİNİ YAPMIYORSUNUZ?

11) Sayın Fethullah Gülen’e ve arkadaşlarına ait olduğu iddia edilen konuşmalardaki bazı ifadeleri, bilhassa ‘ananas’ ve ‘tuzluk’ ifadesini çok sık kullanıyorsunuz.
Kaset ve ses kayıtlarına bu kadar tepki gösterirken bunları kullanmanız, çifte standart, yaman bir çelişki değil mi? Eğer Sayın Gülen’e ait olduğu iddia edilen ses kayıtları doğruysa bile, bu kayıtlar bir suç unsuru içermezken, mitinglerde, konuşmalarınızda kullanmanıza rağmen, sizin hakkınızda bu kadar büyük iddialar varken neden montaj deyip geçiştiriyor ve gereğini yapmıyorsunuz?

12) Kabataş’ta saldırıya uğradığını iddia ettiğiniz bayanla alakalı kamera görüntüleri ortaya çıktı ve iddia edildiği gibi bir saldırı olmadığı belirlendi. Israrla saldırıya dair görüntüler var dediniz fakat hala görüntüleri ortaya çıkarmadınız. Görüntüleri paylaşacak mısınız? Eğer görüntüler yoksa, kamuoyundan özür dileyip
sizi yanıltanlardan hesap soracak mısınız?

HİÇBİR BELGE AÇIKLAMADINIZ?

13) Gezi olaylarında, camide içki içildiğini, görüntünün olduğunu iddia ettiniz.
Caminin müezzini yalanladı ve bunun üzerine tayin edildi. Bu tayin, yalan söylemediği için müezzin sürüldü şeklinde basına yansıdı. Varsa ilgili görüntüleri yayınlatacak mısınız? Yoksa, toplumsal huzursuzluğa yol açan, birçok insanı kutuplaştıran
bu iddianızdan dolayı özür dileyecek misiniz?

14) Gezi Parkı olaylarının bir misilleme olduğunu ve bu olayların içerden ve dışardan koordineli bir biçimde yürütüldüğünü iddia ettiniz. Bu konu ile ilgili elinizde belgeler olduğunu ve bu ihanet şebekesini halka açıklayacağınızı ifade ettiniz.
Ancak aradan 9 ay geçmesine rağmen hiçbir belge açıklamadınız?
Bu belgeleri ne zaman açıklayacaksınız?

15) İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala’nın Bank Asya’ya yönelik olduğu iddia edilen,
döviz topladı” iddiası bir daha gündeme getirilemedi. Sayın Bakan bunun belgeli bir iddia olduğunu söylemişti. Ne Bank Asya ile ilgili ne de başka bir kurumla alakalı şimdiye kadar bir belge sunulmadı. Bu belgeyi Sayın Bakan’dan isteyecek misiniz? Eğer böyle bir belge yoksa Sayın Bakan’dan hesap soracak mısınız?

16) “Operasyonların arkasında ABD var.” dediniz ve ABD Büyükelçisine yönelik ciddi ithamlarda bulundunuz. Daha sonra ABD’den gelen uyarılar sonunda
bu iddialardan vazgeçtiniz. ABD’nin bu olaylarla ilgisini ispatlayan belgeleri
gerekli kurumlara teslim edecek misiniz? Yoksa böyle bir belgenin olmadığını, iddiaların mesnetsiz olduğunu kabul mü ediyorsunuz?

17) Halk Bankası genel müdürünün evinden çıkan paraların Çorum Osmancık İHL’ni yaptırmak için ayrılan bağış parası olduğunu söylediniz. Ancak o İHL için Kalkınma Bakanlığı’nın bütçe ayırdığı ortaya çıktı. Bu çelişkiyi izah etmeyi
düşünüyor musunuz?

18) Urla’da yapılan villalarla alakalı 35 yıldır orada olduğunu söylediniz.
Fakat Google Earth haritasından bu yapıların birkaçı hariç hemen hemen tamamının, daha yakın zamanda yapılmış olduğu kanıtlandı. Bu ciddi iddiayı vuzuha kavuşturmayı ya da sözlerinizi geri almayı düşünüyor musunuz?

TIRLAR İLE İLGİLİ BİR AÇIKLAMA YAPACAK MISINIZ?

19) Sınırdan geçerken savcı tarafından durdurulan tırlarla alakalı Türkmenlere yardım götürdüğü açıklaması yapıldı. Fakat bizzat Türkmenler bu iddiayı yalanladı.
Tırların ne taşıdığı ile alakalı ciddi iddialar ortaya atıldı. Kimileri tırların para taşıdığını, kimileri de Esed’in meşrulaşmasında büyük payı olan dünyada genelde terör örgütü olarak kabul edilen El Kaide’ye silah taşındığını iddia etti. Eğer tırlarda taşınan şey MİT kontrolündeki yardım ise valiliğe bilgi verilmesi gerekmez miydi?
Tırların içinde ne olduğu ile alakalı kamu vicdanını tatmin edecek bir açıklama
yapacak mısınız?

20) Başka partilerden size katılan belediye başkanları ve milletvekillerini, törenle
ve coşkuyla kabul ederken, parti rozetlerini şahsınız sevinçle takarken, bizzat parti tarafından, sadece düşüncelerini açıkladı diye disipline verilen ben ve benim gibi vekillerin istifasının siz ve parti yetkilileri tarafından ihanet olarak ilan edilmesi
yaman bir çelişki, ilkesizlik değil midir?

DÜNYADA İLK DEFA ABD BAŞKANI TARAFINDAN YALANLANAN
BİR BAŞBAKAN OLARAK
TARİHE GEÇTİNİZ

21) ABD Başkanı Sayın Obama’yı arayarak Sayın Fethullah Gülen’i iade etmelerini istediğinizi söylediniz. Sayın Obama’nın da bu konu ile ilgili “mesaj alınmıştır” dediğini belirttiniz. Ancak Beyaz Saray yaptığı açıklamada böyle bir ifadenin olmadığını açıkladı. Böylelikle dünyada ilk defa ABD Başkanı tarafından yalanlanan bir Başbakan olarak tarihe geçtiniz. Dünya ve Türkiye kamuoyu önünde ülkemizin itibarı adına zedeleyici olan bu durumdan dolayı bir açıklama yapacak mısınız?

22) Her fırsatta eleştirdiğiniz 28 Şubat sürecinde öğrencilere yapılan baskı benzeri uygulamaların okullarda müfettişler tarafından yapıldığı iddia ediliyor. Bu konuda bir açıklama yapacak mısınız?

23) Devlet kurumları bir partinin, bir görüşün ya da bir kişinin değil milletin kurumlarıdır. Son dönemde devlet kurumlarının siyasallaştığına dair kaygılar var.
Bu hususta kamuoyunu aydınlatıp rahatlatacak mısınız?

SORULAR CEVAPLANANA KADAR BAŞBAKANLIK MAKAMINI BIRAKIN

Bu ve benzeri kamuoyuna mal olmuş soruların cevaplarını, bulunduğunuz makamın
ve şahsınızın daha fazla yıpranmaması ve halk nezdinde itibar kaybetmemesi adına, kamuoyuyla paylaşmanızı sizden talep ediyoruz. Bu

soruların cevaplanmaması bulunduğunuz makama ve ülkemize çok büyük zararlar vermektedir. Daha vahim gördüğümüz senaryo ise bu soruların cevabının bulunmamasıdır. Eğer bu kötü senaryo gerçek ise, ülkemizin selameti adına,
bu sorular cevaplanana kadar ‘Başbakanlık’ makamını bırakmanızdır.

Saygılarımla…”
http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/idris-baldan-erdogana-agir-mektup-471699/, 17.3.14