Etiket arşivi: PKK-PYD terörü

SURİYE SORUNU

SURİYE SORUNU

Rifat Serdaroğlu

Sayın Cumhurbaşkanı;

Siyasette her olay, sonucuyla ölçülür.
Ülke yöneten kişi olarak, “Türkiye, 17 yıllık mücadelenin sonunda artık küresel düzeyde oyun kuracak bir devlet haline geldi” deyip, ülkenin “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesiyle özetlenebilecek dış politikasını kaldırıp atarsanız, uyguladığınız yeni politikanın hesabını Türk Milletine “Şahsınız olarak” vermek zorunda kalırsınız.

Sistemin adı, ister “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ister “Parlamenter Sistem” olsun, eğer demokratik rejim içinde yönettiğinizi iddia ediyorsanız, mutlaka hesap vermek zorundasınız.
“Bizim abdestimizden şüphemiz yok, biz yalnızca Allah’a hesap veririz” veya “Biz Suriyeliler için 40-45 Milyar Dolar harcadık” gibi belirsiz ve saçma ifadeler, sizin doğru ve ahlaklı bir yönetim sergileyemediğinizin ifadesidir.

“Bir hafta sonra Şam Emevi Camisinde Cuma namazı kılacağız” diye başlattığınız Suriye politikasında geldiğimiz nokta şudur :
-Sayıları 5 milyona varan Suriyeli-Iraklı kaçakların tüm giderleri, Erdoğan Ailesinin değil, bizlerin yani Türk Milletinin sırtına yüklendi.
Sizden başka, kaçaklara kaç para harcandığını, paranın bütçenin hangi faslından tüketildiğini, Avrupa Birliği ve öbür ülkelerden gelen paraların tutarını, paraların nerelere harcandığını, bu harcamaların belgelerinin nerede olduğunu ne bir AKP’li Bakan bilmekte ne de AKP’li bir Milletvekili!
Daha ne denli paramızın harcanacağını, başka kaçakların gelip gelmeyeceğini, paraları veren Türk Milleti olarak biz bilmiyoruz.
Yalnızca siz ve siyasal sorumluluğu olmayan danışmanlarınız biliyor.
Ya Türk Milletine açık ve tek-tek hesap verin ya da bundan böyle kendi paranızdan Suriyeli kaçakları besleyin.

  • “Ben seçimle geldim, Türk Milleti bana yetki verdi, her istediğini yaparım” diyemezsiniz!

Eğer seçim propagandası sırasında bugün uyguladığınız Suriye politikasını açıklasaydınız, asla seçilemezdiniz. Aksini iddia ediyorsanız, Suriyeliler kalsın mı, gönderilsin mi diye bir halk oylaması yapın, sonucunu birlikte görelim!

-İşin maddi yönünden daha fecisi, önümüzdeki on yıllar boyunca Türk Milletinin başına
bela olacak olan, vatandaş yapılan Suriyeliler ve
Türkiye’de doğmuş ve doğacak çocukların sorunudur.

AKP ne denli uğraşsa, Türk Milletinin demografik yapısını değiştiremez.

  • Vatikan’ın, emperyalist devletlerin tümünün yüzyıllar boyu yapamadığını, AKP’mi yapacak?

Hiçbir güç bu vatanda Türklüğün yerine Arapçılığı yerleştiremez. Bu gerçeği ilk seçimde sizler de göreceksiniz.

  • AKP’nin Suriye serüveni sırasında şehit olan evlatlarımızın hesabını
    kim Türk Milletine verecek?

PKK/PYD terörünü önlemek için Suriye’ye girdiğinizi söylediniz. Ne oldu?
PKK/PYD Amerika 32 bin TIR silah desteğiyle, Büyük Kürdistan Devletinin ikinci parçasını kurdu! Terörü önlemek için girdiğinizi söylediğiniz Suriye’de yeni bir “Terör Devleti” kuruldu. Bunun adı, tam bir rezalettir
***

Sayın Cumhurbaşkanı;

İnat tarlasında ayrık otu biter. Lütfen Türk Milleti ile, bilimle, muhalefet partileriyle, sizin gibi düşünmeyen vatandaşlarınızla kavga etmeyin.
İlme, teknolojiye saygı duyun!
Tutturdunuz Kanal İstanbul, diye!
Buraya harcayacağınız ve bizleri borçlandırarak bulacağınız parayı, bilim insanlarının karşı çıktığı “Kanal İstanbul” projesi yerine yıllardır engellediğiniz GAP’a harcayın.

  • GAP, emperyalist devletlerin karşı çıktığı, Türk Milletinin yararına olan en büyük projedir.
  • GAP, planlandığı gibi bitirildiğinde özellikle Güneydoğu Bölgemize zenginlik ve huzur gelecektir, terör büyük ölçüde duracaktır.

Gelin;
– doğayı tahrip eden,
– ülke kaynaklarını har vurup harman savuran,
– ülke topraklarını Araplara satan,
– Türk vatandaşlığını 250 bin dolara pazarlayan kişi

diye anılmak yerine;

doğayı koruyan ülkeyi zenginleştirecek projeyi tamamlayan kişi olarak tarihe geçin…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 24 Aralık 2019

KARA DELİK

KARA DELİK

Suay Karaman

AKP Genel Başkanı’nın ABD gezisi sona erdi ama sonuç nedir, neler oldu, neler yaşanacak henüz bir şey belli değil. Zamanla bunları göreceğiz. Belleklerde bir danışmanın, ABD yetkililerine “sakın deliğe süpürmeyin, kullanın” dediği bulunmaktadır.

2019 yılının Ocak ayında ABD Başkanı’nın sosyal medyadan paylaştığı “Kürtleri vururlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederiz” sözüne gereken tepki verilmemişti. ABD Başkanı’nın dünyanın en köklü devletlerinden biri olan Türkiye’ye karşı savurduğu bu tehdit, her yönüyle kabul edilecek gibi değildi. Ama sineye çekildi, basit sözlerle geçiştirildi. Tıpkı askerlerimizin başına çuval geçirilmesinde olduğu gibi…

Dışişleri Bakanı “stratejik müttefikler sosyal medya üzerinden konuşmazlar” diyerek, ABD başkanına sitem etmekle yetindi. AKP Genel Başkanı da “üzüldüğünü” söyledi. ABD başkanı bir müttefikini mahvetmekten söz ediyor, siyasal iktidarın yetkilileri “stratejik ortaklık” rüyaları görüyor ve üzülüyor. ABD başkanının tehditleri için ana muhalefet partisi sözcüsü “bu tehditler bize sökmez” açıklaması yaptı. Ana muhalefet partisinin genel başkanı da “kimse sokak kabadayısı diliyle Türkiye’yi tehdit edemez” dedi. Boş sözlerle toplumu aldatanlara sormak gerekir: “tehdit edemez” demenin ne anlamı var, adam zaten tehdit etmiş. ABD’nin bu tehdidine karşı etkili olarak ne yapılması gerekirdi, çözüm önerilerini söylemeden, kaçak güreşerek toplumu uyutmaktadırlar.

  • ABD’nin istemleri ile Türkiye’nin yaşamsal çıkarlarının bağdaştırılabilir tarafı yoktur.
  • Yıllardır ABD güdümünde izlenen politikalar ile ülkemiz emperyalizmin oyuncağı durumuna getirilmiştir.

13 Kasım 2019 tarihindeki ABD ziyaretinden çok büyük beklentisi olanların umutları boşa çıktı. AKP Genel Başkanı Washington’da Türkiye’nin pozisyonunu ABD kamuoyuna açıklama fırsatı buldu ama ABD Başkanı hiçbir konuda geri adım atmadı. Kısaca bu geziyi sorun çözmek için değil yumuşamaya katkıda bulunmak için atılan bir adım olarak değerlendirmek gerekir. Zaten AKP Genel Başkanı da partisinin 19 Kasım 2019 tarihindeki grup toplantısında “istediklerimizi tam alamadık” sözleriyle durumu ortaya serdi.

ABD’deki zirvede Türkiye endişe ve tepkilerini dile getirdi, ABD ise varolan tutumunu değiştirmedi. Müttefiklikle birlikte, PKK-PYD terörüyle ilişkisini de yadsımadığı gibi, YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini de söyledi. S-400, F-35, sözde Ermeni soykırımı savlarında ve Suriyeli sığınmacılar konusunda gerçekçi bir çözüm ortaya konulmadı. Fethullah Gülen’in iadesi konusunda da herhangi bir gelişme olmadı. Terör örgütünün Suriye kolu YPG lideri Mazlum Kobani’nin ABD’ye davet edilmesi ile ilgili soruya ABD Başkanı; “sizin Cumhurbaşkanınızla da çalışıyoruz” diyerek her zamanki küstah yanıtlarına bir yenisini ekledi.

Gözden kaçırılmaması gereken önemli bir konu var: TBMM’de bütçe görüşmeleri yapılırken, Dışişleri Bakanlığı’nın bütçe raporunda terör örgütleri olarak PKK ile FETÖ yer almakta ancak PYD ile YPG bulunmamaktadır. Bu durumda, saklanmaya çalışılan kimi gizli ilişkilerin olduğu gerçeğinin altını çizmek gerekir.

9 Ekim 2019’da ABD Başkanı’nın gönderdiği, diplomatik dilden yoksun ve aşağılayıcı mektubun, ABD Başkanı’na geri takdim edilmesi, mektubun varlığını ortadan kaldırmadı. Zaten ABD Başkanı da “mektubumu geri aldım” demedi. ABD Başkanının ülkemizi ve yönetimi aşağılayan mektubunun gereği yapılacak mı diye saf saf bekleyenler, aynı küstahlığın sürdüğünü gördüler mi acaba?

  • ABD Temsilciler Meclisinde ülkemiz ve Tayyip Erdoğan’ın ailesi aleyhine kararlar alındı.
  • Ancak ABD’nin Tayyip Erdoğan ve ailesine mal varlığı ile gelir kaynaklarının değerine ilişkin herhangi bir yaptırımda bulunacak mı diye bekleyenlere de şunu söylemek gerekir:
  • Deliğe süpürmez, kullanırlar. Bu durumu kullanarak, istedikleri gibi yönlendirirler.

Bunlar hakkında nasıl bir gelişme olacağı henüz bilinmiyor ama bilinen bir şey var ki; ülkemizde

  • gündem değiştirilerek, Erdoğan ailesinin ‘mal varlığı ile gelir kaynakları’ gölgelenmektedir.

Ülkemizin tüm sorunları, yerini CHP‘ye yapılan yeni operasyona bırakmıştır ve gündem şimdilik değiştirilmiş gözükmektedir.