Etiket arşivi: özgür bilim

Halil Çivi şiiri : ….BİLİM ROTASI (Okullar Açılırken)

ŞİİR KÖŞESİ..

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk Şairi

 

….BİLİM ROTASI
(Okullar Açılırken)

Cehaletin, sefaletin ilacı,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Her uygar toplumun başının tacı,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Evrenin sırrını doğru sezmeye,
Yaşam boyu her sorunu çözmeye,
Kendi kaderini kendi yazmaya,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Karanlığı aydınlığa çeviren,
Hurafeyi, safsatayı deviren,
Cehalet külünü göğe savuran,
Cağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Gemileri denizlerde yüzdüren,
İnsanları gökyüzünde gezdiren,
Sanal kitaplara yazı yazdıran,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Bilimi en büyük mürşit bilmeye
Cehaleti eğitimden silmeye,
Uygarlığın nimetini almaya,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Fabrika çarkında dönen diş olan,
Emekçiye bin bir türlü iş olan,
Çalışana ekmek olan, aş olan,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Kin ve nefret ikliminden çıkmaya,
Cebir, şiddet kalesini yıkmaya,
Ahlak çeşmesinden duru akmaya,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Hak, hukuk ve adaleti bulmaya,
Erdemli, duygudaş insan olmaya,
Sevgi olup gönüllere dolmaya,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Hurafeyi zihinlerden atmaya,

Irkı, dini, cinsi eşit tutmaya,
Toplumsal düzene lezzet katmaya,
Cağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Tarih bilinciyle dolup taşmaya,
Vatan, bayrak sevgisiyle coşmaya,
Kültür, sanat potasında pişmeye,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Kemal Atatürk’ü doĝru bilmeye,
Cumhuriyet erdemiyle dolmaya,
Laik ve demokrat yurttaş olmaya,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx
Halil Çivi eğip bükmemek için,
Çağdaşlık yolundan çıkmamak için,
Uygarlık hasreti çekmemek için,
Çağdaş akıl, özgür bilim rotası.
Xxx

Prof.Dr. Halil Çivi
Doğanbey / İZMİR
07 Eylül 2023

İÇTİHAD KAPISI…

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Vatandaş soruyor ” Hocam içtihad nedir?

İslam ülkelerinde İÇTİHAD KAPISI açık mı yoksa kapalı mı?”

Sosyolojik açıdan İctihad, en kısa tanımla insan, toplum ve devlet yaşamının, dinsel, ekonomik, siyasal, hukuksal, sosyal (toplumsal), kültürel (ekinsel)… açılardan bireyler ve toplumca nasıl algılandığı ve pratiğe (uygulamaya) nasıl aktarıldığını belirleyen ZİHNİYET (anlayış) YAPISIDIR.

Evreni, Dünyayı, doğayı ve gündelik yaşamı algılama, yorumlama ve pratiğe (uygulamaya) aktarma biçimidir.

Bu zihniyet (anlayış) durağan (statik), değişime ve yeniliğe kapalı ise ülke ve toplum yerinde sayar.

Tersine bu zihniyet (anlayış) dinamik (devingen) ve çağın değişimine göre kendini yeni koşullara göre sürekli yenileyebiliyorsa, toplum da olumlu yönde değişir ve gelişir .

Eğer İslam ülkelerinde özgür akıl, özgür bilim, özgür düşünce, laiklik, çağdaş hukuk ve gerçek demokrasi kapıları sonuna dek açılmaz, genel toplumsal zihniyet (anlayış) yenilenmezse, içtihad kapıları açılmaz. İslam toplumları da çağdaş dünyadan geri kalmayı sürdürürler.

(AS: İmam Gazali’nin İslam’da içtihatlar üzerinden kendini yenileme kapılarını 13. yy’da kapadığını ve İslamı dondurduğunu kaydedelim. Batı “dinde reform” ile Rönensans yaşadı ve Laik demokrasiyi keşfetti, dünyaya egemen oldu. İslamcı mollalar, bu çok çarpıcı gelişmenin de ortada olmasına karşın, İslam’da reforma kapalılar ve bu dine en büyük kötülüğü yaparak yok olmaya sürüklüyor.) 

Genelde İslam ülkelerindeki çoğu despotik (baskıcı) siyasal iktidarlar, eski müçtehidlerin (içtihat koyucuların) bu statik (donuk) ve dogmatik (saplantılı) dinsel yorumlarını aklın (usun) ve bilimin ışığında, çağın ve toplumun gereklerine göre yeniden yorumlamak yerine, siyasal iktidarları korumak için mevcut statükoyu (varolan düzeni) sürdürmeye büyük çaba gösteriyorlar.

Türkiye’de durum biraz farklı bir tarihsel süreç izlemiştir.

En büyük ulusal kahramanımız M. K. Atatatürk‘ün kurmuş olduğu demokratik – laik cumhuriyet ve yapmış olduğu ekonomi, eğitim, bilim, yönetim, hukuk, kültür (ekin)… vb. devrimler, çağdaş bir zihniyet (anlayış) oluşturmaya önemli katkılar sağlamıştır.

1950 yılından beri, bazen (kimi kez) dalgalanarak süregelen karşı devrimci hareketler, O’nun açtığı aydınlık zihniyeti (anlayışı) geriletme, hatta yok etme üzerine kurgulanmaktadır.

Ancak bu yanlış çabalar boşunadır.

Çünkü dünya tersine dönmez ve güneş balçıkla sıvanmaz.

Toplum ve gençlik büyük bir uyanış içindedir.

Kötümserliğe gerek yoktur.

Üniversiteler küresel tehdit altında

Erinç Yeldan
Erinç Yeldan
Cumhuriyet, 31 Mart 2021

Üniversiteler küresel tehdit altında

Geçen hafta sonu Boğaziçi Kelepçesiz Akademi öğrencileri Tehdit Altında Üniversiteler başlığıyla uluslararası düzeyde katılımcılarla birlikte önemli bir söyleşi-panel gerçekleştirdi. Macaristan Central European University’den Andrea Peto; Brezilya Pontifical Catholic University of Rio Grande do Sul öğretim üyesi Fernanda Martins, Yunanistan Panteion Üniversitesi’nden Athena Athanasious; Sırbistan Belgrad Üniversitesi’nden Gazela Pudar Drasko ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Zeynep Gambetti yaklaşık 3 saat boyunca bizlere tüm dünyada üniversitelerin nasıl bir küresel tehdit altında olduğunu gerek kuramsal gerek tarihsel gerekse de hayattan canlı örnekler vererek paylaştılar.(*)
Andrea Peto konuşmasında, üniversitelerin il-liberal ve otokratikleşen devlet aygıtının giderek birer yandaş kurumuna dönüştürüldüğünü aktardı. Andrea Peto’ya göre bir yanda devlete ve otoriteye bağlılık, bir yandan da piyasa koşullarında kâr amacı güden birer işletmeye dönüştürülen üniversiteler artık özgür bilimin üretildiği kurumlar olmaktan çıkarılmaktadır. Üniversiteler giderek neoliberal devlete ve piyasanın rekabetçilik mantığına meşruiyet kazandırma uğraşına itilen bürokratik örgütler olarak çalışmaktadır. Bu dönüşümün bir parçası olarak artık toplumsal cinsiyet, sosyal eşitlik ve eleştirel bakış açısını korumaya çabalayan çalışmalar akademinin dışına itilmekte, hatta deyim yerindeyse düşman olarak nitelendirilmektedir.
Özetle, piyasanın mantığına aykırı her uğraşın düşman olarak adlandırıldığı bir küresel rekabet dünyasında üniversiteler de payını almaktadır.
Söz konusu otokratikleşme ve merkezileşmeye en çarpıcı örneği ise Fernanda Martins sunmaktaydı. Fernanda Martins, Jair Bolsanaro’nun Brezilyası’nda eğitim kurumlarında idari görevlendirmelerin giderek emekli subaylar, generaller ve askeri personelden oluşturulmaya başlandığını; böylelikle Brezilya’da kamusal eğitimin militarizeleştirildiğini çarpıcı örneklerle aktarmaktaydı.

***

Aynı günlerde bir yandan da Bilim Akademisi’nin yayın organı Sarkaç dergisinde Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşın Ertüzün“Dünya çapında üniversite olmak: Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği” başlıklı yazısında bilimsel araştırmanın temelinde akademik özgürlük vardır diyerek şu tanımı paylaşmaktaydı:

“Akademik özgürlük, öğretim üyelerinin ve araştırmacıların, araştırma gündemlerini / konularını belirleme; doğruyu bulmak için diğer araştırmacılar ve öğrenciler ile eleştirel fikir tartışması yapma; kanıta, akla dayalı olarak yaptıkları araştırmalara ilişkin çıktıları araştırmacılar, öğrenciler ve kamuoyuyla paylaşma özgürlüğüdür.”

Ayşın Hoca yazısında kısa bir süre önce Gothenburg Üniversitesi V-Dem Enstitüsü tarafından yayımlanan 2021 Demokrasi Raporu’na ve Mart 2021’de de Küresel Kamu Politikaları Enstitüsü (Global Public Policy Institute – GPPi) tarafından yayımlanan “Özgür Üniversiteler: Akademik Özgürlük Endeksini Eyleme Geçirme” başlıklı raporuna atıf vererek Liberal Demokrasi Endeksine (LDE) göre hızla otokratikleşen 10 ülke arasında maalesef Türkiye’nin de bulunduğunu ve Polonya ve Macaristan’ın ardından 3’üncü sırada yer aldığını aktarıyordu.

Ayşın Ertüzün Hoca yazısını “Yükseköğretim kurumlarımıza yön veren mercilerin dünya üniversite sıralamalarında Türkiye’deki üniversitelerin niye ilk 100 üniversite arasında yer almadığı konusunu dikkatle ele almaları, sistematik faktörler yanında söz konusu rapor ve belgeleri birbirlerini tamamlayan bir bütünlük içinde değerlendirerek üniversitelerimizin bu sıçramayı yapabilmelerini sağlayacak akademik özgürlük ortamını ve üniversite özerkliğini yeniden tesis edecek adımları atmaları elzemdir” sözleriyle tamamlamaktaydı.

“Aksi takdirde üniversitelerimizin dünya çapında üniversiteler olmaları ve üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almaları hayalden öteye gidemeyecek”.

Ayşın Ertüzün Hoca’nın uyarılarına katılmamak mümkün mü?

(*) Söz konusu panel YouTube kanalında “Universities At Risk” başlığı altında yer almakta.