Etiket arşivi: Nilgül Doğan

Yandaşa peşkeş zihniyeti sağlık sistemini çökertti!

Yandaşa peşkeş zihniyeti
sağlık sistemini çökertti
!

CHP Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı Dr. Ay­tun Çı­ray,
Uğur Dün­da­r’­a ik­ti­da­rın övün­dü­ğü sağ­lık sis­te­mi­nin gel­di­ği nok­ta­yı ör­nek­le­riy­le an­lat­tı… 

Uğur Dündar

SÖZCÜ, 21.1.15

Çıray, AKP’nin sağlık sisteminin çöktüğünü şu örneklerle dile getirdi:

  • Şehir hastanelerinde özel sektöre 29.9 milyar lira peşkeş çekildi.
    90 milyon Euro’luk grip aşısı aldılar… Ki bu paraya devlet aşı fabrikası kurardı. Performans sistemi yüzünden binlerce hasta boş yere ameliyat edildi. Çekilen MR sayısı patladı. Her birey adeta küçük ölçekte
    atom bombasına maruz kaldı.”

Sev­gi­li okur­la­rım,

CHP İz­mir Mil­let­ve­kil­li ve Par­ti Mec­li­si Üye­si Dr. Ay­tun Çı­ray,
yıl­lar­ca Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şar­lı­ğı yap­tı.
Ye­şil Kart uy­gu­la­ma­sıy­la, Sağ­lık Re­for­mu ça­lış­ma­la­rı­nı O baş­lat­tı.

Ön­ce­ki gün bu ça­lış­kan mil­let­ve­ki­liy­le uzun uzun ko­nuş­tum.
Ge­rek tek­nik ko­nu­la­ra egemen si­ya­set­çi kim­li­ği, ge­rek­se he­kim gö­züy­le an­lat­tık­la­rı tüy­le­ri­mi ür­pert­ti. Öy­le­si­ne çar­pı­cı ger­çek­le­re de­ğin­di ki, an­lat­tık­la­rı­nı siz­ler­le pay­laş­ma­nın, ta­ri­hsel bir ga­ze­te­ci­lik gö­re­vi
ol­du­ğu­na ka­rar ver­dim. İş­te o soh­bet­te Ay­tun Çı­ray’­a yö­nelt­ti­ğim
so­ru­lar ve ver­di­ği sar­sı­cı yanıt­lar:

UĞUR DÜN­DAR (U.D.): AKP ik­ti­da­rı Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Pro­je­si adı­nı ver­di­ği pro­je­yle bir dö­nem top­lum­da çok prim yap­tı ve salt
bu ne­den­le önem­li oran­da oy al­dı. Bu­nu na­sıl izah edi­yor­su­nuz
ve siz ol­sa­nız ay­nı şey­le­ri ya­par mıy­dı­nız?

Dr. AY­TUN ÇI­RAY (A.Ç.): Sağ­lık Re­form Pa­ke­ti be­nim müs­te­şar ola­rak ba­şın­da bu­lun­du­ğum ekip­çe ha­zır­lan­mış ve kal­kın­ma pla­nı
he­def­le­ri içi­ne alın­mış­tı. An­cak ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si için “va­tan­daş­lık
nu­ma­ra­sı­” ça­lış­ma­la­rı­nın bit­me­si ge­re­ki­yor­du. O da AKP hü­kü­me­ti
dö­ne­min­de bit­ti ve böy­le­ce adı Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Pro­je­si ola­rak
de­ğiş­ti­ri­len uy­gu­la­ma­lar baş­la­tıl­dı. Bu çer­çe­ve­de ilk ola­rak SSK ve
dev­let has­ta­ne­le­ri tek ça­tı al­tın­da top­lan­dı, has­ta­ne ec­za­ne­le­ri ye­ri­ne ilaç­lar özel ec­za­ne­ler­den alın­ma­ya baş­lan­dı. Bu du­rum do­ğal ola­rak
has­ta kuy­ruk­la­rı­nı azalt­tı. Sağ­lık per­so­ne­li için baş­la­tı­lan per­for­mans sis­te­mi dev­re­ye gir­di. Her yer­den, da­ha son­ra ço­ğu ba­ta­cak olan özel
po­lik­li­nik­ler fış­kır­dı. İş­le­mez ha­le gel­miş sağ­lık sis­te­min­den son­ra bu hiz­met­ler hem va­tan­daş­lar, hem de sağ­lık­çı­lar için çok önem­li bir
ye­ni­lik ola­rak al­gı­lan­dı. Baş­ta dok­tor ve ec­za­cı­lar ol­mak üze­re
sağ­lık per­so­ne­li bu sis­te­min do­ğal rek­lam­cı­la­rı ol­du­lar.

AK­P’­NİN SAĞ­LIK RE­FOR­MU ÇÖK­TÜ

U.D. : Pe­ki bun­la­rın hep­si yan­lış mıy­dı?

A.Ç. :
Ta­bi­i ki ha­yır. Çok iyi baş­la­mış­lar­dı ve kuy­ruk­lar­da azal­ma
ol­muş­tu. Sağ­lık hiz­met­le­ri­ne ula­şım­da da me­sa­fe alın­mış­tı. Ama bun­lar ger­çek­le­şir­ken çok pa­ha­lı bir hiz­met olan sağ­lı­ğın fi­nans­ma­nı ih­mal edil­di. Her alan­da ol­du­ğu gi­bi sağ­lık­ta da AK­P’­nin “yan­daş­la­ra
peş­ke­ş”
zih­ni­ye­ti dev­re­ye gi­rin­ce de sis­tem çök­tü.

U.D. :
Peş­keş der­ken ne­yi kas­te­di­yor­su­nuz?
Bu­na ör­nek ve­re­bi­lir mi­si­niz?


A.Ç. :
Sa­yın Dün­dar, o ka­dar çok ör­nek var ki… İs­ter­se­niz bir dö­nem
si­zin de gün­de­me ge­tir­di­ği­niz şe­hir has­ta­ne­le­rin­den baş­la­ya­lım.
İn­gil­te­re ve Ka­na­da gi­bi ül­ke­ler­de uy­gu­lan­dı­ğın­da çok bü­yük ka­mu
za­ra­rı­na ne­den olan mo­da­sı geç­miş de­va­sa “şe­hir has­ta­ne­le­ri­” mo­de­li­ni ha­ya­ta ge­çir­me­ye baş­la­dı­lar.

Bu sis­tem­de dev­let özel sek­tö­re be­da­va ara­zi ve­ri­yor. Özel sek­tör bu ara­zi­ye de­va­sa has­ta­ne­ler ya­pı­yor. Ve son­ra dev­let bu bi­na­la­rı özel
sek­tör­den 25 yıl­lı­ğı­na ki­ra­lı­yor. Şir­ket­le­re öde­ne­cek pa­ra­lar ve
söz­leş­me­le­rin çok önem­li ay­rın­tı­la­rı ise ka­mu­oyun­dan giz­le­ni­yor.
Bu sis­tem­de 25 yıl için özel sek­tö­re peş­keş çe­ki­len mik­tar ne ka­dar
bi­li­yor mu­su­nuz? Mer­sin ve Ada­na has­ta­ne­le­ri ha­riç 29.9 mil­yar li­ra… Ya­ni es­ki pa­ray­la 29.9 kat­ril­yon li­ra… Bu he­sap­la­ra şe­hir için­de
yı­kı­la­cak mev­cut has­ta­ne­le­rin ar­sa­la­rı­nın ran­tı da­hil de­ğil. On­la­rı da
da­hil et­ti­ği­niz­de kar­şı­mı­za du­dak uçuk­la­ta­cak bir rant tab­lo­su çı­kı­yor. Üs­te­lik bu yı­kım­lar ne­de­ni ile ya­tak sa­yı­sın­da ar­tış da ol­mu­yor!

90 MİL­YON EU­RO­’LUK AŞI AL­DI­LAR

U.D. : İna­nıl­maz bir ra­kam ve ina­nıl­maz bir peş­keş pla­nı…

A.Ç. : Da­ha­sı var; Kuş Gri­bi için alı­nan ilaç­la­rı im­ha et­ti­ler.

  • “Do­muz Gri­bi­” di­ye­rek ve hal­kı­mı­zı kor­ku­ta­rak,
    ol­ma­yan bir has­ta­lı­ğın işe ya­ra­ma­ya­cak aşı­sı­na
    90 mil­yon Eu­ro öde­di­ler.

Eğer ben bu ko­nu­yu gün­de­me ge­tir­me­sey­dim top­lam 226 mil­yon Eu­ro öde­ye­cek­ler­di. Bu­nu en­gel­le­dim. Bir aşı fab­ri­ka­sı­nın 60-90 mil­yon
Eu­ro­’ya ya­pı­la­bi­le­ce­ği­ni dü­şü­nür­sek, bu bü­yük skan­da­lın ül­ke­ye
ma­li­ye­ti­nin bo­yut­la­rı da­ha iyi an­la­şı­lır.

KÜR­TAJ TAR­TIŞ­MA­SI­NIN PER­DE AR­KA­SI

U.D. : Bun­lar olup bi­ter­ken Sa­yın Er­do­ğan “kür­ta­j” tar­tış­ma­la­rı­nı baş­lat­tı. Ama­cı top­lu­mun dik­ka­ti­ni da­ğıt­mak mıy­dı, yok­sa
ar­ka­sın­da baş­ka bir ne­den mi var­dı? “Ne­den mi var­dı?” di­ye
so­ru­yo­rum çün­kü, AKP yö­ne­ti­mi­nin her olay­da bir de per­de ar­ka­sı se­nar­yo­su ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz.

A.Ç. : Bu­nun per­de ar­ka­sı tam bir tıb­bi fe­la­ket­tir Uğur Bey. Ko­nuş­ma­mı­za baş­lar­ken si­ze AK­P’­nin sağ­lık per­so­ne­li için Per­for­mans Sis­te­mi adı ve­ri­len bir sis­te­mi uy­gu­la­ma­ya koy­du­ğu­nu söy­le­miş­tim. Bu şu
de­mek­ti:

Ne ka­dar ame­li­yat, ne ka­dar tah­lil ya­pı­lır­sa, ne ka­dar to­mog­ra­fi ve MR çe­ki­lir­se o ka­dar per­for­mans pa­yı alı­na­cak­tı. İş­te bu yan­lış sis­tem
yü­zün­den se­zar­yen pat­la­dı!.. Öy­le ki, 2002’de % 21 olan se­zar­yen
ora­nı 2011’de %47’ye sıç­ra­dı. Özel has­ta­ne­ler­de bu ra­kam %65’e ulaş­tı. Mü­ker­rer se­zar­yen ora­nıy­sa %20’yi bul­du. Ya­ni tab­lo re­za­let öte­si bir du­rum al­dı. Kim­se fark et­me­den bu ür­kü­tü­cü gi­di­şe dur de­me­le­ri
ge­re­ki­yor­du. Bu­nun için Er­do­ğan bi­linç­li ola­rak “kür­ta­j” tar­tış­ma­sı­nı baş­lat­tı. He­men ar­dın­dan se­zar­ye­ni zor­laş­tı­ran ya­sa gün­de­me gel­di.
Pe­ki bu ara­da bo­şu bo­şu­na ke­si­lip bi­çi­len ka­dın­la­rı­mız ger­çe­ği fark
et­ti­ler mi? Ha­yır, tar­tış­ma bam­baş­ka yer­le­re çe­kil­di. Ne ya­zık ki
yap­tı­ğım açık­la­ma da gü­me git­ti.

GE­REK­SİZ AME­Lİ­YAT­LAR YA­PIL­DI

U.D. : Ha­tır­lı­yo­rum. Bir mil­let­ve­ki­li­niz “va­ji­na­” tar­tış­ma­sı­na gir­miş­ti çün­kü. Akıl alır gi­bi de­ğil. Siz ay­nı za­man­da bir he­kim­si­niz.
İn­san sağ­lı­ğı bu ka­dar ucuz mu? Yok­sa bu­na ben­zer, hal­kı­mız­dan
giz­le­nen baş­ka skan­dal­lar ol­du mu?

A.Ç. : Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­’nın ve­ri­le­ri­ne gö­re 2002-2013 yıl­la­rı ara­sın­da Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı has­ta­ne­le­rin­de ya­pı­lan ame­li­yat­la­rın sa­yı­sı %114,4, üni­ver­si­te has­ta­ne­le­rin­de­ki ame­li­yat­la­rın sa­yı­sı %116,4 ar­tar­ken,
özel has­ta­ne­ler­de ya­pı­lan ame­li­yat­la­rın sa­yı­sı ise %561,1 ora­nın­da
ar­tış kay­det­ti. Hal­bu­ki bu dö­nem­de Tür­ki­ye nü­fu­su %13 art­tı. O hal­de şim­di mil­le­tin ve­ki­li ola­rak sor­mak is­ti­yo­rum:

Bu yurt­taş­la­rı­mız bo­şu­na mı ame­li­yat ol­du­lar? Per­for­mans sis­te­mi
de­ni­len ve sağ­lık­ta ka­mu denetimini yok eden bu sis­tem yü­zün­den
aca­ba va­tan­daş­la­rı­mız han­gi yan et­ki­le­ri ya­şa­mak zo­run­da bı­ra­kıl­dı?
Tıp Ku­ru­mu Ge­nel Sek­re­te­ri Dr. Üçer, “Tür­ki­ye­’de 2011 yı­lın­da
or­ta­la­ma her 9 ki­şi­den 1’i­ne BT, her 10 ki­şi­den 1’i­ne de MR çe­kil­miş­tir. 10 yıl­lık bir sü­reç­te ne­re­dey­se top­lu­mun tü­mü­ne BT ve MR çe­kil­miş ola­cak­tı­r.” di­yor. Bu ne de­mek bi­li­yor mu­su­nuz? Her bi­rey ade­ta kü­çük öl­çek­te atom bom­ba­sı­na ma­ruz kal­mış ola­cak. Uğur Bey sö­zü­nü
et­ti­ği­miz şey­ler tam bir in­san hak­la­rı ih­la­li­dir.

15 MİL­YAR KAT­KI PA­YI AL­DI­LAR

U.D. : Çok şey gör­müş, ya­şa­mış bir so­ruş­tur­ma­cı ga­ze­te­ci ol­ma­ma
kar­şın, bu söy­le­dik­le­ri­ni­zi din­le­dik­çe tüy­le­rim di­ken di­ken olu­yor.
Ben yıl­lar­ca in­san sağ­lı­ğı için ver­di­ğim mü­ca­de­le ile ta­nı­nı­rım.
İna­nın işin bo­yut­la­rı be­ni bi­le deh­şe­te dü­şü­rü­yor. Sa­yın Çı­ray do­ğal
ola­rak bu iş­le­rin bir de mad­di bo­yu­tu var. Ge­lir da­ğı­lı­mı­nın bu ka­dar
bo­zuk ol­du­ğu ül­ke­miz­de bu iş­le­rin mil­le­ti­mi­ze ma­li­ye­ti ne­dir aca­ba?

A.Ç. : Gü­ya bu re­form (!) ça­lış­ma­la­rı­nın ama­cı, sağ­lık­ta hiz­met
ka­li­te­si­ni art­ı­rır­ken dev­le­tin sağ­lık har­ca­ma­la­rı­nı da azalt­mak­tı.
Oy­saki, sağ­lık har­ca­ma­la­rı­nı 16 mil­yar li­ra dolayın­dan 75 mil­yar li­ra­ya çı­kar­dı­lar. Yan­lış an­la­şıl­mak is­te­mem; biz CHP ola­rak sağ­lı­ğa har­ca­nan pa­ra­yı hiç de faz­la bul­ma­yız. Ye­ter ki 75 mil­yar li­ra ye­ri­ne har­can­sın. Ama öy­le ol­ma­dı. Sağ­lı­ğın fi­nans­ma­nı so­ru­nu or­ta­ya çık­tı.
Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu­’nun SSK Ge­nel Mü­dür­lü­ğü dö­ne­min­de sa­bit
fi­yat­lar­la 2.4 mil­yar li­ra olan si­gor­ta sis­tem­le­ri, AKP ik­ti­da­rın­da 25
mil­yar li­ra gi­bi bü­yük açık­lar ver­me­ye baş­la­yın­ca bu kez va­tan­daş­la­r­dan kat­kı pay­la­rı al­ma­ya baş­la­dı­lar. Yalnızca sağ­lık ku­ru­lu­şu­nun
ka­pı­sın­dan gi­ren­ler­den top­la­nan kat­kı pa­yı 2 mil­yar 132 mil­yon li­ra… Ben top­lam mik­ta­rı 15 mil­yar li­ra ola­rak tah­min edi­yo­rum. Dev­le­tin
res­mi ra­kam­la­rı­na gö­re cep­ten ya­pı­lan ki­şi ba­şı­na sağ­lık har­ca­ma­sı
-sa­tın al­ma gü­cü pa­ri­te­si­ne gö­re- 2002 yı­lın­da 92 $ iken, bu­gün 151 $’a dek yük­sel­di. İş­te si­ze mu­aye­ne­ha­ne­le­ri ka­pat­tık di­ye övü­nen AKP
ik­ti­da­rı­nın ha­li.

Bun­lar dev­le­tin tü­mü­nü mu­aye­ne­ha­ne ha­li­ne ge­tir­di­ler.

Bun­lar sa­mi­mi de­ğil Uğur Bey. Öy­le ol­say­dı eğer Tay­yip Bey
çı­kar­dık­la­rı “Tam Gün Ya­sa­sı­” ne­de­niy­le is­ti­fa et­mek zo­run­da
bı­rak­tı­ğı Prof. Dr. Dur­sun Buğ­ra­’yı ça­ğı­rıp dev­le­tin has­ta­ne­sin­de
ken­di­ni te­da­vi et­ti­rir miy­di? Za­ma­nın Sağ­lık Ba­ka­nı Prof. Re­cep Ak­dağ da eşi­ni ya­sa dı­şı bir şe­kil­de Prof. Dr. Ne­bil Gök­su­’ya ame­li­yat
et­tir­miş­ti. Ya­ni va­tan­da­şın dok­tor seç­me hak­kı­nı elin­den alan­lar,
iş ken­di­le­ri­ne ge­lin­ce ya­sa ma­sa ta­nı­ma­dı­lar.

PE­Kİ CHP NE­LER YA­PA­CAK?

U.D. : Emi­nim da­ha pek çok eleş­ti­re­ce­ği­niz ko­nu var­dır.
An­cak mil­le­ti­miz yalnızca eleş­ti­ri is­te­mi­yor. CHP’­nin
ne ya­pa­ca­ğı­nı da me­rak edi­yor? Bu ko­nu­da ha­zır­lı­ğı­nız var mı?

A.Ç. : Ön­ce­lik­le ifa­de et­mek is­te­rim ki, mev­cut si­te­min işe ya­ra­yan ve doğ­ru olan yan­la­rı­nı de­ğiş­tir­me­ye­ce­ğiz. Sevk zin­ci­ri için­de
yurt­taş­la­rı­mız is­te­di­ği he­ki­mi ve sağ­lık ku­ru­lu­şu­na öz­gür­ce gi­de­cek­ler. “AK­P’­nin uy­du­ruk Ai­le He­kim­li­ği­” ye­ri­ne ger­çek sis­te­mi otur­ta­ca­ğız. Sağ­lık­ta hiz­met ka­li­te­si­ni artı­ra­ca­ğız. Doğ­ru bir fi­nans­man yö­ne­ti­mi ile açık­la­rı ka­pa­ta­ca­ğız. El­de ede­ce­ği­miz kay­nak ile sağ­lık­ta kat­kı pay­la­rı­nı kal­dı­ra­ca­ğız. Dev­let has­ta­ne­le­ri­nin fi­zi­ksel ka­li­te­si­ni özel sağ­lık ku­ru­luş­la­rı düzeyi­ne ge­ti­re­ce­ğiz.

  • Her­ke­sin ra­hat­ça ula­şa­bil­di­ği nitelikli bir sağ­lık sis­te­mi
    te­mel he­de­fi­miz ola­cak.

Ko­ğuş sis­te­mi ta­ri­he ka­rı­şa­cak.
Per­for­mans Sis­te­mi ye­ri­ne Teş­hi­se Da­ya­lı Sa­tın Al­ma Sis­tem­le­ri­’ni
ge­ti­re­rek va­tan­daş­la­rı­mı­zın bo­şu bo­şu­na ke­si­lip bi­çil­me­le­ri­nin
önü­ne ge­çe­ce­ğiz.

Ko­ru­yu­cu sağ­lık hiz­met­le­ri ile sağ­lık­lı bir top­lum ye­tiş­ti­re­ce­ğiz.

Mil­li ilaç sa­na­yi­sini ve
stra­te­jik ürün­ler­den olan aşı ve kan ürün­le­ri fab­ri­ka­la­rı­nı ku­ra­ca­ğız.

Sağ­lık­ta ta­şe­ron­laş­ma­ya son ve­re­ce­ğiz.

Bun­la­rı ya­pa­cak bil­gi, kad­ro, inanç ve ah­la­ka sa­hi­biz.

U.D. : Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Çı­ray.

A.Ç. : Asıl ben te­şek­kür ede­rim. Si­zin­le rö­por­taj yap­mak bir onur­dur.

==========================================

Dostlar,

Sayın Uğur Dündar’a da, değerli meslektaşımız, çoook eski dostumuz
ve yakın geçmişte Ulusal Kanal‘da bir sağlık programına birlikte katıldığımız* sevgili Dr. Aytün Çıray’a da bu çarpıcı söyleş için ancak teşekkür edebiliriz. Sağlık hizmetlerinin yönetimi – sağlık politikaları bizim uzmanlık alanımız olduğundan, teknik düzeyde yer yer
Sn. Çıray’a katıl(a)mamakla birlikte bu söyleşiyi çok yararlı buluyoruz.
Dileriz yaygın olarak okunur ve “necip Türk milleti” gerçekleri görerek oylarını seçimlerde artık AKP’ye vermez..

Sevgi ve saygıyla.
21.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Hasta, Tutuklu-Hükümlü ve Hekim Hakları,
Sağlık Çalışanlarına 
Yönelik Şiddet. Ulusal Kanal, 26.4.2012,
DOSYA Progr.
Nurzen Amuran; Dr. Aytun Çıray, TTB Başkanı
Dr. Eriş Bilaloğlu, Nilgül Doğan ile.

Hukuk yıkıldı ama biz yıkılmadık! Ne yapılmalı??


Dostlar
,
Sn. Nilgül Doğan örnek bir dik duruş sergilemekte.
Kendisini saygı ve hayranlıkla selamlıyor ve destekliyouz.,

Dağılmanın ve savaşımı büsbütün teslim etmenin zamanı değildir.Her şeye karşın direnilecek ve bu karar hukuk tarihinin,
dünya insan hakları savaşımları tarihinin çöplüğünde yerini alacaktır.

Bu karar, başında “TÜRK MİLLETİ ADINA” denilmekle birlikte gerçek böyle değildir.

Yüksek yargıya da siyaset bulaşmış ve adalet, hukuk dışı kimi gerekçelere
gözü kapalı kurban edilmiştir. Yüz kızartıcı bir tablo ile karşı karşıyayız.

Bize göre karar düzeltimi (tashih-i karar) isteminin anlamı yoktur, zaman yitiğidir;
aynı Daire (9. Ceza Dairesi) bu kararında herhangi bir düzeltme yapmayacaktır.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru da (md. 148) çıkmaz sokaktır.
Gerek Yargıtay gerekse Danıştay 12 Eylül 2010’da yapılan referandumla onaylanan
26 maddelik anayasa değişikliği kapsamında yeniden yapılandırılan HSYK tarafından adeta baştan kurulmuş gibidir. Yargıtay’a yeni atanan 160 üye blok olarak davranmış,
1. Başkan ve Daire Başkanları böylelikle belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi ise Cumhurbaşkanı’nın (Abdullah Gül) atamaları ile eski 2-3 üyesi dışında tümüyle yenilenmiştir.

Bu bakımdan, İHAS (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi) bağlamında AİHM’ne (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) “ivedi” kaydı ile özel bir başvuru yapılması uygun olur. Bu başvuruda gerekçe olarak, iç hukuk yollarının biçim olarak bitmemekle birlikte gerçekte bittiği, sonucun belli ya da kuvvetle öngörülebilir olduğu,
bu yolda oyalanmanın en az 2 yıl gibi bir süre daha yersiz ve haksız gecikme anlamına geleceği, çoğu yaşlı olan hükümlülerin bu süre içinde sağlıklarının daha da bozulabileceği hatta yaşamdan kopabilecekleri, adaletin gerçekleşmesinin 2 yıl daha geciktirilmesinin kabul eilemeyeceği, adaletin zaten uzun yıllardır katledilmekte olduğu… içerikli savunma yapılabiir.
Bir başka yol… bir başka yol… Hukuk uzmanları bulmalıdırlar..”Yargılamanın yenilenmesi”nin olanağı var mıdır?
Özellikle 11. CD verilerinin yüzlerce sahtecilik içermesi karşısında
ek-yeni bilirkişi raporlarıyla bu istem ileri sürülebilir mi?

  • KÖKLÜ ÇÖZÜM                                         :

1. Türk Ulusu, tüm bu karabasan tablosunun AKP iktidarının ürünü olduğunu görmeli
ve 30 Mart 2014’teki yerel seçimden başlayarak bu partiyi alaşağı etmelidir.
2. Bu amaçla AKP karşıtı tüm siyasal partiler MUT – LA – KA seçim işbirliği
yapmalıdır.
3. AKP karşıtı tüm siyasal partiler yaygın mitinglerle halkı yerel seçimlere taşımalıdır.
4. Genel seçimlerde de yine AKP karşıtı tüm siyasal partilerin MUT – LAK seçim
işbirliği
ile bu taşeron siyasetten kurtulmak ve kurbanların saygınlıklarını
hızla iade etmek.. Ardından da tüm hukuksuzluk yapanlardan hesap sormak..

Türkiye’yi çok daha zor yıllar bekliyor..
Fakat ülkemiz bu cendereden de çıkacak ve daha da güçlenerek
Cumhuriyetimiz sonsuza dek yaşayacak, yaşatılacaktır..

Büyük ATATÜRK‘ün öngörüsü – vasiyeti bu yöndedir.

Yıllardır zindanda en ağır bedelleri ödeyen
Mustafa Kemal’in askerleri birer onur anıtı gibidirler..
İŞGAL ya da DÜŞMAN HUKUKU’nu göğüslemektedirler.

Mustafa Kema’in askerleriyiz; VATAN SAĞOLSUN!

Sizlere selam olsun en ağır koşullarda bile “vatan sağolsun” diyebilen
Mustafa Kemal’in gerçek askerleri!

Hep birlikte bir kez daha kazanacağız; omuz omuza, el ele ve yürek yüreğe!
Çünkü bizler tarihsel ve evrensel olarak doğru olanın, ilerlemenin savunucularıyız.
Ne yazık ki insanlık tarihinde AYDINLANMA süreci çoook uzun yıllar alıyor ve çoook sancılı oluyor..

Tek bir örnek : 1789’un Fransız şanlı devrimini General Napolyon yıkmış,
halk yeniden kurmuştu. Son olarak 1958’de bir başka general DeGaulle‘in kurduğu
5. Cumhuriyet, tüm görkemiyle ve giderek pekişerek Fransız insanının
başını taçlandırmakta.

Sevgi ve saygı ile.
10.10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

====================================

Hukuk yıkıldı ama biz yıkılmadık!

“Ülke gitti eşler içeride olsa ne olur?”

Türk Ordusu’na inen “Balyoz” Yargıtay kararınca onandı.
Genelkurmay Başkanlığı karar duruşması öncesi tutuklu komutanların yakınlarına çikolata gönderdi.
Tutuklu yakınları hem Genelkurmay’a hem de kararlara tepki gösterdi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde Balyoz Davası’nın karar duruşması yapıldı.Karar öncesi polis Yargıtay binası önünde sıkı güvenlik önlemleri aldı.Balyoz kararı öncesi Yargıtay binası önünde ilginç bir olay yaşandı.
Genelkurmay Başkanlığı, Balyoz Davası sanıklarına da
duruşmadan bir gün önce Kurban Bayramı nedeniyle çikolata gönderdi.

Balyoz sanığı gazi Albay Hasan Basri Aslan’ın eşi Nefise Aslan,
çikolatayı kapıda bekleyen basın mensuplarına dağıttı.

Nefise Aslan, üzerinde Türkiye haritası ve ay-yıldız bulunan kutuyu sinirlenip yere atınca polisler tutanak tutmak istedi. Aslan, kutuyu yerden aldı ve tutanak tutulmadı.

Nefise Aslan, “Geçen bayram, yap-boz kule (jenga) tahta oyuncak hediye gönderdiler. Hayatımız gibi. Yapın bozun diyorlar. Hayatımız karardı. Bu bayram da duruşmadan önce Genelkurmay’dan çikolata gönderdiler. Çikolatayı dışarıda basın mensuplarına dağıttım. Kutuyu da sinirlendim yere atım. Kutunun üzerinde bayrak olduğunu görseydim zaten yere atmazdım. PKK ile mücadele ederken, aslansın kaplansın diye Doğu’ya gönderdiler, şimdi PKK’lılar başköşede bizimkiler hapiste.” diye konuştu.

Karar öncesi Yargıtay’a gelen eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan,

  • “Ülke gitti, bitti. Eşler içeride olsa ne olur olmasa ne olur?”
    diye tepki gösterdi. 

Kararı tutuklu komutanların yakınları ve basın mensuplarının yanı sıra CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Gürkut Acar, Atilla Kart ve Dilek Akagün Yılmaz da izledi.

Karar açıklandı. 237 komutana verilen hapis cezasını onayan Yargıtay kararı tutuklu komutanların yakınlarını gözyaşlarına boğdu.

ulusalkanal.com.tr

======================================