Etiket arşivi: IŞİD’e karşı mücadele

Hüsnü Mahalli : AKP CEP İLİŞKİSİ

AKP CEP  İLİŞKİSİ

portresi

Hüsnü Mahalli
YURT
Gazetesi, 8.11.16

BM, ABD, AB, Türkiye ve Körfez ülkelerine göre Nusra terör örgütü.
AKP müttefiki Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE’ye göre Müslüman Kardeşler bile terör örgütü. Dünya Müslüman Kardeşler’inin hemen hemen tüm lider, yönetici ve kadroları sık sık İstanbul’da toplanır.
Bu coğrafyada iki Vahabi mezhepli ülke var :
18 milyon nüfuslu Suudi Arabistan ve 600 bin nüfuslu Katar.
Yıllık doğal gaz üretimi 100 milyar dolar dolayında olan Katar’ın  emiri Temim Suudilerden hiç hoşlanmaz.
Yıllık  doğan gaz ve petrol satışı 300 milyar dolar olan Suudi Arabistan kralının oğlu Muhammed, mezhepdaşı Temim’den gıcık alır. Temim AKP ile birlikte Müslüman Kardeşleri Muhammed ise daha sapık olanlarını destekler. Hikâye çok daha karışık ama bugünlük bu kadar.
Dönelim Nusra‘ya.
Rusya destekli Suriye ordusu Halep’te Nusra ve yandaşlarına operasyon yürütüyor ama en başta saydığım ülkeler kıyameti koparıyor.
Putin ile konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Ben söylerim çıkar giderler Halep’ten’ dedi ama adamlar dinlemiyor.
Genelkurmay Başkanı Akar belki de bunun için dün Moskova’ya gitti ya da davet edildi.
Haberlere bakılırsa Rus uçaklarının desteğinde Suriye ordusu  Halep  konusunu bu hafta bitirecek. Cuma günü Moskova’da toplanan Suriye, İran ve Rusya dışişleri bakanları bu ve benzeri konuları konuştu. Bu üç ülkenin IŞİD’e karşı mücadele için Bağdat’ta kurduğu Koordinasyon Merkezi’nde İranlılar da var.

Rus medyasına göre Nusra ve yandaşı gruplar hala Türkiye’den destek alıyor.

Peki, Halep’te Rus ve Suriye ordusunun Nusra ve yandaşlarına karşı operasyonuna kızan Batılı ülkeler neden Musul’da IŞİD’e karşı operasyon yapan Irak ordusuna destek veriyor?
IŞİD ve Nusra aynı değil mi? Üstelik 300 bin kadar Şii Halk gönüllüleri tarafından desteklenen Irak ordusunun % 70’i Şii ama Suriye ordusunun neredeyse %80’i Sünni. Üstelik Musul’da operasyona katılan Şii Halk Gönüllüleri ‘Musul işi bitince batıya devam edip Rakka’yı da temizleyeceğiz’ diyorlar. Durum çok daha çetrefilli  ama şimdilik bu kadar.

Şimdi gelelim Türkiye’nin pozisyonuna :

Daha önceleri IŞİD ve PYD’yi Esad’ın adamı ilan eden AKP, 24 Ağustos’ta Cerablus’a girdi ve  Azez’e kadar olan bölgeyi savaşmadan IŞİD’den aldı. Tüm tehditlere karşın PYD ile savaş henüz olmadı. Peki, TSK’nın bu operasyonlarda müttefiki kim? Esad’a karşı savaşan ÖSO ve Nusra benzeri onlarca örgüt. Esad’ın dostu kim? Rusya. Yani AKP’nin yeni dost ve müttefiki. İran.
Irak’ta AKP’nin gıcık aldığı Şii Irak Başbakanı Abadi ve Şii Halk Gönüllüleri güçlerinin müttefiki ülke. Yani Rusya ve Suriye müttefiki.
Yani AKP’nin karanlık işler müttefiki  düşman kardeşler  Vahabi Suudi Arabistan ve Katar’ın kral, emir ve şeyhlerinin palavradan düşman bellediği İran.
‘Efendim Şii İran 1.5 milyar nüfuslu Sünni âlemini ele geçirecekmiş’. ‘Efendim İran nükleer bomba yapacak’. İsrail’in elinde 250 nükleer bomba var ama bu hiç önemli değil! Suudi Kral  İsrail Başbakanı Netanyahu’nun seçim kampanyasına bile 85 milyon dolar bağışta bulundu.

  • Peki, AKP kimden yana?
    IŞİD, Nusra, ÖSO, Rusya, İran, Vahabi kral ve emir, Sünni şeyhler, Müslüman Kardeşler, Mesut Barzani, Tarık Haşimi, Musul’u IŞİD’e satan eski Vali Esil Nuceyfi… Esad asla.
    ABD ne idüğü belirsiz. PYD ve YPG’ye destek verir, Fetö’yu vermez ve darbelere destek verir ama olsun. Aramızdaki nostaljik aşk sonsuzdur. İşte AKP böyle bir parti. Her şeyi yanlış, çelişkili ve tehlikeli. Hep söyledim ve yine söylüyorum:
  • Bu coğrafyanın tümünü bu hale getiren AKP’dir.Yapılacak iş çok kolay : 2011 yani ‘Arap Baharı’ öncesine dönmek. Kolay mı?
    AKP’nin ülke içi sindirme politikaları ve buna paralel  başkanlık serüveni ortadayken hiç kolay değil.
  • AKP;  çağ dışı, ilkel ve bağnaz Kral, Emir, Şeyhler, IŞİD, Nusra, ÖSO ve benzerleriyle karmaşık ve karanlık ilişkilerinden vazgeçemez. Kolay değil.
    Bunu AKP’ye yaptırabilecek tek bir güç ve  mekanizma var : Putin.
    Yapabilecek mi? Putin’in zekâsına, diplomasi hünerlerine ve elindeki kartlara bağlı.
    Bakalım her konuda takiyeyi beceren AKP Putin’i de kandırabilecek mi?
    Yakında her şeyi göreceğiz. Yoksa Türkiye’nin geleceği çok karanlık.
    Bu gerçeği bilen AKP bütün bölgeyi karanlığa sürüklemeye çok hevesli.

    Esas soru şu                    :
  • AKP her şeyi bilinçli mi yapıyor yoksa cahil cühelanın elinde kaldığı için
    başkaları tarafından kullanılıyor mu?
  • AKP içerde her türlü tezgâh çevrilebilir ama dışarda işler hiç o kadar değil.
    Hele hele konumuz Ortadoğu ise. Kimin eli kimin cebinde hem belli hem de belli değil.17-25’de AKP’nin elinin kimlerin cebinde olduğunu gördük.
    Peki, kimlerin eli AKP’nin iki cebinde onu bilen var mı?
    ===========================================
    Dostlar,

Ortadoğu uzmanı dürüst ve yetenekli – birikimli, yürekli yazar Sayın Hüsnü Mahalli,
bu yazısıyla da çok önemli Ortadoğu gerçeklerini önümüze sermekte..
Anlayana ve değerini bilene..

Sevgi ve saygı ile.
09 Kasım 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Kabil’de bizi ABD vurdu!


Emekli Kurmay Albay Haydar Ateş:

Kabil’de bizi ABD vurdu!

Kabil'de_bizi_ABD_vurdu

Afganistan’ın eski Türk komutanı,
Kabil saldırısını Aydınlık’a değerlendirdi:

1. ABD araçları oradan geçmez
2. Taliban içindeki taşeron kuvvetler kullanılmış
3. Amaç Türkiye’yi savaşın içine çekmek

Mustafa Kaya
AYDINLIK
Haber portalı, 01.03.2015
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/emekli-kurmay-albay-haydar-ates-kabil-de-bizi-abd-vurdu-h63973.html

TALİBAN Afganistan’da ilk kez Türk askerini hedef aldı. Önceki günkü bombalı intihar saldırısında bir Türk askeri şehit oldu. Saldırı sonrası açıklama yapan Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahit, saldırıyı üstlendiklerini belirtti, ancak hedeflerinin Türk askeri olmadığını öne sürdü.

Saldırının zamanlaması ve oluş biçimi çok ciddi soruları da beraberinde getirdi. Türk askerine yönelik saldırı tam da ABD’nin Afganistan’dan tümüyle çekilme sürecine denk geldi.
Bu süreçte ABD, Türk askerinin Afganistan’da muharip görevlere katılması konusundaki ısrarını en üst düzeye çıkardı. IŞİD’e karşı mücadele gerekçesiyle Irak ve Suriye’de Türkiye’yi ateşe sürme girişimlerini yoğunlaştıran ABD’nin Afganistan’da da
Taliban üzerinden örtülü operasyonlara başvurduğu açık.

Akıllara gelen tüm bu soruların yanıtlarını bölgeyi en iyi bilen Türk komutanlardan biri olan Emekli Kurmay Albay Haydar Ateş verdi. Ateş, 2006 yılında Afganistan Türk Görev Kuvveti kurulduğunda Türk Birliği’nin ilk komutanıydı. Ayrıca Türkiye, Fransa ve İtalya’nın lider konumda olduğu NATO ISAF Kabil Bölge Komutanlığı’nın da ilk Türk komutanı. Ateş’in
son görevi ise Afganistan Türk Temsil Heyeti Başkanlığı’ydı. Ateş Afganistan’da görev yaptığı süre içerisinde ABD kuvvetlerinin Afganistan’ı nasıl karıştırdığını ve Türk askerini de bu sürece dahil etmek için neler yaptığını en üst düzeydeki tanıklıklarıyla bire bir yaşadı. Bir askerimizin şehit olduğu saldırı ile ilgili sıcak bilgiye dayalı açıklamaları ise önümüze konulan Afganistan resmini tümüyle değiştirebilecek nitelikte.

TALİBAN’IN BİR BÖLÜMÜ ABD’YE HİZMET EDİYOR

– Taliban belki ABD araçlarını hedeflemiş olabilir veya böyle bir plan yapmıştır.
Ancak Taliban’ın yapısı içinde farklı bir durum da var. Taliban ikiye ayrılmış durumda.
Bir bölümü ABD’ye hizmet ediyor. Muhtemelen bu saldırı ABD araçları için de planlanmış olsa, ABD kendi elemanları vasıtasıyla bu saldırıyı öğrenmiştir. Sonra o noktaya gidecek şahsın kan bedelini karşılayarak o bombayı Türk araçları için yönlendirmiş olabilir.

ABD ARAÇLARI O YOLU KULLANMAZ

– Çünkü ABD araçları o yolu neredeyse hiç kullanmazlar. Saldırı ile ABD bir taşla iki kuş vurma hedefinde. Bir yandan Türk halkını ve askerini Taliban’a karşı kışkırtıp silah kullanmaya zorlayarak kendi operasyonlarına ortak etme; aynı zamanda da Afgan halkını Türklere karşı kışkırtma şansı yakalama çabasında. Kanaatimce bu eylem bilerek Türk birliğine yöneltilmiştir. Üzerinde Türk bayrağı olan ve Türk Büyükelçiliği önünde duran araçlara hiçbir Afganlı yanlışlıkla saldırmaz.

AFGANİSTAN’DA BU İŞİN PAZARI VAR

– Afganistan’da yalnızca saldırı yapmanın bedeli 10 bin ABD Doları. İntihar saldırısının
bedeli ise 25 bin $. Bu para, o kişi ölünce ailesine ödeniyor. Yani bu alanda bir pazar oluşmuş durumda… İnsan yaşamının çok değeri olmadığı için aşiret reisi veya aile, bir kişiye bu görevi verip parayı alır.

ABD, Türk askerini hedef yapma peşindeydi.

Bu süreçte, Türkiye tarafından yazılı olarak koalisyon harekatına katılım konusunda yazılı bir deklarasyon olmadığı için, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, Türk Komutanı olarak beni çok sıkıştırmaya çalıştıklarını söyleyebilirim. Türk Birliği’nin durumu sadece Genelkurmay Başkanı tarafından bir basın organına verilen beyanatla belirlenmişti. ABD bu nedenle sık sık bazı ABD’li askeri personelin “keşif” amaçlı olarak Türk askeri üniformasıyla ve Türk devriye araçlarına binerek devriyelere katılması konusunda ısrarlı teklifler yapmıştı. Örneğin İngiltere sözde keşif ve gözetleme için bazı İngiliz devriyelerinin Türk birliğinin konumlandığı Doğan Kampı’ndaki nöbet ve gözetleme kulelerinden yararlanması önerilerini getirmişti. Bunların gizli amacının, Türk üniforması altında devriye esnasında bilerek yapılacak büyük bir provakasyonla Afgan halkı nezdinde Türk birliğini çok zor durumda bırakmak veya Türk kampındaki kulelerden çevredeki halka ateş ederek büyük bir infial ve düşmanlık yaratmak olabileceğini değerlendirerek öneriyi reddettim. Hatta ABD özel birliklerinin Kabil bölgesinde operasyon yapmasını, tam bir terörist gibi davranan ABD’nin Blackwater isimli sözde güvenlik şirketinin elemanlarının cyaya gezmesini bile yasakladım.

Bu süreçteki tavrım ve yaklaşımım nedeniyle birçok olumsuz etkiye de maruz kaldım ve hatta Türk komutan olarak ABD Büyükelçiliği’ne yazılı nota vererek ulusal çıkarlarımızı ve saygınlığımızı korumaya çalıştım.

AYNI SENARYO SURİYE’DE DE DEVREDE

– ABD hedefine ulaşmak için her yolu deneyen bir ülkedir. Nasıl ABD El Kaide’yi kurup Afganistan’ı ve kimi ülkeleri biçimlendirmeye ve terör yoluyla hedeflerine ulaşmaya çalıştıysa, aynı yolla IŞİD’i de ABD ve İsrail birlikte kurmuştur. BOP (Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Suriye ve Irak’taki hedeflerine bu yolla ulaşmayı hedeflemiştir.
IŞİD’e Suriye’de verilen görev, kargaşanın boyutunu büyüterek PKK’nın bu bölgede uzantısını daha da güçlendirmektir. Böylece Esad’ın karşısına güçlü bir Kürt yapılanması ortaya koymaktır. Şimdi IŞİD Suriye’de hükümet güçleri ile PKK arasında tampon görevi yürütmektedir.

IŞİD’e Irak’ta verilen görev ise Musul ve Kerkük bölgesindeki Irak Merkezi Hükümeti’nin gücünü zayıflatmak ve onu bölgeden uzaklaştırmak,
Barzani’nin Kerkük’te daha da güçlenmesini ve tam denetimini sağlamaktır.
ABD’nin hedefi bu bölgeye peşmerge ve askeri güçlerle saldırarak Musul’u sözde IŞİD’den geri alıp Barzani’ye teslim etmektir.

==============================

Dostlar,

Yurtsever ve ufuklu komutan, dostumuz Sn. E. Kurmay Alb. Haydar Ateş‘i,
Afganistan Türk Birliği komutanı iken sergilediği yetkin (dirayetli) yönetimi için
kutlamak isteriz.
Bu vesile ile yaptığı açıklama da önümüzü açan gerçeklerdir, teşekkür ederiz..

Türkiye, sözde stratejik (yoksa trajik mi?) müttefikinin bu arkadan vuran bilmem kaçıncı operasyonunu adamakıllı değerlendirmeli ve politikalarını gözden geçirmelidir.
(Muavenet savaş gemimizi de bilerek / gözdağı için vurup batırmadılar mı??)

Türkiye, “Ayı ile girdiği çuval” dan (yerleşik bir politik benzetmedir..)
çooook geç de olsa çıkmaya çabalamalıdır.
Ve de dış politikasında olup bitenleri NATO / ABD gözlüğü ile izlemekten vazgeçmelidir..
O NATO ki, kontrgerillası ile – gladyosu ile ülkemizde nice kanlı olayların kurucusu, cinayetlerin eli kanlı maşasıdır…

Ne hazindir ki, Türkiye Cumhuriyeti kendi ülkesinde kendi yurttaşlarının öldürülmesine
engel olamamakta, işleyeni gerçekte belli sözde “faili meçhul” cinayetler aydınlatıl(a)mamaktadır.

Ne uğrunadır bu sefil dış politika??

Türkiye, Bağımsız ve onurlu bir dış politika izlemelidir.
Türkiye, Küreselleşen emperyalist güçlerin maşası olmaktan çıkmalıdır.
Tam da tersine bölgesinde barış ve istikrarın güvencesi olmalıdır.
Komşu ülkelere ABD’nin koçbaşı olarak vekaleten saldıran bir taşeron ülke olmak,
Atatürk’ün Türkiye’sine asla yakışmamaktadır.
Unutulmasın ki, koçbaşı sürüyü mezbahaya taşıdıktan sonra kesim sırası kendsine gelmektedir.

Ve aklımıza düşmesini engelleyemediğimiz bir soru :

E. Kurmay Albay Haydar Ateş neden general ol(a)madı ??

Sevgi ve saygı ile,
01.03.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net